Perşembe Nisan 24, 2025

Biz Teröristi Tanıyoruz /Erdal Yıldırım

Ülkemiz ekonomik, siyasal, sosyal olarak çok önemli tarihi ve zorlu bir süreçten geçiyor. Başta iktidarı elinde bulunduran AKP ve onun başındaki Recep Tayyip Erdoğan, çocukları ve ailesinin birçok bireyi, bazı Bakanlar, bakan çocuklarının, AKP’yle iç içe olan kimi odakların karıştığı yolsuzluk ve rüşvet sarmalı hergün biraz daha açığa çıkıyor. 

2002’den beri ülkeyi başta Nurcu Hizmet Hareketi, yani Fethullah Gülen Cemaati ile birlikte soyup soğana çeviren, bu süreçte her türlü talanı, paylaşımı, yolsuzluğu meşru hale getiren, tüm kamu kurumlarını yandaşlarına paylaştırıp çiftliğe çeviren Erdoğan, gelinen noktada cemaatle - iktidar partisi arasındaki rant paylaşımı sebebiyle oluşan anlaşmazlıkları çözemiyor ve ülkeyi tam bir kaosa doğru sürüklüyor.

Ülke gündemi bizzat R.T.Erdoğan tarafından her gün biraz daha geriliyor, toplum bilinçli bir şekilde bir birbirine düşman edilmeye, kutuplaşmaya ve çatışma ortamına çekilmeye, hatta iç savaşa doğru sürüklenmeye çalışılıyor.

17 Aralıkta ülke tarihinin gördüğü en büyük yolsuzluk, rüşvet operasyonu sonrasında tam bir bataklığa girdiği görülen, kurtulmak için debelendikçe daha çok batan Erdoğan, düştüğü aciz durum ve çaresizlik nedeniyle kendisine muhalif tüm kesimlere, kitlelere, ezilen milyonlara, demokratik hak ve talep istemlerde bulunanlara saldırmayı birincil ve yegane politika olarak belirlemiş görülüyor.

Erdoğan, 12 yıllık iktidarında ekonomik, sosyal, siyasal konularda, farklı kimlik ve inanç sahibi kesimlerin her türlü temel hak ve özgürlük taleplerini reddetmiş; muhalif düşüncelerin dile getirilmesinde asla hoşgörüyle yaklaşmamış, bilakis her türlü demokratik hak ve talepleri polisiye tedbirler ve faşizan yöntemlerle bastırmaya çalışmıştır. Hak, hukuk ve adalet isteyenlere düşmanca tavır takınan Erdoğan adeta diktatörce davranmayı kendisine düstur edinmiştir. .  

Geçtiğimiz yılın Mayıs sonunda Taksim Gezi Parkında başlayan “ayaklanma” sürecinde de, çevreyle ilgili taleplerde bulunanlara bile toleransız davranmış, aylarca tüm ülkede süren direnişler sonunda 7 gencimizin katledilmesi emrini vermiştir. Ayrıca 16 Haziranda evinden bakkala ekmek almaya giden 14 yaşında bir çocuk olan Berkin Elvan, polislerin yakın mesafeden attıkları gaz fişeği ile yaralanmış, 269 gün komada kaldıktan sonra sonsuzluğa uğrulanmıştır. 

12 Mart günü gerçekleştirilen cenaze törenine katılan yüzbinlerce insanın ağırbaşlı, onurlu tavrına bile tahammül edemeyen Erdoğan, büyük bir pervasızlıkla Berkin Elvan’ın annesi ve babasını mitingine katılanlara yuhalatmış ve Berkin’i de teröristlikle suçlamıştır.

Bu tam da hırsızın suçüstü yakalanması demektir! İnsan karşısındakini kendisi gibi bilirmiş..

Çok uzağa gitmemize gerek yok. Biraz geriye doğru gidelim ve kısaca belleklerimizi tazeleyelim.

Terörist, tek suçu Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenliklerinde gidip semah dönmek olan 12 yaşındaki çocuk KORAY KAYA mıdır? 

Yoksa terörist, ellerinde gaz bidonları "yakın ula yakın" diyerek Madımak'ı ateşe verip 33 kişiyi diri diri yakan binlerce gerici, faşist, güruh mudur? Yoksa terörist, yıllarca bu katilleri savunan, koruyan, iş güç sahibi yapan, Madımak katliamı davasını "zaman aşımına" uğratan AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Terörist, 2004 yılında Mardin Kızıltepe'de evinin önünde, babasıyla yan yana ve ayağında terlikli bir şekilde 13 kurşunla öldürülen henüz 12 yaşındaki UĞUR KAYMAZ mıdır? 
Yoksa terörist, o dönemde de iktidar olan, tetikçi katil polisleri gizleyen, koruyan ve yargılamayan AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Terörist, Diyarbakır'da 2006 yılında henüz 7 yaşında bir küçücük çocukken polislerin attığı gaz fişeği ile öldürülen küçücük yavru ENES ATA mıdır? 
Yoksa terörist, Enes'i vuran 3 polisin dosyalarını 6 yıl raflarda tutup yargılanmalarını engelleyen AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Terörist, Diyarbakır Lice, Xambas mezrasında 2009'da kuzularını yayarken atılan roketle parçalanıp ölen 12 yaşındaki kız çocuğu CEYLAN ÖNKOL mudur?

Yoksa terörist, askeri birlikten roketi atan şüphelilerin bile soruşturulmasını engelleyen AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Terörist, birazcık daha insanca yaşamak, aç kalmamak için sınır ötesine bir bidon mazot, bir karton sigara getirmek için giden, ancak savaş uçakları tarafından bombalanan 34 Kürt çocuğu mudur?

Yoksa terörist, savaş uçağı pilotlarına bizzat ateş emir verip 34 Kürt gencinin, çocuğunun öldürülmesinin bir numaralı sorumlusu olan AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Terörist, iktidara geldiği 2002 yılından buyana ülkeyi soyup soğana çeviren, kısa sürede dünyanın sayılı zenginleri arasında yeralan, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, devletin tüm kurumlarını yandaşlarıyla dolduran diktatörlük hevesli birisine karşı demokratik yollarla protesto etme hakkını kullanırken öldürülen Abdullah, Mehmet, Medeni, Ethem, Ali İsmail, Ahmet, Hasan Ferit mi? 

Yoksa terörist, her türlü demokratik hak ve talebi faşizan bir şekilde bastıran, övünerek  “polise vur emrini ben verdim”, ve “polisimiz destan yazdı” deyip onca gencimizi aramızdan alıp götüren AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Terörist, bakkala ekmek almaya giderken evinin önünde gaz bombalarıyla vurulup, ölümsüzleşen 14 yaşındaki BERKİN ELVAN mıdır?

Yoksa terörist, ya da katil, polise destan yazdıran, "kara kaşlı çocuk" Berkin Elvan'ı aramızdan alıp götüren AKP iktidarı ve onun başındaki kişi midir? Kimdir?

Benim için bu soruların yanıtı çok açıktır.. Teröristin de kim olduğu, katilin de kim olduğu gündüz ve gece kadar, ekmek ve su kadar, hava kadar gerçektir.

Ve şimdi onur ve şeref sahibi, kendisine insanım diyen herkes, elini vicdanına götürüp bu soruları kendisine mutlaka sormalıdır. Sorduğunda ve kendisine yanıtını verdiğinde görecektir ki, çevremizdeki komşu ülkelerde bile iç savaş için her türlü dalavereyi çeviren bu kişi göz göre göre ülkemizi de bir iç savaşa götürme uğraşı içindedir.

Ve toplumun tüm dinamikleri bu diktatörün haramı saltanatını yerle bir etmek için  Faşizme  Karşı Birleşik Cepheyi en kısa sürede örmeli ve iktidarı alaşağı etmelidir.

 

Erdal YILDIRIM

16 Mart 2014 

96765

Erdal Yıldırım

2012 yılı sonlarından itibaren sitemize yazılarıyla yeni bir soluk katan yazarımız genellikle Aleviler ve sorunları üzerine makaleler yazmaktadır.

erdalyildirim@kaypakkaya-partizan.net(hazırlanıyor)

Son Haberler

Erdal Yıldırım

Güzel insanların ardından kurulan her cümle yetersizdir…(İsmail Cem Özkan)

Şimdi anıları olanlar hemen anılarını paylaşmayacak, zamanı gelince yazarlar ya da anı kitabı yapılacaksa oraya bir kaç kelime bırakacaklardır ama popüler olanı yapacaklar yani varsa birlikte çektikleri/ çekildikleri fotoğraflarını paylaşacaklar...

Turan Eser benim geçmişi (artık geçmiş oldu, zamanda üzerine eklenince) uzun bir sancılı dönemin dostluğuna dayanıyor...

Emperyalizm Üzerine Notlar-6

 

13-15 Eylül 2024   ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1.  Gün

Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.

Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

Erdoğan ve cumhur ittifakı’nın hazırlıkları iç savaş odaklıdır!

İçinden geçilmekte olan sürecin bu ayırt edici özelliği, rejimin ne kadar da kırılgan bir durumda olduğunun, çıplak bir ifadesi olarak da okunabilir elbet.

Serdareme, Caneme, Hevaleme…

Her devrimci değerlidir. Ancak bazıları istisnadır. Yaşam ve duruşlarıyla, söz ve eylemleriyle derin izler, unutulmaz anılar geride bırakır. Geçtikleri her yerde devrimin, özgürlüğün dinmeyen esintilerini bırakır. Devrimcilerin değerlerini belirleyen her daim hatırlanan pratik ve eylemleri ve yazdığı unutulmaz eserleridir. Serdar Can yoldaş her ikisini de doğru yapmaya çalıştı. Hem devrimin kalemini hem de devrimin silahını iyi kullandı. Hem de en geç yaşlarında.

Erdoğan yeni anayasa istemi ne tür bir ihtiyacin ürünü ?

Siyasal İslamcı din bezirganı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, özelliklede son yerel seçimlerde uğradığı ağır hezimetin ardından, adeta gün aşırı bir sıklıkla, toplumun artık yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dilendirmekte. Bu demek oluyor ki Erdoğan’a göre, 22 yıllık iktidarları döneminde yeni bir anayasa, toplumsal bir ihtiyaç haline gelmemiş. Gelse, ille ki o zaman da bunu gündeme taşır ve çözmek isterdi, değil mi? Peki şu son dört-beş aylık zaman diliminde ne oldu da birdenbire acil bir ihtiyaç haline geldi?

Asıl Olan, Örgütlü Yığınların Mücadelesidir

Çağımız, emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Yaşanan tüm değişimlere, ideolojik anlamdaki çürüme ve yozlaşmaya rağmen işçi sınıfının ezen ve ezilenler mücadelesindeki tarihsel misyonu hala gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Yaşanmakta olan, ikili hukuk denkleminde,bir ara rejim midir?

Resmi adıyla, “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”ne, günlük kullanım diliyle “tek adam diktatörlüğü”ne geçişle birlikte ve özellikle de ırkçı faşist-kontra bir odak partisi olan MHP katılımıyla oluşturulan “Cumhur İttifakı” iktidarı altında; sistemin, Anayasasında kendisini tanımlaya geldiği ve iyi kötü ve de taklidi de olsa, bir şekilde uygulanmaya çalışılan “laik” ve Anayasal “hukuk Devleti” prensipleri, adım adım terk edilmeye başlandı.

Komutan Orhan Cihat Bingöl (Nubar Ozanyan)

Duyduğumuzda inanmakta ve kabul etmekte zorlandığımız şehit haberleri yüreğimizi fena halde acıtsa da ideallerine ve anılarına bağlı kalma, mücadele bayraklarını daha yükseklere taşıma sözü vermeye devam edeceğiz.

Kürt ve özgürlük düşmanları sevinmesin! Hesapsızca toprağa düşen her gerilla Kürdistan topraklarında yeniden doğacaktır. Ve onlar her daim ölümsüzlük içinde çoğalarak büyüyecek birer dağ olup düşmanın üstüne yürüyerek anılacaklar. Ne yaşamları ne toprağa düşüşleri ucuz ve kolay olmayacaktır.

Vitrin olma kız... vitrin olma...

Sen, senle halk arasında artırılan düşmanlığı çözmenin araçlarının neler olduğunu bilmiyorsan...

Şimdi ne kadar güzel olurdu değil mi kız...

ne kadar güzel olurdu...

mecliste, belediye başkanlıklarında bir...

Öyleyse.... öyleye...

Hayeller.... söylemler...

Kitleler...

yüzlerini dahil seçemeceğimiz kalabalıklar...

Gerçekler ise....

Zil zurna, kah kaha atarken sümükleri dahil ağızlarına giren masaları tek tek dolaşarak, mekan yeni insanlar..

Hemi... hemi...

hayat bu... gerçeklik bu ise...

Şeriat ve kadın

Tüm  kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale  geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve  keza “9.

Türkiye ve kuzey Kürdistanlı solculara yönelik bayrak eleştirisi

Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar.

Sayfalar