Pazartesi Mart 3, 2025

Derlenin Toparlanın Yoldaslar, Bu Kavga en sonuncu Kavgamızdır!

Faşist diktatörlüğün  Ankara'da patlattığı bomba Türkiye halklarını öldürdü. Orada öldürülen hepimizdik, Faşist Türk devleti kuruluşundan ( ittahat -tarakkiden)günümüze sosyalistler,Ermeniler,Kürtler,Rumlar,Aleviler, Ezidiler yani,Türkiye halkları katledildi . Soykırımdan geçirildi. Taksim'de Maraş'ta,Çorum'da,Sivas'ta,Roboski'de,Diyarbakır'da, Suruç'ta,Ankara'da geçmişten günümüze seri ve toplu katliamları devam ettiriyorsunuz. Ermeni ve Rumların toplu katliamları yetmedi, Ağrı'da, Zilan'da,Koçgiri'de ,Diyarbakır'da, Dersim'de katliamlar yaptınız. Genlerinize işleyen saltanat ve saraya hakim olma aşkı, kanlı-kirli ellerinizi hala kanla yıkamayı gerektiriyor. O sebeple ezilen halklarımızın katletmeye , kanını akıtmaya doymuyorsunuz.

Hani  ' uzak Asya'dan' "dört nala"kaçarak, Moğolların,Cengizhan'nın azabından kurtulmak için terk ettiğiniz,"Anavatan" denen birşey bırakmadığınız ,"uğruna feda edeceği"niz birşeyler bırakmayıp,Arapların kılıçından  boyunlarınızı geçirtip zorla müslümanlaştırıldınız ya... Ve sonra boyun uçurmayı öğrenip , Asya'da, Afrika'da, Avrupa'nın bir bölümünde ve Anadolu'da halkların kanını akıta akıta geldiniz ya,kana doymadınız ,doymuyorsunuz ya, doymayacaksınız da, ya...

Bizleri Zalimce,kalleşce arkadan vurmak,savunmasız insanlarımızı kahpece hayin tuzaklarda bamba patlatarak katletmeniz sizin kitabınızda varoluşunuzdan günümüze mevcuttur. Atalarınızdan kalan genetik kanlı bir mirası bugün alcakca devam ettiriyorsunuz. Hayin tuzakları , kahpe pusularda katledilmeyi biz çokca yaşadık. Bilesinizki; ne yaparsanız yapın , hangi alçakca bombaları patlatırsanız patlatın , sırtınızı hangi emperyalist sermayeye  dayarsanız dayayın bizi yıldıramazsınız,yok edemezsiniz bugüne kadarda yok edemediniz. Emperyalist sermayenin ayaklarının altındaki toprağı eşelemeye , oymaya devamedeceğiz. Artık açığa çıkmış  bütün dünyanın duyduğu bildiği IŞID gibi islamcı faşist güruhkarı Amerika,İngiltere,İsrail  ve onlara göbekten bağımlı uşak faşist Türk devleti gibi piyonlar "eğitmekte,örgütlemekte,donatmakta,savaşa sürmektedir. Sermaye devletleri emekci halklarımız karşısında ve ulusal  bağımsızlık savaşı yürüten uluslar karşısınde hertürlü savaş oyununu oynamakta, kahpelikte üstlerine yoktur. Bugün ak olan , yarın kolayca kara oluveriyor. Kar ve eğemenlik için her yol bunlarda mevcuttur.  Besledikleri , üstümüze saldıkları ağzı salyalı  karanşık faşist güruhlarIŞID,SERDAR PAKER  vb gibileri yarın vadelwri dolduğunda  kolayca  harcayıp çöplüğüne atıvereceklerdir . Biz geçmişte bunları yaşadık , bugünde yaşamaktayız, bunun bilinçindeyiz. Bizim derdimiz , sorunumuz faşizme, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini yükseltmek , dünyayı bunlara yaşamı dar etmek , uykularını kaçırmak,yataklarında rahat uyumalarını engellemektir. Sınıf kavgamızın en son kavgasını bu emperlalist sermaye devletleriyle ve faşizmle yürüteceğiz. 

Bilinki,yaşadıklarımız,ödediğimiz bedeller boşuna gitmeyecek,hiçbirşey kader değildir. Spartaküs den  Şeh Bedrettine , Pir sultana , Çerkez hatliamına,Ermeni soykırımına  ve günümüze kadar hep kırdınız , katlettiniz, ama yok edebildinizmi? Sırca  saraylarınızda  rahat uyuyabildinizmi,kahpe karanlıktan rahat yüzü gördünüzmü? Hayır , hayır , bin kere hayır. Ne yaparsanız yapın , hangi faşist kolluk kuvvetini , itinizi,mit,Işıd gibi besleme katil çetelerinizi üstümüze salarsanız salın geri adım atmayacağız. Yürüyeceğiz üstünüze üstünüze taki ;halklarımızın bağımsızlığını, özgürlüğünü, eşitliğini ve kardeşliğini yaratana kadar sizinle  dişediş mücadele ederek , saltanatınızı yıkacağız . Bu gerçeğe inanıyoruz , gelecek zafer pek uzak değil. Ve biz o zaman halklarımız arasında gerçek barışı kuracağız. 

Selçuklu'dan günümüze girdiğiniz her karış toprakta (işgal-istila)  kadın, çocuk, ihtiyar genç demeden katlettiniz,kan akıttınız. Kendinizden olmayanları, yaptığınız zulmün biat etmeyenleri ötekileştirdiniz.Türklüğü,ırkcılığı miladı insanlık dışı vahşet olan İslam'la boyalayıp kana kan diye diye günümüze zulmü taşıdınız. Ey  kanlı  Osmalı mirascıları dönün bir arkanıza bakın,Sarayınız-Saltanatınız atalarınızın,kardeşlerinizin,analarınızın,bacılarınızın kanlarıyla kirlidir. Saray ve saltanat uğruna  babasını öldüren,kardeşini boğduran,kendi öz evladını gözleri önünde infaz eden karanlık,komplocu bir geleneğe sahipsiniz.  Kin , intikam ve mevki hırsı sizlere Selçuklulardan-Orhan Gaziden,Barbarlığıyla ünlü Osman gaziden mirastır. Bu miras atalarından kalmış faşizmin başı, hasta Cumhurbaşkanına ve şürakasına... Yediyüz , neredeyse sekizyüz yıllık kanlı tarihinize bir bakın , hangi gün barış içerisinde kardeşce yaşadınız?Kendi oğluna düşman olan,ailesini katleden , genlerinde kendini dahi sevmeyen, kendinden dahi şüphelenen ,Saltanat ve Saray yöneten hasta şizofren"sultanların sonu hep aynı olmuştur. yaptıkları zulme karşın rahat yüzü görmemişler , birbirlerini boğazlamakla,asıp -kesmekle , sermayeye kul- köle olmakla nam salmışlardır.

Hani,"tek bir terörist kalıncaya kadar" bombalamaya , öldürmeye,asmaya , kesmeye,ölü bedenlerimize işkence etmeye, tomaların arkasında boğazımıza kement geçirerek sürüklemelerinize , korku toplumu yaratarak sineceğimizimi  sandınız...Asla  bin kere  hayır. Bugüne kadar vurmakla,asmakla , kesmekle , bombalamakla bitiremediniz , bitiremeyeceksiniz. Unutmayın döktüğünüz kan denizinde boğulacaksınız,kimse sizi kurtaramayacak. Faşist saltanatınızın sonu dünden daha yakın bizlere... Bizki ölümlerden doğarak bugünlere geldik,bizi öldürmekle bitiremezsiniz. Yaptığınız her katliam ve zülme karşı dahada dirençli güçlü , kitlesel karşınıza çıkıyoruz, çıkacağız.

Bizlere ağlamayı unutturanlar,gözyaşı pınarlarımızı kurutanlar,çocuklarımızı,gençlerimizi ellerimizden kahbece koparıp alanlar , yani faşist katil  Türk devleti seni seni asla ve asla af etmeyeceğiz. Bugüne kadar yaptığınız zulmü asla ve asla  utmayacağız. Yaptıklarınızın hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız. Sizlerle asla barışmayacağız,taki yaptıklarınızın hesabını soruncaya kadar,saltanatınızı başınıza yıkıncaya kadar faşizmle mücadelemizi yürüteceğiz.

Bilinsinki; korkunun ecele faydası yoktur,korkuyu kabüllenmek kölece yaşamayı peşinen kabül etmektir. Faşizm bir asırdır bizlere  korku toplumunu kabüllenmemizi dayatıyor,kabül etmedik , kabül ettiremeyecekler. Çünkü bizler yıktık tüm korku çemberlerini,ölümden ötesi yoktur...Kaybedeceğimiz ise canımızdan başka birşeyimiz kalmadı. O sebeple direne direne güçleneceğiz,kazanacağız . Kayıplarımız çok,acılarımız büyük , yas tutmayacağız,acılarımızı sınıf kavgasının denizinde  yoğuracağız, çelikleşeceğiz. Yeniden derlenip toparlanma zamanı dostlar,kardeşler,yoldaşlar.

Öldürülenlerimiz faşizme karşı mücadelede halkların özgürlüğü,bağımsızlığı,eşitliği,kardeşliği ve barışı için öldüler. Hakkımız yok onların matemini tutmaya. Eğerki;onların uğruna canlarını verdikleri sınıf kavgamıza sahip çıkarsak,bu kavgamızı  elden ele , ülkelerden ülkelere taşırsak, özgürlük ve bağımsızlık türkülerini dilden dile söylersek eğer, ozaman  hakkımız var yeniden doğmaya...Bedeli ne olursa olsun toprağa düşen bütün canlarımıza gelecek özgür güzel günleri mutlaka  müjdeleyeceğiz. Buna inanmalıyız , emperyalizme , faşizme ve onların piyon maşa örgütlerine karşı zafer eninde sonunda Türkiye ve Kürdistan halklarının olacaktır.

46132

Son Haberler

Derlenin Toparlanın Yoldaslar, Bu Kavga en sonuncu Kavgamızdır!

Güzel insanların ardından kurulan her cümle yetersizdir…(İsmail Cem Özkan)

Şimdi anıları olanlar hemen anılarını paylaşmayacak, zamanı gelince yazarlar ya da anı kitabı yapılacaksa oraya bir kaç kelime bırakacaklardır ama popüler olanı yapacaklar yani varsa birlikte çektikleri/ çekildikleri fotoğraflarını paylaşacaklar...

Turan Eser benim geçmişi (artık geçmiş oldu, zamanda üzerine eklenince) uzun bir sancılı dönemin dostluğuna dayanıyor...

Emperyalizm Üzerine Notlar-6

 

13-15 Eylül 2024   ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1.  Gün

Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.

Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

Erdoğan ve cumhur ittifakı’nın hazırlıkları iç savaş odaklıdır!

İçinden geçilmekte olan sürecin bu ayırt edici özelliği, rejimin ne kadar da kırılgan bir durumda olduğunun, çıplak bir ifadesi olarak da okunabilir elbet.

Serdareme, Caneme, Hevaleme…

Her devrimci değerlidir. Ancak bazıları istisnadır. Yaşam ve duruşlarıyla, söz ve eylemleriyle derin izler, unutulmaz anılar geride bırakır. Geçtikleri her yerde devrimin, özgürlüğün dinmeyen esintilerini bırakır. Devrimcilerin değerlerini belirleyen her daim hatırlanan pratik ve eylemleri ve yazdığı unutulmaz eserleridir. Serdar Can yoldaş her ikisini de doğru yapmaya çalıştı. Hem devrimin kalemini hem de devrimin silahını iyi kullandı. Hem de en geç yaşlarında.

Erdoğan yeni anayasa istemi ne tür bir ihtiyacin ürünü ?

Siyasal İslamcı din bezirganı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, özelliklede son yerel seçimlerde uğradığı ağır hezimetin ardından, adeta gün aşırı bir sıklıkla, toplumun artık yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dilendirmekte. Bu demek oluyor ki Erdoğan’a göre, 22 yıllık iktidarları döneminde yeni bir anayasa, toplumsal bir ihtiyaç haline gelmemiş. Gelse, ille ki o zaman da bunu gündeme taşır ve çözmek isterdi, değil mi? Peki şu son dört-beş aylık zaman diliminde ne oldu da birdenbire acil bir ihtiyaç haline geldi?

Asıl Olan, Örgütlü Yığınların Mücadelesidir

Çağımız, emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Yaşanan tüm değişimlere, ideolojik anlamdaki çürüme ve yozlaşmaya rağmen işçi sınıfının ezen ve ezilenler mücadelesindeki tarihsel misyonu hala gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Yaşanmakta olan, ikili hukuk denkleminde,bir ara rejim midir?

Resmi adıyla, “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”ne, günlük kullanım diliyle “tek adam diktatörlüğü”ne geçişle birlikte ve özellikle de ırkçı faşist-kontra bir odak partisi olan MHP katılımıyla oluşturulan “Cumhur İttifakı” iktidarı altında; sistemin, Anayasasında kendisini tanımlaya geldiği ve iyi kötü ve de taklidi de olsa, bir şekilde uygulanmaya çalışılan “laik” ve Anayasal “hukuk Devleti” prensipleri, adım adım terk edilmeye başlandı.

Komutan Orhan Cihat Bingöl (Nubar Ozanyan)

Duyduğumuzda inanmakta ve kabul etmekte zorlandığımız şehit haberleri yüreğimizi fena halde acıtsa da ideallerine ve anılarına bağlı kalma, mücadele bayraklarını daha yükseklere taşıma sözü vermeye devam edeceğiz.

Kürt ve özgürlük düşmanları sevinmesin! Hesapsızca toprağa düşen her gerilla Kürdistan topraklarında yeniden doğacaktır. Ve onlar her daim ölümsüzlük içinde çoğalarak büyüyecek birer dağ olup düşmanın üstüne yürüyerek anılacaklar. Ne yaşamları ne toprağa düşüşleri ucuz ve kolay olmayacaktır.

Vitrin olma kız... vitrin olma...

Sen, senle halk arasında artırılan düşmanlığı çözmenin araçlarının neler olduğunu bilmiyorsan...

Şimdi ne kadar güzel olurdu değil mi kız...

ne kadar güzel olurdu...

mecliste, belediye başkanlıklarında bir...

Öyleyse.... öyleye...

Hayeller.... söylemler...

Kitleler...

yüzlerini dahil seçemeceğimiz kalabalıklar...

Gerçekler ise....

Zil zurna, kah kaha atarken sümükleri dahil ağızlarına giren masaları tek tek dolaşarak, mekan yeni insanlar..

Hemi... hemi...

hayat bu... gerçeklik bu ise...

Şeriat ve kadın

Tüm  kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale  geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve  keza “9.

Türkiye ve kuzey Kürdistanlı solculara yönelik bayrak eleştirisi

Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar.

Sayfalar