Sağlam proleter karakter örneği …Ali Asker YER

Pazar günü Stuttgart Arena Kültürhaus’da evgili yoldaşımız Ali Asker YER’in anma toplantısındaydık. Salon ve çevresi sevenleri ve yoldaşlarıyla doluydu. Bu sevgi seli hiç kimseyi şaşırtmadı, çünkü o gerçekten çok sevilen gerçek bir proleter devrimciydi. Onun yaşamından kareler içeren sinevizyon gösterimi sırasında salonu derin bir sessizlik ve hüzün kapladı, çok sayıda insanın gözleri ıslak ıslaktı. Hiç birimiz onun bu zamansız gidişine katlanamamıştık.
Ali Asker Yer, geçen yıl 16 Mart’ta çalıştığı inşaat firmasınının iskelesinden düşerek ağır yaralanmıştı. Pandemi kasırgasının en sert estiği bir zamandı; kaldırıldığı hastanede 7 Nisanda son nefesini vermişti. 1972 doğumlu dünya iyisi, güler yüzlü, gül yüzlü can yoldaşımızı o koşullarda ne ziyaret edebildik, ne de son yolculuğunda layıkıyla uğurlayabildik. Yokluğunun 1. Yıl dönümünde onun ezikliği de yansımıştı salona.
Bir süre önce yitirdiğimiz Dursun Çaktı ve Hasan Akaygün’le birlikte kısa zamanda kaybettiğimiz Dersim’in üç sevilen evladından biriydi Ali Asker.
Dünyanın her tarafında olduğu gibi Almanya’da da işçi sınıfı ve çalışanlar Pandemi ölümüne karşın sokakta ve işbaşındaydı, ara vermeden çalıştılar. Bir kez daha gördük ki, kapitalizm sadece onlardan sağladığı artı-değeri seviyor, ama onların hayatları asla umurlarında bile değildir. Ali Asker Yer’in ölümü de bir kaza değil, kapitalizmin aleni bir cinayeti olarak gerçekleşmişti. İşçi sınıfının çocukları yalnız Türkiye’de değil, Almanya’da da iş cinayetlerinde ölüyorlar!..
Almanya’ya geldiğimden beri Ali Asker Yeri tanırım, hatta en iyi tanıdığım insanlardan biridir diyebilirim. Uzun süre kendi evlerinde sevgiyle bağırlarına bastılar ve her şeylerini paylaştılar. Aramızda 20 küsür yaş farkı olmasına karşın en yakın arkadaşım, en sadık dostumdu. Hayranlık duyduğum olağanüstü bir karakter sağlamlığına sahipti. Onun sağlam dik duruşunu ters akımlar zerre kadar sallayamazdı, sarsamadıda... Yirminci yüzyılın ilk yarasındaki sağlam karakterli, inançlı komünistlere benziyordu. Proleter devrimci saygınlığın nasıl kazanılacağını onun yaşa serüveninde görmek mümkün. İnsanda saygı uyandıran gizemli bir duruşu vardı. Dünkü anma toplantısında bunu bir kez daha gördük; gerçek proleter devrimcileri halk çok sever, siz yeter ki öyle olmayı biliniz! Onunla en küçük bir olumsuz anısı olan yoktu, herkes onu sevmişti, bütün devrimci gruplar mesajlarında ondan sevgi ve muhabbetle söz ettiler ve hepsi oradaydı. Yalnız yüzü ile değil, yüreğiyle gülen tertemiz düzgün bir insandı. Çünkü devrimci olmaktan, insanlığın geleceği için koşuşturmaktan öylesine mutluydu ki en kötü zamanlarda bile herkese devrimci ısrar ve iyimserlik bulaştırırdı…
Elli küsür yıllık mücadele deneyimimde çok insan tanıdım. En zor zamanlarımda gerçek dostlar tanıdığım kadar, korkaklar, dönekler ve hainler de tanıdık. Keskin laflar altında boşalmış ruhlar gördük. Çok bağıranların yok bağırdığını gördük. Ahlak nutku atanların ahlak yoksunu olduğunu, taş kafalıların boş kafalı olduğunu gördük. Gösterişle görünmesini istemediklerini örten karanlık insanlar tanıdık. “En devrimci” keskin pozlar altında devrimcilere ve devrim değerlerine haince saldıran alçaklar gördük.
Bir de böyle güzel insanları.…
Bilinçli, çok okuyan, çok öğrenen, çok iş yapan, az konuşan, boş konuşma ve hamaset nutuklarına nazikçe gülümseyen güzel insanlar tanıdık. Her devrimciye güç veren enerji onlardan gelir. Benim de enerji kaynağım onlardır!..
Dün anmadan sonra yakın akrabalarından İlyas gözlerimi yaşartan son anısını anlattı.
Ali Asker Yer, daha sağ iken organlarını bağışlamış. Ailenin bundan haberi yok. Doktorlar exsit roporundan sonra aileye bu durumu bildirmeye gitmiş ve dört hastaya can verdiğini söylemişler. Bu sırada henüz küçük yaştaki kızı “işte benim babam bu!” diye onur duygusuna belenmiş.
Güzel yavrumuz bize de söyletti: İşte bizim yoldaşlarımız böyle…
Seni asla unutmayacağız can yoldaşım, seni yıldızlara uğurladık, güle güle…
Hasam Hayri Aslan 5 Nisan 2022
Son Haberler
Sayfalar

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!
KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)
Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)
Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.
Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.
Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı
Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)
Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)
Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

TURAN TALAY’IN ANISINA…
Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.
Akciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş.

Emperyalist Kamplar Arasına Sıkıştırılmış Bir Halk: Filistin
Filistin-İsrail sorunu olarak bilinen ve esas olarak da Filistin topraklarında İsrail'in kurulmasının teorik ve politik temeli 1890'lı yılların sonunda atılıyor. 1. emperyalist paylaşım savaşıyla koşullar olgunlaştırılıyor. 2. emperyalist dünya savaşı sonrası ise emperyalist burjuvazi, Filistin'i parçalamayı ve orda İsaril devleti inşa etmeye karar veriyor ve bunu Filistin halkının soykırıma uğratma pahasına gerçekleştiriyorlar. Alman emperyalizmi tarafından soykırıma uğratılan yahudi halkı, bir başka ulusu (Filistinlileri) soykırıma uğratarak kendi ulusal varlığını inşa ediyor.

Hazan Ayının Şehitleri
Kasım, proletarya partisinin en değerli kadro, komutan ve savaşçılarının katledildiği aylardandır. Hüzün ve öfkenin birlikte yaşandığı aydır. III. Konferans delegelerini, komünist önder Mehmet Demirdağ’ı ve Aliboğazı şehitlerini hep bir hazan ayında kaybettik. Zafere açılan kapıyı adım adım aralayan, özgürlüğe giden yolu damla damla döşüyen Kasım ayı şehitlerimiz tarihin yüceliğine kavuşanlardır. Onlar, yarınların mutlak yenenleri olarak yazılacaktır parti ve devrim notlarımıza.

“Durum İyidir, Gerçekler Devrimcidir”
Yaşadığı dönemin özelliklerini anlayarak, savaşın hükmüne, zorun değiştirici rolüne inanan, sınırlı yaşamını sınırsız davaya adayan önder yoldaş Mehmet Demirdağ ölümsüzdür! Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten ve her şeyden daha fazla isteyen bu uğurda emeğin eğittiği bilinçle savaşarak şehit düşen proletarya partisinin dördüncü genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı üstlendiği öncü pratik ve önder duruşuyla tanırız.

Yalım Nubar’dan Ozanyan Nubar’a Süren Hikaye Bizim!
Botan’dan Yozgat’a dek uzanan toprakların bağrından çıkıp İstanbul Ermeni yetimhanelerinde okumaya gelip, orada bilge önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın devrimci görüşleriyle tanışan ve tutkuyla bağlanan yoksul Ermeni çocukların hikayeleridir, Ermeni devrim şehitlerimizin hikayeleri.
Onları doğdukları topraklardan koparıp buruk ve sancılı bir şekilde İstanbul yollarına düşüren tarihsel gerçeklerin yanında yokluk ve yoksulluktur da. Onları İstanbul yolculuğuna çıkaran çaresizlik, yalnızlık, sahipsizliktir.