TMLGB'den 24 Nisan açıklaması!

"Tükenmeyen Gücümüz Partimizdir Öncümüz!
Türk, Kürt ulusları ve azınlık milliyetlerden, çeşitli mezhep ve inançlardan; ezilen cins ve kimliklerden işçi sınıfının, emekçi yığınların, köylülerin, halk gençliğinin; karanlığa mahkum edilmek istenen ve aşağılan, yok sayılan, hor görülen yığınların kızıl sancağı partimiz 42 yaşında.
Tüm ezilen sınıf ve katmanları kendisiyle birlikte kurtuluşa, altınçağa taşıyacak olan proletaryanın, bilimsel ideolojisini rehber edinen partimiz; yolundan şaşmadan, yılmadan, yorulmadan; direnişi büyütmeye, mücadeleyi sürdürmeye ve savaş siperlerinde dövüşmeye devam etmektedir.
Sınıf mücadelesinin kızgın ateşinde, türlü olanaksızlar içinde İbrahim Kaypakkaya'nın komünist önderliğinde, 1972 yılının 24 Nisan'ında, bir avuç kadronun elinde tarih sahnesine çıkan partimiz, kurulduğu günden bu yana düşmanın nice kuşatma, saldırı ve operasyonlarının hedefi olmuş; aldığı sayısız darbeye karşın her defasında yeniden ayağa doğrulmasını bilmiş; hatalarından öğrenerek, gelişerek, olgunlaşarak sınıf mücadelesinde açtığı yoldan sebatla ilerleyerek bugünlere gelmiştir.
Kaypakkaya yoldaşın komünist önderliğinde; her türden revizyonist, reformist düşünce ve akımla, parlamenterist hayallerle, darbeci ve fokocu ideolojiyle, Kemalizm’le ve onunla zehirlenmiş devrimci görünümlü sosyal şovenizmle arasına kalın çizgiler çekerek 50 yıllık suskunluğu bozmuştur.
Partimizin ideolojik temelleri, Kaypakkaya yoldaşın, sosyal pratiğin öğreticiliğinde her adımda kendini, dünyayı sorgulayan bilimsel kuşkuculuğunun bir ürünü olarak büyük bir hesaplaşma bunu takip eden köklü bir kopuşla atılmıştır.
Böylece buz kırılmış; işçi sınıfı ve emekçiler, başta Kürt ulusu olmak üzere ezilen milliyetler, Aleviler ve diğer ezilen inançlardan yığınlar, emekçi kadınlar ve LGBTİ'lerle coşkunca akan kurtuluş davasına, toplumu ileri taşıyan tarihsel devinime komünist bir güzergah, yeni bir yol açmıştır.
Sınıflar arasındaki hesaplaşma tam 42 yıldır bu arenada da sürmekte, hızını, çapını ve etkisini artırarak olanca gücüyle akmaktadır.
Biz Kazanacağız!
Gezi İsyanıyla birlikte sokağa dökülen yığınların sorgulayan, sorgulatan, yaratıcı gücü egemenler için kabus olmuştur. Gezi İsyanı, komprador burjuvazi ve toprak ağalarının sözcüsü AKP hükümetini sarsmış, karizmasını çizmiştir.
Kitleler, Gezi İsyanıyla kendi gücünü görmüş, kudretinin farkına varmıştır. İsyanın dinamik, militan bir gücü olan partimiz, kitle hareketini incelemekte, hata ve eksiklerine vurmakta, yığınlarla daha sıkı bağlar kurmasının önündeki zaaflarına daha güçlü bir şekilde yönelmektedir.
Partimiz ve onun komünist önderliğinde hareket eden Komsomolumuz tıpkı Kaypakkaya yoldaşın yaptığı gibi kitle hareketini inceleyerek, ondan öğrenerek, bir parçası olarak, onunla bağlarını güçlendirmenin ve demokratik halk devrimi mücadelesini büyütmenin gayretini vermektedir.
Dağların doruklarından tarlalara, amfilerden fabrikalara ve gecekondu semtlerinin yoksul sokaklarına, partimiz halkımızla bağımsız, özgür ve demokratik bir ülke için mücadeleyi ilmek ilmek örmektedir.
Bu mücadele daha da büyüyecektir. Yerel seçimlerden “galip” çıkan AKP hükümetinin önüne koyduğu hedefler, Gezi İsyanıyla kırılan fay hattına kesintisiz bir şekilde büyük bir öfke ve tepkiyle harmanlanmış bir enerjiyi akıtmaktadır. Zafer naraları yeri göğü inletirken, MİT'te yaptıkları değişikler, devreye soktukları önlemler büyük bir korkunun ürünü olmalıdır.
Toplumsal muhalefet çok açık ki yeni çatışma ve direnişlere, hesaplaşmalara gebedir. Komsomolumuz, bulunduğu her alanda gücü oranında bu kavganın bir parçası olma iddiasındadır. Partimizin, direniş, mücadele ve savaşla büyük bedeller pahasına yarattığı kültür bize bunu emretmektedir.
İsmail Oral'dan Mehmet Demirdağ'a; Mesut Deniz'den Muharrem Horuz'a; Aşkın Günel'den, Çiğdem Yılmaz ve Fatma Acar'a, partimiz saflarında, savaş siperlerinde güneşe uğurladığımız Komsomolcuların bize devrettiği miras budur!
And olsun ki direnişi büyütecek, zaferi kazanacak, şehitlerimizin ideallerini gerçek kılacağız! Şan olsun partimiz TKP/ML'nin 42. savaş yılına.
Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
Şan Olsun Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu TİKKO, Gençlik Örgütümüz TMLGB'ye!
Tükenmeyen Gücümüz, Partimizdir Öncümüz!
TKP/ML TMLGB MK
Nisan 2014"
Son Haberler
Sayfalar

Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -2-
Son yıllarda, emperyalist savaş tehlikesinin zemininin güçlenmesine paralel, dünya genelinde ırkçı hareketlerin ve partilerin dikkat çekici boyutta güçlendiğine vurgu yapmış, bu yükselişin, sadece belirli demografik gruplarla sınırlı kalmadığını, kadınları da içine aldığını gördüğümüzü ifade etmiştik.
Peki, kadınlar neden bu tür hareketlere katılıyor? Bu sorunun yanıtı, birçok faktörün karmaşık bir birleşiminde yatıyor.

Faşizmin Yüzünü Örten Çirkin Bir Maske (Nubar Ozanyan)
İttihatçı Türk kompradorları, ekonomik-mali-siyasal krizden bir türlü kurtulamıyor. Faşizmi maskeleyen kaba uydurma parlamentoyla bile ülkeyi yönetemiyor. Zorbalık her taraftan fışkırıyor. Kötülük ve çirkinlik her yerde bütün utancıyla görülüyor. Dağda, köyde, sokakta Kürt ve emekçi kanı dökmekten çekinmeyenler dünyanın gözü ve kulağının üzerinde olduğu parlamentoda bile Kürt kadın parlamenterin kanını dökmekten çekinmiyor. Zorbalık, pervasızlık, yasa, hukuk tanımamazlık ayyuka çıkmış, had safhaya ulaşmıştır.

Emperyalist haydutlar, 3.Dünya savaşı hazırlıklarını yoğunlaştırmakla meşgul…
Bazı sol-sosyalist ve kendilerini komünist addeden kesimler hâlâ (evet, hâlâ) bir 3. Dünya Savaşı çıkacak mı çıkmayacak mı ve keza “süreci belirleyen esas etmen savaş mı devrim mi?” ikilemi girdabında, adeta miskince bir fikirsel jimnastik rehavetiyle, sorunu ele almaya devam ede dursunlar; fakat süreç, maalesef ki hem de çok hızlı bir şekilde, o istenmeyen malûm sona doğru ilerliyor.

Fakir (Nubar Ozanyan)
Yaşamı boyunca hep yokluk ve fakirlik içinde yaşadı. Bundandır ki arkadaşları ona “Fakir’’ dedi. Ne zaman biraz dünya nimetlerine yakın olan olanaklara sahip olsa o yine fakir yaşamından ayrılmadı. Yaşamı fakir, bilinç ve yüreği zengin olan Nubar Ozanyan en alttakilerin, yoksulların, mazlumların yoldaşı olmaktan bir an olsun geri durmadı.

Servet Vergisi ve Sermayenin Olmayan Vijdanı
Bugünlerde de toplumsal eşitsizlik sermayenin birikimine ve merkezileşmesine koşut olarak artınca, zenginlerden servet vergisi alınmasını dilendirenlerde çoğalmaya başladı.[1] Servet vergisi, toplumsal servetin belli ellerde birikmesinden bu yana ara sıra gündeme getiriliyor. Zaman zaman kısmen de uygulanmıştır. Örneğin savaş dönemlerinde vb. Yine ABD'de, 1960'larda 400 zenginden %53 oranında vergi alınmıştır.

Inger Nubar Can, Hewal Nubar, Nubar Yoldaş’a!
Halen pek çoğumuzun inanmak istemediği Nubar Ozanyan’ın ölümsüzleşmesinin 7. yılında, onu bir kez daha saygı ve sevgi ile anarken, şehadetinin yıldönümünde onu anlatmak da bizim için en zor yazılardan olacaktır.

Rusya / Ukrayna Savaşında Yeni Bir Aşama
Savaşın Rus topraklarına doğru genişlemesi Ukrayna'daki savaşın yeni bir aşamaya geçmesi anlamına geliyor.
6 Ağustos Salı gününden bu yana Ukrayna birlikleri Rusya sınırını geçerek Rusya'daki savaşta yeni bir cephe açtı. En az üç Ukrayna tugayı ve çeşitli taburlar savaşa dahil oldu ve ilerleme Rus topraklarının yaklaşık 30 kilometre içine kadar ulaştı. Bu, savaşın yeni bir aşamasının başlangıcına ve dünya savaşı tehdidinin önemli ölçüde yoğunlaşmasına işaret ediyor.

İKTİDARIN BÜYÜK YALANI: “HİÇ KİMSENİN YAŞAM TARZINA KARIŞMIYORUZ.”
Genel olarak tüm siyasal İslamcıların, ama özel olarak da İslamo-faşist Erdoğan ve iktidarının, başvurduğu en kullanışlı “idare etme” araçlarının ilk sırasında hiç kuşkusuz ki dinlerince de serbest sayılan takiyedir. Yani amaçlananı gerçekleştirebilmek için, gözünü dahi kırpmadan YALAN SÖYLEMEKTİR.

Belliki sol-sosyalist eski nostaljik söylemlerin tekrarı bugün artık kitlelerde herhangi bir karşılık bulmuyor!
Geçenlerde, “dini bütün” olarak tabir edilen kesimlerden bir ahbabımla, “ne olacak bu memleketin hali” kıvamında sohbetteyken, şöylesi bir cümle kurmuştu: “Abi benim anlamadığım, bunca açlık, yoksulluk, işsizlik ve zulüm varken, yani koşullar aslında tam da siz devrimci solcuların kolayca taban bulmanıza ve kitleleri harekete geçirmenize ve hatta devrim bile yapmanıza bunca uygunken; bu derece atıl ve etkisiz olmanız, sence normal mi?”

KADINLARIN BİRLİĞİ | Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -1-
Emperyalistler arası çelişkiler derinleştikçe, ekonomik kriz ağırlaştıkça vb. bu sistemin sarıldığı en temel dayanaklardan birinin ırkçılık-faşizm olduğunu biliyoruz. Zira bunun, sistemin alametifarikalarından biri olduğunu birçok -acı- deneyimiyle elbette biliyoruz. Şu anda yine tam da böyle zamanlardan geçtiğimizi söylüyoruz. Bu tehlikeye dair önlemler almaktan bahsediyoruz, özellikle Avrupa’da ırkçı partilerin yükselişini izlerken, Avrupa Parlamentosu’ndan çeşitli Avrupa ülkelerinin kendi seçimlerine odaklarımızı çeviriyoruz vs.