TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı:12 yoldaşımız şehit düşmüştür.
24-28 Kasım 2016 tarihleri arasında Dersim'e bağlı Ali boğazına yönelik Faşist devlet güçleri bir operasyon düzenlemiştir. Bu operasyon da yaşanan çatışmalarda devlet güçlerinden ölü ve yaralı asker olurken, 12 yoldaşımız şehit düşmüştür.
Şehit yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir;
* Kod: Ahmet / Yetiş Yalnız / 1980 Fransa doğumlu
* Kod: Munzur / Serkan Lamba / 1985 Maraş doğumlu
* Kod: Aşkın / Hasan Karakoç / 1980 Dersim doğumlu
* Kod: Cem / Umut Polat / 1993 Dersim doğumlu
* Kod: Bakış / Samet Tosun / 1996 Tokat doğumlu
* Kod: Orhan / Alişêr Bulut / 1992 Dersim doğumlu
* Kod: Tuncay / Murat / 1993 Pertek doğumlu
* Kod: Hakan / Ersin Erel / 1987 Dersim doğumlu
* Kod: Ferdi / Doğuş Fırat / 1998 Erzincan doğumlu
* Kod: Zilan / Esrin Güngör / 1995 Dersim doğumlu
* Kod: Özlem / Hatayi Balcı / 1994 Dersim doğumlu
* Kod: Ekin / Gamze Gülkaya / 1995 Dersim doğumlu
Şehit düşen yoldaşlarımız hakkında daha sonra kapsamlı açıklama yapılacaktır.
Kaynak;ANF
Son Haberler
Sayfalar
ՇՆՈՐՀԱՒՈՐ ՆՈՐ ՏԱՐԻ ԵՒ Ս. ԾՆՈՒՆԴ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN
SERSALA WE PİROZ BE 2016
Katliam,acı ve gözyaşı ile dolu bir yılı geride bırakırken 2015 Kara bir yıl olarak tarihe geçti.Ortadoğu coğrafyasından hiç eksik olmayan savaş rüzgarları ivmesini her geçen gün artarak yükselirken faturasını ezilen halklar çok ağır koşullarda ödemektedir.
Müslüm Elma:Tüm dostların yeni kavga yılı kutlu olsun!
Sevgili Osman,
Göndermiş olduğunuz mektubu aldım. Çok sağolun. Ayrıca mektup yazmak konusunda rahat olun. Koşullarınız uygun olduğu anda yazarsınız.
Artık yeni bir yıla merhaba demenin ön günündeyiz. Bundan dolayı 2015 yılının bıraktığı izlerden bir demet sunarak sohbete giriş yapmak istiyorum. Bu notları başka arkadaşlara da yazdım.
Tarih komünistleri bekliyor
Dünya
Bir yılı daha geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz.
Dünyamıza egemen olan kapitalist-emperyalist sistem, "köpeksiz köyde değneksiz dolaşıyor" gibi, yine topuyla, tüfeğiyle, savaş uçakları ve füzeleriyle ve tüm kanlı vahşetiyle, dünyamızda dolaşıp duruyor. Emperyalist burjuvazi; ne sermaye birikimine, ne hükümranlığa ne de insan ve doğayı katletmeye doymadığı gibi, kendi aralarında alabildiğine bir egemenlik çatışması da olanca hızıyla devam etmektedir.
Demirtaş'ın 'İhaneti'-Hüseyin Turhallı
Davutoğlu HDP Genelbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Rusya'ya ziyaretini "ihanet" olarak değerlendirmiş.
Bu adamlar ya kafayı yemiş, yada kafayı yemişlere hitap ettiğini düşünüyor.
İhanet nedir?
Önce basit anlamıyla: Yapılan bir iyiliğe, hizmete ve fedakarlığa karşı bireyin karşıt konuma geçerek kötülük etmesidir.
Sahi 90 yıldır Türkiye Cumhuriyeti devletinin Demirtaş'ın dedesine, babasına ve çocuklarına ne tür bir iyilik yaptı da ihanet ediyor?
TKP/ML YDK:Faşist diktatörlük değil direnen Kürt ulusu kazanacak!
Emperyalizm çağı aynı zamanda savaşlar çağıdır. Emperyalist sistemin kendi öznel saldırganlığı kadar yarattığı zeminde savaşa gebedir. Emperyalizmin siyasal, ekonomik ve ideolojik sistemi savaş koşullarını sürekli, zorunlu ve istikrarlı bir biçime büründürür. Onun parçası olan hiçbir sistem bu koşullardan azade değildir. Her türlü toplumsal çelişkinin aldığı biçim ve boyut savaş koşullarına hızla evrilebilir, ki genelde de evrilir. Bugün dünyada yoğunlaşmış politikanın yani savaş koşullarının odak noktası Ortadoğu bölgesidir.
Yaşamınız İçinde Birgün de Olsa Halkın Yanında Yer Alın!
Bu başlık, sağ ve sol liberallere bir çağrıdır. Liberaller hiç bir zaman doğrunun yanında yer almadılar. Alır “gibi” yapıp, güçlünün yanında, egemenin yanında yer aldılar. Egemenlere karşıymışlar “gibi” yaptılar, izledikleri yol egemenleri, zalimleri güçlendiren yol oldu.
“Demokrasi”den sıkca dem vurdular, “insan haklarından" söz ettiler, ama asla halkın haklı olduğunu, ne ağızlarına aldılar ne de kalemleri beyaz kağıtlara bunları yazabildi. Kendilerine yaşamları boyu siyasal niteliklerini veren; “yetmez ama evet” ile burjuva düzenin bekasından yana tavır aldılar.
"İpler kimin elinde "2
Dünyadaki gelişmeleri dikkate aldığımızda Asya kıtası ve Ortadoğu proleter devrimlerine, ulusal kurtuluş hareketlerinin başarı elde etmesine,zaferle taçlanmasına, objektif şartların en uygun olduğu alanlardır. Yanlızca objektif şartların değil ,aynı zamanda komünistlerin ve anti emperyalist , anti faşist hareketlerin örgütlü ve ciddi bir potansiyol güç oluşturduğuda bir gerçek. Emperyalizmin karnının en yumuşak olduğu bu alanlarda yükselecek halk devrimlerinin emperyalizme büyük darbeler vuracağı kesindir.
Sen susuyorsun çünkü...
Seni Cizre, Silopi, Nusaybin, Diyarbakır Sur, Şırnak ve Dargeçit halkıyla empati kurmaya çağırmayacağım. Çünkü sen ölmüşsün. Bu düzen sana makam ve rahat bir hayat vererek ruhunu esir almış, öldürmüş seni. Ölmüş bir ruh gömüldüğü mezarda dışarıdaki seslere sağırdır.
Sevgili okur, bu sözlerim sana değil, siyasetçileredir.
15. yılında başka bir 19 Aralıkta
“Amaçları, insanı, insandan başka birşey haline getirmekti”. Primo Levi
Aralık sallanıyor.
Bütün ayları özel kılan katliamlarla dolu Türkiye tarihinde, çığlıklar-haykırışlar, direnişlerle dolu Aralık her gelişinde, daha dünmüş gibi sallanıyor….
Bir bireyin tarihini bile objektif olarak yazması zorken, Aralık’ı yazmak hep zorluyor bizi.
Partisizlik Özgürlüktür
Sen benım kım olduğumu bılıyor musun ?
Haa..bılıyom. Bızım koylu husosun.
Avradın da dayak yiyip şehire kaçan huso .
Bireycilik, grupçuluk....
Kapitalizmin ortaya çıkardığı bir hastalık bu.
Kapitalizmin itişi, kalkışının acımazsızca ceyran edişi içerisinde statümüzü, grubumuzu.... buluruz, buldururuz.
Sanki kendimizin, ailemizin, yaşadığımız grubun.... sorunlarını, hislerini ..... başka bireyler, gruplar yaşamıyorcasına, bilemeyeceklercesine davranır, yaşarız.
İsrailleşen Türk devleti ve Kürtler
Ulusal sorununu çözmeyen bir devletin burjuva “demokratlığı” söz konusu olamaz. Türk devletinin tarihinde, burjuva anlamda “demokrat”lığı oldukça sınırlı olmuştur. Sınırlı yıllar içinde burjuva “demokrasisi”ni uygulaması, dış koşulların ve iç koşulların (işçi sınıfı ve emekçilerin) dayatması sonucu olmuş, ama, işçi ve emekçiler ve başta Kürtler olmak üzere diğer azınlık uluslar üzerindeki faşizm sopasını da hiç bir zaman elinden bırakmamıştır.