Perşembe Mayıs 2, 2024

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

Caption: 
Savaş Erdinç

 

Bu değil,bu değil bu da değil.Uzaktan birini gösterirler adama cevap hazırdır.Bu bizden hiç değil.Ayrıntı hiç kelimesinde gizlidir.Karşısındakini hiçlikle ilişkilendirerek,üstü kapalı bir tavır konur.Onun hiç olması dilenir,psikolojik olarak kendisini rahatlatır söyleyen.Bazı anlayışlara baktığımızda bu mantığı aratmayacak traji-komik bir ruhsal şekillenme görürüz.Kendisinden olmayanı dışlayan,ya da kendisi ile aynı amaç için mücadele etse de aynı şeyleri düşünmediği için,bu bizden hiç değil tavrına maruz kalan çok devrimci vardır.Birçok varyantları olan bu şekillenme özünde karşısındakinin fikrini kabullenememe,onun yok edilme isteğiyle parelel düşer.Onu yoketmek için önce beyninde bu tavra başlamıştır.Bu kişiler büyük ihtimalle Mao'yu anlamamış sadece okumuş kişilerdir.Belki sayfa numaraları ile size ezber sunabilirler.Kuranı hatim edenler gibi.Neyse ki ben hatmedenleri pek sevmem.Merhabası ezber kokan insandan, insana özgü ne beklenir ki?

Geçen gün bir annemiz sordu?Neden bir şehitler albümü yok diye.Bu aslında içimde bir yaradır,partizan şehitlerine ve onların elleri öpülesi annelerine karşı.Hata bende aslında:

2010 senesiydi.Şehitler için bir albüm yaratmak istiyorduk.Bu vesile ile gidip bir yerden kaynak istemek zorunda kaldım.Niçin geldiğimi,ne yapmak istediğimi söyledim.Cevap çok ilginçti biz düşünelim.3. yılına girdik,hala düşünüyorlar.Hatalı olan bendim sonuçta 10 TL verip mahalledeki kültür merkezinden de temin edebilirdim.Ama para değil önce dostluk gerekirdi.Gururuma yediremedim ve yapmadım metafizik bir yaklaşımla.Bazen rüyamda Demirdağ'ı ,Halil Türker'i görürüm.Ve içime saplanır bu acı.Sonra kendimi idealist bir yaklaşımla savunmaya geçerim''.Ben onlardan değilim yoldaş,derim rüyalarımda.''

Daha sonra buna benzer olaylar yaşadım.Bana halkım diyen oldu.Ben onlara ben senin halkın değilim dedim.Seni tanımıyorduk diyenler oldu.Gülüp geçtim.

Niye bunları yazdın diyeceksiniz.Geçen gün bir yoldaşımla telefonda görüştük.Küslük müslük bişeyler anlattı.Kimse canına küsmez.Kimse düşüncelerine küsmez.Küskün dediğiniz her insanın bir tavrı vardır,eğer bir devrimci ise.

Birinden uzaklaşmak,onlara tavır almaktır gerçek anlamıyla.Ben sizi olumlamıyorum hata yapıyorsunuz demektir.O birey yaşadığı sorunlar çözülmediği veya çözüleceğine inanmadığı için uzaklaşmış ve  başka bir duruş segirlemiştir.İster teorisyen ister pratik anlamda herhangi bir seviyede olsun,temel sebep onların uzaklaşma şartlarını çözmek nedenlerini anlamaktan geçer.Bunları çözdüğünüzde zaten bu bilinci almış,bu dünya görüşünü anlamış her birey belki de sizden de önde daha yaşanılası bir dünya için mücadele edecektir.İnsanları anlamak ancak daha bilimsel yöntemlerle mümkündür.

Albüm neden yok diyen annem,cd var bende,sıfırdan yaptım.Birgün yanına düşerse yolum,onu ellerimle sana teslim edeceğim.Ben onlardan değilim ama ,ben Kaypakkaya'nın yoldaşıyım sen üzülme olur mu?

104422

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

Sayfalar