Cuma Mayıs 17, 2024

Burjuva İdeolojisinin İflası

Emperyalist burjuvazi derinleşen ekonomik ve siyasi krizine çözüm arıyor. Çözümü, her zaman olduğu gibi yine işçi sınıfı ve emekçilerin daha fazla sömürülmesi, artı-değerin kat kat  artırılmasında, doğanın onurulmaz tahribatında görüyor.

Burjuva ideolojisinin kalemşörleri, krizi, “kötü yönetim” de, ya da beklenmeyen olaganüstü gelişmelerde buluyor. Krize neden olan kapitalist üretim tarzına dokunmaya ise hiç bir şekilde yanaşmıyorlar. Tersine, çağımızda bütün kötülüklerin anası, doğanın ve onun parçası olan insanlığın düşmanı kapitalist üretim tarzı diyen komünistlere karşı anti-komünist propagandayı, işçi sınıfı düşmanlığını diri tutmaya çalışıyorlar.

ABD burjuvazisinden Türk burjuvazisine kadar, krize karşı tek bir ideolojide birleşiyorlar; “vatan-millet-tanrı”. Daha fazla milliyetçilik, daha fazla ırkçılık, dafa fazla faşizm onların dayanakları oluyor. Bir zamanlar çok övündükleri burjuva demokrasisi dahi, artık, onlar için arkaik dönemde kalmış olarak gösteriliyor. Sermaye ile gün yüzüne çıkan burjuva demokrasisi, yine sermaye tarafından bir kenera atılıyor.

Her ne kadar burjuva ideolojisinin baş kuryeleri olarak görev yapan liberal aydınlar, “aman demokrasiden vaz geçmeyelim” diye burjuva ideolojisinin diri tutmaya çalışsalarda, burjuva ideolojisi, ekonomisiyle, politikasıyla dikiş tutmuyor. Kapitalizmin tanırısı sermaye, sermaye birikimi için önüne gelen her şeyi, yarattığı tüm değerleri  birer birer yutuyor, tahrip ediyor. Ancak, çürümüş kapitalizmin ölen yanı da işçi sınıfının üzerine bir kabus gibi çöküyor. İflas etmiş burjuva ideolojisi; küçük burjuva saflarda kendini diriltmeye, oralardan beslenerek, kapitalizmin imlik imlik dökülen yanlarını küçük burjuva ideolojsiyle örtmenin de keyfini sürüyor.

Emperyalist burjuvazi kendi aralarındaki çelişmeleri gideremediği gibi, silahlanmaya hız vererek savaş hazırlıkları yapıyorlar.  Yeni emperyalist devletlerin ortaya çıkışı var olan çelişmeleri daha da derinleştiriyor ve sertleştiriyor.

Burjuvazi, kapitalizmin yararttığı ekonomik ve çevre krizinin dramatik olarak her geçen gün daha fazla derinleşmesini önliyemiyor. Krizler, daha büyük yeni krizlerin habercisi oluyor. Emperyalist burjuvazi artık eskisi gibi yönetemiyor. Ekonomik krizin yanında siyasi krizlerde  derinleşiyor. Kapitalist sermayenin örgütleri ve birlikleri (G7, G20, UNO, NATO, DTÖ, İMF, DB, AB, BRICS) önlerini göremez hale geldiklerini, “gözü kapalı el yordamıyla yol aldıklarını” itiraf eder hale geldiler. 

Burjuva ekonomi politiğinin iflası burjuva ideolojisinin iflasını pekiştiriyor.

Emperyalist burjuvazinin en fazla güvendiği kalelerden biri olan emperyalist büyük bir güç olarak ABD emperyalizmi çözülüyor. Kitle eylemleri, yasak ve polis baskısı dinlemiyor. Irkçılığa ve işsizliğe karşı drenişler, yer yer duraklasada devam ediyor.  Burjuvazinin “önce vatan” söyleminin, “önce sermaye” olduğunu kitleler artık net olarak görüyor.

AB burjuvazisinin gözbebeği Almanya’da 2019 yılında 5,2 milyon işçi ve emekçi, ekonomik ve demokratik haklarının gaspına ve çevrenin tahribatına karşı sokaklara çıkıyor, mücadeleye katılıyor. Avrupa’da Fransız işçi ve emekçileri ise öncü olmaya devam ediyor. Burjuvazinin, kriz yönetme dikişi artık tutmuyor.

Küçük Burjuva ideolosinin Krizi

Burjuva ideolojisinin iflası, küçük burjuvazide, küçük burjuvazinin ideolojik krizine dönüşüyor.

Kimi küçük burjuvalar yazıyor: “kahrolsun faşizm”, “yaşasın sosyalizm” “bayatlığından vazgeçelim” buyuruyor. İmdadına, kimi küçük burjuva internet sitelerinde övdükleri yeni kakutskyci “günümüzün büyük marksisti –aynen böyle yazıyorlar-“ David Harvey[1] çıkıyor. O da burjuvaziye aklı veriyor: “Barış içinde birlikte sömürün! Savaş çıkarmanıza gerek yok” diyor.  

İşçi sınıfından elini eteğini çeken küçük burjuvalar, yeni argümanlar bulmakta gecikmiyor. “Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf”[2] yazarları çıkıyor. Kriz ise derinleşiyor. Küçük burjuvazi işçi sınıfından uzaklaşmanın bunalımını yaşıyor. Burjuva ideolojisi buradan, bunlardan besleniyor.

Kendine T”K”P diyen bir başak küçük burjuva yeni modern revizyonistleri, “yaşasın cumhuriyet” diye kemalist dönemi kutluyorlar. Burjuvazinin dahi savunamaz hale geldiği, ırkçı-faşist kesimlerin beslenme kayağı bir dönemin savunusunun üstlenilmesi, işçi sınıfına bütünüyle yabancılaşmanın, burjuvaziye ise şirin görünmenin eylemliliğine dönüşüyor. Burjuva ideolojisi, kitlelere ulaşma ve nüfuz etme kaynaklarını buradan buluyor.

Mustafa Suhpilerin katledilmesinden tutunda kemalizm döneminde komünistlerin soluk almasının bile yasaklandığı, onlarcasının hapishanelerde çürütüldüğü TKP üyelerinin devrimci anılarının üzerine basarak, “kemalist cumhuriyet” kutlamaları yapılıyor. İşçi haklarının bütünüyle yasaklandığı, işçi sınıfının zaptı-rapt altına alındığı ve burjuva demokrasisinin en küçük bir kırıntısının varlığına dahi müsade edilmediği bir süreci ve Türk burjuva sermayesinin en kanlı (Kürt ulusu üzerindeki asimilasyon ve katliamları) birikim dönemine methiyeler düzmek, David Harvey’in emperyalizme düzdüğü methiyeler ile örtüşüyor. Burjuva ideoljisi buradan besleniyor ve aynı zamanda bu; burjuva ideolojisinin iflasının küçük burjuva ideolojisinde krizi dönüşmüş hali oluyor.

Faşist AKP-MHP  hükümetinin üç kişinin yapmak istediği basın açıklamasına dahi müsade etmediği bir ortamda, T”K”P, “valinin izin vermemesine rağmen  kahramanca cumhuriyet yürüyüşü yaptıklarını” (https://sol.org.tr)  yazıyorlar. Kürt Ulusal Hareketi’nin düşmanı olmanın bir hediyesi olduğunu bilmelerine karşın. Kemal Okuyan’ın kemalist yurtseverliğinin vardığı nokta: Yeni modern revizyonizm ve sınıf uzalaşmacılığı. Burjuva ideolojisi küçük burjuva vasıtasıyla böyle yaşatılıyor.

T”K”P’nin kardeş örgütü Almanya Komünist Partisi (DKP)’de, Rus emperyalizmini ve Putin’in “anti-emperyalist” ve “halkların dostu” olarak propaganda yapıyor. ABD emperyalizmine karşı Rus emperyalizmin yanında yer alıyor. Burjuva ideolojisi buradan işçi sınıfının içine sızarak erken ölümünü geciktiriyor.

Tüm baskı ve yıldırmalara, ideolojik ve siyasal manipülasyonlara rağmen kitleler sokaklara çıkmaktan vaz geçmiyor. 2018 yılında yaklaşık 25 milyona yakın işçi ve emekçi sokaklara çıkarken, bu sayı 2019 yılında 528 milyonu geçiyor.[3] Kitle eylemlerinde nitel bir sıçrama oluyor. Eylemler daha da siyasileşiyor ve istemler ve hedefler netleşiyor. Anti-komünist burjuva ve küçük burjuva idelojileri sefilliği oynuyor. Devrim ise mayalanmaya devam ediyor.

Kitlelerin burjuvaziye karşı baş kaldırısı, burjuvazinin üstüne kabus gibi çöküyor. İşçi sınıfına kabus olanlar, kitlelerin baş kaldırısında kendi kabuslarını görüyorlar. Şili bunun örneği. Örnekler giderek çoğalıyor. Burjuvazinin ırkçılığı, faşist baskıları ve ideolojik saldırıları artık kitleler üzerinde etkisini eskisi gibi göstermiyor. Dünya işçi sınıfının sınıf bilinçli siyasallaşması artıyor. Aynı Soma ve Ermenek madencilerinin direngen mücadelesinde olduğu gibi. İşçi sınıfı burjuvazi ve onun devletinden, saldırganlığından korkmadığını açıktan söylüyor. Bu mücadeleci devrimci dalga, dipten gelen sesin yakın bir zamanda daha gür çıkacağının işaretini veriyor. 31.10.2020

[1] Bkz. David Harvey, Yeni Emperyalizm

[2] Bkz. Guy Standing, Prekarya, Yeni Tehlikeli Sınıf

[3] Gabi Fechtner ile Söyleşi, Rote Fahne

2957

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Son Haberler

Yusuf Köse

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

Sayfalar