Cumartesi Nisan 27, 2024

Ne Macron Ne Le Pen

Fransa’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu sona erdi. İkinci tur Macron ve Le Pen arasında geçecek.
Anketler, zaten çok uzun zamandır Marine Le Pen’in ikinci tura kalacağını söylüyordu. Macron ise Sosyalist Parti’deki dağınıklık sayesinde ikinci tura kaldı.
Süreçte herkes, solcu cumhurbaşkanı aday adaylarına dair şakalara tanıklık etti. Benoît Hamon’un seçilmesi sonrası birçok solcu, Manuel Valls önderliğinde gemiyi terk etti ve böyle birine güven duyabileceklerini ortaya koydular.

İlk turda Sosyalist Parti iflas etti. Hatta öyle ki parti, kampanya masraflarını kıt kanaat karşılayabilecek bir sonuca ulaştı.Fillon’un kampanyasını dinamitleyen bir dizi skandal, süreci onun aleyhine çevirdi. Böylelikle Macron, at koşturabileceği bir alan buldu kendisine.

Macron Bizim Sınıfımız İçin Ne İfade Ediyor?

Ne Cumhuriyetçiler ne de Sosyalist Parti ikinci tura kaldı, esasında hiçbir şey değişmedi.
Eğer Macron, Sosyalist Parti’de olmasaydı, burjuva medyanın takdim etmekten hoşlandığı yeni veya farklı bir siyasetçi olamazdı.
Onun Holland hükümetinde ekonomi bakanlığı yapmış olması, bize karakteri hakkında çok şey söylüyor. Holland döneminde işçi sınıfına ve halka karşı bir yığın saldırı gerçekleştirildi (Sorumluluk Anlaşması, ANI-Ulusal Mesleklerarası Anlaşma, Macron Kanunu ve İş Kanunu). Macron’a göre, ciddi tepkilere yol açan iş kanunu (El Khomri Kanunu) yeterli değil, on tane daha kanun çıkartılmalı!

Burada Fillon’un ilân ettiği, topluma karşı yürütülecek yıldırım harbinden başka bir şey önerilmiyor.Tartışmalar, toplantılar ve mülâkatlar esnasında Macron, programının özünü ifşa etmeme konusunda azami bir dikkat gösterdi.Macron, ne pahasına olursa olsun, sadece boş formüller önerip durdu. Farklı görünmeye çalışsa da bu farklılık sadece görünüşteydi. O siyaseten ham ve taze olduğunu söyleyip durdu, ısrarla genç olduğundan bahsetti.Derine indiğimizde onun halka karşı savaşa hazırlandığını anlıyoruz. Holland’ın beş yıllık iktidarı sonrası ikinci döneme hazırlanıyor. Yerel hükümetlerden 10, devletten 25, toplumsal sahadan 25 milyar avroyu bulan bir tasarrufu öngördüğünü söylüyor.
İş kanunundan çıkartılan tazminatla ilgili tavan değer yeniden masaya getirildi. Macron, işsizlik yardımını düşürmek istiyor.Diğer yandan cumhurbaşkanı adayı, Fransa’nın emperyalist ve işgalci gücünü artırmak istiyor. Holland’ın isteği üzerine savunma bütçesinin GSMH içerisindeki payını yüzde iki artırmak niyetinde, ayrıca bir aylık zorunlu askerliği gündeme getirecek.Sistem dışı bir isimmiş gibi takdim edilen Macron, aşina olduğumuz bir siyasetçi.Süreç içerisinde Bayrou ve Valls’in destekçilerinin ödüllendirileceğine hiç şüphe yok.

Kapitalist Sistemde Faşizmin Yükselişi

Marine Le Pen’in ikinci turda seçilmesi zayıf bir ihtimal olsa da faşizmin yükseliş eğiliminin yeni hükümetin kurulacağı dönemde daha da hızlanacağını görmek gerek.Ulusal Cephe, politik hayat içerisinde belirli bir istikrara kavuştu, kampanyası dâhilinde belirlediği konu başlıklarının gündemi belirlemesini sağladı. Artık bu partinin son seçimlerde alt edilmesi ve belirli bir seçmen kitlesine kavuşmasına mani olunması pek mümkün değil.Macron, sadece faşizmin bu yükseliş eğilimini pekiştirmeye yarayacak.Finans kapitalin temsilcisi olarak Macron, sadece kapitalizmin krizinin yükünü işçilerin sırtına yüklemek dışında bir şey yapmayacak.Ulusal Cephe, “küreselci” Macron’a karşı korumacı politikayı önererek nüfuzunu artıracak ve işçi sınıfını bölmeye devam edecek.


Macron adına dağıtılmış bir bildirinin faşizmin yükselişini durdurması mümkün değil.Faşizmi durduracak tek şey, oluşturulacak bir cephe, geniş kitlelerin, emekçi mahallelerin ve işyerlerinin örgütlenmesi, ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe karşı tüm işçiler arasında yapılacak çalışma, burjuvazi ve devletine karşı devrimci mücadelenin kavuşacağı net stratejik çizgidir.Faşizm, ayrıca dünyanın tüm mazlum işçileri ve halkları, bilhassa Fransız emperyalizminin zulmettiği halklarla kurulan uluslararası dayanışma ile durdurulabilir.

Partimizi Güçlendirelim, Kavgaya Hazırlanalım!


Cumhurbaşkanlığı seçimlerine karşı halkı seferber etmeye mecburuz.Dayanışma, oy sandıklarında değil, sokakta inşa edilir. Hepimizin beklediği, iktidar karşıtı gerçek güç, ancak bu sayede teşkil edilebilir. Önümüzdeki beş yıllık dönemde yoğunlaşacak mücadelelere şimdiden hazırlanmak gerekmektedir.
Proletarya, faşizmin yardımına başvurmaya hazırlanan, saldırgan emperyalist burjuvaziye karşı mücadeleyi kazanmak için partinin genelkurmaylığına ihtiyaç duymaktadır. Sosyalist devrime doğru ilerlemek için MKP’nin pekiştirilmesi, güçlendirilmesi gerekmektedir. Faşizme doğru ilerleyişi bir tek sosyalist devrim durdurabilir. Kapitalist sistemin doğasından kaynaklanan çelişkileri ve yol açtığı krizleri bir tek o çözüme kavuşturabilir.
Burjuvazinin seçimine karşı devrimci boykot yolunu açmak için sınıfın birliğini devrimci temelde geliştirmek amacıyla 1 Mayıs boyunca çalışmalar yürüteceğiz.


Ne Macron, ne Le Pen, seçimleri boykot et!


Nerede zulüm varsa, orada direniş vardır!


Proletaryayı emek karşıtı tedbirlere ve faşizmin yükselişine karşı örgütleyelim!


Fransa Maoist Komünist Partisi

41249

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Olgularla gençlik ve gelecek(sizlik)[1]

 

“Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz.”[2]

Søren Kiergegaard’ın, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönük anlarız,” uyarısının altını çizerek ekleyelim: “Gençlik ve Gelecek(sizlik)” meselesi, sürdürülemez kapitalizm koşullarında çürümenin diyalektiğinden bağışık ele alınamaz.

“Çürümenin Diyalektiği”ne gelince onu da Hilmi Yavuz’un, ‘Yara Şiirleri’ndeki dizelerinden şöyle aktarabiliriz:

“her şey akıyor

her şey akıyor, panta rei ve irin

akıyor kalbimize, senin ve benim;

yazdıkları taş levha üstüne, kirle

Mücadele boyu bir yasam : Schafik Jorge Handal [*]

“Hayır, hiç yenilmedik, çekildik yalnız Ve şimdi olduğumuz yerde Ve ayaktayız Diyorlar ki elbette doğru Kim katılmak istemez onlara.”[1]

Kentin merkezindeki küçücük meydanda kurulan derme çatma kürsüden, çevresinden kendisine laf atanlara, soru soranlara söz yetiştirirken, esprileriyle çevresindekileri kahkahalara boğarken, ona “gerilla komutanı” demeye bin şahit isterdi. Ama öyleydi işte…

Şefik Handal… Ya da El Salvador’daki adıyla Schafik Jorge Handal… 

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda - 2

 

Elimdeki egemenliği son kırıntısına kadar korumak, sürdürmek isteğini arzusunu daha da hırsla taşımaktayım.

Şimdi bazı hemcinslerim beni eleştirecekler, yargılayacaklar, belki de bu ne saçmalama, yolunu şaşırmış ya da olamaz diyecekler. Varsın desinler. Çünkü gerçekler görülmedikçe, kavranmadıkça bu sorunlarımız daha da artarak devam edecektir. İktidara karşı savaş halindeyken kendi iç dünyamızdaki benzer iktidar zaafını farkında olarak ya da olmayarak süregelen tutsaklık devam edecektir.

Yine ve yeniden geldik; BURADAYIZ![1]

“Durgunsa ya da suskunsa insan,

mutlak bir nedeni vardır.

Suskunluğa aldanma,

herşeyin bir zamanı var!”[2]

 

Zorbalığın zulmüyle insan(lar)ın yıldırılmaya, sömürülmeye çalışıldığı her yerde teslim alınamayanlar, diz çökmeyenler, başkaldıranlar hep vardı, var oldu, var olacaktır…

Ayakta alkışlanmayı hak eden Gezi/ Kızılay/ Gündoğdu (vd’leri) gerçeği bunu kanıtladı…

SÖYLEŞİ: Okuryazarlik üzerine[1]

“Bir yazarı okumak, yalnızca

neler söylediğini öğrenmek değildir;

onunla birlikte yollara düşmek,

onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.”[2]

 

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 

Bir kez daha, “Terör” mü?[1]

“Dünyayı fethetmek zorunda değiliz. Bize onu baştan yaratmak yeter.”[2]

Onlar düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür ![1]

“Ji bo bi çav li hev

nihêrtina bi mirovekî re,

divê ku ew meriv be.”[2]

 

Çoğunu tanıyorum; kucaklaştık; aynı ekmeği paylaşıp birlikte umutlandık…

İnebolu (Kastamonu) M Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Murat Kur, Hıdır Yıldız ve Deniz Kırbağ’ı…

Sincan (Ankara) F Tipi Kadın Hapishanesi’nden Evrim Konak’ı…

Elbistan (Maraş) E Tipi Hapishanesi’nden Tuğçe Özgül’ü…

Malatya E Tipi Hapishanesi’nden Ali Mükan’ı…

Kürkçüler (Adana) F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Emrah Kalkan, İsa Uğur Erdoğan ve Özer İnal’ı…

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-1


DHF ve MKP cevresinden arkadaslar "cok partili sosyalizmi' tartisiyorlarmis...

Yeni Hınzır Paşalara Geçit Yok!

Bir kez daha asimilasyon ve Hınzır paşalar konusunda hem Alevi toplumuna, hem de Alevi örgüt yöneticilerine seslenmeyi, Aleviliğe yönelik asimilasyon operasyonunun bizzat devlet eliyle güçlü bir şekilde devam ettirilmesinden ötürü bir gereklilik olarak hissediyorum.   

Sayfalar