Cuma Mayıs 17, 2024

“Fırtınalar içinde, bıçak sırtında”

Komünist önder Mehmet Demirdağ anısına...

“Durum iyidir, çünkü gerçekler devrimcidir” sözleri Mehmet Demirdağ yoldaş tarafından Proletarya Partisi’nin bilinç ve yürüyüş dünyasına taşındı. Bu ilke her türlü zorluk ve engeller karşısında yılmadan yürüyen devrim taşıyıcılarının kararlılık felsefesi oldu. Bu felsefeyle “fırtınalar içinde bıçak sırtında” yürünmeye başlandı. Bu ilkeye dayalı direniş ve savaş kararlılığı sayesinde sürecin zorlukları önemli oranda aşıldı ve devrimci görevleri yerine getirildi. Cesaret ve cüret her türlü korku ve kararsızlığın önüne geçti.    

Önder yoldaş tasfiyeciliğin yarattığı ideolojik kargaşa ve yönelim belirsizliğine karşı gerçeğin sesini dinleyerek izini sürdü. Ve bütün gücüyle Kaypakkaya yoldaşın belirlediği devrimci savaş güzergahında yeniden bir yol açmaya çalıştı. Kaypakkaya yoldaşın açtığı devrimci yolun muğlaklaştırılıp-belirsizleştirilmesine çalışan anlayışa karşı bilinçle ve örgütlü bir mücadele gücüyle durmayı başardı. Devrimci savaş yönelimi yeniden netliğe ve açıklığa kavuşarak büyük bir itibar gördü ve ciddi bir saygınlık kazandı.  

Demokratik halk devriminin ideolojik-politik önderliği örgütlenemeden hiçbir mücadele hattının doğru bir rotada örülemeyeceğini, sağlam bir şekilde ilerleyemeyeceğini bir kez daha gösterdi. Önderliğin örgütlenmesinin ana halkasını ise ideolojik-politik zemin oluşturur. Bu devrimci zemin üzerinde örgütsel-pratiksel önderliğin diyalektik birliği ve bütünlüğü sağlanabilir. Gerçek anlamda önderlik, teorik ve pratik halkanın birleştirilmesiyle başarılır. Bu devrimci bakış açısını, yeniden sınıf savaşımında örgütlenme sorununun çözümü sürecine taşıdı Demirdağ yoldaş. İdeolojik-teorik önderlik olmadan örgütsel-pratiksel önderliğin olamayacağını, keza sınıf savaşımının ateşi içinde örgütlenip yürüme cesareti ve iradesi gösteremeyen bir önderliğin asla doğru ve sağlam bir politik önderlik yaratamayacağı gerçekliğini partinin bilinç ve yürüyüş dünyasına taşıdı. Ve örgütlenmede profesyonelleşme ve kurumsallaşmanın vazgeçilmezliği ve kaçınılmazlığı üzerinde durdu.

Dar pratik içinde dolanıp dönen pratik-örgütsel önderlik sınırları içinde hapsolan bir anlayışın pratiksel önderliği bile layıkıyla başaramayacağını öğretti. Önderlik anlayışına devrimci bir açıklık kazandırdı. Ve bunun yaratılma zemini için var gücüyle çalıştı. Yoldaşların-halkın-gerilla savaşının içinden gerçekliğe dokunarak kavramaya ve gerçekliği değiştirmeye çalıştı. Düşüncede proleter devrimciliği esas aldığı gibi değiştirme pratiğinde de proleter devrimciliği ilke edindi.  

Proletarya partisinin önderliğine yükselinceye kadar gençlik içinde büyük bir enerji ve yüksek bir sorumluluk ve zengin bir yaratıcılıkla çalışarak gençlik örgütlenmesini maddi bir güce dönüştürdü. Düşünsel-örgütsel çaba ve çalışmalarıyla gençlik örgütlenmesini ileri bir seviyeye çıkardı. Demirdağ yoldaşın önderlik sürecinde gençlik örgütü etki gücünü artırdı. Kendini daha güçlü bir şekilde gençliğin özgürlük mücadelesine taşıdı. Demirdağ yoldaşın ve birlikte faaliyet yürüttüğü yoldaşların sayesinde gençlik örgütlenmesi döneminin en devrimci gelişkin dönemlerini yaşadı. 

Komünist önder Mehmet Demirdağ yoldaş gençlik örgütlenmesinin kurmay heyetinin başında olduğu dönemde de Proletarya Partisi’nin gelişim ve ilerlemesine çok yönlü hizmetlerde bulundu. Proletarya Partisi’nin sağlam, güvenilir bölüğü ve kolu olan bir gençlik örgütlenmesi çalışmaları yürüttü.

“Sürekliliği sağlanmış gerilla savaşı-Sürekliliği sağlanmış önderlik” fikrini temel devrimci görevlerin merkezine ve önüne koyarak mutlak yürünmesi gereken yolu yeniden açtı. Gerilla savaşı fikrinin var ve sürdürülüyor olan biçiminden daha derin daha güçlü anlam yükleyerek ona emekçilerin-ezilen tüm kesimlerin sorunlarına-ihtiyaç ve taleplerine yanıt olabilecek bir içerik kazandırmaya çalıştı. Belirleyen-tanımlayan değil değiştiren-devrimcileştiren pratiğin öncüsü ve öğreticisi oldu. Zirveleri yüksek Karadeniz’in dağlarına, yoksul emekçi topraklarına proletaryanın demokratik halk devrimi fikrini ekmesini başardı.   

Parti içi ideolojik mücadelede sağ ve sol tasfiyeciliğin gerçekleri çarpıtan parti hukukunu kendi grupsal-kişisel çıkarlarına göre düzenleyen, örgüt bilimin değerlerini tersyüz eden anlayış-yaklaşım  ve pratiklere karşı devrimci açıklıkla karşı koyarak mücadele yürüttü. Sahte MLM ile gerçek MLM’ler arasında görünmesi kolay olmayan sis perdesini aralayarak gerçeğin izinde yürüyerek sahtelerin ikiyüzlülüklerini deşifre etti. Parti içi ideolojik mücadelede her ne pahasına olursa olsun demokratik merkeziyetçilik ilkesinden, devrimci ahlak değerlerinden asla vazgeçmedi. Laf kalabalığı içinde gizlenip saklanmaya çalışılan gerçekliği açığa çıkarmasını başardı. Her türlü sahteliğin şifresini ve dokusunu bozmayı başardı. Tasfiyeciliğin yarattığı kaos ve karmaşa içinde görülmesi kolay olmayanı göstererek, anlaşılamayanı anlaşılır kılmayı başararak gerilla savaşını süreklileştirme yolunda kararlılıkla yürüdü.  

Tıpkı Kaypakkaya yoldaş gibi partinin önderliğinin örgütlenmesinin sürekliliği sağlanmış gerilla savaşı içinde olacağı fikrini benimsedi ve bunun gerçekleşmesi pratiğini örgütledi. Partinin içinde bulunduğu durumu-gerilla savaşının önünde ki görev ve sorumlulukları doğru belirledi. Belirlediklerini görev kabul edip gerçekleştirme pratiğinin öncüsü ve önderi oldu. Gerçekliğin izinden yürüyerek gerçekliği değiştirme sürecine girdi. “Gerçekler devrimcidir” ancak gerçekliğin sesini dinleyip onun izini sürebilenler “kralları ve zenginleri yeyüzünden kaldırabilir.” Bu bilinç ve cüreti sadece sınıf bilinçli proleterlerin bilinç dünyasına değil tüm  devrimci hareketin bilinç dünyasına taşımasını bildi.

Demirdağ yoldaş tüm devrimci yaşamı boyunca gerçeğe olan tam inancıyla, güçlü sarsılmaz iradesiyle savaşacak devrimci bir ordu yaratmaya kadro ve savaşçılarını eğitmeye çalıştı. Komünist önder Mehmet Demirdağ yoldaş bugün daha fazla bilinç dünyamızda ve daha fazla savaş yürüyüşümüzde yaşamaktadır.  Önder yoldaşı anarken gerçeğin izinden yürüme kararlılığımızda ideallerini yaşatma sözümüz devrim sözümüz olacaktır.

44689

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

“Yarı-Feodal” Brezilya...?

 11.01.2013 tarihinde Özgür Gelecek gazetesinin internet portalında; “Süreç devrimcilerin lehine dönecektir!” adlı bir yazı okudum. Sanırım Brezilya Komünist Partisi (Maoist)’e ait. Yazının altında böyle bir imza yoktu. İsim konusunda yanılmış olabilirim. Burası çok önemli değil. Benim açımdan önemli olan, yazının Brezilya ile ilgili değerlendirmesiydi. Esas olarak da, böyle bir değerlendirme yazısının kendine “Maoist” diyen bir örgüt tarafından yapılmasıdır. Eğer, kendisini “Maoist” olarak adlandırmasaydı, böyle bir yazı yazma ihtiyacı da duymazdım.

 

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

Sayfalar