Perşembe Kasım 7, 2024

Diyarbakır da HDP il binası kuşatma altında...Dursun Ali Küçük

Türk kirli savaşına ve algı operasyonuna kurban edilen analar üzerinde yapılan duygu sömürüsü..
Diyarbakır da HDP il binası kuşatma altında...
Cumartesi anaları olunca hep joplanır, oysa bunlar on yıllardır kayıp çocuklarını arıyor..
Polisi her zaman bu annelere saldırıyor..
Türk medyası Diyarbakır HDP il binası önünde polis eşliğinde toplanan bazı aileleri ise hep gündem yapıyor..
Bu gündeme Kürtlerden eşlik eden ve Türk algı operasyonuna katılan tipler var..
Bu analar kullanılıyor.. Bu çok açıktır. çeşitli şaibeler var, sanırım kanıtlanır..
Evet, ben gerillayım...
Gerilla olmayı savunacağım...
Türk işgaline karşıyım..

HDP hiç kimseyi dağa çıkarmıyor ve çıkarmaz.
Konuyu TC ve bazi çevreler bilinçli saptırıyor.
kaldı ki HPG ye katılmaya giden gençler gönüllü ve kendi isteğiyle gidiyor..
O bazı aileler ilk çağrıyı oğul ve kızlarına yapsın..
Bu ailelerde biliryorlar ki çocukları gönüllü gitmiş..
PKK ve HPG kimseyi zorlan dağa kaldırmıyor..
1986 ve 1990 aralarında PKK zorunlu askerlik uygulamasına gitti ve sonra bunun yanlış olduğunu görüp vazgeçti..

Türk medyasının başlıklarını aşağıda vereceğim.
Kürt katili ve Rojava Kürdistanı yok etmek isteyen, Efrin i işgal eden, Rojava ya 1 milyon arap yerleştirmek isteyen ve Kürtlere soykırım dayatmak isteyen TC askerliğine gidenlere sözünüz yok mu?
Şu bazı tip Kürtlere bir sözüm olacak..
Siz türk askerliğine zorla götürülen ve Kürtlere karşı kullanılan Kürt ve türk annelerinin duygularını bilir misiniz?
Bunu neden seslendirmiyorsunuz?
Türk psikolojik savaş ve duygu sömürüsü algısına hemen balıklama atlıyorsunuz..
hendek savaşının stratejik ve taktik olarak yanlış olduğunu yazmıştım. Ama öte yandan TC nin Kürtler uyguladığı soykırımın ve 13 şehrimiz yerle bir edilmesinin karşısında durdum.
Şimdi İkdidar ve tC nin HDP yi kapattırma uyguılaması ve Diyarbakır da işlevsiz hale getirme çalışmalaırna destek veren Kürt Türk algı operasyonunun kurbanıdır.
Öyle bazılarınız çok akıllı ve savaş karşıtı geçinmesin.
Savaş karşıtı olanları anlarım.
Savaşın bitmesini isterler..
HPG ye gerilla olarak gidenler için HDP nin vurulması ve gözden düşürülmesi çabalarını alkışlamak doğru değildir.
oraya polis destekli giden bazı ailelerin HDP lileri aşağılamasını doğru görmüyorum.
HDP kimseyi dağa göndermez.
PKK işleyişinden bunu biliyorum.
Legal alan savaşçı çıkarmaya ve göndermeye karışamaz.
O halde en başta HDP nin hedef alınması yanlıştır..
HDP nin hedeflenmesine çanak tutanların algı operasyonları ile aklı tutulmuştur...
Kendimize gelelim...
KCK çözüme hazırdı. Hatta silahlı mücadeleyi bırakma noktasına geldi.
Ama TC çözüm için hiç bir adım atmadı, af çıkarmadı, barış ortamı oluşturmadı, Kürtçeye serbestliği bile kabul etmedi..
Hiç bir adım atılmadan nasıl çözüm ve barış olur?
Soykırımcı, talancı ve her parçada Kürde düşman olan bu devletin yakasına yapışınız..
bu konuda Eleştiri felan ne HDP nede PKK ye yapacağım..
Diyarbakırda ki olay bir kışkırtmadır.
Kışkırtmayı onaylamak kabul edilemez.
Cumartesi annelerine saldıran polis HDP binası önüne oturan aileleri koruyor ve nöbet tutuyor..
Türk polsinin bu duyarlılığı insanın gözünü yaşartıyor..
TC yi anlıyorum, o düşmandır.Kürtleri ve öteki halkları yok ermeye çalışıyor..
Kürtlerin bazıları insanlarımızın duyguları ile alay etmeyiniz...
Türk medyasında fotolar..
Olta atıyorlar..
Takılanlar varsa vezgeçmeniz hayırlı olur.. 

4310

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

Sayfalar