Salı Mayıs 14, 2024

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı;“Daima iyi, daima fazla, daima daha yüksek ve daima daha ileri…”

“Umudun adı: 72 Nisan Güneşi!”

24 Nisan 1972’de önder İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşları tarafından  kurulan partimiz, başta Türkiye ve Türkiye Kürdistanı olmak üzere dünyanın tüm ezilen ve sömürülen halklarına proleter bilinç proleter kültür taşımıştır. Burjuva-feodal egemenlik sistemini kökten değişime zorlamış-zorlamaktadır. 45 yıllık mücadele tarihinde proletarya partisi burjuva feodal sistem karşısında Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez vb. çeşitli milliyetlerden emekçilerin gönüllerinde taht kurmuştur. Faşist diktatörlük karşısında direnişin sembolü militanlarıyla, amansız mücadelesi ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan kahramanlarıyla halkta güven kaynağı yaratmıştır. Temsil ettiği proleter ideoloji-proleter ahlak-proleter bilinçle toplumsal değişimde itici güç olmuştur. Kolektif emek-kolektif bilincin temsilcisi TKP/ML halkların kurtuluşu mücadelesinde başta kadınlar olmak üzere eşitsizliğe, sömürüye başkaldıran tüm ezilenlerin açığa çıkardığı değerleri insanlığın özgürleşmesinin tarihsel mirasını geleceğe taşımıştır. Partimizin direniş geleneği, İbrahim yoldaşın ser verip sır vermeyen direnişiyle başlamış, Ali Haydarların, Muharremlerin, Özgüçlerin, Aliboğazı şehitlerinin direnişiyle sürdürülmüş; Zeki, Mehmet, Hasan, Sırma, Sefagüllerle devam ederek halkımızın onur ve gurur kaynağı olmuştur.

“Kavgada ve savaşta ısrarcı, hatalarına karşı amansız bir mücadele…”

Partimiz, 45 yıllık savaş  tarihinde, gerilla savaşında ısrarı ve kitlelere güveni ile umudun bayrağını bugünlere taşıdı. Partimiz bu savaş ve direniş geleneğini yenilgi-yengi-başarı- başarısızlık diyalektiğinin yol göstericiliğinde Demokratik Halk Devrimine ve halka olan sonsuz bir inanç ve kararlılıkla sürdürmektedir. Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisine sıkı sıkıya sarılan, kavgada ve savaşta ısrarcı, hatalarına karşı amansız bir mücadele geleneği veren partimiz zafere mutlaka ulaşacaktır. Gerilla savaşında kökleşmek, Vartinik kıvılcımını yangına çevirmek, tüm bozkırı tutuşturmak, dağların doruklarında ve düşmanın kalelerinde kurtuluşun bayrağını dalgalandırmak buna bağlıdır.

“Israr, feda, cesaret, azim, kahramanlık, özveri…”

Dünyada emperyalist-kapitalist sistem, ekonomik bunalımlarını savaşlar çıkartarak aşmaya çalışmakta, Ortadoğu’da yerli uşakları DAİŞ gibi gerici örgütlenmeler aracılığıyla sürdürdükleri savaşlarla halka ait zenginlik kaynaklarına hakim olmakta, halka ise daha fazla zulüm ve yoksulluk dayatmaktadır. Keza aynı zihniyetin ürünü olan Türkiye-Türkiye Kürdistanı’nda faşist devlet ve onun dümenine geçmiş olan AKP hükümeti, Türk milliyetçiliğiyle harmanlanmış ırkçı, şoven, faşizan uygulamaları başta Kürt halkına olmak üzere ezilen tüm kesimlere  imha, inkar, katliamlar tutuklamalarla sürdürmektedir. Halkın iradesine kayyumları aracılığıyla el koyan AKP hükümeti, derinleşen ekonomik krizin içinden çıkamayarak savaş çığırtkanlıkları ile işçilerin, köylülerin, kadınların, gençlerin çocukların ezilen emekçi halkımızın en doğal hak taleplerine baskı şiddet ve tutuklamalarla karşılık vermektedir. OHAL adı altında TC faşist karakterini sürdürmekte, bütün bu saldırılara karşı kitlelerin direnişi ise büyümektedir. Sınıf mücadelesinin bağrından doğan Proleterya Partisi bugün de yarın da mücadelesini savaşını sürdürme kararlılığında ve inancındadır. Dolayısıyla ezilen sömürülen emekçi halkımız, An’dan başlayarak egemenlere karşı, öncüsü proleterya partisi saflarında sıkı öz örgütlenmelerini oluşturmalıdır. Zaferimizin teminatının örgütlenme olduğu anlayışıyla durmadan  duraksamadan mücadeleyi sürdürerek Demokratik Halk Devrimi’ni Halk savaşı yoluyla başarıya ulaştırarak çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının kurtuluş kavgasını zafere taşıyacağız. Bu zafer yolunda ısrar, bu uğurda feda, bu kavgada cesaret, bu mücadelede azim, bu savaşta kahramanlık, bu direnişte özveri, daima iyi, daima fazla, daima daha yüksek ve daima daha ileri olmak zorundadır.  

 

Şan olsun partimizin 45 yıllık zafer çizgisine!

Şan olsun sayısız kahraman şehitlerimize!

Yaşasın Demokratik Halk Devrimi!

Yaşasın Halk Savaşı!

42483

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Bizim keko, Mazlum (Nubar OZANYAN)

5 Nolu Zindan’da günler geçmek bilmiyor, işkencenin dozajı akıl almaz sınırlara dayanıyordu. Ağır işkence altında dayanamayıp itirafçılaşan ve ihbarcılaşanların sayısı artıyordu. Süreç, yıkıma ve ihanete doğru gidiyordu. Her yan umutsuzluk ve karamsarlık doluydu. Öldüresiye işkenceleri göze alarak bir merhaba, bir ses ve bir gülüş yollamak, o günün koşullarında direnişin ilk adımı oluyordu.

Mahkemelerin işkenceci, işkencecilerin ise yargıç olduğu bir dönemi yaşarken Mazlum Doğan arkadaş bir şeyler yapmanın yol göstericisi oldu.

Oyuna gelen savaşmak zorunda kaldı.[ismail cem özkan]

Rusya Ukrayna’yı işgal etti ve büyük bir zafiyet ile karşılaştı. Evdeki hesap savaş alanına uymadı ve haftalardır işgal ettiği toprak parçası dağın fare doğurması kadar, Rusya bir arpa boy yol alamadı...

Peki, bunda en büyük rol / sorun nedir?

Savaş bir örgütlenme modelidir. İyi örgüt olursanız savaşı yürütürsünüz...

Peki, örgütlenme ya da örgüt nedir?

Hep anlatılan saç ayakları vardır, genelde üç rakamlı ile başlar cümleye…

Para, istihbarat, lojistik…

Peki, Rusya üç saç ayak konusunda konuda ne kadar başarılı?

Zelenskıy Halk Kahramanı mı? (Monika Gärtner-Engel )

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskıy, Ukrayna savaşında Rusya Devlet Başkanı Valdemir Putin'in tam tersi gibi görünüyor.  Putin alaycı bir soğuklukla ortaya çıkıyor. KGB'nin eski bir gizli servis subayı olarak, acımasız kararlarını her zaman tek başına sunan, güç takıntılı bir emperyalist tekel politikacısıdır. Şu anda 12.000'den fazla barış göstericisini tutukladı ve Halep'te (Suriye), Grozni'de (Çeçenistan) veya şimdi Ukrayna şehirlerinin bombalanmasında insanlık dışı savaşı temsil ediyor.

Bu 8 Mart bir başka olacak! – Ayfer Polat

Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krizle birlikte artan yoksullaşmaya paralel ciddi bir hak arama mücadelesi işçi emekçi eylemleri, grevler dalga dalga yayılmakta, elektrik faturalarını ödeyemeyen kitleler, “Geçinemiyoruz” diyerek meydanlara dökülüyor.  2022 daha şimdiden işçi ve emekçilerin hak arama mücadeleleri ve bu mücadeleden doğacak kazanımların damgasını vuracağı bir yıl olacağını söylemek mümkün.

Devrimci Teori ve Komünist Partisi

"Nesnel gerçekliği yansıtmayan, pratiğin çelişmelerini doğru olarak saptayamayan ve pratiğin önüne doğru çözüm önerileri getiremeyen teori de, pratiği değiştirmeye ve devrimci tarzda ilerletmeye yetmeyecektir. "

Öncü savaşçı rolünün –der Lenin- ancak en ileri teorinin kılavuzluk ettiği bir parti ile yerine getirebileceğini belirtmek istiyoruz.” 1

Emperyalist savaşa karşı halkların aktif direnişi için ileri

Emperyalist savaşa karşı barış daha güçlüdür. Çünkü dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar barıştan yanadır. Savaş isteyen ve savaş çıkaran ise bir avuç emperyalist tekeller ve onların emperyalist devletleridir.

Rus emperyalistlerinin Ukrayna’ya işgal amaçlı askeri saldırıları, peşinden nükler tehditler, başta, baş savaş kışkırtıcısı ABD olmak üzere Batılı emperyalistlerin ve bunların savaş örgütü NATO’nun savaşı körükleyen çabaları, aşırı silahlanmaları, dünya halkaları için büyük bir yıkımın hazırlığının göstergeleridir.

Enflasyon: İşçilerden Alıp Tekellere Daha Fazla Aktarımdır

Arif Alıç

Bütün geçmiş tarih göstermektedir ki, para değerinde ne zaman böyle bir düşme olsa, kapitalistler hemen işçileri aldatmak için bu fırsattan yararlanmaya bakarlar.” Marx[1]

Burjuva medyası, liberal ekonomistler her ne kadar bağırıp çağırsalar da kapitalist sistemde enflasyonun anlamı; işçilerden daha fazla alıp tekellere aktarımdır. Yani, işçi sınıfı ve emekçilerin daha fazla soyulmasının resmi adıdır, enflasyon.

Emperyalist Savaş, Menteşeleri Sökülmüş “Göreceli Barış” Kapısını Zorluyor

“Emperyalist savaş tehlikesinin kapıya dayandığını, gelinen aşamada bugün hemen hemen herkes –burjuvazinin yayın organlarından The Economist de dahil- gizleyemiyorlar. Bunlar emperyalist savaşın ekonomik nedenlerini gizleyip, karşıtı olduğu emperyalist gücün saldırganlığına bağlarlar.

“… kapitalizmin nesnel gerçekliği, bizi emperyalist savaşın bütün koşullarının – bütün temel çelişmelerin keskinleşerek- olgunlaştığına götürüyor. Stalin, 2. Emperyalist savaşın gelişini 1927 yılında açıklamıştı. 

Birleşik Mücadele Güçleri ve Birlikte Yürümek

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) ikinci yılında girmiş bulunuyor. 4 Şubat 2021 tarihinde kuruluşunu ilan eden BMG, yayınladığı deklarasyonda: “Türkiye-Kürdistan sathında muazzam gelişmelerin yaşanabileceği bir siyasal ve toplumsal zeminle karşı karşıyayız. Emperyalist kapitalizmin ekonomik, siyasal ve toplumsal krizi günden güne büyürken, AKP-MHP-Ergenekon faşist ittifakı, saldırılarına azgın bir şekilde devam ediyor. Koşullar, faşizmin çizdiği sınırlara hapsolmuş hiçbir anlayış ve önerinin kurtuluş reçetesi olamayacağını gösteriyor.

“... Yaşasın TİKKO Konferansımız!”(2)

TKP-ML’nin 1. Kongre’de aldığı karar doğrultusunda “Halk Savaşı’nda derinleş, gerillada uzmanlaş” şiarıyla Konferans gerçekleştiren TİKKO’nun Genel Komutanlığı’ndan Ekin Vartinik ve Azad Axpanos kendilerine yöneltilen soruları yanıtladı. 

– Konferansla ilgili sorulara geçmeden önce kısaca ülkedeki ve bölgedeki durumu nasıl değerlendirdiğinizi öğrenebilir miyiz?

Ekin Vartinik/Azad Axpanos: Başlamadan önce devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenlerimizi saygı ve minnetle anıyor, kavgalarına bağlılığımızı yineliyoruz.

Savaş hali (Nubar OZANYAN)

Rojava halkı, hemen hergün Türk devletinin yeni bir saldırı ve tehdit haberiyle uyanıyor. Hemen hergün bu saldırılarda insanlar ya katlediliyor ya da ağır bir şekilde yaralanıyor, sakat kalıyor.

Doğduğu topraklarda özgürce yaşamaktan başka bir amaçları olmayan halklar, beklemedikleri bir an ve "nereden geldiği tam tespit edilemeyen" bombalı saldırılara maruz kalıyorlar.

Diktatör Erdoğan, tehdit ve ölüm saçan İHA-SİHAlarıyla halkı katletmeye devam ediyor. Amûde-Kobanê-Hesekê-Qamişlo-Derîk-Şêngal-Mexmur'da hemen her gün yeni katliamlar işliyor.

Sayfalar