Cuma Ocak 3, 2025

TKP-ML OPK: Filistin Halkı Yalnız Değildir!

Direnen Filistin Halkının Yanındayız!

Emperyalistler arası çelişkilerin keskinleşmesi ve güç mücadelesiyle birlikte Ortadoğu’da bölge gericilikleriyle olan ilişkilerin yeniden düzenlenmesi beraberinde Siyonist İsrail devletinin bir kez daha Filistin halkına saldırmasını gündeme getirdi. İsrail’in Filistin halkına yönelik işgal, ilhak ve katliam politikası sürüyor.

Son olarak işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşayan Filistinliler, Siyonist rejimin işgal ve zorunlu göç tehdide maruz bırakıldı. Direnen Filistinliler saldırı, gözaltı ve tutuklamayla karşılaştı. Filistin halkının bu haklı ve meşru mücadelesi karşısında İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi’ne hava saldırısı başlattı ve saldırı sonucunda 9’u çocuk 24 Filistinli katledildi.

Siyonist İsrail rejimin Filistinlilere yönelik bu saldırgan tutumu, ABD ve AB emperyalistleri tarafından desteklendi. Arap Birliği ise İsrail’i sadece “hedef gözetmeden saldırdığı” için kınamakla yetindi. İsrail’le birlikte ABD’nin bölgedeki en sadık uşağı olan, faşist TC ise saldırganlığı “şiddetle kınadı”ğını ilan etti!

Partimiz Filistin halkının emperyalizme İsrail Siyonizmine, onun işgal ve ilhak saldırılarına karşı haklı ve meşru mücadelesinin yanındadır. Son saldırılarına bahane edilen Şeyh Cerrah Filistin’dir, Filistinlilerindir.

Bununla birlikte faşist TC’nin İsrail’i kınayan ve Filistin halkının yanında olduğunu ifade eden açıklamaları ikiyüzlülüktür. Faşist TC devleti, Siyonist İsrail’i en son kınayacak devletlerden biridir. Çünkü TC, bir yandan İsrail devletiyle ticari ilişkilerini geliştirirken, diğer yandan ise Filistin toprağı Kudüs’ü, İsrail’le yapılan uluslararası antlaşmalarda “İsrail’in başkenti” olarak kabul etmektedir.

Siyonist İsrail rejiminin Filistin topraklarını işgal ve ilhak ettiği gibi faşist TC devleti de Afrin’i, El Bab’ı, Gire Spi-Serekaniye’yi işgal etmiştir. Faşist TC bu bölgelerde gerek kendi güçleri ve gerekse de DAİŞ artığı çetelerle katliamlar gerçekleştirmiştir ve ilhak adımları atmaktadır. Yine benzer bir durum Irak Kürdistanı’nda yaşanmaktadır. Faşist TC, Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’ne yönelik kapsamlı bir saldırı içindedir. Bölgeyi işgal ve uzun vadede ilhak etmeyi amaçlamaktadır.

Siyonist İsrail rejimi ile faşist TC devleti deyim yerindeyse madalyonun iki yüzü gibidir. Emperyalizme uşaklıkta ve bölge halklarına yönelik saldırganlıkta ABD ve AB emperyalistlerinin sadık uşaklarıdırlar. Bu nedenle TC’nin İsrail’i kınaması sahtedir, ikiyüzlüdür.

Filistin halkı, uzun yıllara dayalı direniş ve mücadelesini sürdürüyor. Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi önderliğinin teslimiyetçi ve uzlaşmacı çizgisiyle birlikte, önemli mevziler kaybetmiş olsa da, kendi topraklarında mülteci konumuna düşürülmüş bulunsa da, kendisine dayatılan teslimiyet ve onursuzluğu kabul etmiyor.

Filistin halkının emperyalizme ve siyonizme, işgalciliğe, katliam saldırılarına karşı direnişi meşrudur ve sahiplenilmelidir.

Yaşasın Filistin Halkının Onurlu Direnişi!

Yaşasın Özgürce Ayrılma Hakkı!

Kahrolsun İsrail Siyonizmi, Emperyalizm ve Her Türden Gericilik!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi

11 Mayıs 2021

4300

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Somut Duruma Dair Bazı Gerçekler

Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada devrimci ve komünist hareket emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı mücadelede geniş emekçi yığınların desteğine sahip değildir. Yine kendiliğinden gelişen kitle hareketlerini örgütlemede ve uluslararası dayanışmayı geliştirip büyütmede de yetersizdir.

Diktatör 'Reis' çıkış arıyor ..

Malum olduğu üzere T.C.

NATO, SAVAŞ KIŞKIRTICISI BİR ODAKTIR; DERHAL DAĞITILMALIDIR!

Başını ABD’nin çektiği, emperyalist bir saldırganlık paktı olarak kurulan ve icraatlarıyla bunun gereğince davranan NATO’nun 75. Kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen zirvede, ABD Başkanı Biden, NATO’nun: “Saldırganlığa ve saldırganlık korkusuna karşı bir kalkan yaratma umuduyla kurulduğunu” söylüyorsa da ama tarihsel gerçekler bunun külliyen kaba bir yalandan ve de arsızca bir manipüle edişten ibaret olduğunu kolayca gözler önüne serer.

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)

Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Seçimler ve siyasi parti konusunda proletaryalarla sohbet

İstanbul'u kazanan türkiye'yi kazanır.

Nedir bu tayyip'in sözleriyle vücut bulan yaklaşım.

Bir hayel mi yoksa bir gerçeklik mi?

Veyahut da burjuvaların içerisinde bir insanın söyledikleri hala dört nala giden atlarıyla şehirlerin surlarını yıkabileceğini düşünen bizim insanların söylediklerinden daha gerçekçi sözler mi?

Gerçekten noelibarel politikaların en yoğun olarak hissedildiği şehirleri kazanmak türkiye'yi kazanmak mı demek?

Peki bunu böyle kabul etmek kolay mı?

DEVRİMCİ SİYASAL MÜCADELEYİ ANIN SOMUT GÜNCEL TOPLUMSAL SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMEK.

Temel hedefleri, mevcut kurulu düzeni devrimci bir kitlesel kalkışmayla tasfiye edip, yerine sosyalist bir sistem kurmak olan devrimci sol-sosyalist ve komünist güç ve yapıların, devrimi gerçekleştirebilmeleri esasen, devrim öncesi süreci, devrimi örgütleyebilme hedefiyle ele almalarına ve bundaki performans ve başarılarına bağlıdır.

ADİL OLAMASINI BECEREMEYECEKSEK; BU SİSTEMİ YIKMAYA NE GEREK VAR Kİ?

Bugün, Devletin “üst aklı” denilen birimlerince organize edilip, şeriat özlemcisi dinci yobaz karanlık güçlerce gerçekleştirilen Sivas-Madımak vahşetinin 31. Yıl dönümü. Tam iki gün sonra da yine devletin aynı karanlık derin güçlerinin bir şekilde yönlendirdiği besbelli olan bir başka vahşetin, Erzincan-Başbağlar katliamının 31. Yıl dönümü.

BUGÜN ARTIK ÇOK DAHA AÇIK BİR HÂL ALAN ŞERİAT TEHDİDİNE KARŞI LAİKLİĞİ SAVUNMAK, SÜRECİN ÖNE ÇIKAN ACİL VE ÖNEMLİ GÖREVLERİNDENDİR.

Kendisini “Anayasal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan bir devlet düşünün ki Anayasasında hâlâ; “Türkiye Cumhuriyeti, (…), demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” İlkesi yürürlükteyken; bu ülkede şeriat propagandası yapmak serbest olsun ve ama dayanağını mevcut Anayasa ve yasalardan alan, şeriata karşı çıkmak ve de laikliği savunmak suç olsun! 

Oy Zemano (Nubar Ozanyan)

Her yönüyle çürümüş sistemin katilleri, Kürdistan topraklarını yakmaya devam ediyor. Amed ve Merdin’de hem insanları hem de buğday ve mısırları yaktı. Evlat kokan Kürdistan toprakları şimdi duman kokuyor. Ateş ve dumanla yazılı TC’nin yüz yıllık tarihi “yakma ve yıkma”nın tarihidir. Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Dün Ermeni kadın ve çocukları kiliselerde, Alevileri inanç ve ibadet mekanlarında, Kürtleri mağaralarda, köylerde yakanlar bugün yine Kürdü kadim topraklarında yakıyor.

CHP’NİN “Türkiye yüzyılı maarif modeli ”Ve kürtlerin iradesinin gaspı karşısında laisizm ve hukuk sınavı.

İslamo-faşist Erdoğan diktatörlüğünün, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yapmaya çalıştığının, tam olarak,eğitim ve öğretim sistemininSunni İslamcı dini esasları üzerine oturtulması olduğu, daha önceki iki yazıda ve keza Kürtlerin iradesine karşı bir sömürge siyaseti olan kayyum uygulaması da bir başka yazıda özetlenmişti.

Kadro Olmak Aynı Zamanda Kendimize Karşı da Kadro Olmak Demektir

Bir kadronun ihtiyaç duyduğu nitelikler bugün sürekli ideolojik saldırı altındadır. Burjuvazi sadece protestoları, teoriyi, örgütleri değil aynı zamanda doğrudan tek tek kadroları da hedef almakta ve onları ideolojik etki yoluyla etkisizleştirmeye ya da kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır.

Sayfalar