Salı Aralık 31, 2024

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

51. Ölümsüzlük yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs ayında yitirdiklerimiz şahsında, devrim mücadelesinde ölümsüzlüğe uğurladığımız tüm yitirdiklerimizi Partizan ve Sınıf Teorisi olarak Avrupa’nın çeşitli ülke ve şehirlerinde Mayıs ayında yapacağımız gece etkinlikleri ve değişik eylemlilikle anacağız. Ortak anma etkinliğimizin startını bu yıl enternasyonal proletaryanın seçkin önderi Lenin'in 100. Ölümsüzlük yılına denk gelmesi vesilesiyle 14 Ocak LLL yürüyüşünde yapacağımız ortak yürüyüşte vereceğiz.

Kaypakkaya ve tüm ölümsüzlerimiz, devrim, sosyalizm ve komünizm mücadelemizde mutlak zaferimizin esin kaynakları, kavga bayraklarımızdır!

Enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağını coğrafyamızda göklere çeken Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın, 18 Mayıs 1973’te Diyarbakır Hapishanesinde, aylarca sürdürülen işkencelerin ardından faşist diktatörlük tarafından katledilişinin 51. Yıl dönümüne hazırlanıyoruz.

Komünist Önder Kaypakkaya yoldaşın faşizmin zindanlarında derin halk sevgisi ve komünizm davasına bağlılık temelinde proletaryanın parıldayan direniş yıldızı olarak ölümsüzleşmesinden günümüze dek, binlerce komünist, devrimci ve yurtsever, devrim ve komünizm mücadelesinde hiçbir kişisel çıkar ve hesap gütmeksizin canlarını feda ettiler. Proleter dünya devriminin Türkiye bölüğü olarak muazzam bir tarihinin mirasçıları olarak büyük bir kavga yürüttük- yürütmekteyiz.   Kaypakkaya ile aydınlanan 52 yıllık tarihimizde sınıf mücadelesinin her özgün sürecine cevap olmaya çalıştık.

Ölümsüzlerimiz devrim ile karşı devrimin istisnasız her çatışma sahasında, keskin devrimci çözümün, ısrarlı devrim yürüyüşünün abideleri olarak bayraklaştılar. Ve On’lar, büyüyen devrim ordusunun katarı, düştüğümüz her yerden yeniden ve daha güçlü ayağa doğruluşumuzun bilincidirler. Proleter devrimin tüm tarihsel zorlukları, başarı ve yenilgilerle ilerleyen tüm etapları, ölümsüzlerimizin devrim görevlerindeki tarihsel rolüyle ilerlemiş, On’ların cüreti-fedakarlığı ve kararlılığıyla büyümüştür. Bu anlamıyla ölümsüzlerimiz, sadece tarihe not edilmiş bir anın devrimci görevleri değil, devrimci mücadelenin de perspektifini temsil ederler. Dolaysıyla Komünist Önderimiz Kaypakkaya’yı ve tüm ölümsüzlerimizi anarken takvimsel bir görevden öte, günün devrimci görevlerini yerine getirme bilinciyle anmaktayız. Sadece planladığımız anma etkinlikleri ile değil, aynı zamanda güncel sürecin öne çıkardığı tüm devrimci görevlere cevap olmak Komünist Önderimizi ve tüm ölümsüzlerimizi anmanın tayin edici yönü olarak görmekteyiz.

Kaypakkaya ve Ölümsüzleşenlerimizi Anmak, Devrimin Güncel Görevlerine Sahip Çıkmaktır!

 

İçinden geçtiğimiz tarihsel süreç itibarıyla kollarını bir ahtapot gibi dünyanın dört bir yanına saran kapitalist emperyalist dünya gericiliğinin insan ve doğayı yok edilişine dönük yaşanan barbarlık tehdidi, emperyalist bloklar arasında süren hegemonya çatışmalarıyla, savaş, işgal ve ilhaklar boyutlanarak sürmektedir. Ukrayna’daki emperyalist savaş, Filistin ve Kürdistan’daki işgal, Ortadoğu’dan Asya Pasifik sahasına uzanan sermayenin yayılma stratejisi, emperyalist gericiliğin siyasal sürecinin birer parçası olarak ezilenlere ölüm ve yıkım dayatmaktadır. Filistin’i işgal eden İsrail Siyonizm’inin son geliştirdiği katliamlar, Faşist Türk devletinin Rojava ve Güney Kürdistan’da geliştirdiği işgal, dünya gericiliğinin çıkarları uğruna her coğrafyadaki özgün saldırılarını tarif etmektedir. Yine coğrafyamızda büyük katliam ve kıyımlarla, kapsamlı sömürü ve baskılarla hüküm süren AKP-MHP faşist bloğunun Erdoğan liderliğindeki tekçi-ırkçı açık faşizm sultası, emekçi halkın üzerine karabasan gibi çöken zulmü ile kanlı iktidarını sürdürmektedir. Gerek dünya da ve gerekse de coğrafyamızdaki bu kapsamlı baskı koşulları, savaş ve ilhak, ezilenlerin dünyasında yeni bir öfkeye dönüşmüş, kitlelerin sistemle hesaplaşması eylemleriyle, devrimci mücadele için önemli bir dinamik oluşturmuştur. 

Bu zeminde, her devrimci birlik ve her devrimci etkinlik mücadelemizde yaşamsal bir ihtiyaç ve öneme sahiptir. Şüphesiz ki, bu mücadelenin bir parçası da devrimci mücadelede ölümsüzleşen yoldaşlarımızın ideallerini gerçekleştirme kararlılığıyla onları anmak, tarihi belleğimizi diri tutmaktır.

Bu devrimci bilinç ve sorumlulukla, 4 Mayıs İsviçre ve Londra, 11 Mayıs Viyana, 12 Mayıs Hollanda, 18 Mayıs Frankfurt, 25 Mayıs Hamburg’da Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın 51. Ölümsüzlük yılı vesilesiyle tüm ölümsüzlerimizi anacağız. Tüm işçileri, emekçileri, devrimcileri, ezilen ulus ve inançlara mensup halkımızı yapacağımız etkinliklere katılmaya çağırıyoruz!

 

 Aralık 2023

 PARTİZAN –SINIF TEORİSİ

 

5494

Comment form

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • Satırlar ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Partizan'dan

Güzel insanların ardından kurulan her cümle yetersizdir…(İsmail Cem Özkan)

Şimdi anıları olanlar hemen anılarını paylaşmayacak, zamanı gelince yazarlar ya da anı kitabı yapılacaksa oraya bir kaç kelime bırakacaklardır ama popüler olanı yapacaklar yani varsa birlikte çektikleri/ çekildikleri fotoğraflarını paylaşacaklar...

Turan Eser benim geçmişi (artık geçmiş oldu, zamanda üzerine eklenince) uzun bir sancılı dönemin dostluğuna dayanıyor...

Emperyalizm Üzerine Notlar-6

 

13-15 Eylül 2024   ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1.  Gün

Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.

Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

Erdoğan ve cumhur ittifakı’nın hazırlıkları iç savaş odaklıdır!

İçinden geçilmekte olan sürecin bu ayırt edici özelliği, rejimin ne kadar da kırılgan bir durumda olduğunun, çıplak bir ifadesi olarak da okunabilir elbet.

Serdareme, Caneme, Hevaleme…

Her devrimci değerlidir. Ancak bazıları istisnadır. Yaşam ve duruşlarıyla, söz ve eylemleriyle derin izler, unutulmaz anılar geride bırakır. Geçtikleri her yerde devrimin, özgürlüğün dinmeyen esintilerini bırakır. Devrimcilerin değerlerini belirleyen her daim hatırlanan pratik ve eylemleri ve yazdığı unutulmaz eserleridir. Serdar Can yoldaş her ikisini de doğru yapmaya çalıştı. Hem devrimin kalemini hem de devrimin silahını iyi kullandı. Hem de en geç yaşlarında.

Erdoğan yeni anayasa istemi ne tür bir ihtiyacin ürünü ?

Siyasal İslamcı din bezirganı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, özelliklede son yerel seçimlerde uğradığı ağır hezimetin ardından, adeta gün aşırı bir sıklıkla, toplumun artık yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dilendirmekte. Bu demek oluyor ki Erdoğan’a göre, 22 yıllık iktidarları döneminde yeni bir anayasa, toplumsal bir ihtiyaç haline gelmemiş. Gelse, ille ki o zaman da bunu gündeme taşır ve çözmek isterdi, değil mi? Peki şu son dört-beş aylık zaman diliminde ne oldu da birdenbire acil bir ihtiyaç haline geldi?

Asıl Olan, Örgütlü Yığınların Mücadelesidir

Çağımız, emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Yaşanan tüm değişimlere, ideolojik anlamdaki çürüme ve yozlaşmaya rağmen işçi sınıfının ezen ve ezilenler mücadelesindeki tarihsel misyonu hala gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Yaşanmakta olan, ikili hukuk denkleminde,bir ara rejim midir?

Resmi adıyla, “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”ne, günlük kullanım diliyle “tek adam diktatörlüğü”ne geçişle birlikte ve özellikle de ırkçı faşist-kontra bir odak partisi olan MHP katılımıyla oluşturulan “Cumhur İttifakı” iktidarı altında; sistemin, Anayasasında kendisini tanımlaya geldiği ve iyi kötü ve de taklidi de olsa, bir şekilde uygulanmaya çalışılan “laik” ve Anayasal “hukuk Devleti” prensipleri, adım adım terk edilmeye başlandı.

Komutan Orhan Cihat Bingöl (Nubar Ozanyan)

Duyduğumuzda inanmakta ve kabul etmekte zorlandığımız şehit haberleri yüreğimizi fena halde acıtsa da ideallerine ve anılarına bağlı kalma, mücadele bayraklarını daha yükseklere taşıma sözü vermeye devam edeceğiz.

Kürt ve özgürlük düşmanları sevinmesin! Hesapsızca toprağa düşen her gerilla Kürdistan topraklarında yeniden doğacaktır. Ve onlar her daim ölümsüzlük içinde çoğalarak büyüyecek birer dağ olup düşmanın üstüne yürüyerek anılacaklar. Ne yaşamları ne toprağa düşüşleri ucuz ve kolay olmayacaktır.

Vitrin olma kız... vitrin olma...

Sen, senle halk arasında artırılan düşmanlığı çözmenin araçlarının neler olduğunu bilmiyorsan...

Şimdi ne kadar güzel olurdu değil mi kız...

ne kadar güzel olurdu...

mecliste, belediye başkanlıklarında bir...

Öyleyse.... öyleye...

Hayeller.... söylemler...

Kitleler...

yüzlerini dahil seçemeceğimiz kalabalıklar...

Gerçekler ise....

Zil zurna, kah kaha atarken sümükleri dahil ağızlarına giren masaları tek tek dolaşarak, mekan yeni insanlar..

Hemi... hemi...

hayat bu... gerçeklik bu ise...

Şeriat ve kadın

Tüm  kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale  geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve  keza “9.

Türkiye ve kuzey Kürdistanlı solculara yönelik bayrak eleştirisi

Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar.

Sayfalar