Çarşamba Ekim 16, 2024

Emperyalizm Üzerine Notlar-6

 

13-15 Eylül 2024   ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1.  Gün

Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.

Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

„45 ülke ve 40 kuruluştan 700'ün üzerinde katılımcı bir araya geldi. Bunlar arasında ICOR üyesi örgütler, ICOR dışındaki örgütler, deneyimli devrimciler ve savaşçılar yer alıyor. Madenciler, çelik işçileri ve otomotiv işçileri seminere deneyimlerini, fikirlerini ve önerilerini aktardılar. Çok sayıda işçinin yanı sıra çok sayıda genç, militan işçi hareketinden kadınlar, barış ve çevre hareketinden aktivistler, göçmenler, bilim insanları ve sanatçılar da vardı. 200 konuşma ve 26 hazırlanmış açılış konuşması“[1]

Birden fazla Hindistan’lı komünist parti ve örgütlerin yanı sıra, Türkiye’den  ICOR üyesi TKP-ML, MLKP ve  Bolşevik Parti (Kuzey Kurdistan-Türkiye) katılmışlardı.

Hindistan’lı örgütlerin çoğu, kendi ülkelerini, ya “yarı-sömürge” ya da “bağımlı” ülke olarak değerlendirirken, TKP-ML, ısrarla, “Arjantin, Türkiye ve Hindistan, yarı-sömürge yarı-feodal ülkelerdir” belirlemesinde bulundu.  O zaman, Hindistan’a kısaca bir göz atalım:

Emperyalist Dünyanın 3. Süper Gücü Adayı:

HİNDİSTAN

Hindistan Ekonomisine Kısa Bir Bakış

Kapitalizm en hızlı şekilde sömürgelerde ve denizaşırı ülkelerde büyüyor. Bu ülkeler arasında yeni emperyalist güçler (Japonya) ortaya çıkıyor.” Lenin

Bu saptamasını Lenin 1916 yılında, „Kapitalizmin En Yüksek Aşaması Emperyalizm“kitabında yapıyor.

Hindistan kapitalizmi her geçen gün büyümektedir. Dünyanın büyük ekonomileri arasında en yüksek büyüme oranına sahiptir. Hindistan ekonomisi 2023 yılında % 7,8 büyümüştür. Büyüme oranı açısından Çin'i geçmiştir.[2] 2014 yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi olan Hindistan, 2023 yılında 5. büyük ekonomisi olarak emperyalist dünya içindeki yerini yükseltmiştir.

Bir ülkenin kapitalist gelişmesi, temel ekonomik sektörlerin GSYH içindeki paylarından belli olur. Hindistan'da hizmetler sektörü'nin payı %48,44, sanayinin;  %25,66, Tarımın payı ise %16,73 kadardır.[3]1950-51 yıllarında ise, tarımın GSYH içindeki payı % 51,88;  sanayinin payı % 16,19; hizmetler sektörünün payı % 29,54.

Diğer ülkelerde olduğu gibi, kapitalizmin gelişmesine bağlı olarak, tarımın GSYH içindeki payı giderek küçülürken, sanayinin ve hizmetlerin payı ise büyüyor. Ve hatta, sanayide yüksek teknoloji kullanımı arttıkça, ekonomi içindeki payı kısmen geriliyor. Hizmetlerin payı ise büyüyor. Bu, sanayinin küçülmesinden çok, bir çok üretim dalının (özellikle bilişim teknolojisi) hizmetler sektörüne dahil edilmesinden kaynaklıdır.

Dünya'da tarım ürünleri üretimi açısından 2. sırada yer alan Hindistan, tarım ise toplam istihdamın %44' gibi büyük bir kitleyi kapsamaktadır.[4]  Başka bir araştırmaya göre ise, 2023-2024 yılında tarımda istihdam yaklaşık 150 milyon, sanayide 108 milyon, hizmetlerde ise 164,5 milyon kişi istihdam ediliyor.[5]

Şehirleşme'de kapitalist gelişmeye bağlı olarak gelişmektedir. Hindistan'da şehirlerde yaşayan nüfus 2023 yılına göre 519,5 milyon kadardır.[6] Şehirleşme, diğer gelişmiş emperyalist ülkelere ya da gelişmiş kapitalist ülkelere göre oldukça geridir. Buna rağmen, Hindistan'da kentleşme her geçen yıl artış göstermektedir.

Köylerde yaşayanların oranın yüksek olması, tarımda feodal üretimin egemen olduğu anlamına gelmiyor. Tersine, tarımın kapitalistleşmesinin köylünün topraksızlaştırılmasıyla doğrudan ilgisi vardır.

Hindistan, 2022 yılı verilerine göre, çelik üretiminde, Çin'den sonra,  125,3 milyon tonla dünyanın 2. büyük çelik üreticisidir. Oysa, aynı Hindistan'ın 1993 yılında 22 milyon ton çelik üretimiyle 10. sırada yer alıyordu.[7]  Worldsteel.org'a göre, Hindistan ürettiği çeliğin 12 milyon tonunu ihraç ederken, sadece 7 milyon ton itjhal etmektedir. Yani, bunun anlamı, ürettiği 125 milyon ton çeliğin yaklaşık 115 milyon tonunu ülke içinde tüketiyor.[8]

Hindistan elektrik üretiminde de Çin ve ABD'nin arkasından dünyada 3. sırada gelmektedir. Toplam elektrik üretimi 2022 yılına göre 1,636 TWh kadardır.[9] Bu gidişle kısa bir süre içinde 2. sıraya yerleşeceği belki de Çin'i geçerek birinci sıraya yerleşeceği süre fazla olmayabilir.

Hindistan Tarımı

Hindistan tarımında kapitalist ilişkilerin esas olduğu bir gerçektir. Büyük ölçüde olmasa da, hızla  endistürüleşmeye doğru gittiğini veriler ortaya koyuyor. 

Hindistan tarımının makineleşmesiyle ilgili bir aktarma yapalım:

2021-22'de ülkenin genel çiftlik mekanizasyon seviyesi %47 oldu. Buğday, pirinç ve mısır, genel mekanizasyon seviyeleri sırasıyla %69, %53 ve %46 olan yüksek derecede mekanize ürünlerdir ve bunu bakliyat (%41), yağ takip etmektedir. tohumlar (%39), pamuk (%36), şeker kamışı (%35) ve sorgum ve darı (%33). 3 Januar 2024[10]

Ve devamında;” Tarım sektörü, boyutları küçülmeye devam eden küçük çiftlik işletmeleri, çiftlik işgücünün azalması (2050 yılına kadar işgücünün yaklaşık yüzde 26'sına düşeceği tahmin edilmektedir)” deniyor.

1970-71'de Hintli çifçilerin %51'i bir hektardan daha az araziye sahipken,  2015-2016 yıllarındaki sayımda %68'i bir hektardan daha az arazide tarım yapıyor. Ancak, Hintli çiftçilerin %86'sı en fazla iki hektar büyüklüğünde arazide tarım yapıyorlar ve bu, çiftçiler işlenen toplam tarım arazilerin ancak %47'sine sahiptir.[11] Bu da, tarımın tekelleşmesi yanında, yaygın bir küçük üretici topluluğunun olduğunu da gösteriyor. Ancak, küçük çiftçilerin üretimi de kapitalist pazar için üretimdir. Tarımdaki tekelleşme arttıkça, küçük çiftçilik de azalacaktır ve köylülerin çoğunluğu topraksızlaştırılmaya devam edecektir.

Hindistan'da yaklaşık 660 bin köy var ve özellikle küçük çiftçilerin ürünleri tefeciler tarafından satın alınmaktadır. Tefeciler ise  çiftçilerin ürünlerini çok ucuza satın almakta ve köylüleri borçlandırmaktadır. Bu nedenle küçük çiftçi intiharları artmaktadır. Hükümet ise çiftçi intiharlarını görmezden gelmektedir. Tekelşme arttıkça, küçük çiftçilerin yok oluşu da intiharlarla birlikte gelmektedir. Hindistan kapitalizminin hızlı gelişmesi ve bir o kadarda tekelleşmesi,  köylülüğü ve tarım işçilerini adeta intihara sürüklemektedir.

2022'de 11.290 çiftçi kendi canına kıydı; bu sayı bir önceki yıldaki 10.281 intihar vakasına göre artış gösterdi. Başbakan Narendra Modi'nin iktidara geldiği 2014'den 2022 yılına kadar  100.474  çiftçinin intihar ettiği kayıtlara geçti. Bu sayılar her geçen yıl artmaktadır.” Ve intihar edenlerin %41'i tarım işçileridir. Tarım işçileri arasında da intihar vakaları artmaktadır.[12]Bu veriler, Hindistan’da kapitalizmin ne pahasına geliştiğinin göstergeleri olmaktadır.

Hindistan'da, 2020 verilerine göre, tarımda çalışanların, toplam çalışanlara oranı %41, bu oran 1980'lerin başında %75 gibi yüksek bir rakama sahipti.[13] Kapitalist gelişmeye bağlı olarak, tarımda çalışanların saysısı azalmaktadır.

Hindistan'daki 93.09 milyon tarım hanesinin yüzde 82'si şaşırtıcı bir şekilde küçük ve marjinal çiftçilerden oluşuyor ve genellikle iki hektardan daha az araziye sahipler. Önemlerine rağmen, Hintli çiftçilerin ortalama aylık geliri ayda 125 ABD Doları civarında seyrediyor; bu, aylık 200 ABD Doları olan ulusal ortalama kişi başına gelirin çok altında.[14]

Emperyalizm, işçi sınıfı ve köylülüğün zenginliği değil, bir avuç kapitalist tekelci burjuvazinin zenginliği ve yağma düzenidir. Genel anlamda halkın ise yoksullaşmasının artması demeketir. Bazı küçük burjuva düşünce tarzına sahip olanlar, emperyalizmi genel anlamda kitlelerin “zenginliği” olarak görme yanlışına düşebiliyorlar. Ya da Hindistan’daki derin yoksullaşmaya bakarak, bu ülkenin  ekonomisi değerlendirilebiliyor. Geniş ve derin yoksulluğun üzerinde Hindistan burjuvazisinin uluslararası alana yayılan sermayesi yükseliyor. Bu görülmezden geliniyor.

Örneğin gıda endistürüsi, yabancı sermaye çeken önemli yatırım alanlarından biridir. Hindistan ticaret bakanlığının verilerine göre:

2000-Eylül 2023 arasında kümülatif olarak yaklaşık 12,35 milyar ABD Doları tutarında Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) sermaye girişi çekmiştir. Bu, toplam DYY sermaye yaıtırımının%1,89'a tekabül etmektedir.”[15] Yabancı emperyalist sermaye feodal tarıma değil, kapitalist tarıma ve en yüksek kar getiren ekonomik sektörlere yatırım yapar.

Hindistan'ın GSYH'yıllara göre büyümesine

Bir ülkenin GSYH'nın büyümesi de, o ülkede  kapitalist gelişme ile doğru orantılıdır. Hindistan'ın 2000 yılında GSYH'ı 469,4 milyar ABD'dolarından yıldan yıla artarak 2023 yılında 3 trilyon 572 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.[16] Bu gelişmeler, Hindistan'ı, dünyanın en büyük 5. ekonomisi düzeyine getirmiştir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde Almanya ve Japonya'nın önüne geçerek 3. sıraya yerleşeceği tahmin edilmektedir. “Yarı-feodal” bir ülkenin ekonomisi bu denli hızlı büyümeyeceği gibi, dünyanın en büyük ilk beş ekonomisi arasında yer alamaz.

Hindistan, bu ekonomik büyümeyle önümüzdeki 10 yıl içinde, ABD ve Çin'den sonra, dünyanın üçüncü süper gücü olacağını tahmn etmek zor olamasa gerek. Çünkü Hindistan'da bugün toplam çalışan sayısı 500 milyonu geçerken, bu sayı her yıl artmaya devam edecek, topraksızlaştırılan köylüler tekellerin, potansiyel artı-değer kaynağı işgücü olacaktır. Kapitalist gelişme, işgücünün sayısıyla da doğru orantılıdır. Hindistan hem genç nüfus hem de toplam nüfus büyüklüğüne sahip olan bir ülkedir. Şu anda nüfus büyüklüğü açısından dünyanın  en büyük ülkesi. Bu nüfus büyüklüğü, aşırı kar için ülkeden ülkeye koşan uluslarararası emperyalist tekeller için büyük bir sömürü kaynağıdır. Bu nedenle de, en büyük emperyalist tekeller ucuz işgücü cenneti Hindistan'a yerleşmek için uzun zamandan beri yarışmaktadır.

Hindistan Emperyalist Bir Ülkedir[17]

Hindistan, dünyanın beşinci büyük ekonomisi olarak, uluslararası 500 en büyük tekel arasında 8 tane büyük tekeli var. Ülke içinde ise tekelleşme en üst seviyededir. Hindistan Merkez Bankası eski başkan yardımcısı Viral Acharya iddiasına göre, Hindistan'da “beş büyükler (Big 5)” olarak bilinen; Reliance, Tata, Birla, Adani, Bharti tekelleri, ülke içinde fiyatları kontrol etmektedir.[18] Servet yönetimi firması MarcellaManagement tarafından hazırlanan bir rapora göre ise, ülkedeki en büyük 20 tekel Hindistan borsası NİFTY'deki servetin %80'ini ellerinde tutmaktadır.[19]

Forbes Global 500 Tekel içinde 8 tane, Forbes Global 2000 tekel içinde ise 55 tane Hindistan tekeli var. Oysa dünyanın 3. büyük ekonomisi olan Almanya'nın ise Global 2000 listesi içinde 64 tekeli var. ya da bir zamanlar, uzun bir süre Hindistan'ı sömürge olarak işgal atında tutan İngiltere'nin ise Global 2000 listesi içinde 72 tekeli var.

Hindistan Borsası içinde yer alan 570 tekelin toplam piyasa değeri 4 trilyon 323 milyar ABD dolar.[20] Bu miktar, Hindistan'ın 2023 yılı GSYH'dan büyüktür. Daha da önemlisi, borsadaki ilk yüz tekelin içinde yabancı ülkelere ait tekel sayısı oldukça azdır.

Hindistan'ın en zengin yüz (100) kişisinin kişisel serveti yaklaşık bir trilyon ABD doları kadar.[21] Bu miktar, Hindistan'ın 2023 yılı GSYH'nın üçte biri kadardır.

Emperyalist ülkelerde tekelcilik gelişirken, emperyalizme bağımlı ülkelerde tekelciliğin gelişmemesi beklenemez. Emperyalist ekonomi de kendi süretinde bir dünya yaratır. Özellikle 1980'lerden itibaren özelleştirmelerin yoğunlaşması ve özelleştirilen şirketlerin büyük bir bölümünün ülke içindeki teklellere satılması, hatta bir çoğunun “bedava” denebilecek miktarlarla verilmesi, iç tekelleşmeyi geliştirdiği gibi, bir çok tekelin emperyalist tekel haline gelmesine neden oldu.

CPI (ML) Red Star: “... neoliberalizmin ve aşırı dayatılan liberalleşme-özelleştirmenin Yeni-sömürgeci bağımlı ülkelere yönelik küreselleşme rejimi, bu ülkeler üzerindeki yeni-sömürgeci yağma ve aşırı sömürünün güçlenmesiyle sonuçlandı” belirlemesinde bulunuyor.

Oysa, bu belirleme gerçeğin bir yanını açıklıyor. Esas yanını ise gözardı ediyor. Yani, neo liberal politikaların işçi sınıfını ve halkları yoksullaştırdığı doğrudur. Ve yarı-sömürge ülkelerdeki yoksullaşmayı artırdığı da doğrudur. Ama, aynı zamanda emperyalist ülkelerdeki işçi sınıfını da yoksulaştrıdığı ve anti-demokratik uygulamaları geliştirdiği de bir gerçektir. Ve diğer bir gerçek ise, bazı yarı-sömürge ülkelerin emperyalist olmasını da sağladığıdır.

Emperyalist neoliberal politikalar, kapitalizmin işçi sınıfı ve emekçilere karşı saldırısını yoğunlaştırdığı, sömürü koşullarını daha da ağırlaştırdığı ve kapitalist geleişmeyi dünya çapında derinlemesine ve enlemesine geliştiridiği, üretimin uluslararasılaşmasını yaygınlaştırdığı ve esas hale getirdiği bir gerçektir.

Yeni emperyalist ülkeler, kapitalizmin yüksek düzeyde gelişmesinin ve yaygınlaşmasının bir sonucudur. Kapitalizmin gelişmesi ve yoğunlaşması salt eski emperyalist ülkelerle sınırlı olamaz ve böyle bir “kısıtlama” kapitalizmin uluslararası niteliğine terstir. Tersine emperyalist ülkeler (ve elbette tekeller), dünyadaki pazar alanlarını genişletmek, sömürüyü daha da yoğunlaştırmak ve sermaye birikimini yoğunlaştırmak için, kapitalizmi her yere yayama eğilimi içindedirler. Hiçbir tekel dışa açılmadan, dış ülkelerde yatırım yapmadan duramaz ve de büyüyemez. Sermaye birikimi ve daha fazla aşırı kar elde etme mutlak eğilimi onu uluslararası pazara çıkamaya mutlak bir şekilde zorlar.

Kapitalizmin gelişmesi, çelik ve enerji üretimi ve tüketimiyle de doğru orantılıdır. 1950 yılında dünyada toplam çelik üretimi 189 milyon ton iken, 2022 yılında 1 milyar 885 milyon tona yükselmiştir. Bunun 1 milyar 762 milyon tonu kullanılmıştır.[22] Çelik üretimin gelişmesinden bakarsak, kapitalizm son 70 yıl içinde tam on kat büyümüştür.

Enerji üretimi ve tüketimi de kapitalizmin gelişmesiyle doğru orantılıdır. 1950 yılında 28,564 TWh elektirik tüketimi gerçekleşirken, 2022 yılında 178,889 TWh kadar elektrik tüketimi gerçekleşmiştir.[23] Yani, son 72 yıl içinde  yaklaşık 626 kat elektrik tüketimi artmıştır.

Dünya GSYH’nın 2050’e kadar 100 trilyon dolar daha yükselerek 187 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu, aynı zamanda, tüketimin artışını ve doğanın da aynı şekilde -kapitalist üretimin bir eğilimi olarak- tüketilişinin ve tahrip edilişinin göstergesi olarak karşımızda durmaktadır. Üretimin, nüfus artışının çok çok üstünde olmasına karşın, bu üretim bolluğuna karşın, dünya nüfusunun neredeyse yarısı 1-3 dolar arası günlük gelire sahip. Bu durum, üretimin büyük bir bölümünün imha edildiğini ve bir bölümünün de çok az insan tarafından tüketildiğini göstermektedir. Ve bu durum, aynı zamanda, emperyalist sistemin insana ve doğaya bütünüyle yabancılaşması ve ona düşman haline gelmesinin göstergesidir.

Bir zamanlar, kapitalist gelişme açısından çok gerilerde olan ülkelerin, hızla kapitalist gelişmeyi yakaladığı ve büyümeye devam ettikleridir. Nüfusun büyümeye katkısı olmasına karşın, ekonomik büyümeyle nüfus büyüme oranı aynı katkıyı sağlamamaktadır. Ekonomik büyüme oranları devamlı bir artış eğilimi içindeyken, nüfussal büyüme oranları ise tersine azalma eğilimi içine girmiştir.

Hindistan'ın Doğrudan Dış Yatırımı (DYY)

Hindistan'a doğrudan dış yatırımlar (DYY) ile Hindistan'ın dış ülkelere sermaye yatırımı 2000'lerin başından itibaren artış göstermiştir. Sermaye ithalatına koşut olarak sermaye ihracı da artmıştır. 2000 yılında 16,3 milyar ABD doları sermaye girişi olurken, 1,7 milyar dolar sermaye çıkışı olmuştur. 10 yıl sonra, yani 2010 yılında, 205,5 milyar sermaye girişi olurken, 96 milyar dolar gibi yüksek miktarda sermaye çıkışı, yani, sermaye ihracı olmuştur. 2022 yılında 510,7 milyar dolar sermaye girişi olurken, 222,5 milyar dolar sermaye çıkışı olmuştur.

Hindistan'ın ihracatı 2022 yılında, bir önceki yıla göre %14,7 oranında artarak 452,7 milyar dolar olmuştur. Aynı yıl ülkenin ithalatı ise %28,4 oranında artmış ve 732,6 milyar dolar olmuştur. Oysa 2020-2021 yılında Hindistan'ın toplam ihracatı 291,8 milyar ABD doları kadardı. Bir yıl içinde, nerdeyse yüzde yüze yakın bir artış olmuştur. İthalatı ise aynı yıllar içinde 394,4 milyar ABD dolarından 714 milyar ABD dolarına çıkmıştır. Bu rakamların gösterdiği, Hindistan kapitalizminin devasa büyüdüğünü göstermektedir.[24]

2000-2021 yılları arasında ASEAN ülkelerinden Hindistan'a yapılan toplam Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY) 117,88 milyar ABD dolarını buldu. Toplam 115 milyar ABD dolarını bulan bu yatırımların çoğunluğunun Singapur merkezli tekeller tarafından yapılmıştır. 2019-2022 yılları arasında ASEAN ülkelerinin Hindistan'a yaptıkları DYY tutarı 115 milyar dolar iken, Hindistan'ın ASEAN üklkelerine bu yıllar arası DYY 55 milyar ABD doları kadar olmuşştur. Bunun 51,5 milyar doları, bu topluluğun en gelişmiş ülkesi olan emperyalist Singapur'a yapılmıştır.[25]

Hindistan'ın İngiltere'de yatırım yapan 954 tekeli var. Ve bu tekellerin İngiltere'de ki toplam yatırımı 50,3 (2022) milyar Sterlin (yaklaşık 64 milyar ABD doları). Bu şirketlerin iş yerlerinde toplam  105.931 kişi istihdam ediliyor. İngiltere'de yatırımları olan Hintli 79 tekel 2023 yılında %10'un üzerinde büyüme sağlarken, uluslararası büyük bir tekel olan Hindistan kökenli Reliance Big Entertainment Ltd, İngiltere'deki faaliyetlerinden dolayı %364 gibi yüksek bir büyüme elde ediyor.[26]

Hindistan'lı uluslararası tekeller, sadece Afrika ya da ASEAN ülkelerinde değil, AB ve ABD gibi ülkelerde de sermaye yatırımları vardır.

Hindistan'ın 2022 yılında ABD'ye yaptığı sermaye yatırımın tutarı 3,5 milyar ABD doları kadar. Çin'e yaptığı yatırımın toplamı 944 milyon ABD doları kadardır.  Hintli tekellerin, “özellikle BT, otomotiv, ilaç ve biyoteknoloji sektörlerinde Almanya'ya 6,5 ​​milyar Euro'nun üzerinde yatırım yaptı. Bugün Almanya'da 200'den fazla Hintli şirket faaliyet gösteriyor.[27]

2023 yılında ise, Rusya'nın Hindistan Ticaret Komiseri Alexander Rybasverdiği bilgiye göre; Rusya'nın Hindistan'da sermaye yapltırımı toplamı 16 milyar ABD doları iken, Hindistan'ın Rusya'daki toplam sermaye yatırımı 14 milyar ABD dolarına yükseliyor.[28]

2018-2023 arasında Hindistan'ın kıtalardaki sermaye yatırımı rakamlarla şöyle :

Afrika'ya 26,39 milyar dolar; Kuzey Amerika'ya 13,31 milyar dolar; Ortadoğu'ya 17,47 milyar dolar; Batı Avrupa'ya 13,1 milyar dolar; Asya-Pasifik'e 7,26  milyar dolar;  diğer Avrupa 3,61 milyar dolar; Latin Amerika'ya 1,93 milyar ABD doları.[29]

Bütün bu sermaye yatırımları, “yarı-sömürge yarı-feodal” bir ülkenini değil, emperyalist bir ülkenin yatırımları ve sermaye faaliyetleri olabilir. Uluslararası pazara çıkmış ve diğer emperyalist tekellerle kıyasıya pazrları ele geçirme mücadelesi veren bir ülkenin “yarı-feodal” olaması bir yana “yarı-sömürge” olarak değerlendirmek bile, o ülkenin emperyalist sömürücü yönünü gizlenmesine hizmet eder.

Hindistan'ın Nepal'in en büyük sermaye yatırımcısıdır. Hindistan'ın Nepal'deki toplam sermaye stoku -FDI- (Nepal Rupee'si ile 88 milyar 59 milyon NPR (yaklaşık 662 milyon ABD doları)  kadar iken Çin'in Nepal'deki toplam sermayesi ise 33 milyar 34 milyon NRP kadardır.[30] Nepal her açıdan Hindistan'ın yarı-sömürgesi durumunda bir ülkedir. Ekonomik, siyasi ve askeri olarak da baskısı altındadır. Doğrudan Nepal'in içişlerine karışarak siyasal yönelimi belirlediği de bir gerçektir.

Ayrıca belirtelim, Hindistan'ın dünyanın en büyük 500 Fon tekeli içinde 11 tane portföy tekeli var ve bunların en küçüğünün değer 11 milyar ABD dolarını aşmaktadır. Sadece State Bank of India'nın toplam 86 milyar doları aşan bir fonu yönetmektedir.[31]

Hindistan'ın Afrika'daki Faaliyetleri

Diğer yeni emperyalist ülkeler gibi, Hint emperyalizmi de Afrika'da yoğunlaşmaya çalışıyor. Hind tekelleri daha çok doğu ve Güney Afrika ülkelerinde yoğunlaşıyor. Hindistan, Çin ve AB'den sonra Afrika'yala ticareti en fazla olan ülkedir. 2003-2023 yılları arası Hindistan-Afrika ticareti %18 büyüyerek 103 milyar dolara ulaşmıştır. Hindistan'ın 44 Afrika ülkesiyle doğrudan ticari ve askeri anlaşmaları vardır. Ve sermaye yartırımları giderek artmaktadır. Hindistan ve Çin Afrika pazarlarına egemen olmanın savaşını da vermektedir. Şu anda Afrika'da Çin'in rakibi, esas olarak eski emperyalist ülkeler değil, yeni emperyalist ülke Hindistan'dır. Hindistan bir taraftan BRICS içinde Çin'le birlikte yer alırken, aynı zamanda Çin ile uluslararası alanda ve bölgede birbirlerine karşı rakipdirler.

Afrika-center'in haberine göre;

Çoğunlukla Afrika ve Asya'da olmak üzere 160 ülkeden 200.000'den fazla sivil ve savunma profesyoneline eğitim verdi. Hindistan'ın EXIM Bank'ı uluslararası finansman, teknik yardım ve ticareti teşvik planlarının yüzde 50'sini Afrika'ya ayırdı. Afrika'nın en büyük dijital projesi Pan African e-Network, telekomünikasyon, tıp, sağlık, kaynak haritalama ve e-yönetişim alanlarındaki uzmanlığı paylaşmak için Afrika'nın 54 ülkesini Hindistan'a ve birbirlerine bağlıyor.

Haziran 2023'te Afrika ve Hindistan hükümeti, özel sektör ve endüstri liderleri, Hindistan İhracat İthalat  Bankası'nın (EXIM) Hindistan dışişleri ve ticaret bakanlıkları ortaklığıyla ev sahipliği yaptığı 18. Hindistan-Afrika Toplantısı  gerçekleştirildi. Afrika-Hindistan Formu her üç yılda bir yapılıyor. Hint tekelleri Afrika'ya büyük bir önem veriyor ve eski epmeryalistlerin pazar alanlarını Afrika'da daraltmaya devam ediyor.

Hindistan, Afrikaya en fazla borç veren bir ülke. Yardımları, 1983 yılında katıldığı Afrika Kalkınma Bankası aracılığıyla yapıyor. Hindistan'ın 2023 yılı itibariyle Afrika'daki toplam sermaye yatırımı 70 milyar ABD doları aşmaktadır. Hint Sanayi Konfederasyonu, bu rakamı 2030'a kadar 150 milyar dolara çıkarmayı hesaplıyor.[32]

2011-2014 yılları arasında, Güney Afrika'da Hintli tekellerin yatırımları artmıştı ve burada kurulu  “Hindistan İş Forumu”nun 90 üyesi mevcut. Bu ülkeye yatırım yapan bazı Hindistanlı tekelleri sırasıyla yazalım: TATAs, Sun Pharma, Dr.Reddys, Mahindra & Mahindra, L&T, Jindal, Vedanta, TCS, WIPRO, Infosys, Tech Mahindra, HCL, Zensar, Nihilent, Hindistan Devlet Bankası, ICICI Bank, Bank of Baroda, EXIM Bank, Bank of India, Canara Bank gibi önde gelen Hintli Uluslararası tekellerdir.[33]

Hindistanlı uluslararsı tekeller Afrika pazarında büyümeye devam ediyor. Dünyanın 250 en büyük tekstil tekelleri arasında yer alan Raymond Gruop adlı tekstil tekeli, Etiyopya'da 2017 yılında bir fabrika açtı. Burada 2500 kişi istihdam ediliyor. Bu ülkeden ABD ve AB pazarı için üretim yapıyor. Etiyopya hükümeti bu tür yabancı tekellere her türlü kolaylığı sağlıyor. Uzun bir süre vergi almadıkları gibi, ucuz iş gücünden de sonuna kadar yararlanıyorlar.

Emperyalist sömürü  ilişkisi içinde olan bir tekel, “yarı-sömürge” bir ülkenin tekeli olamaz. Uluslararası emperyalist tekeller, üretimin uluslararsı haline geldiği bir koşulda, nerede karlı bir ortam varsa kolayca oraya yerleşiyorlar.

Örneğin, Hindistan'da işçilerin ortalama aylık ücretleri  2023 yılı itibariyle 120  ABD doları[34] iken, Etiyopya'da 50-70 ABD doları arası. Etiyopya hükümetinin verdiği sübvansiyonlar, yabancı tekellerin yatırım yapması için özel tanınan ayrıcalıklar, gümrük vergisinin düşüklüğü vb. gibi avantajlar ise ekstra bir kar sağlamaktadır. Bu tür ayrıcalıklar ve kolaylıklar, yapancı emperyalist tekellerin yatırım iştahını daha da kabartmaktadır.[35]

Birçok Hindistanlı tekelin Güney Afrika, Kenya, Mozambik, Mısır, Tunus, Fas ve daha birçok Afrika ülkelerinde yatırımları vardır. Hindistanlı tek tek tekellerin hangi ülkede yatırımı olduğunu buraya almak fazlalık olacaktır.

Emperyalist Ülkeler Arası Eşitsiz Gelişme

Hindistan, diğer emperyalist ülkelere bağlı olarak değil, kendi emperyalist çıkarlarına göre hareket etmeketedir. ABD (ve AB) emperyalizminin baskılarına rağmen, Rusya ile her türlü ticari ilişkilerini sürdürürken, aynı zamanda S 400 silahlarını alabiliyor. BRICS içinde yer alıyor ve BRICS içinde etkisini artırmaya çalışıyor. BRICS içinde esas olarak Çin'in ağırlığı olmasına karşın, bir çok alanda Çin ile rekabetini de sürdürmektedir. BRICS içinde yer alırken, aynı zamanda ABD ve AB ile de ticari ve askeri ilşkilerini sürdürmeye devam etmektedir.

Hindistan, diğer emperyalist ülkelerle uzayda da rekabet ediyor. Bu amaçla, şimdiye kadar diğer emperyalistlerin göndermediği Ay'ın güney kutbuna insansız uzay aracı gönderdi. 2020 yılında'da aya uzay aracı göndermişti, anacak başarılı olmamıştı. Temmuz 2023 yılında gönderdiği uzay aracını ayın güney kutbuna indirmeyi başardı. Hindistan burjuvazisinin ekonomisi büyüdükçe, emepryalist hedefleri de büyümektedir.

Örneğin, CPI(ML) “yarı-sömürge” olarak adlandırdığı Hindistan ve Türkiye ile ilgili, kamuoyuna yayınladığı bir yazısında, şöyle bir yorumda bulunuyor:

Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler mevcut bağlamda emperyalizmin küçük ortakları rolünü en üst düzeyde oynayabilirler.

Bu anlayış, emperyalist ülkeler arasındaki eşitsiz gelişmeyi reddetmektedir. Ekonomik ve askeri olarak küçük emperyalist ülkeler, büyük emperyalist ülkelerin baskısı altıdadır ve genellikle onların çıkarlarına doğrudan karşı çıkamazlar. Örneğin, Hollanda, Belçika ve İskandinav ülkeleri (ki bunlar emperyalist ülkelerdir) ABD'nin, Almanya'nın ve de İngiltere'den bağımsız hareket edemezler. AB ülkeleri bugün ABD'nin sözünden çıkabilecek durumda değillerdir. Ya da bir Almanya, ABD'nin baskılarına boyun eğmek zorunda kalıyor. Ukrayna-Rusya savaşında bu daha net gözlemelenebildi. Ama bu durum, ABD'e boyun eğen emperyalist ülkelerin emperyalist olduğu gerçeğini değiştirmez.

Emperyalistler arası ilişkilerde sorunlara Aristo mantığıyla yaklaşılamaz. AB emperyalizminin ABD'e ve hatta Çin'e boyun eğdiğini görmeyip, bir İsveç emperyalizminin Rusya'ya “kafa tutmasını” arkasında ABD ve AB emperyalizmi olduğunu görmeyip, sadece Hindistan ve Türkiye gibi yeni emperyalist ülkelerin “boyun eğmeleri”nin görmek, Materyalist diyalektik bir yöntem olmadığı gibi, nesnel olguları doğru değerlendirmeden de uzaktır.

Diğer yandan kapitalizm eşitsizliktir. Hiçbir ülke bir diğeri ile kapitalist gelişme açısından da aynı düzeyde değildir. Kapitalist-emperyalist sistem eşitsizlik demektir. Hiçbir tekel bir diğeri ile aynı düzeyde değildir. Nitelikleri aynı olmasına karşın, pazarlardaki etki alanları farklıdir. Yani, birisinin diğerine göre etki alanı daha fazladır.

Hindistan'ın Afrika Ülkeleri ile Askeri ilişkileri

Hind burjuvazisi askeri olarakta güçlenmeye ve en modern silahlarla donanmaya devam ediyor. Hindistan ordusu aktif 1,2 milyon, toplamda ise 1,4 milyon kişiden oluşmaktadır. Global Firepower'in 2024 raporuna göre, ABD, Rusya ve Çin'in arkasından Hindistan ordusu dünyanın dördüncü en güçlü ordusu olarak değerlendiriliyor.[36]

Hindistan'ın dünyanın ilk büyük 100 tekeli arasında 2 tane silah tekeli var.  Hindistan, 2023 yılında 83,6 milyar ABD doları silahlanma için harcama yapan Hindistan, ABD, Çin, Rusya'dan sonra askeri harcamalar açısından dünyanın 4. ülkesi oldu.[37]

Hindistan, Afrika ülkelerine askeri yardım'da bulunuyor. Askeri eğitim yanında ortak askeri tatbikatlar düzenliyor ve ayrıca, “Hindistan-Afrika Savunma Diyalogu (IADD)  adı altında yıllık toplantılar düzenleniyor. Ve Hindistan-Afrika Ordu Şefleri toplantıları düzenleniyor. Özellikle askeri olarak güçlü emperyalist ülkeler, kendi, emperyalist çıkarlarını korumak ve genişletmek için askeri “yardım”, “askeri eğitim”, “terörizme karşı ortak savunma”, “ortak çıkarları koruma” adı altında, özellikle yarı-sömürge ülkeleri baskı altına alıyorlar. Yeni gelişen emperyalist bir güç olarak Hindistan'da bunlardan biridir. 25.09.2024

[1]     https://www.rf-news.de/2024/kw37/lenin-waere-begeistert-gewesen-von-diesem-seminar-der-icor

[2]     https://www.statista.com/statistics/263617/gross-domestic-product-gdp-growth-rate-in-india/

[3]Published by Aron O'Neill, Januar 5, 2024 Distribution of gross domestic product (GDP) across economic sectors in India 2022, statistia.com 2024

 

[4]     https://www2.deloitte.com/us/en/insights/economy/asia-pacific/india-economic-outlook.htm

[5]     https://www.cmie.com/kommon/bin/sr.php?kall=warticle&dt=20240514163146&msec=18614 Mai 2024

[6]     https://www.globaldata.com/data-insights/macroeconomic/the-urban-population-of-india-137042/

[7]     www.worldsteel.org/wp-content/uploads/Worldsteel-in-Figures-2022.pdf

[8]     www.statista.com/ındıa-consumtion-volume-of-finished-steel/2022

[9]     www.ourworldindata.org/graoher/electricity-prod-source-stacked

[10]          https://www.clearias.com/mechanization-indian-agriculture/https://www.clearias.com/mechanization-indian-agriculture/Ocktober 2023

[11]   https://www.agrarzeitung.de/nachrichten/politik/landwirtschaft-in-indien-incredible-india-95004

[12]   https://www.eco-business.com/news/indian-farmers-are-killing-themselves-in-record-numbers-is-climate-change-to-blame

[13]        destatis

[14]   https://eastasiaforum.org/2024/03/30/farmers-agitations-and-the-indian-agricultural-system/

[15]           https://www.ibef.org/industry/agriculture-india

[16]          https://www.statista.com/statistics/263771/gross-domestic-product-gdp-in-india/

                      und https://www.worldometers.info/gdp/india-gdp/

 

[17]Lüxemburg’u Satın Alan Hindistan Kökenli : ArcelorMittal Tekeli.

ArcelorMittel Tekelini, az çok bu sorunlarla ilgilenler tanır. Ve bu tekelin esas sahibi, Hindistan’ın en büyük zengnlerindendir. Mittal Steel, Lüxemburg’lu Arcelor Steel’i tekelini 2006 yılında, Mekskalı bir çelik tekelini de 2009 yılında satın alarak, dünyanın en büyük çelik üreticsi tekeli durumuna geldi. Merkezi Lüxemburg’da olan bu tekelin 2022 yılı satış ciroso yaklaşık 80 milyar ABD Doları. Lüxemburg’un ise, Dünya Bankası verilerine göre 2023 GSYH’ı 85 milyar ABD doları kadar. Bu nedenle “Lüxemburg’u satın aldı” dedim.

[18]   https://thewire.in/economy/big-five-inflation-india-viral-acharya

[19]          https://www.livemint.com/opinion/columns/is-monopoly-pricing-by-india-s-big-5-stoking-inflation-11680722231455.html

[20]   ttps://companiesmarketcap.com/india/largest-companies-in-india-by-market-cap/

[21]   https://www.forbes.com/india-billionaires/list/2/#tab:overall

[22]   www.worldsteel.org/data/world-steel-in-figures-2023-4.pdf  S. 30

[23]   www.ourworldindata.org/graoher/electricity-prod-source-stacked

[24]   https://commerce.gov.in/about-us/divisions/foreign-trade-territorial-division/foreign-trade-asean/

[25]   https://www.aseanbriefing.com/news/boosting-india-asean-economic-collaboration-key-highlights-from-pm-modis-12-point-proposal/

[26]   https://www.grantthornton.co.uk/globalassets/1.-member-firms/united-kingdom/pdf/publication/2023/india-meets-britain-tracker-2023-report.pdf

[27]   https://india.diplo.de/in-en/themen/wirtschaft/economic-relations/1991398

[28]   https://tass.com/economy/1719561

[29]   Danielle Myles, September 18, 2023 https://www.fdiintelligence.com/content/news/indias-ambitions-for-africa-trigger-mounting-fdi-wave-82958

[30]   www.aninews.in/news/business/india-largest-sourca-of-foreigen-direckt-investment-in-nepal

[31]   ttps://www.thinkingaheadinstitute.org/content/uploads/2023/10/PI-500-2023-1.pdf

[32]   https://africacenter.org/spotlight/africa-india-cooperation-benchmark-partnership/

[33]   https://www.cgicapetown.gov.in/page/brief/

[34]   https://bdeex.com/de/india/

[35]   Indian companies in Africa LeveragingComerce System,     Mitsui & Co. Global Strategic Studies Institute Monthly Report March 2020

[36]   www.globalfirepower.com/country-military-strenght-detail.php?country_id=india

 

[37]   www.sipri.org/2023/sipiri-top-100-arms-producing-and-military-services-companies-world-2022

 

1073

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

‘ÜMÜŞ EYLÜL KÜLTÜR-SANAT’A YANITLAR[*]

 

“Kâğıda dokunan kalem,

kibritten daha çok yangın çıkarır.”[1]

 

Ümüş Eylül Kültür-Sanat/ Hasan Şahingöz (HS): Sizce yazarlık nedir? Yazarlığın ayırt edici özellikleri nelerdir? Kime, neden yazar denir?

Temel Demirer (TD): “11. Tez”ci eyleminin saflarında, “Yazmak eylemdir; yazarlık ise son saatin işçiliği,” diyenlerden ve elime her kalem alışımda Friedrich Engels’in, “El yalnızca emeğin organı olmayıp, aynı zamanda emeğin ürünüdür,” uyarısını anımsayanlardanım.

 

Ben Ölüyorsam Sizde Ölün: Seçimleri (Kılıçdaroğlu'nu Boykot)

Proletaryalar faydacıdır; yararlanmasını bilene.

Seçimler ilginç bir şey.

Herkes seçimlerin neler değiştirip değiştirmeyeceğini tartışıyor.

Ama kime göre neye göre?

Devrimcilere göre mi proletaryalara göre mi?

Şayet tartıştığımız seçimlerin sisteme karşı devrimcilerin yaşamlarında neler değiştirip değiştirmeyeceği  ise...

İnanın dün olduğu gibi bu günde seçimlerin devrimcilere karşı sistemin davranışlarında herhangi bir şey değiştirmeyeceğini herkesbiliyor..

Sistem yine devrimcileri gördüğü her yerde katletmeye çalışacak.

Nisan Güneşi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor

Nisan’ın 24’ü çeşitli milliyetlerden ve inançlardan işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yığınların öncü müfrezesi proletarya partisinin kuruluş günüdür. Aynı zamanda Marks ve Engels tarafından 1848 yılında ilan edilen Komünist Manifesto’nun Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında yeniden yaşam suyuna kavuştuğu tarihi ifade etmektedir.

BURJUVA SEÇİMLERİ ve PROLETER TAKTİK

Bilim, ….. , isteklere ve görüşlere uygun tarzda, tek bir grubun, ya da tek bir partinin savaşım hazırlıklarına ve bilinç derecesine göre siyaseti belirleme yerine, ülkedeki bütün grupların, partilerin, sınıfların ve yığınların hesaba katılmasını emreder.[1]

Enkaz Yaratan Çürük Düzeninizi Yıkacağız; Seçim Kurtuluşunuz Olmayacak!

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce insan taammüden katledildi, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlarcası temel yaşam koşullarından mahrum bırakıldı. -Bir değil, iki değil, üç değil- on binlercemiz kendileri için bir mezar haline getirilen evlerinde öldürüldü. Sadece depremler nedeniyle değil enkaz altında kurtarılmayı beklerken yardım edilmediği için donarak öldürüldü. İnsanların yardım edin çığlıklarına, “Nerede bu devlet?” haykırışları eşlik etti.

Halkın İçinde Olmak (Sentez)

Halka dair söylenenler, devrimciliğe dair biçilenler, bireye dair yapılan sorgulamalar, bir politik öznenin hayatın içinde olup olmamasına dair yapılan vurgular, sömürenler ve onların devleti, bunların siyasi iktidarı ve muhalefeti, ordusu, sivil uzantısı her şey ama her şey mücadelenin tarihiyle kıyaslandığında kısacık denilebilecek bir zaman diliminde, yoğunlaştırılmış bir şekilde tartışmaya açıldı, tüm bunlarda yeni derinlikler kazanıldı, yeni bakışlar edinildi, ufuklar genişledi, renklilik geldi.

Sayfalar