Güvercinleri de, Çocukları da Vururlar

Bu topraklarda barışın simgesi güvercinleri vurdular. Bu topraklarda masumiyetin simgesi çocukları da vurdular. İşte bundan ötürüdür, diyoruz ki bu coğrafyanın, bu ülkenin tarihi katliamlar tarihidir. Bu katliamları yapan iktidarlar değişti, katillerin adları değişti, ama katillerin zihniyeti hiç değişmedi.
Bu zihniyet Kerbela’da kendisine biat etmediği için direnişin sembolü olmuş Hüseyin’i ve ailesinden çocukları da susuzluktan öldüren Yezit zihniyetidir.
Bu zihniyet, Selçukluda Baba İshak, Baba İlyas isyanlarında binlerce Kızılbaşı katleden zihniyettir.
Bu zihniyet, binlerce Kızılbaş’ın katili Yavuz’a ecdat diyen, ismini mahallelere, caddelere, alanlara, köprülere veren zihniyettir.
Bu zihniyet, “Alevilerin canı da, namusu da, malı da helaldir” diyen Ebuu Suud’un zihniyetidir.
Bu zihniyet, Alevi Kızılbaşları diri diri kuyulara doldurup öldüren Kuyucu Murat’ın zihniyetidir.
Bu, Osmanlı zulmüne bayrak açmış Pir Sultan Abdal’ı darağacına gönderen zihniyetidir.
Bu zihniyet 1915 yılında binlerce Ermeni kardeşimizi katleden zihniyettir.
Bu zihniyet, 1921’de yüzlerce Koçgiriliyi katleden Topal Osman’ın heykellerini meydanlara diken zihniyettir.
Bu, 1937-38 de binlerce Dersimliyi katleden, Alişer’le Zarife’nin başlarını kestiren Kürt, Alevi, Kızılbaş düşmanı zihniyettir.
Bu zihniyet, Maraş’ın bir no'lu katili Ökkeş Kengerler’i düzenledikleri sahte Alevi Çalıştayına davet edecek kadar pervasızlaşan zihniyettir.
Bu zihniyet, Sivas, Çorum ve Gazi katliamlarında başrol oynayan, tetikçi katilleri koruyan, kollayan, saklayan, kimisini iş güç sahibi, kimisini milletvekili - bakan yapan zihniyettir.
Henüz bundan 21 yıl önce Sivas’ta, tek suçları Pir Sultan Abdal şenliklerine gitmek olan aydın, yazar, sanatçı ve semahçıların ve içlerinde 12 yaşındaki çocuk Koray Kaya’nın da olduğu 33 canımızı, ellerinde gaz bidonları, tekbir sesleri ve “yakın ulan yakın” nidalarıyla yakan Alevi düşmanı bir zihniyettir.
2004 yılında Mardin Kızıltepe’de evlerinden dışarı çıkartıldıktan sonra babasıyla birlikte 13 kurşunla delik deşik edilen Uğur Kaymaz’ı öldüren bu zihniyettir. 2006 yılında Trabzon’da Rahip Santoru’yu, 2007 yılında Malatya’da Zirve Yayınevinde Alman ve Türk uyruklu 3 kişiyi başlarını keserek öldüren katilleri koruyan, kollayan Hristiyan düşmanı zihniyet işte bu zihniyettir.
“Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki, bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz” diyen bir barış sevdalısın olan Hrant Dink’ı sırtından kalleşçe vuran, katillerini koruyan, soruşturmayan, içeri girenleri de özel yasalarla affedip dışarıya yeni cinayetler işlemek üzere salıveren, Ermeni düşmanı bir zihniyettir bu zihniyet.
2009 yılında Diyarbakır Lice’de bulduğu bombanın elinde patlaması sonucu ölen Ceylan Önkol’un ölümünü incelemek üzere Lice’ye bir savcı bile göndermeyen zihniyettir bu zihniyet.
Bundan 2 yıl önce Şırnak Roboski’de bir lokma ekmek için sınır ötesine gidip birkaç litre mazot getirirken Türk Savaş uçaklarınca bombalanması emrini veren, 34 Kürt’ün ölmesine sebep olan işte bu zihniyettir. Bu zihniyet savaş uçaklarına vur emrini bizzat veren Recep Tayyip Erdoğan zihniyetidir.
Bu zihniyet ülkenin tüm yer altı yerüstü zenginliklerini, madenlerini, sularını yeşil sermayeye ve emperyalistlere tröstlere peşkeş çeken; yolsuzlukla, rüşvetle zenginleşen, Gezi parkındaki birkaç ağacı bile rant için kesmek isteyen çevre düşmanı, doğa düşmanı, insan düşmanı bir zihniyettir.
Ve gözü dönmüş, insana düşman zihniyet aylardır süren Hitler, Franco ve Mussolini benzeri faşist anlayış ve saldırganlıkla, düşmanlıkla Abdullah Cömert’i, Mehmet Ayvalıtaş’ı, Medeni Yıldırım’ı, Ethem Sarısülük’ü, Ali İsmail Korkmaz’ı, Ahmet Atakan’ı, Hasan Ferit Gedik’i aramızdan aldı götürdü.
Bu zihniyet, “Anne, senin ayağın sakat, bir olay olursa koşamazsın, kaçamazsın, ekmek almaya ben gideyim, hem sokakta arkadaş bulursam kahvaltıya getirebilir miyim?” diyen, 14 yaşındaki çocukluğuna rağmen 269 gündür direniş destanları yazan, ancak önceki gün ölümsüzleşip, daha önce yitirdiğimiz ağabeyleriyle yıldızlaşmaya giden Berkin Elvan’ı aramızdan alan zihniyettir.
Bu faşist, gerici, ırkçı AKP ve Recep Tayyip Erdoğan zihniyeti bundan sonra da kim bilir kimi, kaç güvercini, kaç çocuğumuzu daha aramızdan alacak. İşte bundandır ki, başka güvercinler, başka canlar ve çocuklar gitmesin diye ülkedeki tüm demokrasi güçleri, barış ve özgürlük sevdalıları birlik olmalı ve bu harami saltanatına biran önce son vermelidir.
Erdal YILDIRIM
13 Mart 2014

Erdal Yıldırım
2012 yılı sonlarından itibaren sitemize yazılarıyla yeni bir soluk katan yazarımız genellikle Aleviler ve sorunları üzerine makaleler yazmaktadır.
erdalyildirim@kaypakkaya-partizan.net(hazırlanıyor)
Son Haberler
Sayfalar

Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -2-
Son yıllarda, emperyalist savaş tehlikesinin zemininin güçlenmesine paralel, dünya genelinde ırkçı hareketlerin ve partilerin dikkat çekici boyutta güçlendiğine vurgu yapmış, bu yükselişin, sadece belirli demografik gruplarla sınırlı kalmadığını, kadınları da içine aldığını gördüğümüzü ifade etmiştik.
Peki, kadınlar neden bu tür hareketlere katılıyor? Bu sorunun yanıtı, birçok faktörün karmaşık bir birleşiminde yatıyor.

Faşizmin Yüzünü Örten Çirkin Bir Maske (Nubar Ozanyan)
İttihatçı Türk kompradorları, ekonomik-mali-siyasal krizden bir türlü kurtulamıyor. Faşizmi maskeleyen kaba uydurma parlamentoyla bile ülkeyi yönetemiyor. Zorbalık her taraftan fışkırıyor. Kötülük ve çirkinlik her yerde bütün utancıyla görülüyor. Dağda, köyde, sokakta Kürt ve emekçi kanı dökmekten çekinmeyenler dünyanın gözü ve kulağının üzerinde olduğu parlamentoda bile Kürt kadın parlamenterin kanını dökmekten çekinmiyor. Zorbalık, pervasızlık, yasa, hukuk tanımamazlık ayyuka çıkmış, had safhaya ulaşmıştır.

Emperyalist haydutlar, 3.Dünya savaşı hazırlıklarını yoğunlaştırmakla meşgul…
Bazı sol-sosyalist ve kendilerini komünist addeden kesimler hâlâ (evet, hâlâ) bir 3. Dünya Savaşı çıkacak mı çıkmayacak mı ve keza “süreci belirleyen esas etmen savaş mı devrim mi?” ikilemi girdabında, adeta miskince bir fikirsel jimnastik rehavetiyle, sorunu ele almaya devam ede dursunlar; fakat süreç, maalesef ki hem de çok hızlı bir şekilde, o istenmeyen malûm sona doğru ilerliyor.

Fakir (Nubar Ozanyan)
Yaşamı boyunca hep yokluk ve fakirlik içinde yaşadı. Bundandır ki arkadaşları ona “Fakir’’ dedi. Ne zaman biraz dünya nimetlerine yakın olan olanaklara sahip olsa o yine fakir yaşamından ayrılmadı. Yaşamı fakir, bilinç ve yüreği zengin olan Nubar Ozanyan en alttakilerin, yoksulların, mazlumların yoldaşı olmaktan bir an olsun geri durmadı.

Servet Vergisi ve Sermayenin Olmayan Vijdanı
Bugünlerde de toplumsal eşitsizlik sermayenin birikimine ve merkezileşmesine koşut olarak artınca, zenginlerden servet vergisi alınmasını dilendirenlerde çoğalmaya başladı.[1] Servet vergisi, toplumsal servetin belli ellerde birikmesinden bu yana ara sıra gündeme getiriliyor. Zaman zaman kısmen de uygulanmıştır. Örneğin savaş dönemlerinde vb. Yine ABD'de, 1960'larda 400 zenginden %53 oranında vergi alınmıştır.

Inger Nubar Can, Hewal Nubar, Nubar Yoldaş’a!
Halen pek çoğumuzun inanmak istemediği Nubar Ozanyan’ın ölümsüzleşmesinin 7. yılında, onu bir kez daha saygı ve sevgi ile anarken, şehadetinin yıldönümünde onu anlatmak da bizim için en zor yazılardan olacaktır.

Rusya / Ukrayna Savaşında Yeni Bir Aşama
Savaşın Rus topraklarına doğru genişlemesi Ukrayna'daki savaşın yeni bir aşamaya geçmesi anlamına geliyor.
6 Ağustos Salı gününden bu yana Ukrayna birlikleri Rusya sınırını geçerek Rusya'daki savaşta yeni bir cephe açtı. En az üç Ukrayna tugayı ve çeşitli taburlar savaşa dahil oldu ve ilerleme Rus topraklarının yaklaşık 30 kilometre içine kadar ulaştı. Bu, savaşın yeni bir aşamasının başlangıcına ve dünya savaşı tehdidinin önemli ölçüde yoğunlaşmasına işaret ediyor.

İKTİDARIN BÜYÜK YALANI: “HİÇ KİMSENİN YAŞAM TARZINA KARIŞMIYORUZ.”
Genel olarak tüm siyasal İslamcıların, ama özel olarak da İslamo-faşist Erdoğan ve iktidarının, başvurduğu en kullanışlı “idare etme” araçlarının ilk sırasında hiç kuşkusuz ki dinlerince de serbest sayılan takiyedir. Yani amaçlananı gerçekleştirebilmek için, gözünü dahi kırpmadan YALAN SÖYLEMEKTİR.

Belliki sol-sosyalist eski nostaljik söylemlerin tekrarı bugün artık kitlelerde herhangi bir karşılık bulmuyor!
Geçenlerde, “dini bütün” olarak tabir edilen kesimlerden bir ahbabımla, “ne olacak bu memleketin hali” kıvamında sohbetteyken, şöylesi bir cümle kurmuştu: “Abi benim anlamadığım, bunca açlık, yoksulluk, işsizlik ve zulüm varken, yani koşullar aslında tam da siz devrimci solcuların kolayca taban bulmanıza ve kitleleri harekete geçirmenize ve hatta devrim bile yapmanıza bunca uygunken; bu derece atıl ve etkisiz olmanız, sence normal mi?”

KADINLARIN BİRLİĞİ | Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -1-
Emperyalistler arası çelişkiler derinleştikçe, ekonomik kriz ağırlaştıkça vb. bu sistemin sarıldığı en temel dayanaklardan birinin ırkçılık-faşizm olduğunu biliyoruz. Zira bunun, sistemin alametifarikalarından biri olduğunu birçok -acı- deneyimiyle elbette biliyoruz. Şu anda yine tam da böyle zamanlardan geçtiğimizi söylüyoruz. Bu tehlikeye dair önlemler almaktan bahsediyoruz, özellikle Avrupa’da ırkçı partilerin yükselişini izlerken, Avrupa Parlamentosu’ndan çeşitli Avrupa ülkelerinin kendi seçimlerine odaklarımızı çeviriyoruz vs.