Cuma Eylül 20, 2024

Paralel BDP :Hasan Bildirici

kaypakkaya-partizan
Türk İstihbarat Teşkilatı MİT'in top güllesi gibi iki ağır belgeyle Paris cinayetini planladığının ortaya çıkmasından sonraki Kürt sessizliği insanı tedirgin ediyordu. Neyse ki, KCK Eş Başkanlığı bugün bir bildiri yayınlayarak, belgeler konusunda Türk devletinden açıklama istedi ve açıklama yapılmazsa cinayetlerden MİT ve AKP'yi sorumlu tutacağını söyledi.

 

Normalde cinayetin hükümete bağlı MİT tarafından işlendiğinin ortaya çıkmasından sonra Kürt tarafının tepkisi sert olmalıydı. Bir yandan İmralı ile Kürt sorunun çözümü konusunda görüşmeler yapacak, aynı ekip olarak öte yandan PKK sorumlularına yönelik cinayet işleteceksin!

MİT'in, cinayet belgeleriyle ilgili açıklaması uyduruktu. "Süreçte görev alan personeli deşifre ederek görevlerini yapamaz hale getirmeye yönelik bir operasyon," dedi.

Bu açıklama şu anlama geliyordu, ses kayıdında ve belgede ismi geçen MİT mensupları aynı zamanda süreci görüten ve İmralı ile görüşen kişilerdi. Eğer böyle değilse, "süreci götüren personel" sıfatı niye kullanılsın ki? Eğer böyle ise, bundan daha büyük bir puştluk olabilir mi? Bir yandan İmralı'da Öcalan ile görüşürken öte yandan PKK sorumlularının öldürmek... 

Türk cinayet devletinin her pisliğinden paralel güçleri sorumlu tutan KCK ve BDP yöneticileri paralellikten ne anladıklarını açıklasalar da öğrensek. Paralelin kelime anlamı şudur: Yan yana ve birbirini kesmeden, birbirine kavuşmadan giden şeyler... Kesiştiği an paralellik bitiyor zaten. AKP ve Cemaat öyle mi, kesişmiyorlar mı? Yoksa her şeyleriyle iç içe mi geçmişler?

KCK operasyonlarını hatırlarsınız.  Operasyonları yapan Türk devleti "KCK paralel devlet kurmuş" diyordu. KCK'ye paralel devlet denseydi, anlardım. Ama eli, ağzı, burnu, şeyi birbirine karışmıştan yumağa dönmüş iki ortak nasıl paralel oluyor?

Ayrıca paralel demek, bir şeye göre tali demektir. Bir otoyolun yanı başında uzayıp giden diğer yol, paraleldir. Eğer ana yol yamuksa, her türlü pisliğin içindeyse, normal bir hizmet sunmuyorsa, insanların paralel yola rağbet etmesi çok normal. Kürtler, Türk devletinde aradığını bulamadığı için paralel KCK sistemini kurdular. Fakat AKP hükümeti "KCK paralel devleti"nin organlarını dağıttı, onbin civarında insanı içeri aldı. Halbuki asli Türk devletinin baskı, şiddet ve katliamlarından gına getirmiş olan Kürtler, sadece kendi kendilerini yönetmenin yollarını arıyorlardı. Ama asli devlet buna da izin vermedi. Seni ben istediğim gibi yöneteceğim dedi.

BDP ve KCK politikalarını eleştirdiğimizde, BDP ve KCK politikalarını tartışmasız kabul eden arkadaşlar alınıyor, eleştiremezsin diyorlar. Böyle demekle her şeyden önce yıllara dayalı kendi emeklerine haksızlık ediyorlar.

Paralel yapılara karşı asli Türk devletini masum göstermek midir iyi poltika? Top güllesi ağırlığında MİT'in Paris cinayetini tertiplediğine ilişkin iki belge ortaya çıkmış, bu belgeleri BDP başkanlığı "MİT'in içindeki paralel güçler" diye değerlendiriyor.

Sonra anlaşıldı ki, KCK'ye karşı nasıl "Paralel yapı" diye operasyon çekilmişse, MİT Cemaati, PDY olarak değerlendirilmiş. Yani "Paralel Devlet Yapısı."

BDP eşbaşkanı Demirtaş, İmralı'ya gidip gelirken görüştüğü MİT mesuplarından bu kavramı öğrenmiş olmasın?

İnsanın aklına başka bir şey gelmiyor çünkü. Daha sonra iş, Yahudi, Ermeni ve Rum paralel devlet ve lobilerine kadar götürüldü ve KCK bu açıklamalarıyla bir çok yerden tepki aldı.

Yazarların ve aydınların işi, karmaşık ve içinden çıkılmaz hale getirilmiş olay ve olgulara açıklık getirmek olacaktır.

Paralel diye bir yapı yok; Paris cinayeti, katili ve planlayanıyla Türk devlet cinayetidir.

Eğer paralel bir yapıdan söz edilecekse, Kürtlerin Kürdistan'daki çalışmalarının paralel bir yapıya denk düştüğü söylenebilir.

Cemaat, paralel bir devlet değil, ancak mensupları sık sık Türk devletinin katline kurban giden BDP ve KCK sistemi paralel bir yapı olarak adlandırılabilir. Zaten Kürtler şu anda yönetmeyi öğreniyorlar. BDP'li belediye başkanları Türk devletinden çok PKK ve Öcalan'ı dinliyorlar. O zaman hakiki paralel devlet kendileridir. Böyle olmak da çok normaldir, çünkü Türk devlet sistemi içinde Kürtlerin kendilerini ifade etme ve yönetme olanakları yoktur.

Sağlıklarına dikkat etmeleri ve can güvenliklerini korumaları dışında hiç bir beklentimin olmadığı, ancak siyaset haklarına saygı duyduğum BDP'lilerin bütün kötülüklerin başı asli cinayet devletini bırakıp, MİT'in uydurduğu hayali paralel devlet hikayeleriyle uğraşmalarını şaşkınlıkla izliyorum... Katilleri bırakıp, gölgeleriyle uğraşmak gibi bir şey bu. 

 

2079