Cuma Nisan 11, 2025

Kürtler Ve Burjuva Yalanlar

 

Burjuva siyasal iktidar, iktidarini korumak, işçileri bölmek, birbirine düşürmek, kendi şoven-kirli siyasetinin bir parçası olarak, işçileri kullanmak için her türlü ideolojik silahını kullanıyor.


"Sadece Kürtler mi eziliyor bu ülkede?" diyorlar...!
Bu dahiyane buluşu da , Kürt Ulusunun özgürlük istemlerini "şovenist"!  diye nitelemek için yapıyorlar. Söz de ezilenleri bölmemek adına yapıyorlar !

Bu demogoji ;ezilenleri birleştirmek bir yana, ezilenleri birbirine düşürmek, hakim sınıf şovenist iktidarının "bölücülük" demogojilerine soldan destek sunmak; şoven burjuva-feodal iktidarın devamı uğruna, ezilen halkların arasında yaratılmış olan faşist ideolojik hegemonyayı sürdürmek, işçilerin aralarinda ayrılık yaratmak, ulusal temelde zaten var olan güvensizlikleri daha da geliştirmek, birbirine düşürmek, işçi hareketini parçalamak icin yapiliyor!

Bu burjuva demogojiler,eşyaya tersten bakmamızı sağlamak için yapılıyor!

Evet,Türk işçi ve emekçileri üzerinde de koyu bir sınıfsal sömürü ve sosyal bir baskı vardır.
Ama bu gerçek,Kürt işçi ve emekçileri üzerinde sınısal baskının yanında, ulusal bir baskğ da oldugu gerçegini değistirebilir mi?

Yine bir Kürt -kızılbaş kadın işçi için, baskının 4 derecesinin: sınıfsal-ulusal-cinsel-dinsel, en katmerlisinin yaşandığını görmeyecek miyiz?

Bu durumda yapılması gereken; işçiler üzerindeki her türlü burjuva-feodal baskının def edilmesi için, tüm farkli yanlarımız üzerinde estirilen burjuva-feodal baskının her çeşidine karşı , tüm milliyetler , inançlar ve cinsiyetlerden işçilerin tam bir sınıf dayanışması ve ortak mücadelesini örgütlemek yerine, ezilen ulusa mensup işçiler üzerindeki ulusal baskıya gözlerimizi kapatmak olabilir mi?...

Eğer olur deniliyorsa, bu durumda, işçi sınıfını burjuvaziden ayıran en temel ideolojik dokusu olan, Enternasyonalizm ve enternasyonal dayanışmanın ne anlamı kalmaktadir?  Proleterya,  ne zamandan beri,  hakim ulus burjuva iktidarin şoven/asimilasyon politikalarının savunuculuğuna baslamıştır?

Işçiler, emekçiler üzerindeki her türlü baskı ve pranganın: sınıfsal/ ulusal/ dinsel/ cinsel kırılması için, tam bir sınıff dayanişması ve enternasyonal işbirliğini geliştirmek varken, burjuva demogoglarin, Sosyalistlerin argumanı olan sınıf , sömürü, ezilme literatürünü kullanarak, sol adına, hakim ulusa mensup işçileri, ezilen ulus ve dine mensup işçilerin , burjuva iktidar tarafindan ezilmesi siyasetinde kullanılmasına izin veremez.

Tüm milliyetlerden, inançlardan, cinsiyetlerden işçiler;
Türk hakim sınıflarının sınıfsal-ulusal-dinsel-cinsel her türlü baskılarına karşı tam bir sınıf dayanışması ile Kürt işçi kardeşlerimizin, ulusal özgürlük taleplerine kulak tıkamıyalım. Onların bu haklı  taleplerini,sınıfsal kurtuluş mücadelemizin bir parçası olarak tanıyalım ve sınıfımızı ,Türk hakim ulus burjuvazisinin arsız-şoven saldırıları karşısında tek bir ses olarak savunalım.

İrlanda sorununda, Marks'ın 'Bir başka ulusu ezen bır ulus özgür olamaz' felsefesini işçiler içinde yaygınlaştıralım.

Yaşasin işçilerin sınıfsal/ ulusal/ cinsel/ inançsal ve her alanda özgürlükleri için ortak sınıf kavgası !

Yasasin İşçilerin Birligi;Tüm Uluslarin, Dinlerin, Cinsiyetlerin Tam Hak Eşitligi !

http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2013/03/kurdler-ve-burjuva-yalanlar-burjuva.html

111030

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Kavganın ve Mücadelenin Ozanı; Yetiş Yalnız…

İbrahim Kaypakkaya, ilgilenenler tarafından bugüne kadar birçok özelliği ile tanındı, bilindi. En yaygın bilinirliği‚ “ser verip sır vermemesidir” sanırız. Doğrudur, Kaypakkaya işkencede direndi. Onun düşmana karşı direnişi inadından veya acıya dayanıklı olmasından kaynaklanmıyordu elbette… Bunu nereden mi biliyoruz? Dönemin en azgın faşist uygulamaların yapıldığı Amed Zindanı’nda yapmış olduğu siyasi savunmadan. Kemalist faşist diktatörlüğe karşı, onun elinde tutsakken dahi örgütsel ilişkilerini deşifre etmeden, uğruna mücadele ettiği komünizm düşüncesini savunmasından biliyoruz.

“Ermenilerin hepsi ASALA olsun” (Nubar Ozanyan)

Yaklaşık 45 gündür Artsakh, vicdansız ve eşitsiz bir kuşatma altında. Artsakh halkı buz kesen soğukta direniyor. Dünya sağır ve suskun.

30. Ölümsüzlük Yılında MANUEL DEMİR/ՄԱՆՈՒԵԼ ՏԷՄԻՐ Yaşıyor! Partizanlar yaşıyor! (1)

Manuel Demir’i 30. ölümsüzlük yılında saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle Ermeni Fedailer adıyla başlattıkları ve hayatlarını Ermeni halkının davasına adadıkları, bugün ise Partizan hareketine dönüşerek devam eden mücadelede sayısız Ermeni devrimciler Hrantlar, Hayrabetler, Armenaklar, Yalımyanlar, Ozanyanlar ve Manueller’i de anıyor ve aradan yüz yıl geçmiş olsa da bu mücadelenin devam edeceğini belirtiyoruz.

TKP-ML OPK Üyesi Ünal Orhan: Yeni Yılda Umudu ve Özgürlüğü Güçlendirmeliyiz, Güçlendireceğiz!”

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Ortadoğu Parti Komitesi (TKP-ML OPK) üyesi Ünal Oral ile yapılan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Sayfalar