Şimdi yürüme zamanıdır!

Şimdi savaşma zamanı, savaşı büyütüp her tarafa yayma zamanıdır. Özgürlük ateşini yakınlaştırma ve devrimcileşme zamanıdır. Şimdi büyük bir ısrar ve kararlılıkla zorlukların üstüne doğru yürüme, engelleri cesaretle aşma zamanıdır. Partimizin ideolojik-stratejik hattı, işçi sınıfının, halkımızın, bölge halklarının değişim ve devrim ihtiyacına yanıt olma zamanıdır. Dayanılması zor, yokluk ve yoksulluklarla dolu ezilenlerin çığlıklarına kulak verme zamanıdır. Ertelenmesi asla mümkün olmayan zorunlulukların ve kaçınılmazlıkların gerçekleştirilmesi zamanıdır. Adına devrim denilen emekle yoğrulu zorlu yürüyüşlerin büyütülmesi zamanıdır.
Komünist önder Mehmet Demirdağ yoldaşın, Karadeniz ve 2 Şubat-Dersim şehitlerinin savaşa katılım çağrılarının yerine getirilmesi gereken devrimci görevler olarak kavrama zamanıdır. Demokratik halk devrimini büyütme, ateş yürüyüşlerini güçlendirme yoksul çocukların çığlıklarına yanıt verme zamanıdır.
Vakit kaybını yaşamadan, zaman aşındıracak oyalanmalara girmeden, savaşı büyütme ve yayma zamanıdır. Emekçi halkımızın-şehitlerimizin çağrılarına ciddiyetle yaklaşıp yüksek bir sorumlulukla yanıt olma zamanıdır. Harekete geçmenin tam vaktidir. Unutmayalım ki; her büyük yürüyüş onlarca küçük adımın büyütülmesi ve çoğaltılmasıyla oluşur. Vartinik kıvılcımını ateşe dönüştürme sürecine giren savaşçılar şimdi ateşi büyütüp yangına çevirmenin sınırlarını zorlamaktadır. Hiçbir şey olağan koşulları ve sınırları zorlamadan elde edilemez. Her kazanım ve değer büyük bir çaba ve yüksek emeklerle yaratılır. Süreç, her militana ateş yürüyüşünü büyütme devrimci görevini yerine getirmeyi emrediyor.
Süreç, sarsılmadan, ikilem yaşamadan, netleşme ve berraklaşma sürecidir. Yeter ki yürümenin vazgeçilmez kaçınılmazlığını ve zorunluluğunu kavrayalım. Yeter ki ayaklarımızı savaş alanlarının toprağına değdirelim. Gücümüzü topraktan almak gerektiğini unutmayalım. Yürüyenin önünde hiçbir güç duramaz. Aslolan yürümektir. Eksik ve yetersizlikler yürüyüş içinde giderilerek aşılır. Tecrübesizlik ve acemilikler pratik içinde alt edilir. Hiçbir mücadele, hiçbir sınıf hareketi düzensizlikten-düzene, zayıflıktan-güçlüye, örgütsüzlükten-örgütlülüğe doğru bir gelişim çizgisi izlemeden büyümemiştir. Hiçbir köle ve yoksulların özgürlük mücadelesi olmamıştır ki yenilgi yaşamamış olsun. Yenilgi ve başarısızlık olmadan zafer elde edilemez. Diyalektiğin-savaşın-partinin gelişim yasaları dümdüz bir çizgi izlemez. Alttan-üste, dağınıklıktan düzene, acemilikten ustalığa, savaşçılıktan komutanlığa, küçükten-büyüğe, başarısızlıklardan başarıya doğru bir seyir izler.
Hiçbir devrimci görev savaşı geliştirip-büyütmenin önüne geçemez ve geçmesine müsaade edilmemelidir.
Sınıf savaşımı oyalanmaya-kendini kandırmaya, kendinle hoşnut ve durumdan memnun olma haliyle yaşamaya tahammül edemeyecek kadar acımasızdır. Ya gelişim ve ilerleme yasalarına uyulacak ve bu yasalara göre hareket edilecek ya da kendini bıkmaz ve usanmaz şekilde sınırları çizili alanda başarısızlık içinde tekrar edecektir. Gelişim sağlandığında kitlelerin güven duydukları, ardından kaygısız ve hesapsız gittikleri devrimci bir örgüt yaratılır. İşçilerin-emekçilerin-ezilenlerin memnun ve hoşnut olduğu güven duyup önderi olarak kabul edeceği profesyonel devrimci örgütün yaratılmasının merkezinde ve orta yerinde savaş alanlarının ağır ve onurlu görevleri olmalıdır.
Her faaliyet alanın her sınıf bilinçli militanın düşün ve pratik dünyasında ve önünde savaşın gelişimi ve ilerleme çizgisi ve görevleri olmalıdır. Ne kadar ve nasıl yapabilirim? Hangi görevleri, hangi düzeyde, nasıl yerine getirirsek başarı çizgisini büyütebiliriz? Bu sorular ve yanıtları önemlidir.
Gerilla savaşına ışık tutan, yol gösteren kurtuluş stratejisidir. Yönünü bulmasına hizmet eden analitik düşünme ve materyalist bilgi teorisidir. Ona anlama-kavrama-değerlendirip-karar verdirme-mevzilendirip-saldırı gücü veren diyalektik materyalizmin karanlıkları parçalayan umut ve ışık saçan dünya görüşüdür. Onun mikroskop ve teleskopu diyalektik materyalizmdir. Ona güven, zafere olan inancını ve yenilmez gücünü veren proletarya partisi ve halktır. “Diyalektik materyalizm-parti ve halk” onun vazgeçilmez üç değişmez tutkusudur. Bunlar olmadan bilinç ve örgütlenme olmaz. Bunlar olmadan düşmanı alt etme imha edip yok etme olmaz. Somutu tahlil edip, güncele-ana-var olup yaşananlara müdahale etme olmaz. Bilimden-felsefeden-somutluktan ve halktan kopuk yoldaşlık bilincinden uzak bir gerilla savaşından bahsedilmediğini anlamak, bilince çıkarmak ve uygulamak zorunluluğuyla karşı karşıyayız.
Gerilla savaşı toprağı-halkı-düşmanı-yoldaşları anlama sanatıdır. Sınırları sonuna kadar zorlama, çatışma ve mücadeleyi önce kendi içinde ki geriliklere karşı yöneltme mücadelesidir. Kendi içinde düşmana ait olanlarla sürekli düzenli ve bilinçli bir şekilde savaşmadır. Bunu başaranların savaşımıdır. Kendi içindeki her türden anlama-kavrama-değerlendirme-karar verip-mevzilendirme ve saldırıya ait geriliklere ve yetmezliklere karşı köklü ve keskin mücadeledir.
Gerilla savaşını sadece “silah ve dağa çıkma” olarak algılamak eksik kalacaktır. Bilim ve felsefenin, öncü ve halkın merkezinde olduğu “silah ve dağ”ın olmazsa olmaz olduğu bir savaştır. Yoldaşlığın saygı ve sevginin bitmez tükenmez emeğin, yorulmak bilmez bir devrimci çabanın adıdır gerilla savaşı. Her adımı devrimci bir öze sahip olan ince bir duyarlılık dolu sanattır.
Cesaret ve soğukkanlılığın yön verdiği kılıç gibi keskin, eğitilmiş son derece disiplinli coşkulu moralli savaşçıların verdiği savaştır. Yeterlilik ve uzlaşmacılığa yer bırakmayacak kadar sınırları zorlayarak gelişkin olan çok yönlü savaşın adıdır. Nihai amaca kadar durmadan yürüyen düşünsel ve pratiksel bir akıştır. Cesaret ve aklın birleştiği, ortak yürüdüğü bir saldırı ve imha etme savaşıdır. Bunun için elinden geleni sonuna kadar yapmaktır. (Bir Partizan)
Son Haberler
Sayfalar

Somut Duruma Dair Bazı Gerçekler
Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada devrimci ve komünist hareket emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı mücadelede geniş emekçi yığınların desteğine sahip değildir. Yine kendiliğinden gelişen kitle hareketlerini örgütlemede ve uluslararası dayanışmayı geliştirip büyütmede de yetersizdir.

NATO, SAVAŞ KIŞKIRTICISI BİR ODAKTIR; DERHAL DAĞITILMALIDIR!
Başını ABD’nin çektiği, emperyalist bir saldırganlık paktı olarak kurulan ve icraatlarıyla bunun gereğince davranan NATO’nun 75. Kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen zirvede, ABD Başkanı Biden, NATO’nun: “Saldırganlığa ve saldırganlık korkusuna karşı bir kalkan yaratma umuduyla kurulduğunu” söylüyorsa da ama tarihsel gerçekler bunun külliyen kaba bir yalandan ve de arsızca bir manipüle edişten ibaret olduğunu kolayca gözler önüne serer.

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)
Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Seçimler ve siyasi parti konusunda proletaryalarla sohbet
İstanbul'u kazanan türkiye'yi kazanır.
Nedir bu tayyip'in sözleriyle vücut bulan yaklaşım.
Bir hayel mi yoksa bir gerçeklik mi?
Veyahut da burjuvaların içerisinde bir insanın söyledikleri hala dört nala giden atlarıyla şehirlerin surlarını yıkabileceğini düşünen bizim insanların söylediklerinden daha gerçekçi sözler mi?
Gerçekten noelibarel politikaların en yoğun olarak hissedildiği şehirleri kazanmak türkiye'yi kazanmak mı demek?
Peki bunu böyle kabul etmek kolay mı?

DEVRİMCİ SİYASAL MÜCADELEYİ ANIN SOMUT GÜNCEL TOPLUMSAL SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMEK.
Temel hedefleri, mevcut kurulu düzeni devrimci bir kitlesel kalkışmayla tasfiye edip, yerine sosyalist bir sistem kurmak olan devrimci sol-sosyalist ve komünist güç ve yapıların, devrimi gerçekleştirebilmeleri esasen, devrim öncesi süreci, devrimi örgütleyebilme hedefiyle ele almalarına ve bundaki performans ve başarılarına bağlıdır.

ADİL OLAMASINI BECEREMEYECEKSEK; BU SİSTEMİ YIKMAYA NE GEREK VAR Kİ?
Bugün, Devletin “üst aklı” denilen birimlerince organize edilip, şeriat özlemcisi dinci yobaz karanlık güçlerce gerçekleştirilen Sivas-Madımak vahşetinin 31. Yıl dönümü. Tam iki gün sonra da yine devletin aynı karanlık derin güçlerinin bir şekilde yönlendirdiği besbelli olan bir başka vahşetin, Erzincan-Başbağlar katliamının 31. Yıl dönümü.

BUGÜN ARTIK ÇOK DAHA AÇIK BİR HÂL ALAN ŞERİAT TEHDİDİNE KARŞI LAİKLİĞİ SAVUNMAK, SÜRECİN ÖNE ÇIKAN ACİL VE ÖNEMLİ GÖREVLERİNDENDİR.
Kendisini “Anayasal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan bir devlet düşünün ki Anayasasında hâlâ; “Türkiye Cumhuriyeti, (…), demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” İlkesi yürürlükteyken; bu ülkede şeriat propagandası yapmak serbest olsun ve ama dayanağını mevcut Anayasa ve yasalardan alan, şeriata karşı çıkmak ve de laikliği savunmak suç olsun!

Oy Zemano (Nubar Ozanyan)
Her yönüyle çürümüş sistemin katilleri, Kürdistan topraklarını yakmaya devam ediyor. Amed ve Merdin’de hem insanları hem de buğday ve mısırları yaktı. Evlat kokan Kürdistan toprakları şimdi duman kokuyor. Ateş ve dumanla yazılı TC’nin yüz yıllık tarihi “yakma ve yıkma”nın tarihidir. Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Dün Ermeni kadın ve çocukları kiliselerde, Alevileri inanç ve ibadet mekanlarında, Kürtleri mağaralarda, köylerde yakanlar bugün yine Kürdü kadim topraklarında yakıyor.

CHP’NİN “Türkiye yüzyılı maarif modeli ”Ve kürtlerin iradesinin gaspı karşısında laisizm ve hukuk sınavı.
İslamo-faşist Erdoğan diktatörlüğünün, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yapmaya çalıştığının, tam olarak,eğitim ve öğretim sistemininSunni İslamcı dini esasları üzerine oturtulması olduğu, daha önceki iki yazıda ve keza Kürtlerin iradesine karşı bir sömürge siyaseti olan kayyum uygulaması da bir başka yazıda özetlenmişti.

Kadro Olmak Aynı Zamanda Kendimize Karşı da Kadro Olmak Demektir
Bir kadronun ihtiyaç duyduğu nitelikler bugün sürekli ideolojik saldırı altındadır. Burjuvazi sadece protestoları, teoriyi, örgütleri değil aynı zamanda doğrudan tek tek kadroları da hedef almakta ve onları ideolojik etki yoluyla etkisizleştirmeye ya da kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır.