Cuma Ocak 3, 2025

TKP/ML: “Hindistan’da halkları kurtuluşa götürecek tek güç HKP(M)’dir”

Yoldaşlar,

Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in kuruluşunun 10. yılını TKP/ML olarak en içten devrimci duygularımızla selamlıyoruz.

Hindistan Komünistlerinin HKP(M) çatısı altında birleşmeleri, Hindistan devrim mücadelesini daha da güçlü kılmıştır. Hindistan gerici burjuvazisinin en çok korktuğu komünistlerin bu birliği olmuştur. Komünistlerin birliği, ülkedeki ezilen emekçilere ve uluslara büyük bir morla vermiş, devrime olan güvenlerini daha da artırmıştır. HKP(M) denetiminde bulunan bölgelerin şimdi daha güçlü bir devrimci önderliğe kavuşması devrimin ilerletilmesi için daha büyük olanaklar sunmaktadır. 

 

Yoldaşlar,

Emperyalistler arasındaki çelişkiler ve bu çelişkilerden kaynaklanan kapışmaların en yoğun yaşandığı bölgelerin başında Ortadoğu ve Kafkaslar gelmektedir.

Emperyalist sistemin 2008 yılında içine girdiği ekonomik kriz bir durağanlık içine girmiş görünse de, kriz hala tümüyle atlatılabilmiş değildir. Kriz, siteme oldukça pahalıya mal olmuştur. Krizin merkezi durumunda olan ABD’de artan işsizlik ve yoksulluk büyük bir emekçi kesimi etkisi altına aldı. ABD’den başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz Avrupa Birliği’ni de ciddi bir şekilde vurmuş, Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya vb. birçok ülkeyi etkisi altına alarak bazılarını iflasa sürüklemiştir.

Emperyalist sistemin tüm ülkelerini etkileyen kriz, aynı zamanda emperyalistler arası çelişkiyi de giderek daha da çıkıştırmaktadır. ABD- İngiltere, Rusya Şangay İşbirliği Örgütü, Avrupa Birliği ve Japonya arasındaki pazar için rekabet alabildiğince sert bir şekilde devam etmektedir.

Emperyalistlerin üzerinde en çok kapıştıkları coğrafyaların başında Kafkaslar ve Ortadoğu gelmektedir.

Ukrayna’da ABD ve Avrupa Birliği Rusya’ya karşı birlikte mücadele ediyorlar. Ukrayna uzun zamandır, ABD ve Avrupa Birliği’nin iştahını kabartıyor. Buranın büyük bir Pazar olmasının yanında, enerji kaynaklarının güzergâhı olması bu önemi daha da artırıyor. Avrupa Birliği’nin Ukrayna’yı AB’ye alma çabasına, ABD’nin destek vermesine karşı, Rusya’nın başlattığı karşı hamle, şimdilik Rusya’nın üstünlüğüyle ilerliyor. Rusya’nın Ukrayna’ya bağlı Kırım’da sözde referandumla, Kırım’ı Rusya topraklarına katması, ABD ve Avrupalı emperyalistlerin hamlesini boşa çıkardı. Keza, Ukrayna’nın doğu kesimlerinde, Donetrsk ve Lugansk’ta birçok bölgeyi elinde tutan Rus yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna devleti arasındaki çatışmalar devam ederken, son NATO toplantısında, Rusya’ya karşı yeni yaptırımların tartışıldığı ve Ukrayna’nın Rusya’dan koparılması hamlesine, Rusya bunu, Ukrayna’yla yaptığı barış anlaşmasıyla boşa çıkardı.

Ortadoğu zengin petrol kaynakları, doğal gaz ve büyük bir pazar olmasıyla hiçbir zaman emperyalistlerin gündeminden düşmeyen bir coğrafyadır. ABD’nin Büyük Ortadoğu projesinin hayata geçirilmesi planın bir parçası olarak 2003 yılında Irak’ın işgal edilmesiyle Ortadoğu tam bir kan gölüne dönüştürülmüş bulunuyor. Irak sonrası Libya’da, Mısır’da yapılan rejim değişiklikleri ve son olarak buna Suriye’nin eklenmesiyle dengeler iyice değişmiş bulunuyor. Esad rejimine Rusya ve İran’ın arka çıkmasıyla, iç savaşın bugünlere taşınması ABD ve Batılı emperyalistlerinin Esad’ı hala devirememe başarısızlığıyla süreç devam ediyor.

ABD’nin 2011’de Irak’tan tüm askerlerini geri çekmesinin ardından, aradan üç yıl geçmeden yeniden Irak’a geri dönmesi, Suriye’deki iç savaşta beslenip büyütülen IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle yeni bir dönem başlamıştır.

4 Eylül’de İngiltere’de yapılan NATO toplantısında, ele alınan Ukrayna ve Irak gündemi, Rusya’nın Ukrayna’da nasıl gerileteceği ve Irak’ın yeniden kontrol altına alınması planlarına dayanmıştır.

IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle başlayan süreçte, sözde insani gerekçeler öne sürülerek, Irak’ın yeniden denetim altına alınması planı, emperyalistlerin Ortadoğu’ya yeni bir dizayn vermeleri planından başka bir şey değildir. Hiçbir insani dram, katliam emperyalistleri ilgilendirmiyor. IŞİD’in Suriye’de emperyalistler adına savaştığı yakın zamana kadar, yaptığı katliamlar, Rojova Kürtlerine karşı insanlık dışı saldırıları, Şengal’de Ezidilere karşı yapılan saldırlar ve yüz binlerce insanın yerlerinden olmasına sesiz kalan emperyalistler her nedense, kendi çıkarları Irak’ta tehlikeye girdiğinde IŞİD’e karşı müdahale etmek için harekete geçtiler.

ABD ve Batı Avrupalı emperyalist güçler, şimdi de Irak’ta IŞİD’e karşı kendi adlarına savaşacak ordular arıyorlar. Irak Kürdistan’ın da Peşmerge’ye silah yardımı yapılması kararı tam da bu oyunun bir parçasını oluşturuyor. Sorunun nedeni olan emperyalistler, çözümün arabulucusu olamazlar. Ortadoğu hakları emperyalistlerin bu oyununu birlikte bozmalıdır. IŞİD canavarına karşı, tüm ilerici ve devrimci güçler güçlerini birleştirerek, IŞİD adlı gerici örgüte ve emperyalistlere karşı birlikte mücadele etmelidirler.

Emperyalistlerin dünyaya yeni dizayn verdiği bu süreçte, bundan en çok etkilenen mazlum ulusalar ve emekçilerdir. Her gün binlerce göçmen ya açık denizlerde ölüyor, ya da yollarda per perişan ölüm kalım mücadelesi veriyor. Kurtulup da Avrupa ülkelerine gelen yüz binlerce göçmen ise en kötü koşullarda yaşamak zorunda kalıyor. Irkçılar her yerde göçmenlere saldırıyor, aşağılıyor, öldürüyor.

Yarı-sömürge ülkeler emperyalist ülkelerce yağmalanmaya devam ediliyor. Ucuza çalıştırma, taşeron işçilik, yoksulluk, iş kazaları adeta bu ülkelerin kaderiymiş gibi gösteriliyor.

Afrika yoksulluk ve açlıkla savaşıyor. Ebola salgının giderek yayıldığı birçok Afrika ülkesi kitlesel ölümlerle karşı karşıya. Emperyalist tekeller Ebola’yla mücadele de alacak parası olmadığı için bu ülkelere ilaç üretip vermeyi kar getirmediği için ret etmektedir. 

Kar hırsıyla bozulan dünyanın ekolojik dengesi önümüzdeki bir kaç on yılda dünyayı yaşanmaz düzeye getirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Tüm bunlar emperyalistlerin bitmez tükenmez kar hırslarının sonucudur. Emperyalist sistem var olduğu müddetçe, sömürü, savaş ve insanların birbirlerini boğazlamaları devam edecektir.

Ezilen mazlum ulusların ve emekçilerin emperyalist sömürü ve baskıdan kurtulmalarının tek yolu devrimdir. Yarı-sömürge, bağımlı, emperyalist ve kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfının sosyalizmden başka kurtuluşları yoktur.

Emperyalistleri bugün en çok korkutan halk savaşlarının verildiği ülkelerdir. Gerçek bir anti-emperyalist mücadele bugün halk savaşlarıyla verilen mücadelelerdir. Hindistan halk savaşının önemi gerçek bir kurtuluşu hedeflemesindedir. HKP(M) önderliğince verilen halk savaşı başta Hindistan gerici burjuvazisini ve ağa babaları emperyalistleri korkutmalarının nedeni de budur. Yeşil Av adıyla komünistlere saldırmaları, HKP(M) kadrolarını katletmeleri, yüz binlerce politik tutukluya karşı acımasızca davranılması, Saybaba gibi aydınların kaçırılası bu korkunun ifadesidir.

Tüm dünyada Hindistan Halk Savaşına olan destek dünden daha güçlü olmalıdır. Hindistan halk savışını sahiplenmek, sosyalizme olan özlemi daha da artıracaktır. Hindistan komünistleri yalnız değildir. Onların dünyanın her yerinde dostları ve yoldaşları var olduğu müddetçe, Hindistan devrimi daha da büyüyerek ilerleyecektir.

 

YAŞASIN HKP(M)!

YAŞASIN HALK SAVAŞI!

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

KAHROLSUN EMPERYALİZM, FAŞİZM VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!

 

TKP/ML Enternasyonal Büro

80473

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -2-

Son yıllarda, emperyalist savaş tehlikesinin zemininin güçlenmesine paralel, dünya genelinde ırkçı hareketlerin ve partilerin dikkat çekici boyutta güçlendiğine vurgu yapmış, bu yükselişin, sadece belirli demografik gruplarla sınırlı kalmadığını, kadınları da içine aldığını gördüğümüzü ifade etmiştik.

Peki, kadınlar neden bu tür hareketlere katılıyor? Bu sorunun yanıtı, birçok faktörün karmaşık bir birleşiminde yatıyor.

Faşizmin Yüzünü Örten Çirkin Bir Maske (Nubar Ozanyan)

İttihatçı Türk kompradorları, ekonomik-mali-siyasal krizden bir türlü kurtulamıyor. Faşizmi maskeleyen kaba uydurma parlamentoyla bile ülkeyi yönetemiyor. Zorbalık her taraftan fışkırıyor. Kötülük ve çirkinlik her yerde bütün utancıyla görülüyor. Dağda, köyde, sokakta Kürt ve emekçi kanı dökmekten çekinmeyenler dünyanın gözü ve kulağının üzerinde olduğu parlamentoda bile Kürt kadın parlamenterin kanını dökmekten çekinmiyor. Zorbalık, pervasızlık, yasa, hukuk tanımamazlık ayyuka çıkmış, had safhaya ulaşmıştır.

Emperyalist haydutlar, 3.Dünya savaşı hazırlıklarını yoğunlaştırmakla meşgul…

Bazı sol-sosyalist ve kendilerini komünist addeden kesimler hâlâ (evet, hâlâ) bir 3. Dünya Savaşı çıkacak mı çıkmayacak mı ve keza “süreci belirleyen esas etmen savaş mı devrim mi?” ikilemi girdabında, adeta miskince bir fikirsel jimnastik rehavetiyle, sorunu ele almaya devam ede dursunlar; fakat süreç, maalesef ki hem de çok hızlı bir şekilde, o istenmeyen malûm sona doğru ilerliyor. 

Fakir (Nubar Ozanyan)

Yaşamı boyunca hep yokluk ve fakirlik içinde yaşadı. Bundandır ki arkadaşları ona “Fakir’’ dedi. Ne zaman biraz dünya nimetlerine yakın olan olanaklara sahip olsa o yine fakir yaşamından ayrılmadı. Yaşamı fakir, bilinç ve yüreği zengin olan Nubar Ozanyan en alttakilerin, yoksulların, mazlumların yoldaşı olmaktan bir an olsun geri durmadı.

Servet Vergisi ve Sermayenin Olmayan Vijdanı

Bugünlerde de toplumsal eşitsizlik sermayenin birikimine ve merkezileşmesine koşut olarak artınca, zenginlerden servet vergisi alınmasını dilendirenlerde çoğalmaya başladı.[1] Servet vergisi, toplumsal servetin  belli ellerde birikmesinden bu yana ara sıra gündeme getiriliyor. Zaman zaman kısmen de uygulanmıştır. Örneğin savaş dönemlerinde vb. Yine ABD'de, 1960'larda 400 zenginden %53 oranında vergi alınmıştır.

Inger Nubar Can, Hewal Nubar, Nubar Yoldaş’a!

Halen pek çoğumuzun inanmak istemediği Nubar Ozanyan’ın ölümsüzleşmesinin 7. yılında, onu bir kez daha saygı ve sevgi ile anarken, şehadetinin yıldönümünde onu anlatmak da bizim için en zor yazılardan olacaktır.

Rusya / Ukrayna Savaşında Yeni Bir Aşama

Savaşın Rus topraklarına doğru genişlemesi Ukrayna'daki savaşın yeni bir aşamaya geçmesi anlamına geliyor.

6 Ağustos Salı gününden bu yana Ukrayna birlikleri Rusya sınırını geçerek Rusya'daki savaşta yeni bir cephe açtı. En az üç Ukrayna tugayı ve çeşitli taburlar savaşa dahil oldu ve ilerleme Rus topraklarının yaklaşık 30 kilometre içine kadar ulaştı. Bu, savaşın yeni bir aşamasının başlangıcına ve dünya savaşı tehdidinin önemli ölçüde yoğunlaşmasına işaret ediyor.

İKTİDARIN BÜYÜK YALANI: “HİÇ KİMSENİN YAŞAM TARZINA KARIŞMIYORUZ.”

Genel olarak tüm siyasal İslamcıların, ama özel olarak da İslamo-faşist Erdoğan ve iktidarının, başvurduğu en kullanışlı “idare etme” araçlarının ilk sırasında hiç kuşkusuz ki dinlerince de serbest sayılan takiyedir. Yani amaçlananı gerçekleştirebilmek için, gözünü dahi kırpmadan YALAN SÖYLEMEKTİR. 

Türkiye „Yarı-Sömürge“ Bir Ülke Mi? Emperyalizm Üzerine Notlar-4

Sömürge-Yarı-SömürgecilikÜzerine

Belliki sol-sosyalist eski nostaljik söylemlerin tekrarı bugün artık kitlelerde herhangi bir karşılık bulmuyor!

Geçenlerde, “dini bütün” olarak tabir edilen kesimlerden bir ahbabımla, “ne olacak bu memleketin hali” kıvamında sohbetteyken, şöylesi bir cümle kurmuştu: “Abi benim anlamadığım, bunca açlık, yoksulluk, işsizlik ve zulüm varken, yani koşullar aslında tam da siz devrimci solcuların kolayca taban bulmanıza ve kitleleri harekete geçirmenize ve hatta devrim bile yapmanıza bunca uygunken; bu derece atıl ve etkisiz olmanız, sence normal mi?”

KADINLARIN BİRLİĞİ | Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -1-

Emperyalistler arası çelişkiler derinleştikçe, ekonomik kriz ağırlaştıkça vb. bu sistemin sarıldığı en temel dayanaklardan birinin ırkçılık-faşizm olduğunu biliyoruz. Zira bunun, sistemin alametifarikalarından biri olduğunu birçok -acı- deneyimiyle elbette biliyoruz. Şu anda yine tam da böyle zamanlardan geçtiğimizi söylüyoruz. Bu tehlikeye dair önlemler almaktan bahsediyoruz, özellikle Avrupa’da ırkçı partilerin yükselişini izlerken, Avrupa Parlamentosu’ndan çeşitli Avrupa ülkelerinin kendi seçimlerine odaklarımızı çeviriyoruz vs.

Sayfalar