Perşembe Kasım 28, 2024

Zindanlardan Kobanê’ye; Coşkuyla Çarpan Bir Yürek

Zindanlarda şehit yoldaşlarımızın dostlarımızın haberi bir başka yankılanır. Erkanın gidişi de yüreğimizi yaktı, kavurdu. Şüphesiz sınıf kinimiz daha bir bileylendi. Onlara layık bir devrimci, bir Partizan olmak, onurla devrettikleri bayrağı aynı bilinç ve sorumlulukla devralmak…İşte budur isteğimiz…

Erkan’ın Kobanê direnişine katılması beni hiç şaşırtmadı. Çünkü Erkan mücadeleci kararlı ve inançlı bir devrimciydi. Kendisiyle yaptığımız sohbetlerde anlatmıştı;”bir gün tahliye olursam aransam da gidecek bir yer yoksa bile Avrupa’ya gitmem. Bu coğrafyada devrim mücadelesini sürdüreceğim” Bu sözlerindeki gerçekliği görmek ve hissetmek mümkündü. Şehit düşmeden 2-3 ay önce bana mektup yazmıştı.

Mücadeleden hiç kopmadığı yazdığı mektuplardan anlaşılıyordu. Gezi ayaklanmasından işçi direnişlerinden Rojava’daki gelişmelerden bahsederdi. Ve çok iyi bir dönemde tahliye olduğunu yazıyordu.

Onun en büyük sevinciydi. Yaşanan gelişmeler Erkan’ın tüm dünyası mücadeleydi. Sürekli okuyan araştıran biriydi. Okuduklarını paylaşır, tartışırdı her okuduğu kitabı mutlaka tavsiye ederdi. Araştırmalarını yazıya döküp dergiye gönderirdi.

 Bulunduğumuz hücreden alınıp isteğimiz dışında zoraki olarak farklı hücrelere konulmanın yoğun yaşandığı bir dönemde beni Erkanların yanına götürmüşlerdi. Erkanla orada tanıştık.

Daha önce koridorda ya da sohbet alanlarının penceresinden birbirimize el sallamalar dışında hiç karşılaşmamıştık. Erkanlarla yaklaşık iki yıl birlikte kaldık. Erkan ve yoldaşı “uzun tutukluluk” nedeniyle tahliye oldular.

 Erkan 2000 yılında başlayan büyük ölüm orucu direnişçilerindendi. Neredeyse bir yıla yakın ölüm orucu direnişini kesintisiz sürdürmüş. Örgütün kararıyla ölüm orucunu bitirmişti.

Erkan ölüm orucunun yarattığı fiziksel ve psikolojik tahribatını büyük bir azim ve başarıyla atlatmıştı. İnsan onu gördüğünde o kadar uzun süre ölüm orucunda kaldığına inanmazdı. Yaz kış demeden düzenli spor yapardı. Planlı programlı yaşayan biriydi. Oraya gittiğimde zaman komünist önderlerin klasiklerini yeniden okuma kararı almışlardı. Bana da önermişti. “İstersen beraber okuyabiliriz” demişti.

Bende memnuniyetle karşılamıştı. Birimiz sesli okur daha sonra üzerine sohbet eder güncel durumla karşılaştırır fikir yürütürdük. Bazen çeşitli gazetelerde Lenin ile ilgili çarpıtmalar çıkardı revize edilen kavramlar ve görüşlere rastlayınca gülerdi. Yeni fikirleri Marksizme dair çıkan kitapları ilgiyle okur onlardan notlar alırdı. Erkan politik olarak kendini yetiştirmişti. Zeki bir devrimciydi. Algı ve sezgileri kuvvetliydi.

 Erkan çok paylaşımcı ama aynı zamanda tutumlu bir o kadarda titizdi. Günlük yaşamını pek boş geçirmezdi. Güler yüzlü espirili ve dost canlısıydı. Nazım Hikmetin şiirlerini çok sever bildiği onlarca şiirimi keyifle okurdu. Bertolt Breht Neruda ve Shekes Peare’i okurdu.

Radyoda bazen şehit gerilla Delilanın Şevtari (Di Şevek Tarda) şarkısı çıkardı, radyonun yanına koşar dikkatle dinlerdi. Sözlerini çevirmemizi istemişti. Birde Delilanın şehit düştüğünü öğrendiğinde çok üzülerek “büyük bir kayıp” demişti. Delilanın”DıŞevek Torida” sözlerini şimdi düşündüğümde sanki Delila Erkana ağıt yakmış gibi hissediyorum.

 Erkan “uzun tutukluluktan” tahliye olacakları günlerde idare onun” 10 günlük hücre cezasını” uygulamaya koymuştu.

Erkanı zorla hücreye götürmüşlerdi. Hücredeyken tahliye olacağını düşündük fakat yargıtaydaki dosyası bir türlü gelmemişti. Hücreden döndükten sonra tahliye oldu. Tahliye sırasında onu “Avusturya İşçi marşını” okuyarak uğurladık. Gerçektende “hayat denilen kavgaya çelik adımlarla” girmişti.

Hapishaneden tahliye olan birçok tutsak içeridekilere pek yazmazlar. Ancak Erkan öyle yapmadı. Tahliye olduğu ilk zamanlardan itibaren nerdeyse şehit düştüğü zamana dek hep yazardı. Dergi kitap gönderiyor ailelerimizi arayıp hal hatırlarını soruyor bazende telefonlara dahi geliyordu.

Yazdığı son mektupta yine dışarıdaki gelişmelere değinmiş hapishanede baskıların devam edip etmediğini sormuştu. Gittiği Kitap Fuarından beğendiği kitapları alır, gönderirdi. Birlikte kaldığımızda Kürt sosyalist şair Ciğerxwinin şiir kitaplarının bazı yayınevlerince özellikle sosyalizm Lenin, Stalin Bolşevikler ve SSSCB ile ilgili bölümlerinin sansürlendiği üzerine sohbet etmiş orijinal baskı bulmaktan bahsetmiştik.

Erkan aklında tutmuş olacak ki adıma koliyle ceğerxwinin orijinal baskılarını bulup yollamıştı, o gün inanılmaz bir sevinç ve mutluluk yaşamıştım. Burada kalan birçok devrimci tutsağa mektup yazar dergi gönderirdi.Yaşadığı dönemde herkes ondan söz ederken övgüyle bahsederdi.

Erkanın aramızdan ayrılması gerçekten büyük bir kayıp. Erkan daima yaşayacak Kobanê’nin kahramanca direnişinin şehidi olan Erkan Altun(Komünist Nefer) ile yaşamımın iki yılını aynı hücrede paylaştığım iççin onurluyum. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinden Bir Tutsak Partizan


56179

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Sayfalar