Cuma Mayıs 3, 2024

Marx’tan Mao’ya Marksist Düşünce Diyalektiği

Bu kitap, polemiksel bir üslupla, esas olarak düşüncenin diyalektiğini ele almaktadır. Bu bağlamda, proletaryanın sınıf mücadelesinde teorinin maddi bir güç halini alması ve maddenin düşünceye, düşüncenin ise maddeye dünüşmesi nesnel gerçekliği tartışmasını devam ettirmektedir.

Düşüncenin nereden geldiği, ne olduğu ve maddeyle ilişkisinin nasıl olduğu gibi sorular, ilk filozoflardan bu yana tartışılan ve üzerinde düşünce üretilen bir konudur. Ozellikle

Yunanlı filozoflar bu konuya oldukca fazla kafa yormuşlardır.Ancak, Hegel’e gelene kadar diyalektiğin düşünme bilimine uygulanması, “ilkel” bir biçimde kalmıştır. Hegel ile birlikte diyalektik, düşünmenin en yüksek biçimi haline gelebilmiştir.

“Bir nehirde iki defa yıkanılmaz, her şey vardır ve yoktur,her şey akıcıdır, durmadan değişmektedir, durmadan yok olmaktadır”diyen Heraklitos’dan sonra, diyalektiği düşünceye gerçek anlamda uygulayan Hegel oldu. Ancak o da, onu kendi nesnelliğinden, esas olarak maddi kaynağından kopararak “İDE”ye, kainatta önceden var olan bir yaratıcı düşünceye bağlayarak, diyalektiğin ayaklarını havada, başını yerde bıraktı.

Düşünce diyalektiğindeki bu tersliği düzelten ve onu ayakları üsüune diken Marx oldu. Boylece, düşünce diyalektiğini tarihinde ilk kez niteliksel bir değişim meydana geldi.

Marx, düşünce diyalektiğine nesnel bir akış kazandırarak,Hegel’in idealist diyalektiğine materyalist bir öz vermiş oldu.Marx ve Engels’le başlayan diyalektiğin geliştirilmesi,

Lenin, Stalin ve Mao ile devam ettirildi.Bilimin geliştirilmesi ve ozellikle proletarya ile burjuvazi arasındaki sınıf savaşımın kesintisiz sürmesi, proletaryanın sınıf savaşımından edindiği deneyimlerin artması ve bunun teorileştirilmesi, materyalist diyalektiğin, bir başka söylemle, marksist düşünce diyalektiğinin geliştirilmesini de beraberinde getirdi.

Modern bilimlerin gelişmesi kapitalizmle ortaya çıktı. Toplumsal gelişmeleri, toplumun sahip olduğu maddi üretimden kaynaklı daha ileri götürecek düşüncelerin ortaya

çıkması ise proletaryanın burjuvaziye karşı verdiği sınıf savaşımının ürünu olarak doğdu.

“Bilinç maddeye, madde bilince dönüşebilir” önermesiyle,Mao, marksist düşünce diyalektiğini gelişmesini sağlayan ve marksist bilgi teorisini salt maddecilikle sınırlayan anlayışlara karşı da bir panzehir oluşturmuş oldu.

Bu kitap, Mao’ya getirilen bazı eleştiriler temelinde, Marx’tan Mao’ya, proletaryanın büyük öğretmenlerinin görüşlerine de başvurarak, ozellikle marksist düşünce diyalektiğinin incelenmesini içermektedir. Tartışma zemini uzerinde yükselen ve süren bu çalışmanın, Marksist felsefeyi ve marksist bilgi kuramını oğrenmek isteyen herkes için olduğu kadar, özellikle sınıf bilincli proletaryanın militan savaşcıları için yararlı olacağını umuyorum. Çünkü sınıf savaşımında ilerlemenin ve burjuvaziden siyasal iktidarı almanın yolu; marksist düşünce diyalektiğine sahip olmaktan geçiyor.

Son olarak, kitabın hazırlık aşamasında eleştiri ve önerileriyle katkıda bulunan yoldaşlarıma teşekkür ediyorum.

Şubat 2015

İÇİNDEKİLER

Önsöz ................................................................................... 9

I.                   BOLUM

DÜŞÜNCENİN MATERYALİST DİYALEKTİĞİ

Giriş ...............................................................................

Felsefenin Temel Sorusu Karşısında Marx’tan Mao’ya

Marksistler ........................................................

Marx’tan Mao’ya Düşüncenin Diyalektiği ..................

Çelişmeli Yönlerin Yer Değiştirmesi ...........................

Diyalektik Materyalist Felsefede Karşıtların Özdeşliği

Toplumsal Varlık ve Toplumsal Bilinç .........................

Doğru Fikirler Nereden Gelir ......................................

Uzlaşır Olan ve Uzlaşmaz Olan Çelişmeler ...............

Maoizmin Tarihsel Gelişiminin Ana Halkaları ........

II.                BOLUM

MATERYALİST YÖNTEMLE TEORİK ATILIM

Sınıflar ve Çelişmeler ....................................................

Marksizmin Sınıf Karakteri ........................................

Teori ve Komünist Partisi ............................................

İşçi Sınıfının Örgütlenme Zorunluluğu .....................

Teorinin Maddi Guç Olma Hali .................................

Dipnotlar ......................................................................

Kaynaklar ......................................................................

Dizin ...............................................................................

 

57355

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Son Haberler

22:07 Yol

Sayfalar

Yusuf Köse

15 NİSAN 2015 TARİHİNDE TUTUKLANAN 10 DEVRİMCİ DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

ALMAN CEZA HUKUKUNUN 129/a-b  MADDESİ İPTAL EDİLSİN!

Almanya Adalet Bakanlığının 2012 tarihinde verdiği talimatla başlatılan soruşturma 15 Nisan 2015 tarihinde yapılan bir operasyonla ilk aşaması tamamlamış ve bu operasyon sonucu Avrupa çapında içlerinde  ATİK yöneticileri ve TKP/ML yöneticisi oldukları iddiasıyla 10 devrimci tutuklanmıştır. Almanya bu uluslararası operasyonu; Yunanistan, İsviçre ve Fransa devletleriyle ortak bir şekilde   gerçekleştirdi. Tutuklanan 10 devrimci Almanya'nın Bavyera eyaletinin çeşitli cezaevlerinde tutulmaktadırlar. 

Atik Operasyonu, Ortaya Çıkan Gerçekler Ve Büyük Kuşatmanın İlk Hamlesi!-Marco KARAKAYA

Nisan 2015’de ATİK yöneticilerinin de içinde bulunduğu 13 devrimci Alman ve Türk devletinin işbirliği ile “terör örgütü üyesi” olmaktan dolayı tutuklandı. Fransa, İsviçre ve Yunanistan’ın da dahil edildiği Avrupa çapında bir operasyon yaşandı. Alman devleti bu üç ülkede iade talebinde bulundu.

Filipinler İşçi Sınıfı Üzerinde Gün Geçtikçe Yoğunlaşan Neoliberal Saldırılar

Kamu Emekçileri Birlik, Tanınma ve İlerleme Konfederasyonu’nun (COURAGE) 10. Kongresi’nin Açılış Konuşması, 5 Nisan 2016 Halkların Uluslararası Mücadele Birliği Başkanı Profesör Jose Maria Sison

Biz, Halkların Uluslararası Mücadele Birliği (ILPS) olarak Devlet Çalışanları Birlik, Tanınma ve İlerleme Konfederasyonu’na (COURAGE) ve sizin 10. kongrenize gelmiş bulunan yüzlerce katılımcıya en gönülden selamlarımızı iletiyoruz. Aynı zamanda bu kongreyle eş zamana düşen COURAGE’ın kuruluşunun 30. yıl dönümünü de sizle beraber kutlamaktayız.

Zayıflığın Üstüne Atılan Örtü, “Birlik Anlayışında” Sınıf Uzlaşmacılığının Devrimci Hareketleri Getirdiği Nokta!- MARCO KARAKAYA

Devrimci ve demokratik güçlerin sınıf mücadelesinin sorunları ekseninde ortak kaygıları, sorunları ve buluştukları büyük bir payda vardır. Bu paydaşlık dostluk ilişkilerini nesnel olarak yaratır. Bunun yanında bu nesnel zeminin güçlendirilmesi gibi öznel bir tutumda zorunludur. Bu ise siyasetin işidir. Yani devrimci ve demokratik mücadeleye dair dünya görüşü, sınıfsal-sosyal- toplumsal düzeydeki çeşitlilik ve farklı çıkarları olan kesimlerin bir araya gelme zorunluluğu birlikte mücadele siyasetini üretmeye iten dinamik olur.

Yol açan,yol gösteren...

İşçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin örgütlenme ve savaşma ihtiyacının olduğu yerde bir yönetme ve yürütme ihtiyacı var demektir. Bir yol göstericiliğe ihtiyaç var demektir. İşçi, kadın, gençlik vb. çalışmalarını, bir birimi, bir grubu, bir örgütü örgütlemek-yönetmek ya da bir harekete önderlik etmek kısaca devrimin parçalarda ve farklı alanlarında ve bir bütüne önderlik etmek gibi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya olunduğu bir gerçektir.

Kiralık Kürtler-Ahmet Kahraman

Başkaldıran mekanı, yükseklerde uçan kartallar onursallığıyla düellocu olan Kürdistan, öbür yanıyla uzun sürmüş işgal toprakları olması nedeniyle, alt beyni köleleşmiş tipler, ihanet yuvalarıyla doludur. Onuru çürümüş, namus damarı çatlamış tiplerle…

Bu düşmüşlüktür. Ülkenin trajedisidir.

Onur için hayatların orta yere serildiği Kürdistan’da dem, devran olur, düşmanla alış-verişte babanın, kardeşin, amca ve dayının hayatı, pazarlık konusudur.  

Tarihsel ihanetleri sıralayacak değilim ama, ta İdrisê Bedlisî, Bedirhan Paşa, Şeyh Übeydullah zamanından beri bu böyledir.

Ya Sosyalizm Ya Kapitalist Barbarlık

Kapitalizm, 20 yüzyılın başlarında emperyalizme evrilmesiyle, yeni bir aşamaya gelmişti. Bu aşamanın adı çürümeydi. Kapitalizmin bundan öte gideceği bir yer yoktu. Bu onun son istasyonuydu. 

Beni de atın vatandaşlıktan! Kifayet Ceylan

Tecavüzcülerin namus bekçiliğine soyunduğu bu ülkede onlarla aynı havayı solumak istemiyorum. Ensar Vakfı’nda tecavüze uğrayan çocuklarla ilgilenmesi gereken bir bakanın, hem de bir kadının “Bir kereden bir şey olmaz” dediği bir ülkede yaşamak onuruma dokunuyor. İktidar tarafından korunup kollanan vakıfların “Biz de Ensar'ız...” naralarıyla sokaklarda boy göstermelerinden utanç duyuyorum.

TKP-ML TİKKO: Herkesi HBDH çatısı altında birleşmeye çağırıyoruz

TKP-ML TİKKO tüm devrimcileri özellikle de sempatizan, taraftar ve militanlarını HBDH içinde faşizme ve her türden gericiliğe karşı savaşmaya ve birlikte yürümeye çağırdı.

Kürdistan ve Türkiye’den 10 devrimci örgüt aralık ayından bu yana yürütülen tartışma sürecinin ardından güç ve eylem birliği olarak tanımladıkları Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) kuruluşunu bir bildiriyle ilan etti. 

Vatan Hainleri ve Vatanseverler Vatandaşlıktan Çıkarılacakmış!

   Aslına bakılırsa devrimcinin, sosyalistin, komünistin ilkesel anlamda vatanı yoktur. Irk, milliyet, din, cinsiyet, renk ve dil belirleyici bir özellik taşımadığı gibi doğduğu topraklarda pek belirleyici değildir. Komünal bir toplumun yaratılması he demekle, kuracağız demekle hemen kurulamıyor, kurulmuyor...

Abluka ve Yasaklar Değil Direniş Kazanacak; Tutsak YDG’lilere Özgürlük!

Faşist TC devletinin ülkenin dört bir yanında sürdürdüğü siyasi soykırımlar ve katliamlar her gün yeni bir isim olarak karşımıza çıkıyor.

Geçtiğimiz aylarda Cizre’de bodrum katında insanları diri diri yakan devlet, bununla da yetinmiyor yaptığı operasyonlarla demokratik mücadele yürüten birçok insanı gözaltına alıp tutukluyor. T.Kürdistanın’da halkı katlederek susturmak isteyen devlet, katledemediklerini de operasyonlarla susturmak istiyor. Susturmak istediklerinin en başında da devrimci, demokrat ve yurtseverler bulunuyor.

Sayfalar