Perşembe Mayıs 9, 2024

Türkiye' de Seçimleri Proletarya Köylü Kazandı.

İster seçim kağıdında gözükelim isterse de gözükmeyelim. 

En çok parti katılımlı bir seçim yaşadık. 

Lakin ki .....

Gönül isterdi ki oklar karşısında  tüfekler zafer kazanmasın. 

Selam olsun neo liberal politikalarla ortaya çıkan proletarya köylüye.

Selam olsun neo liberal politikaların üretimi içerisinde yaşarken yeniden sanayi ve statükocu üretimin proletarya köylüsü olabilme özlemi çekenlere.

Selam olsun neo liberal politikaların içerisinde yaşayan proletarya köylünün zaferine.

Selam olsun.....

Evet bir seçim daha bitti.

İster sonuçlara proletarya köylü yüzerinde ki baskının  kaçınılmaz sonucu diyelim.

İsterse de elektrik kesintileri .

İsterse de seçimlerin protesto edilmemesi .

Ne desek de diyelim.

Belkide tarihin en çok parti katılımlı bu seçimlerin sonucunda ortaya çıkan tek gerçek ....

Sosyalist proletarya köylüler için bu seçim bir hezimetten başka bir şey ifade etmediği gerçekliği.

Peki ne oldu da sosyalist proletarya köylüler bu seçimde bu kadar ağır bir yenilgiye uğradı.

Elbetteki bunun bir çok nedeni var.

En en önemlisi de sosyalist proletarya köylüler, tabanın eskiye ( yeninin yıkılarak eskinin yüzerinde yükseleceği geleceğe ) yönelik anılarının, hayallerinin, özlemlerinin.... teorilerine, söylemlerine yansımasında kurtulamamış olmasıdır. 

Yakın tarihimiz içerisinde, herkesin hafızasındayken de,  Sosyalist proletarya köylünün böyle bir teori ve davranış özelliğine sahip olduğunu  kanıtlayabileceğimiz en iyi örnek de gezi olayları esnasında neo liberal politikalar içerisinde işçi yaşarken  işçinin sergilediği davranışlar karşısında

sosyalist proletarya köylünün izlediği siyaseti örnek olarak  göstermek olacaktır .

Gezi olayları esnasında işçi  yaşadığı neo liberal politikaları tümden reddine yöneldi.

Halbuki  işçi reddine yöneldiği neo liberal politikaların içerisinde yaşıyordu ve bir onun kadarda neo liberal politikalara sessiz ( ve yahut da lehine yönelik )  bir işçi ve köylü kesimi de vardı.

Ve Sosyalist proletarya köylülerde neo liberal politikalar içerisinde yaşayan bu  ( tüm ) kesimlerin yaşadıkları üretim ilişkilerini dikkate alarak devrim stratejisi yüzerinde  yükselmektense  yaşadığı neo liberal politikaları  reddine yönelmiş  işçi kesimiyle hareket etti.

Bu işçi kesimi de yaşadığı  neo liberal politikalardan kendisinin kopuşunu sağlayabilecek örgütlü olmaktan da mahrumdu.

Halde böyle olunca  ister reddine yönelenler isterse de neo liberal politikalar lehinde davrananlar mücadele anında ve ardındaki seçim esnasında anıları, özlemleri, hayalleri.... ifade eden söylemlerine  -  söylemlere sıkıca sarılmaktansa varlıklarının devamı sağlayabilecekten yana tavır koymaları kaçınılmaz olarak karşılarına çıktı.  

Gönül isterdi ki  oklar ( anılar, özlemler, hayaller...... )  karşısında tüfekler  ( gerçekler : Yaşanılmak zorunda kalınan - kalınılacak olan üretim ilişkileri ) zafer kazanmasın. 

Kimisi AKP' ye, kimisi CHP'  ye, kimiside MHP' ye .... yöneldi.

Bu top yekun proletarya köylünün bir yenilgisi de değil zaferi de.

Sadece Türkiye' de seçimleri proletarya köylü kazandı.

Yenilen sadece anıları,  özlemleri, hayalleri.... dile getiren sosyalist proletarya köylülerden başka kimse olmadı.

Fakat bu her şeyin bittiği anlamı da gelmez.

Eski üretim ilişkisine duyulan özlemlerle yeni üretim ilişkisinin birbiri yüzerinde ki zafer istenci    ( gezi ardında ) yeniden içerisine dönüş yaptıkları burjuva çelişkileri içerisinde varlığını devam ettirecektir.

Biz sosyalist proletarya köylülere geriye kalan bir an önce anıları, hayalleri, özlemleri .... ifade ettiğimiz kadar gerçeklere de sahip olduğumuz görüp davranmaktır.

 

 

 

 

93862

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

Sayfalar