Pazar Mart 2, 2025

TKP/ML YDK: Ortadoğu'nun ezilen halkları yalnız degildir

ORTADOĞU’NUN EZİLEN HALKLARI YALNIZ DEĞİLDİR.

Ortadoğu kan gölüne dönmüş bulunuyor.

Emperyalistler ve uşaklarının Ortadoğu’daki saldırılarında binlerce insan hayatını kaybetti. Suriye ve Irak’ın ardından, Filistin, Kobane ve Rojava’yıda içine alan saldırlar karşısında dünya sessizliğini korumaya devam ediyor.

Emperyalistler Ortadoğu haritasını yeniden çizmek ve hâkimiyet alanlarını genişletip, bölgenin yer altı ve yerüstü zenginliklerini tamamen kendi kontrollerine almak için saldırıyorlar. Bölgedeki uşaklarını da devreye koyan emperyalistler, yaşanan katliamlardan doğrudan sorumludurlar.

IŞİD, Suriye içsavaşında emperyalistler adına savaştırılmış, her türlü silah ve lojistik destek vererek büyütülen kan emici, gerici faşist bir örgüttür. İslam adına hareket ettiğini söyleyen ve Irak’ta ele geçirdiği bölgelerde Halifelik ilan edip, kendi dışındaki inanç gruplarına saldıran, kadınları kaçırıp, tecavüz eden, öldüren bu gerici örgüt, en son Irak’ın Şengal bölgesinde yaşayan Êzidi inancına mensup 500 insanı katletti. Binlerce insan, dağlarda aç ve susuz bir şekilde ölüm kalım mücadelesi verirken, emperyalistler ve uşakları sadece timsah gözyaşları döküyorlar. ABD’nin sözde insani gerekçelerle IŞİD mevzilerine saldırması, tamamen kendi çıkarlarının Irak’ta tehlikeye girmesidir. Ortadoğu’da binlerce insanın ölümünden, milyonlarca insanın yerinden olmasından sorumlu olan ABD’nin IŞİD’e karşı başlattığı saldırı tamamen göstermeliktir.

Musul’u ele geçirdikten sonra, birdenbire IŞİD tehlikesine dikkat çeken emperyalistler ve uşakları, IŞİD’in Rojova ve Kobane’ye saldırdığında sesizkalmış, çıkarları tehlikeye girdiğinde IŞİD tehlikesinden söz etmeye başlayarak büyük bir manipülasyon yaratmaya çalışmaktadırlar.

Emperyalistlerde dâhil, Kürdistan’ı ilhak eden tüm devletler için Rojova’da demokratik Kürt oluşumunun zayıflaması ve güçten düşürülmesi istenmektedir. Kürtlerin Rojova ve Kobane’de kalıcı bir güç haline gelmesiyle birlikte, Ortadoğu’daki dengeleri bozacağı bilinen bir gerçektir. Rojova’daki Kürtlerin bu bölgeyi ele geçirmesiyle birlikte, Irak Kürt bölgesel yönetimi de Rojova Kürtlerine tavır aldı. Barzani’nin kendisine karşı bir tehlike olarak gördüğü Rojova’nın düşmesi için elinden geleni yapmaktadır.

Siyonist İsrail devletinin yıllardır Filistin Halkına yaptığı saldırılarına bir yenisi daha eklendi. 2 Temmuz 2014 tarihinde havadan askeri saldırılarla, 18 Temmuz’da ise kara operasyonuyla devam eden saldırlar da şimdiye kadar 2000’e yakın insan hayatını kaybetti. Binlerce insanın sakatlandığı, binlerce yerleşim yerinin yerle bir edildiği İsrail saldırılarına karşı Filistin halkı direnmeye devam ediyor. ABD ve uşaklarının Afganistan, Irak ve bölgeye yönelik işgal ve saldırılarına karşı on yılı aşkın süredir direnen çeşitli ülke haklarının en büyük ilham kaynağı Filistin’in direniş ve intifada ruhu devam ediyor. Batı Şeria ve Gazze’de kurulan açık hava hapishanesinde her türlü gıda ve ilaç ambargosu uygulanarak diz çöktürülmeye çalışılan Filistin halkının boyun eğdirilemez direnişi, anti-emperyalist mücadelenin dünya çapında ilham ve güç kaynağıdır.

Bu nedenle başta Kobani ve Rojova direnişi olmak üzere Filistin halkıyla dayanışma icinde olacağımızı, gerici IŞİD saldırılarına karşı, Kürt ve Êzidi haklarının yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Rojova ve Filistin halklarının kazanımlarını ezilen ulusların ve halkların kazanımı olarak sahiplenmek, onları gerici kuşatma ve saldırılara karşı halk tarafından sahiplenilmesini sağlamak bir sorumluluktur.

FİLİSTİN VE ROJOVA HALKLARININ DEVRİM VE DİRENİŞ ATEŞİ SÖNMEYECEK!

TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ/MARKSİST-LENİNİST / YURTDIŞI KOMİTESİ

92377

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Güzel insanların ardından kurulan her cümle yetersizdir…(İsmail Cem Özkan)

Şimdi anıları olanlar hemen anılarını paylaşmayacak, zamanı gelince yazarlar ya da anı kitabı yapılacaksa oraya bir kaç kelime bırakacaklardır ama popüler olanı yapacaklar yani varsa birlikte çektikleri/ çekildikleri fotoğraflarını paylaşacaklar...

Turan Eser benim geçmişi (artık geçmiş oldu, zamanda üzerine eklenince) uzun bir sancılı dönemin dostluğuna dayanıyor...

Emperyalizm Üzerine Notlar-6

 

13-15 Eylül 2024   ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1.  Gün

Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.

Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

Erdoğan ve cumhur ittifakı’nın hazırlıkları iç savaş odaklıdır!

İçinden geçilmekte olan sürecin bu ayırt edici özelliği, rejimin ne kadar da kırılgan bir durumda olduğunun, çıplak bir ifadesi olarak da okunabilir elbet.

Serdareme, Caneme, Hevaleme…

Her devrimci değerlidir. Ancak bazıları istisnadır. Yaşam ve duruşlarıyla, söz ve eylemleriyle derin izler, unutulmaz anılar geride bırakır. Geçtikleri her yerde devrimin, özgürlüğün dinmeyen esintilerini bırakır. Devrimcilerin değerlerini belirleyen her daim hatırlanan pratik ve eylemleri ve yazdığı unutulmaz eserleridir. Serdar Can yoldaş her ikisini de doğru yapmaya çalıştı. Hem devrimin kalemini hem de devrimin silahını iyi kullandı. Hem de en geç yaşlarında.

Erdoğan yeni anayasa istemi ne tür bir ihtiyacin ürünü ?

Siyasal İslamcı din bezirganı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, özelliklede son yerel seçimlerde uğradığı ağır hezimetin ardından, adeta gün aşırı bir sıklıkla, toplumun artık yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dilendirmekte. Bu demek oluyor ki Erdoğan’a göre, 22 yıllık iktidarları döneminde yeni bir anayasa, toplumsal bir ihtiyaç haline gelmemiş. Gelse, ille ki o zaman da bunu gündeme taşır ve çözmek isterdi, değil mi? Peki şu son dört-beş aylık zaman diliminde ne oldu da birdenbire acil bir ihtiyaç haline geldi?

Asıl Olan, Örgütlü Yığınların Mücadelesidir

Çağımız, emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Yaşanan tüm değişimlere, ideolojik anlamdaki çürüme ve yozlaşmaya rağmen işçi sınıfının ezen ve ezilenler mücadelesindeki tarihsel misyonu hala gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Yaşanmakta olan, ikili hukuk denkleminde,bir ara rejim midir?

Resmi adıyla, “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”ne, günlük kullanım diliyle “tek adam diktatörlüğü”ne geçişle birlikte ve özellikle de ırkçı faşist-kontra bir odak partisi olan MHP katılımıyla oluşturulan “Cumhur İttifakı” iktidarı altında; sistemin, Anayasasında kendisini tanımlaya geldiği ve iyi kötü ve de taklidi de olsa, bir şekilde uygulanmaya çalışılan “laik” ve Anayasal “hukuk Devleti” prensipleri, adım adım terk edilmeye başlandı.

Komutan Orhan Cihat Bingöl (Nubar Ozanyan)

Duyduğumuzda inanmakta ve kabul etmekte zorlandığımız şehit haberleri yüreğimizi fena halde acıtsa da ideallerine ve anılarına bağlı kalma, mücadele bayraklarını daha yükseklere taşıma sözü vermeye devam edeceğiz.

Kürt ve özgürlük düşmanları sevinmesin! Hesapsızca toprağa düşen her gerilla Kürdistan topraklarında yeniden doğacaktır. Ve onlar her daim ölümsüzlük içinde çoğalarak büyüyecek birer dağ olup düşmanın üstüne yürüyerek anılacaklar. Ne yaşamları ne toprağa düşüşleri ucuz ve kolay olmayacaktır.

Vitrin olma kız... vitrin olma...

Sen, senle halk arasında artırılan düşmanlığı çözmenin araçlarının neler olduğunu bilmiyorsan...

Şimdi ne kadar güzel olurdu değil mi kız...

ne kadar güzel olurdu...

mecliste, belediye başkanlıklarında bir...

Öyleyse.... öyleye...

Hayeller.... söylemler...

Kitleler...

yüzlerini dahil seçemeceğimiz kalabalıklar...

Gerçekler ise....

Zil zurna, kah kaha atarken sümükleri dahil ağızlarına giren masaları tek tek dolaşarak, mekan yeni insanlar..

Hemi... hemi...

hayat bu... gerçeklik bu ise...

Şeriat ve kadın

Tüm  kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale  geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve  keza “9.

Türkiye ve kuzey Kürdistanlı solculara yönelik bayrak eleştirisi

Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar.

Sayfalar