Perşembe Nisan 17, 2025

TKP/ML-Yurtdışı Komitesi

ROSA VE KARL DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZDA SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR!

Uluslararası Komünist Hareket ve Spartaküs Birliği’nin iki keskin kılıcı Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, 15 Ocak 1919’da Alman tekelci burjuvazisinin resmi uşakları tarafından katledilmişlerdi. Deminde ki devrimci durumun ayağa kaldırdığı Alman işçi sınıfının ayaklanmasında dümene geçip yiğitlik ve kararlılıkla tarihe devrimle müdahale ettiler; yenilgiye uğrayan ayaklanmayla birlikte, bundan tam 96 yıl önce vahşice öldürüldüler.

Lenin’in sözleriyle; koşulların zorlayıcı baskısıyla proletaryanın öncüsü iktidarı derhal ele geçirmeye başladığında Alman ve uluslararası burjuvazi azgın bir nefretle Alman devrimci proletaryasının üzerine çullandı; başta Rosa ve Karl olmak üzere onları işkence ederek kitleler halinde katletti. Devrim yenilmişti! Çünkü başka şeylerin yanında, içinde yer aldıkları reformist partiden geç kopmuşlardı, partileri henüz genç ve yeterince bolşevikleşmemişti; proletaryanın çoğunluğuna önderlik edecek durumda değildi. Ama ne ki, devrim kapıyı çaldığında hiç tereddütsüz hareketin başına geçerek sonraki kuşaklar için deniz feneri olmayı bilmişlerdi. Aklını ve yüreğini devrime adayan bu iki dağ kartalının bu yıl ki ölüm yıldönümü, toplumsal hoşnutsuzluk fırtınalarının dünyanın her yerinde sıklaştığı bir döneme denk geldi.

Toplumsal canlanmanın dayanak noktası haline gelen sistemin krizi dünyanın ve Avrupa’nın ateşini yükseltiyor. Yerkürenin her yerinde proletarya ve emekçiler ve hatta en yalıtılmış sınıflar bile ekonomik ve sosyal yıkımın felaketli sonuçlarınakarşı ayağa kalkıyor. Sefalete itilen kitleler heryerde mayalanma halinde ve her şey giderek karşıtına dönüşmeye başlıyor.

Arap Baharı ile girilen yeni dönemeç, yeni bir krizler, savaşlar ve devrimler dönemini, yeni bir devrimci dönemi işaret ediyor. Yeni topluma gebe eski toplumun doğum sancıları en çok da emperyalizmin cephe gerisinde, yarı-sömürgelerde sıklaşıyor. “Lanetliler” daha şimdiden kapıya dayanmışlardır. Sistemin çöküşünü yapay yoldan geciktirebilirler ama daha uzun süre onu ayakta tutamazlar. Kapitalist sistem kendi gelişmesinin taşıdığı kaçınılmaz çelişmelerin baskısı altında yok olmaktan kurtulamayacaktır. Üst üste yaşanan krizler ve özellikle 2008 yılında tepe noktasına varan ve henüz içinden çıkılamayan ekonomik ve mali kriz bunun sayısız kanıtlarını sunmada yeterince cömert davrandı.

Sistem tüm çözüm reçetlerini tüketmeye doğru son hızla yol alıyor; onun yapışığı kriz, onu bu sona daha da yaklaştırıyor. Ne kendi zayıflığını devrime bulaştıranlar, ne kapitalizmin vahşi ormanında kaybolanlar ve ne de akıma karşı yüzme cesaretinden yoksun olanlar bunu göremezler. Aslolan; katledilişlerinin 96. Yıldönümünde Rosaların cüret ve kararlılığıyla kuşanıp onların işaret ettiği yolda, Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’nun aydınlık güzergahında, devrime bağlılığı koşulsuz bir cesaret ve coşkulu bir kararlılıkla birleştirerek sınıf mücadelesinin ateşini harlamaktır. Her şey bizim geleceği kazanma irade ve çabamıza bağlı. Arkamıza aldığımız yüzyılın devrimler tarihi tanıtlamıştır ki; “zafer hiçbir zaman kendi kendine gelmez; her zaman sökülüp alınır”. Geçici yenilgiler ve yol kazaları bizi ürkütmesin, tarih her şeye karşın devrim ve sosyalizme doğru yol alıyor. Tarih diyalektik olarak işler; diyalektik çoğu kez tarihi uzun süre beklemek zorunda kalsa da; o, tüm kesinliği ve keskinliğiyle; “vardım, varım, var olacağım” demeyi sürdürecektir.

UNUTMADIK;UNUTTURMAYACAĞIZ!

ROSA LUXEMBURG VE KARL LIEBKNECHT ÖLÜMSÜZDÜR!

 

TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ / MARKSİST LENİNİST YURT DIŞI KOMİTESİ

73005

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Somut Duruma Dair Bazı Gerçekler

Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada devrimci ve komünist hareket emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı mücadelede geniş emekçi yığınların desteğine sahip değildir. Yine kendiliğinden gelişen kitle hareketlerini örgütlemede ve uluslararası dayanışmayı geliştirip büyütmede de yetersizdir.

Diktatör 'Reis' çıkış arıyor ..

Malum olduğu üzere T.C.

NATO, SAVAŞ KIŞKIRTICISI BİR ODAKTIR; DERHAL DAĞITILMALIDIR!

Başını ABD’nin çektiği, emperyalist bir saldırganlık paktı olarak kurulan ve icraatlarıyla bunun gereğince davranan NATO’nun 75. Kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen zirvede, ABD Başkanı Biden, NATO’nun: “Saldırganlığa ve saldırganlık korkusuna karşı bir kalkan yaratma umuduyla kurulduğunu” söylüyorsa da ama tarihsel gerçekler bunun külliyen kaba bir yalandan ve de arsızca bir manipüle edişten ibaret olduğunu kolayca gözler önüne serer.

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)

Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Seçimler ve siyasi parti konusunda proletaryalarla sohbet

İstanbul'u kazanan türkiye'yi kazanır.

Nedir bu tayyip'in sözleriyle vücut bulan yaklaşım.

Bir hayel mi yoksa bir gerçeklik mi?

Veyahut da burjuvaların içerisinde bir insanın söyledikleri hala dört nala giden atlarıyla şehirlerin surlarını yıkabileceğini düşünen bizim insanların söylediklerinden daha gerçekçi sözler mi?

Gerçekten noelibarel politikaların en yoğun olarak hissedildiği şehirleri kazanmak türkiye'yi kazanmak mı demek?

Peki bunu böyle kabul etmek kolay mı?

DEVRİMCİ SİYASAL MÜCADELEYİ ANIN SOMUT GÜNCEL TOPLUMSAL SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMEK.

Temel hedefleri, mevcut kurulu düzeni devrimci bir kitlesel kalkışmayla tasfiye edip, yerine sosyalist bir sistem kurmak olan devrimci sol-sosyalist ve komünist güç ve yapıların, devrimi gerçekleştirebilmeleri esasen, devrim öncesi süreci, devrimi örgütleyebilme hedefiyle ele almalarına ve bundaki performans ve başarılarına bağlıdır.

ADİL OLAMASINI BECEREMEYECEKSEK; BU SİSTEMİ YIKMAYA NE GEREK VAR Kİ?

Bugün, Devletin “üst aklı” denilen birimlerince organize edilip, şeriat özlemcisi dinci yobaz karanlık güçlerce gerçekleştirilen Sivas-Madımak vahşetinin 31. Yıl dönümü. Tam iki gün sonra da yine devletin aynı karanlık derin güçlerinin bir şekilde yönlendirdiği besbelli olan bir başka vahşetin, Erzincan-Başbağlar katliamının 31. Yıl dönümü.

BUGÜN ARTIK ÇOK DAHA AÇIK BİR HÂL ALAN ŞERİAT TEHDİDİNE KARŞI LAİKLİĞİ SAVUNMAK, SÜRECİN ÖNE ÇIKAN ACİL VE ÖNEMLİ GÖREVLERİNDENDİR.

Kendisini “Anayasal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan bir devlet düşünün ki Anayasasında hâlâ; “Türkiye Cumhuriyeti, (…), demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” İlkesi yürürlükteyken; bu ülkede şeriat propagandası yapmak serbest olsun ve ama dayanağını mevcut Anayasa ve yasalardan alan, şeriata karşı çıkmak ve de laikliği savunmak suç olsun! 

Oy Zemano (Nubar Ozanyan)

Her yönüyle çürümüş sistemin katilleri, Kürdistan topraklarını yakmaya devam ediyor. Amed ve Merdin’de hem insanları hem de buğday ve mısırları yaktı. Evlat kokan Kürdistan toprakları şimdi duman kokuyor. Ateş ve dumanla yazılı TC’nin yüz yıllık tarihi “yakma ve yıkma”nın tarihidir. Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Dün Ermeni kadın ve çocukları kiliselerde, Alevileri inanç ve ibadet mekanlarında, Kürtleri mağaralarda, köylerde yakanlar bugün yine Kürdü kadim topraklarında yakıyor.

CHP’NİN “Türkiye yüzyılı maarif modeli ”Ve kürtlerin iradesinin gaspı karşısında laisizm ve hukuk sınavı.

İslamo-faşist Erdoğan diktatörlüğünün, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yapmaya çalıştığının, tam olarak,eğitim ve öğretim sistemininSunni İslamcı dini esasları üzerine oturtulması olduğu, daha önceki iki yazıda ve keza Kürtlerin iradesine karşı bir sömürge siyaseti olan kayyum uygulaması da bir başka yazıda özetlenmişti.

Kadro Olmak Aynı Zamanda Kendimize Karşı da Kadro Olmak Demektir

Bir kadronun ihtiyaç duyduğu nitelikler bugün sürekli ideolojik saldırı altındadır. Burjuvazi sadece protestoları, teoriyi, örgütleri değil aynı zamanda doğrudan tek tek kadroları da hedef almakta ve onları ideolojik etki yoluyla etkisizleştirmeye ya da kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır.

Sayfalar