“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3
Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN, ELP ve M-19
Kolombiya’da bir çok gerilla örgütü kuruldu. FARC-EP’nin kurulduğu 1964 yılında Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN)[1]kuruldu. ELN’nin kurucusu bir papazdır. Yer yer, Kolombiya devletiyle, “barış için masaya oturmak”tadır. Son, “Osla görüşmeleri”nde yer alacakları haberleri çıktıysa da, bu gerçekleşmedi. Ve şu anda 5 bin kişilik bir gerilla gücüne sahip olduğu söyleniyor. Bu da az bir güç değildir. ELN Küba Devrimi’ni kendine örnek alıyor. Kolombiya’nın doğusunda petrol bölgelerinde etkindirler. Sık sık petrol taşıma borularını bombalayarak, petrol tekellerine (British Petroleum ve Occidental Petroleum-USA) zarar veriyorlar. Ve zaman zaman bu tekellerin üst düzey çalışanlarını kaçırıp fidye alıyorlar.
Şehir gerillası anlayışıyla hareket eden M 19 (19 Nisan Hareketi) 1973”de kuruldu. M-19, 1984 yılına kadar büyük eylemler gerçekleştirdi. Latin Amerika başta olmak üzere bütün dünyada tanındı ve sempati topladı. Küçük burjuva sol bir çizgide olan M-19, Kolombiya’da büyük bir kitleye sahip oldu. Bir çok Latin Amerika ülkesinde M-19’u örnek alanlar çoğaldı. M-19, 1984’de devlet ile yapılan ateş-kes görüşmesini onaylayan gruplardan biriydi. Ondan sonrada kendine gelemedi ve ateş-kesten sonra legal parti kurdu, ancak liderleri yine devlet tarafından öldürüldü. Böylece M-19 Kolombiya’nın devrimci mücadele tarihinin kısa bir kesitinde yerini alarak dağıldı.
1984 ateş-kes görüşmelerine FARC ve ELP’de katılıp onayladı. ELN, ateş-kes görüşmelerine katılmadı ve ateş-kes yapmadı. Bundan önceki ateş-kes görüşmelerine benziyecek ve devlet sözünde durmayacak diyerek, karşı çıktı ve sonunda, tarih ELN’yi haklı çıkardı.
Bu, “barış görüşmeleri” ve devletle yapılan karşılıklı ateş-kes, M-19’u tarih sahnesinden sildiği gibi, ELP’yi de küçük bir gruba dönüştürdü. Bugün çok küçük bir gerilla grubu olarak ELP savaşını sürdürüyor.
Her ne kadar kurucularının birisinin rahip ve bazılarının da teolog olması, onları “ilerici dinci bir örgüt” gibi gösterilmesine neden olsa da, dinle bir ilişkileri yoktur. Kendilerini “bağımsızlıkçı ve devrimci” bir örgüt olarak değerlendirmektedirler. ELN’i biraz da olsa tanıyabilmek için FARC-EP lideri Alfanso Cano’nun katledilmesi üzerine yayınladıkları dayanışma mesajından bir bölüm aktaralım:
“Biz, Kolombiya oligarşisinin şeytani savaş ve terör mekanizması ile karşı karşıya olan ayaklanmış halkın bir parçasıyız. Biz gerilla güçleri, yarım yüzyıldan bu yana mülksüzleştirilmişlerin düşmanlarına karşı çatışmanın sıcaklığında, halk desteğinin sayesinde, mücadele arzumuzla ve devrimci inancımızın sağlamlığıyla geliştik. Alfonso Cano, hâlâ Manuel Marulanda Velez, Jacobo Arenas, Camilo Torres Restrepo[2], ve gerilla yapılarımızın, devrimci mücadelenin karmaşık yolundan geçen başka gerilla örgütlerinin diğer birçok devrimci kadrosu ve halkın toplumsal adalet, eşitlik, demokrasi, bağımsızlık ve barış mücadelesinde yaşamlarını veren değişik toplumsal alanlardan oğulları ve kızları ile birlikte sokaklarda ve yollarda yürüyor.
Ülkemizin tarihi, yolun bu bölümünün, kavgada düşenlerin sorumluluklarını üstlenmek, onların yollarından yürümek için koşullara nasıl göğüs gereceğini bilen önemli sayıda kadronun arıtıcısı olduğunu göstermektedir.
Ne halk, ne de biz devrimciler, egemen sınıfın temsilcilerinin Konfüçyüsçü mesajlarına tutulmayız veya dün ve bugün geçici zaferleriyle övünen savaşçıların tehditlerinden gözümüz korkmaz. Halkın devrimci mücadelesinin akıntısı, protestolar, mücadele ve isyancıların politik-askeri kavgası her gün büyüyor.
Sonucu göremeyen tüm diğer savaşçılar için görevimiz, devrimci davanın zaferi için mücadeleye devam etmektir. Komutan Alfonso Cano; örneğini ileri taşıyacağız.” [3]
SBKP-ÇKP arasındaki ideolojik çatışma Kolombiya’yı da etkiledi ve bu ayrışımın sonucu olarak 1967 yılında Mao’nun görüşlerini benimseyen Kolombiya Komünist Partisi Marksist-Leninist’e bağlı Halk Kurtuluş Ordusu (EPL)[4] kuruldu. SBKP-ÇKP arasındaki ayrışım sonucu bölündü ve deyim yerindeyse “ufalandı” Bunlardan 7’si büyük gerilla gruplarına sahipti. Ancak süreç içinde dağıldılar. Şu anda ELP’nin 1000 civarında gerilla gücü olduğu varsayılıyor. Bazı kaynaklar daha az gösteriyor. Kolombiya devleti ise “200-300” arası bir rakam veriyor.
Kolombiya’daki gerilla örgütlerinden söz ederken, M-19’dan (19 Nisan Hareketi, kuruluş tarihi 1973) söz etmemek olmaz. 1973-1985 arasında Kolombiya tarihine damgasını vuran örgütlerden birisidir. Şehir gerillası anlayışıyla hareket eden bu M-19, 1984 yılına kadar büyük eylemler gerçekleştirdi. Latin Amerika başta olmak üzere bütün dünyada tanındı ve sempati topladı. Küçük burjuva sol bir çizgide olan M-19, Kolombiya’da büyük bir kitleye sahip oldu. Bir çok Latin Amerika ülkesinde M-19’u örnek alanlar çoğaldı. M-19, 1984’de devlet ile yapılan ateş-kes görüşmesini onaylayan örgütlerden biriydi. Ondan sonrada kendine gelemedi ve ateş-kesten sonra legal parti kurdu, ancak liderleri yine devlet tarafından öldürüldü. Böylece M-19 Kolombiya’nın devrimci mücadele tarihinin kısa bir kesitinde yerini alarak ve iz bırakarak dağıldı.
1984 ateş-kes görüşmelerine FARC, M-19 ve ELP’de katılıp onayladı. ELN, ateş-kes görüşmelerine katılmadı ve ateş-kes yapmadı. Bu, “barış görüşmeleri” ve devletle yapılan karşılıklı ateş-kes, M-19’u tarih sahnesinden sildiği gibi, ELP’yi de küçük bir gruba dönüştürdü.
1985 yılında yapılan ateş-kes ve barış görüşmelerinin ardından, FARC-EP, ELP ve M-19 arasında ortak hareket etme kararı alındı. Simon Bolivar Geilla Koordinasyonu (Coordinadoro Simon Bolivar Guerrillera-CGSB). Legal alanda ise CGSB içinde yer alan örgütlerin yanında, CCP ve diğer legal gruplarında katılımıyla Union Patriotica (UP) (Yurtsever Birlik) adında bir birlik oluşturulup, legal olarak seçimlere gidildi. Önemli başarılar da elde edildi. Ne var ki, legal demokratik ortamdaki başarılar, emperyalist tekelleri ürküttü. ABD destekli güçlerin saldırıları yeniden başladı ve büyük kayıplar verildi. 1986-1996 arasında devlet UP‘nin 4-6 bin arası üyesini öldürdü. 1987 yılında, UP’nin devlet başkanı adayı, devlet tarfından öldürüldü. Bu legal ortam M-19’u bitirdi. Çünkü, M-19 büytünüyle legalleşmişti. ELP’yi ise parçaladı ve küçük bir grup durumuna düşürdü. FARC-EP’de önemli kayıplar verdi.
ELN ile FARC-EP arasında ortak hareket etme kararı var ve birbirlerini “kardeş örgüt” olarak değerlendiriyorlar. Bir ara çatışmalı bir ortam da yaşadılar. Fakat FARC-EP’nin başına Alfanso Cano’nun[5]getirlmesiye çatışmalı ortam kaldırıldı ve yeniden “dostluk” ilişkileri kuruldu.
ABD ve AB ve bazı Latin Amerika ülkeleri FARC-EP’yi, “terör örgütleri” listelerine dahil ederken; Venezuela[6], Ekvator, Brezilya, Arjantin ve Nikaragua ise “Cenova Sözleşmesine uygun gerçek bir ordu” olarak kabul ediyorlar.
Kolombiya’da, Komünist İşçiler Birliği (MLM)[7] (Union Obrera Cominista (MLM)” isimli bir örgüt daha var. Oslo görüşmelerinde, FARC-EP’nin taleplerini ve tavrını eleştiriyor. FARC-EP’nin taleplerini, “Neoliberalizmi ılımlama” olarak değerlendiriyor.
Kolombiya’da bir çok devrimci parti ve örgütler var. Bazılarının küçük silahlı birliklerinin de olduğu söyleniyor. Çünkü Kolombiya’da açıktan iki cephe var. Arkasında ABD’nin yer aldığı karşı-devrim cephesi, diğeri ise devrim cephesi. Devrimci cephenin arkasında işçiler, köylüler ve diğer ezilen emekçi kesimler var. Karşı-devrim cephesinin arkasında ABD ve Kolombiya egemen sınıfları var. Emperyalist tekellerin ve Kolombiya devletinin denetimindeki para militer güçlerin asli görevi ise, gerillaya destek veren kitleleri terörize etmek, korkutmak, sindirmek, yerinden göç ettirmek ve katletmek.
Örneğin, kimi yerlerde bütünüyle paramiliter güçlerin denetiminde “kurtarılmış köyler” var. Bu şu anlama gelmektedir, emperyalist tekellerin muz plantasyonlarının ve petrol bölgelerinin paramiliter güçlerce kontrol altında tutulması. Bunun bir amacı var; çalışanların köle gibi çalıştırılması ve direnişlerin önlenmesi içindir. Kimi bölgelerde ise uyuşturucu çetelerinin kontrolü söz konusudur. Bu karşı-devrimci odaklar Kolombiya devleti ile ortaklaşa hareket ediyorlar.
Kolombiya ve Türkiye
Kolombiya bügünkü haliyle tam bir muz cumhuriyetidir. ABD emperyalizmine bağlı petrol (Rockefeller gruba ait petrol şirketleri), uyuşturucu ve muz tekellerinin elindedir. Hükümeti, başbakanları bu tekeller belirlemektedir. Bu nedenle de devrimci gerilla örgütlerinin esas muhattapları perde arkasında ABD’dir. Bunu Kolombiya halkı’da, Latin Amerika halkları da bilmektedir. Seçime katılan partiler Muhafazakar ve Liberal adında iki partidir. ABD’yi örnek almışlar. Birincisi ABD’deki cumhuriyetçileri, ikincisi ise demokratları. Ancak, belirleyici olan ABD tekelleridir. Her şey onların çıkarlarına göre dizayn edilmektedir. Bu nedenle Kolombiya Latin Amerika’da “Muz Cumhuriyeti” olarak bilinir.
Türkiye’nin birbirine benzeyen yanları vardır. Birinci, benzer yanları; ABD emperyalizmine bağlı olmaları ve onun politikaları etrafında hareket etmeleridir. Bu da, içeride “demokrasi”yi değil, faşizmi uygulamayı dayatmaktadır. Demokrasi görüntüsü, egemen sınıf kliklerin parlamentodan yararlanması, seçimlerle işbaşına gelmeleridir. Seçimle iş başına gelme, “özgürce” olmayıp, yine emperyalist tekellerin belirleyiciliği esastır.
Özellikle köylülerin ve işçilerin mücadelesi açısından bu söyelnebilir. Sadece sanayinin ekonomiye katkısıyla, şehirleşme oranları birbirine yaklaşık. Kolombiya halkı sömürgeciliğe karşı savaşla var oldu. Uzun yıllar İspanyol sömürgecilerine karşı savaştılar, bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra da yerli gericiliğe ve yine emperyalist tekellere karşı savaşlarını sürdürdüler. Böyle bir durum, gerilla savaşının kitle temelinin tarihsel olarak var etti ve gerilla hareketini önce başlatan da köylüler oldu. Bugüne kadar bu savaşın sürmesinin arka planında bunlar vardır.
Türkiye’de Türk köylülüsünün, ne toprak talebi için ne de sosyal kurtuluş için kendiliğinden bir hareketi olmamıştır. Kendiliğinden olmadığı gibi, sosyal kurtuluş mücadelesi veren harketleri de desteklememişlerdir. Kuzey Kürdistan’da ise, Kürt köylüsü ulusal baskıya karşı, Kürt ulusal hareketlerinin yanında yer almıştır
Bütün zorluklarına rağmen, başarı ve zafer; Latin Amerika’nın devrimci onuru Kolombiya’nın devrimci gerillalarının olsun!*** Bitti.
Yararlanılan Kaynaklar: Die etwas andere Geschite der Guerillas in Kolumbien, I-II (Kolombiya Gerilla Hareketinin Kısa Tarihi; I-II) Raul Zelik, Latein Amerika Nachrichten Nr. 268, Nisan 1998. Kurtuluş Cephesi İnternet Sitesi. Barikat Dergisi sayı 52, 2007. Wiederstand in Kolumbia sitesi ve gazeteler... FARC-EP web sitesi, FARC-EP resmi yayın organı Resistencia. ANNCOL wep sitesi. www.cedama.org. www.eln-voces.com. Doç. Dr. Sait Yılmaz; “Latin Amerika’da Neler Oldu?”
[1] ELN : (Ejército de Liberación Nacional) Ulusal Kurtuluş Ordusu. Ayrıca, bkz. www.eln-voces.com
[2] Camilo Torres Restrepo, ELN’nin kurucu önderi, professor ve rahip.,çatışmada öldürüldü. Manuel Vasquez Castaño, Manuel Perez Martinez (İspanyol ve Katolik teologlardan) ELN’nin önderlerindendi.
[3] Radio Cafe Stereo, Miguel Suarez (10.11.2011)
[4] EPL; (Ejército Popular de Liberación) Halk Kurtuluş Ordusu. ELP, Mao-Enver Hoca ayrışımında, Enver Hocacı oldu. Maoist görüşlerle bir ilgisi yok.
[5] Alfanso Cono (Guillermo Leon SAENZ-Vargas), ölümü 4.11.2011. ABD ve Kolombiya devlet güçlerinin saldırısı sonucu şehit düştü. ABD, daha önce Cono hakkında bilgi getirenlere ve yerini bildirenlere 5 milyon dolar vereceğini vaadetmişti.
[6]Venezuela devleti, 2011 yılın başında Kolombiya devleti tarafından aranan FARC-EP üyesi olduğu ileri sürülen İsveç’te ilticacı (birisi meşhur bir gazeteci) iki kişiyi Caracas havaalanında gözaltına alınıp Kolombiya devletine teslim etti. (bkz.Portal Amerika 21.de)
[7] „Devrim İşçi” isminde haftalık dergileri var. (Bkz.www.revolucionobrera.com)
Yusuf Köse
Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.
http://yusuf-kose.blogspot.com/
1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!
1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.
"Legal parti sorunu" Üzerine
Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.
Emperyalizm Üzerine Notlar -2
“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”
Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)
TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!
Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var
TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!
“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!
Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!
Emperyalizm Üzerine Notlar
Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.
Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.
Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..
"Başkası olma kendin ol
Böyle çok daha güzelsin"
Anasının kuzusu
Ciğerimin köşesi"
Marifet solun sağıyla başarılı olmak değil ki.
Afyon, antalya, istanbul, ankara...
İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.
Sanki seçimleri kaybettiren sol gibiymiş gibi
Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi
Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.
Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.
Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*
Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.
Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim
Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.
TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!
İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı
İsyan, Direniş, Serhildan!
Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.