Pazartesi Nisan 29, 2024

Karman Çorman

Hani mecliste akp nin geçirmeye çalıştığı şu güvenlik paketi vardı ya..

Ha... işte o.

Sahi ya.. çoktandır bu paket geçmemiş miydi ?

Öyleyse biz yoksulların yaşadığı ne ?

Sokakta, okulda....

Bizler çocuklarımızın yaşama tutunabilmesi için mücadele ettikçe hocalar kendilerinden sonra ders girdi diye çocuklarımızı yok yazıp devamsızlıktan kalmasını sağlamaları ne ?

Faşizm birileri içinde daha açık hale gelecekmiş ne yazar.

Şu İstanbul çok ilginç bir yer.

Tarım alanlarının yok olması nedeniyle proletarya ile köylü arasındaki çelişkide hissedilmiyor.

İlkel ekonominin bireylere sağladığı burjuva olabilme imkanlarını kullanamamış olmayı kabullenememiş olmanın nedeniyle de başka bir yerde rastlanmayacak oranda proletaryanın dilinde asla başarısız olduğunu duyamıyorsunuz.

Dillerinde kıyamet kadar başarı hikayeleri.

Belkide bu nedenden dolay da İstanbul suyu içmiş kolektiflerin diliyle yaşayışları arasında bir uyumsuzluk var.

Ne dersiniz ?

Yine de bu İstanbul duvarlarına kolektifler de tüm iktidar kırlara  / kapitalizmle bağı en olan sınıflara / diye yazamayacağımız bir yerde değil diyemeyiz.

Bilmedik sahada top oynayanlara da yardımcı olmak gerekir değil mi ?

Radikaller seçimi protesto etmiyor.

Yüzde on barajı aşmaya çalışmak bağımsız adaylara oy istemeye benzemez.

Karşınızda inanılmaz bir oranda  a politik bir kitle var.

İyi düşündünüz mü ?

Gelip giden, yüksekten atan, çay içmekten başka politik davranışlarını görmeyeceğiniz yığınların yol açtığı mücadele şekline de hazır mısınız ?

A politik toplum öyle kendinize yakın hissettiniz diye derginiz.... satabileceğiniz bir kitlede değil.

Helede ki dini elinde bulunduranlarla /emevilerle, abbasilerle.. işidlerle...  okunmaması gerektiğini söylediğinizi satın almaya hazır avrupadaki ırkçı saldırılardan korkan göçmenlerde hiç değil.

A politik toplum fikrini, mücadele azmini.... seçtiğine devir edendir.

Tüm bunların ardında  hala bizim yaptığımız sadece başkalarının adına oy istemekti demeyecekseniz...

Aha... sonunda...

Neydi o öyle acıları yarıştırırcasına insanların söz söyleyebilmesi için belli kriterlerinde olması gerektiğini söyleyen tavırlarınız.

De... hadi bakalım...

Sayısını  ve bulundukları yerin çeşitliğini artıp artırmayacakları merak konusu olan Rojava' ya gidenlerde çeriye, dışarıya giren, çıkanlar gibi geleneği bozmayıp geride kalanların kendilerine göre mücadele şekillerini örgütlenmelerini istemişlerken işin içinde çıkında sizi görem.

Yine de, Gelin ata binmiş ya..nasiptir diyen dilinizden de vaz geçiyorum.

Bu iletişim araçlarınızla mı a politik toplumda oy isteyeceksiniz ?

Ne diyeceksiniz insanlara...

Evet memleketin her köşesinde örgütlü olmasak da  gazetemizden tutun internet sitemize kadar her türlü iletiş araçlarımızı en güz gün, akıcı... şekilde ..... takip edebilmeniz için dizayn mı ettik diyeceksiniz ?

Ve yahut da..

Devrimcinin baş çelişki tahlilini evrensel yapanın alman, ingiltere... çelişkilerini tahlil etmiş olması değil Marks' ın Kapitalizm tahlilini evrensel yapanın kapitalizmin evrensel sonuçlarını tahlil etmiş olması olduğunu

Ve de

Neo liberal politikaların hakim olduğu yerlerde yaşanılan sosyo ekonomik yapının her zaman devrimin niteliğini belirlemediği tam aksine çoğu zaman devrimin ihtiyaçlarınında devrimin niteliğini belirlediğini gözde kaçırmaya çalışan o iletişim araçlarınıza hakim dili nasıl a politik toplumun görmemesini bekleyip  a politik toplumda oy isteyeceksiniz ?

Sahi ya...  nasıl.

 

60922

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

Sayfalar