Pazartesi Nisan 29, 2024

TKP/ML Örgütlenme Komitesi “Güzel Şahin ve Serdar Can yoldaşlarımız devrim mücadelemizin her anında hep bizimle olacak!”

Devrim emektarlarından ve Kaypakkaya geleneğinden Serdar Can ve ardından PŞTA’lı Güzel Şahin’in (Güzel Ana) ölümsüzleşmesi üzerine bir açıklama yayınlayan TKP/ML Örgütlenme Komitesi “Analarımıza layık olmak, mücadelemizi devrimle taçlandırmak, onların karşılarına Demokratik Halk İktidarını kurmuş olarak çıkmak için bir kez daha yemin ediyor, anıları önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz” dedi.

Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklamayı haber değeri taşıdığı için olduğu gibi yayınlıyoruz.

Güzel Şahin ve Serdar Can yoldaşlarımız devrim mücadelemizin her anında hep bizimle olacak!

“Saraylar saltanatlar çöker

kan susar bir gün

zulüm biter.

menekşeler de açılır üstümüzde

leylaklar da güler.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır

bir de yarınlar için direnenler...”

Adnan Yücel

Yüzü yarına dönük ve yarın için direnenlerimizden Güzel’lerimizi, Serdar’larımızı uğurladığımız şu günlerde onlara vereceğimiz söz, elbette egemenlerin saraylarını, saltanatlarını başlarına yıkmak olacaktır.

17 Eylül’ü 18 Eylül’e bağlayan gece geçirdiği kalp krizi sonucu ölümsüzleşen Serdar Can, Türkiye Kürdistanı’nda parti ve ordumuzun yönelimini hayata ilk geçirenlerden ve Siverek’in, Amed’in dağlarının ilk TİKKO gerillalarındandı. Haydar Aslan ve İhsan Paçacı yoldaşlarımızın şehit düştüğü çatışmada mermisi tükeninceye dek çatışmasını sürdürür ve mermisi tükenince de silahını parçalayarak düşmana tek bir iğnesini bile teslim etmez!

Hayata dair sorgulayıcı bakışın ışığından giden Serdar Can yoldaş, ilk önce bir Hay (Ermeni) evladı olduğunu anlar, sonra da bunun öfkesi ve bilincini Kaypakkaya öğretisi ile bütünleştirir. Bir Hay evladı ve hele de Kaypakkaya öğretisiyle örgütlenmiş Ermeni bir devrimci olmanın karşılığını Amed Zindanı işkencehanesinde öder!

O tarihten bu yana emeğiyle, yarattığı değerlerle, hatalarıyla, kahkahaları ve öfkesiyle yani bir bütün insan oluşuyla ama olmazsa olmaz devrime olan inancıyla partimizden hiçbir vakit umudunu kesmedi, emeğini esirgemedi! O hep, güllü G1’i ile Amed ve Siverek dağlarında dolaşan Amed’in şen çocuğunun ruhu, öfkesi, heyecanı oldu!

14 Ağustos 2017’de ölümsüzleşen komutanlarımızdan Nubar Ozanyan için söylediği “Komutan cephede komutandır” sözleri ve buna olan inancıyla sonsuzluğa uğurladığımız yarın için direnenler kervanına katıldı.

“Kızları, oğulları var gelecekte”, onları unutturmayacak!

Sadece çocuklarının değil, sadece Partizanların da değil, on yıllardır tüm devrimcilerin vefakar anası, Güzel Anamızı/Yoldaşımızı 20 Eylül 2017 günü kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Serdar Can yoldaşımızın cenazesinin ardından geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatında ilk ve son kez mücadeleyi kaybeden Güzel Ana, mücadelemizin ve devrim hedefimizin en değerli yoldaşlarından biri olarak unutulmayacaktır!

Yoksulluğun ve acının Dersim topraklarından İstanbul’a sürüklediği on binlerce insandan biri olan Güzel Şahin, tüm çocuklarının devrimcileşmesinde dürüst kişiliğiyle, baş eğmeyen yapısıyla, haksızlıklara olan öfkesiyle öncülük etmiş, onlar devrimcileştikçe de hapishane kapılarından meydanlara, şehitlerimizin cenazelerinden nerede bir zulüm varsa ona karşı yapılan eylemlere uzanan yolda yoldaşları, yoldaşımız olmuştur.

O yıllardan bu yana başta hapishaneler olmak üzere halka yönelik baskıya, sömürüye, haksızlıklara vs. karşı yapılan eylemlerin fotoğraflarına bir bakın! Birçoğunda Güzel anamızın güzel yüzünü göreceksiniz! Gerillada, sokak-ev infazlarında katledilen yoldaşlarımızın cenazelerinden görüntülere bakın! Hemen hepsinde Güzel anamızı yoldaşlarımızın tabutlarını sırtlarken göreceksiniz! O, Partimizin ve tüm devrimcilerin anası olarak, bu mücadele içerisinde bedel ödeyen kim varsa yanındaydı. Toprağa verdiği yüzlerce evladının-yoldaşının acısını yüzündeki çizgilere işleyen Güzel Ana, evlatları kaybedilen, çiçek koyacakları bir mezarı bile olmayan anaların da yanında, her hafta Cumartesi günü Galatasaray’da nöbetteydi.

Ancak Güzel Şahin, bizim için sadece ana değildi. O, Kaypakkaya geleneğine gönül vermiş, onun görüşlerini her yerde, doğrudan devletin karşısında da savunmuş; Partimizin yanlışlarına karşı hiç çekinmeksizin eleştirmiş, doğrularını sahiplenmiş-yüceltmiş değerli bir yoldaşımızdı. Nerede bir yanlış gördüyse, tam karşısında yer almış, Partimizin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutmuş bir yoldaşımızdı Güzel Ana.

Şimdi nasıl Galatasaray Meydanı bir kişi eksik olacaksa, nasıl devrime kadar ödeyeceğimiz bedellerde şehit düşenlerimizin cenazelerinde bir omuz eksik olacaksa, nasıl eylemlerde herkesin gözü onu arayacaksa, Partimiz TKP/ML de artık bir eksik devam edecektir mücadelesine.

Türk, Kürt, Ermeni, çeşitli milliyet ve inançlardan halkımız, devrim mücadelesine böylesi yiğit ve mücadeleci bir kadın, bir ana kazandırdığı için ne kadar gurur duysa azdır. TKP/ML olarak böylesi Güzel bir anamız olduğu için ne kadar gurur duysak azdır. Analarımıza layık olmak, mücadelemizi devrimle taçlandırmak, onların karşılarına Demokratik Halk İktidarını kurmuş olarak çıkmak için bir kez daha yemin ediyor, anıları önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz.

Serdar Can ölümsüzdür!

Güzel Şahin yoldaş ölümsüzdür!

Şehitlerimiz toprakta tohum, hasadımız devrim olacak!

TKP/ML Örgütlenme Komitesi

20 Eylül 2017  

42746

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Tarihsel bir şahsiyet TKP/ML'nin Kurucusu kurucu Önderi İBRAHİM KAYPAKKAYA-Halil Ahmet

Kimilerince genç Komünist diye bilindi. Yaşı 24’dü, ortaya koymuş olduğu eser ise bir dâhinin ortaya çıkarmış olduğu esere benzerdi. Amacımız, Komünist öndere dahi sıfatı yükleyip, olmayacak, başarılmayacak şeyleri başarmış olmasını göstermek değil. Bizler Komünist öndere dahi misyonu biçmiyoruz. Zira dahi demek, burjuvazinin bir takım insanları yüceltmesi, her yüzyılda bir gelen insanlar kategorisi çıkartmak, mucit icat vb şeyleri bulanları toplumlar tarihi sınıf savaşımında iyi şeyler gerçekleştirmiş olanlara da içteki ve dıştaki burjuvazi tarafından payeler biçilmesidir sadece.

Kiminle Çuvala Girdiğini Bilmek- Fikret Başkaya

 HDP’li milletvekillerini Meclis dışına atma operasyonunun terörle mücadeleyle uzaktan-yakından bir ilgisi yok. Tam tersine savaşı şiddetlendirmek ve faşist tırmanışı kurumsallaştırmak için öyle bir yola giriliyor. Asıl amaç tek adam diktatörlüğünü tesis etmek!

Rakka Operasyonu Emperyalizmle Kurulan Köprüdür!- Marco Karakaya

Suriye’de 2011’den bu yana yaşanan toplumsal gelişme ve karmaşa hali derinleşerek devam ediyor. Artık Ortadoğu sisteminin nasıl şekilleneceğine dair bir mücadele ve savaş süreci yaşanıyor diyebiliriz. Uzun süre muhalif denen ve geniş bir emperyalist blokun ve bölge gerici devletlerinin desteğiyle ayakta duran kesim gerek askeri gerekse de siyasi anlamda Esat rejimi karşısında ciddi bir başarı üretemedi. Rusya ve İran’ın Esat rejimine sunduğu destek Suriye’de ki “savaşın” tam bir “vekalet savaşı” niteliğine bürünmesine neden oldu.

Rakka’ya Sefer Tutarlı Devrimci Çizgiye Yönelik Seferdir!

Ortadoğu’da emperyalist güçler kendi sermaye egemenliklerini kurmak için her alanda savaşıyor. Ortadoğu halkları emperyalist kan emici  haydutların kırımından,vahşetinden, zulmünden inim inim inliyor. Yüzbinlerce mazlum kadın, çocuk genç-yaşlı katledidi.milyonlarcası yerinden, yurtlarından zorla koparıldılar. İşkence, zulüm gördüler. Binlerce kadın aşağılık haydutlarca seks kölesi olarak pazarlandı.

“Zübük devrimci” dedikoducular üzerine

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bir devrimci durüst olmalı, yalan söylememeli. Düşündüklerini,eleştirilerini,yargılarını açık ve net söylemelidir. Kişilerin arkasında konuşmamalı, eleştirisi veya söyleyeceği birşeyler varsa  muhatabı olan kişilerin yüzüne söylemelidir. Geyik muhabbetlerini yaparken gizli , imalı ,deyim yerindeyse; “sinsice, hin’ce ” iğneleyici laflarla kişiler eleştirilmektedir. Ömrüm boyunca ne bir devrimciye şiddet uyguladım nede uygulayanlara müsade ettim. Her zaman ve her koşulda  karşılarında oldum, teşir ettim.

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan,18 Mayıs’ı anmak direnişi tüm Kürdistan’a ve Türkiye’ye yaymaktır’

TİKKO savaşçısı Sefagül Aslan: “Benim Kaypakkaya yoldaşın yolundan gidişimin nedeni Kürdistan topraklarının derininde, halkın yüreğinde oluşundadır”

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan, “18 Mayıs ölümün, yaşamın, direnişin, kararlılığın, cüretin, ısrarın, ölümlerden yeniden doğuşun simgesi olmuştur” dedi.
Aslan, İbrahim Kaypakkaya’yı, Haki Karer’i, Dörtler (Necmi Ferhat, Eşref ve Mahmut) gibi devrimci öncülerin ölümsüzleşmelerinin yıldönümünde andığını ifade etti.

Dünyayı kurbağa gözüyle değil, Kaypakkaya gözüyle görmeliyiz

Madem başaramadık? Neden olmamız gereken yerde değiliz? Yaşadığımız deneyimler diyor ki,  hiçbir şey bizimle başlamadı, bizimle de bitmedi. Böyle düşünmek hem bencillik hem de metafizik bir bakış acısıdır. İnsanoğlu tabiatı gereği bencil-egoisttir. Edinilen erkin özelliği doğru kavranmazsa; Erk’i insanları egemenliğine alma yolu benimsenir ki, bu da birçok yanlışa, sekterliğe yol açar.
  

TKP/ML - TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI

18 Mayıs karanlığı parçalama günüdür

18 mayıs, karanlıkları parçalama özgürlük ateşini her tarafa yayma günüdür. Özgürlük idealini ve kurtuluş düşünü can bedeli bir mücadeleyle sonsuza dek yaşatma günüdür. Karanlığın en koyu anında özgürlüğe ve kurtuluşa sahip çıkmanın adı, direnişi büyütmenin günüdür.

 
18 Mayıs şehitleri özgürlük düşüyle yürümenin gerçek yoludur. Onların aydınlık yolunda kararlılıkla savaşılırsa sömürü merkezleri parçalanır ve zulmün kaleleri yıkılır. Onların ideallerine sahip çıkıldıkça emperyalizm-feodalizm ve her türden gericilik alt edilir.

TKP/ML-MK: “Şehitlerimizi, iradelerinden öğrenerek anacağız”

“Ülkemiz devrim mücadelesinin devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf Aslan'ı, Amed zindanında direniş meşalesi olan Dörtleri, komünist önder İbrahim Kaypakkaya'yı katledilişinin 43. yılında andığımız Mayıs günlerinde ölümsüzlüğe uğurladık yoldaşlarımızı. Bir kez daha Mayıs ayı muştuladı zaferi, bir kez daha haykırdı direnişi, baş eğmezliği, teslim olmamayı…

Türk-Kürt ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız!

YDG “Kaypakkaya yoldaş: Ölümsüzlüğünün 43. yıldönümünde halkımızın bağrında umut, zalimlerin zihninde korku olmaya devam ediyor!

 “İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır” ifadelerine yer verdi. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Fiili saldırılar artarak devam ediyor”

"Kaypakkaya, devrimin kutup yıldızı, direnişimizin meşalesidir!"

"Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın faşist cellâtlar tarafından Amed Zindanı’nda katledilmesinin üzerinden 43 yıl geçti. Faşist diktatörlük, önder yoldaşı fiziken imha ederek ondan duyduğu büyük korkuyu ilan etmiş ve böylece onun düşüncelerini yok edebileceğini düşünmüştür.

Sayfalar