Cumartesi Mayıs 11, 2024

Kaypakkaya,16 Mayıs 2015 tarihinde Ludwigshafen`de anılacak‏

 

Özgür Gelecek Dergisi Avrupa Temsilciliğinin 18 Mayıs Gece Tertip Komitesiyle Yaptığı Röportaj;

ÖG: Bu yıl yapılacak Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anma gecesi hakkında genel bilgi verir misiniz?

GTK: Bu yıl Komünist önderin işkencede katledilişinin 42 Yılı. Faşist diktatörlük onu bundan 42 yıl önce Diyarbakır hapishanesinde katlettiğinde, Kaypakkaya’yı sadece fiziki olarak değil, aynı zamanda fikirleriyle birlikte yok ettiğini sandı. Dönemin istihbarat raporları ‘Türkiye’nin en tehlikeli düşüncesine sahip Komünist’ diyerek Kaypakkaya’yı çok önceleri, zaten listesine yazmıştı. Katledilmesinde bu etken hiçbir zaman unutulmamalıdır.

ÖG: Neydi bu düşünceler biraz açar mısınız?

GTK: Kaypakkaya’nın Türkiye’nin genel toplumsal yapısını tahlil, devrimin niteliği, devrimin yolu vb görüşlerinin yanı sıra, Kemalizm ve Kürt ulusal sorunundaki tahlilleri faşist diktatörlüğün Kaypakkaya üzerinde yoğunlaşması ve katledilmesindeki en önemli nedendir. Türkiye devrimci hareketinde ve ilerici çevrelerde Kaypakkaya’nın katledilmesi, örgütsel ilişkilerini vermeyerek direnmesi olarak algılandı. Bu eksiktir. Evet, bu da bir etkendir, ancak esas etken onun görüşlerinin toplamıdır.

ÖG: Kaypakkaya’nın işkencede katledilmesine rağmen onun görüşlerinin yok edilememesindeki en temel neden sizce ne olmuştur?

GTK: Bu etken en doğru olarak partimizin varlığı olarak belirtilmelidir. Kaypakkaya yoldaş katledildikten sonra, geriye kalan çok sınırlı kadro ve sempatizan, partinin yaşaması ve sınıf mücadelesindeki öncülüğünü oynaması için kararlı bir duruş sergilediler. Partimiz yenilgi almasına rağmen korkmadılar. Cesaretli, bir duruş sergileyerek, partiyi bölgesel dönemden I.Konferansa taşıdılar. Merkezi önderliğe kavuşan partimiz hem teorik olarak, hem kitlesel olarak, hem de kadro olarak büyüdü ve Türkiye devrimci hareketinin öncü gücü olarak kabul edilir bir güç olarak kendisisini bugüne taşıdı.

ÖG: Bu yıl ki gece programı hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

GTK: Bu yıl ki anma gecemiz 16 Mayıs 2015 tarihinde Avrupa merkezi olarak Almanya’nın Ludwigshafen şehrinde gerçekleştirilecek. Anma gecemizin kültürel programında Marsis, Pınar Aydınlar, Hozan Cömert, Umuda Haykırış ve Pervin Çakar yer almaktadır. Ayrıca konuşmalar, sine-vizyon ve mesajlar da yer alacaktır. Gecemiz saat 15.30 başlayacaktır. Bu anlamda anma gecemize katılacak olan tüm bölgeler şimdiden otobüsleri tutmalı ve en geç saat 15’de gece salonunda olmalıdırlar.

ÖG: Gece materyalleri olarak kamuoyuna neler yayınlanacak?

GTK: Komitemiz 7 bin el ilanı, 5 bin afiş ve 10 bin bilet bastırmayı kararlaştırdı.

ÖG: Hedef kitleniz ne kadar olacak?

GTK: Bu yıl hedef kitlesi olarak 4-5 bin kişi bekliyoruz.

ÖG: Bilindiği gibi 2015 yılı Ermeni soykırımının 100. Yılı. Gecede bu soykırıma ilişkin bir programınız olacak mı?

GTK: Gece komitemiz bu konuyu ayrıntılı olarak tartıştı ve bazı kararlar aldı. Gecemizde Ermeni soykırımına ilişkin özel bir program olacak. Bu program Bir sine-vizyon, özel bir panel ve bir Ermeni müzik grubu yer alacak. Panelde; Agos gazetesinden Pakrat Estukyan, yazar Ragıp Zarakolu ve Partizan dergisinden bir temsilci yer alacak. Ayrıca salona Soykırımı dile getiren Ermenice ve Türkçe pankartlar asılacak.

ÖG: Verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.

GTK: Bizde gece komitesi olarak şahsınızda tüm okurlarınıza ve size teşekkür ederiz.

 

62532

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Devrim Bir Maceradır

Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.

Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.

Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi

Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.

On’ların Öğrettiği

birer birer, biner biner ölürüz

yana yana, döne döne geliriz

biz dostu da düşmanı da biliriz

vurulup düşenler darda kalmasın…//

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı

çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…

sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1

 

Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…

Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak

Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

Sayfalar