Pazar Nisan 28, 2024

Özgür Gelecek-Partizan;ÇAĞRI ve UYARIMIZDIR

Devrimci, demokratik kamuoyuna ve okurlarımıza çağrımızdır!

Devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağız!

Uzun bir süre kolektif içinde yaşandıktan sonra artık devrimci kamuoyunun gözleri önünde yaşanan “iç” sorunlarımızda, çeteci mantıkla sorunları kangrenleştiren ve devrimcilere yönelik şiddet uygulamaktan geri durmayan kesimin saldırıları sürüyor.

Özgür Gelecek-Partizan İstanbul-Aksaray ve Kartal bürolarına dönük, çalışanlarının şiddet kullanılarak bürodan çıkarılması ve gasp edilmesi ile başlayan şiddet ve tehditler 1 Mayıs’ta ve 18 Mayıs etkinliklerinde, hatta şehitlerimizin cenazelerinde devam etti.

Devrimcilere yönelik şiddeti, tüm uyarı ve eleştirilere karşın bir “ilke” haline getiren bu çetevari tutumları devam ettirenler, en son Cuma günü (07/07/2017) çalışanlarımız içeride değilken, İstanbul’dan gelip İzmir’den de birkaç kişiyi yanlarına alarak İzmir büromuzun kilidini, tıpkı bir hırsız gibi kırarak içeri girerek gasp etmeye çalışmışlardır. Bunu duyarak büromuza sahip çıkan okurlarımızla birlikte Cumartesi günü çalışanlarımız büroya giderek gasp olayını sonlandırmışlardır. Ancak Pazartesi günü tekrar gelerek büroyu gasp edeceklerini söyleyen bu devrimcilikten nasiplenmemiş güruhu uyarıyoruz!

Bürolarımızdan ve çalışanlarımızdan uzak durun!

Hala devrimci olduklarını iddia eden ancak düşmanla uğraşması gerekiyorken, devrimcilere saldıran bu sosyal medya “kahramanları”, devrimcilere düşmanlıkla motive edilmiş kişiler tarihin çöplüğünde yer alacaklardır. Onları bürolarımıza ve çalışanlarımızın üzerine yönlendirenler dahi onları yarın yalnız bırakacak, “Özgür Gelecek gerçek sahiplerinin eline geçti” diye çığırtkanlık yapan “futbol taraftarları” sadece sosyal medyada yazdıkları küfürlerle anılacaktır.

Bir kez daha uyarıyoruz!

Özgür Gelecek-Partizan olarak şiddetinize boyun eğmeyeceğiz! Bugüne kadar sakinliğimizi koruyarak daha kötü sonuçlara yol açabilecek hareketlerden kaçındık. Bu tavrımızın elbette doğru olduğunu düşünmekteyiz. Ancak devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Dışarıdan gelerek ve zor yöntemlerini devreye sokanlara karşı aktif tutum alacağız! Tüm okurlarımızı ve devrimci kurumları, tamamen bizim istek ve çabamıza karşın yaşanabilecek daha kötü sonuçları önlemek için bürolarımıza çağırıyoruz!

On yıllardır düşmanın tüm saldırılarına karşın bürolarını kapatmayan, yayınlarını çıkartan, devrimci basın geleneğinin önemli bir parçası olan Özgür Gelecek’i susturmaya kimsenin gücü yetmeyecek! Düşmanın saldırılarına karşı okurlarımız ve devrimci, demokratik kamuoyu bugüne kadar nasıl yanımızda olduysa, onları bu saldırılara karşı da aktif tutum almaya çağırıyoruz!

Özgür gelecek susmadı, susmayacak!

Özgür Gelecek-Partizan

09.07.2017 

39602

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Partizan'dan

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)

Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.

Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.

Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı

Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)

Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

TURAN TALAY’IN ANISINA…

Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.

Akciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş. 

Emperyalist Kamplar Arasına Sıkıştırılmış Bir Halk: Filistin

Filistin-İsrail sorunu olarak bilinen ve esas olarak da Filistin topraklarında İsrail'in kurulmasının teorik ve politik temeli 1890'lı yılların sonunda atılıyor. 1. emperyalist paylaşım savaşıyla koşullar olgunlaştırılıyor. 2. emperyalist dünya savaşı sonrası ise emperyalist burjuvazi, Filistin'i parçalamayı ve orda İsaril devleti inşa etmeye karar veriyor ve bunu Filistin halkının soykırıma uğratma pahasına gerçekleştiriyorlar. Alman emperyalizmi tarafından soykırıma uğratılan yahudi halkı, bir başka ulusu (Filistinlileri) soykırıma uğratarak kendi ulusal varlığını inşa ediyor.

Hazan Ayının Şehitleri

Kasım, proletarya partisinin en değerli kadro, komutan ve savaşçılarının katledildiği aylardandır.  Hüzün ve öfkenin birlikte yaşandığı aydır. III. Konferans delegelerini, komünist önder Mehmet Demirdağ’ı ve Aliboğazı şehitlerini hep bir hazan ayında kaybettik. Zafere açılan kapıyı adım adım aralayan, özgürlüğe giden yolu damla damla döşüyen Kasım ayı şehitlerimiz tarihin yüceliğine kavuşanlardır. Onlar, yarınların mutlak yenenleri olarak yazılacaktır parti ve devrim notlarımıza.

“Durum İyidir, Gerçekler Devrimcidir”

Yaşadığı dönemin özelliklerini anlayarak, savaşın hükmüne, zorun değiştirici rolüne inanan, sınırlı yaşamını sınırsız davaya adayan önder yoldaş Mehmet Demirdağ ölümsüzdür! Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten ve her şeyden daha fazla isteyen bu uğurda emeğin eğittiği bilinçle savaşarak şehit düşen proletarya partisinin dördüncü genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı üstlendiği öncü pratik ve önder duruşuyla tanırız.

Yalım Nubar’dan Ozanyan Nubar’a Süren Hikaye Bizim!

Botan’dan Yozgat’a dek uzanan toprakların bağrından çıkıp İstanbul Ermeni yetimhanelerinde okumaya gelip, orada bilge önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın devrimci görüşleriyle tanışan ve tutkuyla bağlanan yoksul Ermeni çocukların hikayeleridir, Ermeni devrim şehitlerimizin hikayeleri.

Onları doğdukları topraklardan koparıp buruk ve sancılı bir şekilde İstanbul yollarına düşüren tarihsel gerçeklerin yanında yokluk ve yoksulluktur da. Onları İstanbul yolculuğuna çıkaran çaresizlik, yalnızlık, sahipsizliktir.

Mısır'ı Mesken Tutan Türk Tekelleri

Deutsche Welle (DW)'de Aram Ekin Duran'ın, „Türk Şirketleri Mısır'a Kaçıyor“ adlı bir haberi yayınlandı. Sıradan bir haber gibi gözüküyor, ama, Türkiye ekonomisinin ve Türk devletinin niteliğini araştıranlar, sorgulayanlar için küçük bir haber olmaktan öte bir anlam taşıyor. Özellikle de kendine ML ve Maoist diyen komünist örgütler için daha fazla önem taşıması gerekiyor.

Hesaplaşma mı? Kutlama mı?

Faşist TC devleti hem ülke içinde hem de bölgesel düzeyde, resmi ve sivil militarist güçleriyle başta Kürt halkı olmak üzere demokrasi ve özgürlükten yana olan herkesi yok etmek ve devlet terörüyle susturmak için çalışmaya devam ediyor. Bu süreç aynı zamanda TC’nin kuruluşunun da yüzüncü yıl dönümüdür.

TC, yüz yıl önce Osmanlı yıkıntıları üzerinde tekçi bir zihniyetle kuruldu. Ermeni soykırımında, diğer azınlık halkların yok edilip sindirilmesinde aktif rol alan ittihatçı birçok ırkçı kadro da kuruluş sürecinde rol aldı.

Sayfalar