Salı Mayıs 21, 2024

Topal Osman üç halkın düşmanıdır,,,

Ekrem İmamoğlu'nun Giresun konuşmasında, “Topal Osman'ın Kurtuluş Savaşında Pontuslulara ve bu bölgeyi Pontuslulaştırmak isteyenlere karşı verdiği mücadelenin bir benzerini şu anda biz torunları veriyoruz" söylemi, Topal Osman'ın kimliğiyle ilgili gerçeklerin açıklanması, Ermeni, Pontus ve Koçgiri'de katledilenlerin torunlarını incitmiştir. Bu bağlamda Topal ile ilgili gerceklerin kamuoyu ve biz Koçgirililer açısından detaylica bilinmesi kaçınılmaz olmuştur.

Kimdir bu Topal Osman?

Topal'ın Ermeni, Rum Pontus jenosidiyle Koçgiri katliamındaki rolü nedir?

Topal kim(ler)in, hangi ideolojinin hizmetinde bulunmuş ve ne adına, kim adına tetikçilik yapmıştır?

Topal Osman gerçeği nedir? Tarihteki misyonu nedir? Ne tür bir amaçla heykeli dikilmiştir?

Koçgiri'de işlediği insanlık dışı suçlar, yaşattığı vahşet ve katliam nedeniyle yargılanması önlenen, bizzat Mustafa Kemal tarafından korunup kollanan, muhaliflerine karşı tetikçi olarak kullanılıp sonra da ortadan kaldırtılan bir piyondur Topal.

Topal, 12 Eylül askeri darbesinin başı fasist Kenan Evren'den kontracı, faili belli cinayetlerin baş katili Veli Küçük'e kadar mafya bozuntularının, ve şuan iktidarda olan zihniyetin tüm sözcülerinin zaman zaman ismini yineledikleri, kendisine övgüler dizdikleri bir tetikçidir.

Topal, 1883 Giresun doğumludur. Osmanlı ordusu mensubu iken sahtecilik nedeniyle Osmanlı ordusundan atılmış, 1.Emperyalist Paylasım Savaşı sırasında ordudan (ç)aldığı buğdayları yine sahte mazbatalarla tekrar orduya satmış bir dolandırıcıdır.

Belediye Başkanlığı yaptığı sırada Rumların arazilerin tapularını çeşitli oyunlarla kendisine ve akrabalarına pay etmiş, Pontus köylerinde kadınlara, kızlara tecavüz etmiş, mallarına ve ziynet eşyalarına el koymuş bir canidir.

1920 Aralıkta TKP kurucusu Mustafa Suphi ile 15 yoldaşının Karadenizde katledilmesinde görev almıştır.

1921 Koçgiri İsyanında Sakallı Nurettin Paşa ile birlikte yüzlerce Koçgiriliyi katletmis, yakıp yıktıkları, yağmaladıkları köylerde, ziynet eşyalarını, mal davar ve koyunları gasp etmiş, taciz tecavüzden kaçınmamış, bir hırsız, bir tecavüzcü ve eli kanlı bir katildir.

Topal Osman, önce Ermeni soykırımında, Rum Pontus katliamlarındaki başarısı nedeniyle de yarbay rütbesi ve Istiklal madalyası verilmiş, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı yapılmıştır.

Topal Osman Kocgiri'den sonra da çeşitli suikast ve olaylarda kullanılmıştır ki, bunlardan bir tanesi de M.Kemal muhalifi Trabzon mebusu Ali Şükrü'nün öldürülmesidir. Yıllarca Papazın Bağı denilen yerde yaşayan Topal Osman, Ali Şükrü cinayetinden sonra, tarihteki birçok maşa gibi efendileri tarafından kullanılıp bir tarafa atılmak üzere 2 Nisan 1923 tarihinde kafasına sayısız kurşun sıkılarak öldürülmüş bir tetikçidir.

Ancak Mecliste katilin yakalanıp Ulus Meydanında idam edilmesi kararıyla Çankaya yakınlarına gömülen Topal Osman’ın cesedi mezardan çıkarılmış ve Meclis'in kapısında ayağından asılarak teşhir edilmiştir.

1921'de yüzlerce Koçgirili’nin katlinde, taciz, tecavüz ve mallarına el konulmasında Sakallı Nurettin Paşa ile birlikte başrol görev üstlenmiştir.

Yaşamı taciz, tecavüz, hırsızlık, dolandırıcılık ve masum sayısız insanın katledilmesiyle geçmiş bir kişinin torunu olduğunu söyleyen sayın Ekrem İmamoğlu, bu talihsiz sözlerinden ötürü öncelikle incinen, haklı tepkiler veren Koçgirililerden özür dilemelidir.

Erdal YILDIRIM
7 Haziran 2019 

10984

Erdal Yıldırım

2012 yılı sonlarından itibaren sitemize yazılarıyla yeni bir soluk katan yazarımız genellikle Aleviler ve sorunları üzerine makaleler yazmaktadır.

erdalyildirim@kaypakkaya-partizan.net(hazırlanıyor)

Erdal Yıldırım

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Sayfalar