Cuma Mayıs 3, 2024

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir. Geçip giden her zaman bizim hanemize artı veya eksileri ile yazılırken,bir hayatın boşa geçmesi ya da zamanın üretimden yoksun hale dönmesi bizim kayıplarımız olacaktır.

       Kaypakkaya Partizan gönüllüleri olarak hep gözümüzü zirveye diktik. Kaypakkaya ardıllarının düşüncelerinin eylemlerinin yazılarının yayınlandığı binlerin değil, 10 binlerin yüzbinlerin okuduğu bir yayın yapmak her zaman bizim için bir amaç oldu. Ama görünüyor ki bu noktaya varamadık, bu sistemle de varmamız zor gözüküyor. Bunun içsel ve dışsal sebepleri olduğu kadar bir de yapılanmasındaki sorunlar olduğu açıktır. Bu sorunlara baktığımızda en önemli sorunlar şöyle:

1)Yazar Kadrosu: Ne yazık ki Kaypakkaya geleneğinden gelen aydın ve yazar konusunda ciddi sıkıntılar vardır. İnsanlar özne olmaktan uzaklaştıkça yazmaktan üretmekten de uzaklaşıyorlar. Bu da yansımasını pratik anlamda yazar sayısının azlığı, ya da az sayıda üretim oluşması ile dışa vuruyor. Oysa ki politik bir yayının ister gazete, dergi, bildiri ya da haber sitesi olsun kendi görüşlerini kitleye sunması onlara haklılığını teorik anlamda olsa dahi hissettirmesi gerekir. Her yayın organının sadece teorik hatta değil pratik hatta da güçlü olması dönemsel taktik veya stratejilerini kitleye sunması gerekir. Bunları kitleye sunamayan kitleden ya da halktan uzak görüşlerin bir üretim merkezi olması veya kitleselleşmesi imkansızdır. Bu da demektir ki yayın organlarının politik hattı da güçlü olmak zorunda kitleye günlük gelişmeler hakkında bilgi verici yön verici olmak, onlara yakın olmanın diğer anlamıdır. Proleterya ve ara sınıfların günlük yaşam konusunda teorik değil politik ilişkiler içinde bulunduğunu artık anlamalıyız. İnsanlarımız ve yazarlarımız üretimlerini artırmadığı sürece Kaypakkaya-Partizan'ın veya herhangi bir maoist sitenin Türkiye üzerinde genel bir yayın yapması imkansızdır. Kitleye ulaşamayan bir düşüncenin de somutlaşması aynı şekilde imkansız olacaktır. Her savaşı fikirler başlatır, fikir üretemeyenlerin savaş başlatması veya savaşması altı boş bir iddia olmaktan öte geçemeyecektir.

2)Haber Kadrosu: Özellikle burjuva haber sitelerine baktığımızda çeşitli haber ajanslarından alınan haberlerin(abonelik yolu ile) sitelerde yayınlandığını ve burjuva gazetelerin de temel haber ağını bu ajanslardan gelen haberlerin oluşturduğunu görürüz.Devrimci sitelerde ise ajans faktörünün yerini o görüşü savunan kitle alır.Kitlenin gönderdiği haberler yayınların temel unsurlarından olmalıdır,yön vermelidir.Eğer kendi kitlenizden herhangi bir geri dönüşüm alamıyorsanız, kitleniz kadrolaşamamış kendini geliştirememişse bu sizin yayınlarınıza yansıyacak ve bir kısır döngü içine girmek zorunda kalacaksınızdır.O yüzdendir ki geçmişte devrimci gazetelerin,bildirilerin legal -yarı legal yayınların önemi çok büyük olmuştur.Günümüzde ise açık ve net biçimde bunu internet yayını almıştır.Bu yayınlar gerekli devrimci-teorik ve politik gelişmelere ayak uydurduğunda geniş kitlelere ulaşılabildiği ve ciddi dönüşümler yaşandığını biliyoruz.Ne yazık ki bu alanda Maoist kurumların ciddi bir üretimi olamadı ya da yetersiz kalındı.Özellikle bu alanda ilk atılımların maoist düşünceler tarafından 2003/2005 yılları arasında atıldığını,internet sitelerinin açıldığını ama bunların ne yazık ki ciddi bir şekilde yürütülemediğini de burdan not düşmeliyim.Bu maoist kitleler için ciddi bir kayıp olarak tarihe geçmedi ama belki 5/10 yıl sonra büyük bir hata olarak anılmaya başlanacaktır.Ki öyledir zaten.

3)Ben-Merkezim Mantığı: Devrimciler ilerici özü olan her eylemi, değişimi desteklerler. Diğer yandan bunu yapmak için bilimsellik önemli bir ölçüttür .Eğer sahte ilahlar yaratıyorsak ve bu ilahlar dışında yapılan herşeyi tu-kaka olarak adlandırıyorsak, toplumdaki ilerici öğeleri göremeyiz. Onları sahiplenmez ve dışlarız. Bu ne yazık ki geçmişte birçok olumlu adımın önünü kesmiş, yapılmak istenen önemli adımlar bu düşüncenin esiri olmuş, engellenmiştir. Bu sebeple ki her bireyin-kurumun birbirini desteklemesi ve önünü açmak için çalışmalar yürütmesi gerekir. Devrimci dayanışmayı savunrken kendi içimizde bu dayanışmadan bihabersek ya da işimize gelmiyorsa hiç kimse büyüyemez, savunulan görüşler geniş kitlelere ulaştırılamaz. Halk sadece düşünecektir. Sizin yaptığınız her hareket onun size davranışını belirleyecektir. Bir devrimci bir devrimciyi, bir Kaypakkaya'cı bir Kaypakkayacıyı sahiplenmiyorsa halktan kendisini sahiplenmesini beklemek hayalden öteye gitmeyecektir. Bir büyük düşünceyi hayal olarak yaşamamız devam edecektir.

 

     Bunların üstüne birçok öğe daha eklenebilir. Ama özden sapmamak için gereksizdir. Baş çelişkiyi görmeden talide boğulmak gereksiz bir durum. Burda asıl sorun Kaypakkaya-Partizan'ın nereye doğru gittiğidir. Kim ne derse desin Kaypakkaya-Partizan birçok anlamda ciddi üretimler ortaya sunmuş bir sitedir. Diğer yandan her şey doğar büyür yaşar ve ölür. Her şey miadını doldurduğunda yok olacaktır ya da felsefi anlamı ile başka bir şeye dönüşecektir.

    Diğer yandan geldiği bu noktayı ciddi olarak tahlil etme zamanı gelmiştir. Ya kendisine bir yol çizecektir, yeni yollar bulacaktır, ya da kafasıyla duvarı yıkmaya çalışmaya devam edecektir. Evet, Kaypakkaya-Partizan kadrosu çok büyük burjuva siteleri yürütebilecek seviyededir. Çok paralar kazanabilir. Ya da Türlkiye'de ilk 1000 deki birçok siteyi yaratabilir. Ama devrimci haber anlamında bunları sunabillmeye devam edebilecek midir? Ya da önünde bir yol ayrımı mı vardır. Bunu önümüzdeki aylar gösterecek, ama yukardaki sunduğum 3 hususun mevcut olmadığına tüm arkadaşlarım katılacaktır. Bu sorunları çözemediğimiz takdirde ne yazık ki hedeflediğimiz haber sitesine, Türkiye'nin başlıca sitelerinden biri olma amacına ulaşamayacağız. Geriye ne kalacak? Denedik ama olmadı mı?

    Evet, hayatın en acı sözlerinden biri denedik, denedik olmadı demektir. Oysa olması hepsinden daha çok istenirken. Hâlâ deniyoruz ama attığımız adımları nasıl ileriye taşıyacağız bu bir bilmece. Ya da yaşadığımız her şey sınıfların hayat boyu yaşadığı bir çekişme. Şimdilik devam ediyoruz, çekişmeye.  Bir umut hep burjuvazi kazanmayacak ya.

 

 

106387

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Sayfalar