Pazar Nisan 28, 2024

Partizan: “12 acının hesabını düşmandan soracak, 12 yarayı mücadeleyle saracak, 12 fidanı devrim toprağında filizlendireceğiz”

“Baharlar yağdır ey hayat

Dinsin yıldızların matemi

Denizlere dökülsün ırmaklar.

Baharlar yağdır ey hayat

Yitirsin dilini hüzün

Tahammüle dursun şafaklar.

Zümrüd-ü Anka soyundandır çocukların

Güzelleştiren bakışında iradenin

Mümkünü yok

Sarılacaktır yaralar.”

Tarihten geliyor ve geleceğe gidiyoruz. Kavgamızın her evresini direniş ve bilinç ile taçlandıran halk savaşçılarının inançları ile günü yarıyor, geleceği müjdeliyoruz. Ölümsüzlüklerini kavgamıza miras eden şehitleri, kavgamızın bükülmez mızrak uçlarında yaşatmanın inancıyla bedel ödemeye ve ödetmeye devam ediyoruz. 24-28 Kasım tarihleri arasında faşist Türk ordusu tarafından Dersim Aliboğazı’nda gerçekleştirilen operasyon, halk savaşçılarının destanlaşan direnişi ile karşılanmış, TKP/ML TİKKO’ya bağlı gerillaların faşizme karşı direniş manifestosu bir kez daha Dersim dağlarının doruklarına kanla yazılmıştı. Bu çatışmanın ardından 12 halk savaşçısı tohum olup toprağa düştü.

24-28 Kasım 2016 tarihleri arasında süren operasyon sırasında halk ordusu gerillalarının günler süren direnişi karşısında bedel ödeyen faşist ordu güçleri bugünler boyunca bölgeyi hem karadan hem de havadan ablukaya almış ve bombalamıştı. Daha sonra da operasyonlarını sürdürmüş, son olarak geçtiğimiz haftalarda 7 HPG gerillasının şehit düştüğü operasyonlarla devam etmiştir.

Ancak 22 senedir giremediği ve bugün cehenneme döndürüp Pirus Zaferiyle avunduğu Aliboğazı Vadisi’ni Aliboğazı yapan, vadinin koynunda taşıdığı gerillanın bitmek tükenmek bilmeyen savaşı, direnişi ve yenilgilerine rağmen ayağa dikilmeyi bilen inadıdır! Bu direniş, bu inat, bu savaş; işçi sınıfı ve emekçilerin kanı ve alınteri ile beslenen sömürücü sisteme ve faşizme karşı halkın kurtuluşunu devrim umuduna bağlayanların haklılığından geliyor! Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’dan devralınan baş eğmez ve diz çökmez isyankarlıktan geliyor. Anıt taşına dahi tahammül edilemeyen Armenak Bakır’ın TC devletine saldığı korkudan; Ermeni, Rum, Ezidî, Kürt… ulus ve azınlıklarına dönük uygulanan soykırım, katliam ve asimilasyonun yarattığı acı ve öfkeden geliyor. Kadın ve LGTİ’lere uygulanan cinsel sömürü ve tahakkümün yarattığı isyandan geliyor, besleniyor.

Bu isyan, bu öfke Zilan (Esrin Güngör), Özlem (Hatayî Balcı), Ekin (Gamze Gülkaya), Aşkın (Hasan Karakoç), Hakan (Ersin Erel), Tuncay (Murat Mut), Orhan (Alican Bulut), Bakış (Samet Tosun), Ahmet (Yetiş Yalnız), Munzur (Serkan Lamba), Cem (Umut Polat), Ferdi (Doğuş Doğan) olup kanlarıyla besliyor Aliboğazı Vadisi’ni… Ancak unutulmasın ki yiğitlerimizin kanıyla beslenen hiçbir toprak ne yengi de ne yenilgide düşmana gün yüzü göstermez, göstermeyecek! Aksine onlar şimdi sınıflar mücadelesinin yıkılmaz burçlarına direniş bayrağı olarak dikildi ve ardıllarına öfke ve isyan olarak pay edildi bile! 

 

“12’ler bir manifestodur”

Onlar faşist TC’nin her alandaki saldırılarına karşı patlayan öfke; her türlü katliama karşı direniş çağrısı; isyanın ateşi, bozkırın kıvılcımı, öfkenin bilinci ve İbrahim Kaypakkaya’nın direniş suretleridir.

Şimdi öfkemizi daha fazla yüreğimizde taşıyacak, bilincimizle yoğuracak ve doruklara olan sevdamızı daha fazla haykıracağız. Onların cesaretini ve inancını kendimize nişan edecek, onların bayraklarını teslim alacağız.

12’ler bir manifestodur.

Sınıf savaşımının, ezilenlerin isyanının ve mücadelesinin manifestosudur.

Şimdi bizlere düşen genç bedenlerini bu savaşta siper edenlerin manifestosunu sürdürmek ve onların bayraklarını daha yukarı, en yukarı taşımaktır. 12 acının hesabını düşmandan sormak, 12 yarayı mücadeleyle sarmak, 12 fidanı devrim toprağında filizlendirmektir. Kuşkusuzdur ki bu görev de yerine getirilecektir!

 

Halk Ordusu gerillaları ölümsüzdür!

Devrim ve komünizm şehitleri ölümsüzdür!

Şehîd Namirin!

PARTİZAN

9 Mayıs 2017

40770

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Tarihsel bir şahsiyet TKP/ML'nin Kurucusu kurucu Önderi İBRAHİM KAYPAKKAYA-Halil Ahmet

Kimilerince genç Komünist diye bilindi. Yaşı 24’dü, ortaya koymuş olduğu eser ise bir dâhinin ortaya çıkarmış olduğu esere benzerdi. Amacımız, Komünist öndere dahi sıfatı yükleyip, olmayacak, başarılmayacak şeyleri başarmış olmasını göstermek değil. Bizler Komünist öndere dahi misyonu biçmiyoruz. Zira dahi demek, burjuvazinin bir takım insanları yüceltmesi, her yüzyılda bir gelen insanlar kategorisi çıkartmak, mucit icat vb şeyleri bulanları toplumlar tarihi sınıf savaşımında iyi şeyler gerçekleştirmiş olanlara da içteki ve dıştaki burjuvazi tarafından payeler biçilmesidir sadece.

Kiminle Çuvala Girdiğini Bilmek- Fikret Başkaya

 HDP’li milletvekillerini Meclis dışına atma operasyonunun terörle mücadeleyle uzaktan-yakından bir ilgisi yok. Tam tersine savaşı şiddetlendirmek ve faşist tırmanışı kurumsallaştırmak için öyle bir yola giriliyor. Asıl amaç tek adam diktatörlüğünü tesis etmek!

Rakka Operasyonu Emperyalizmle Kurulan Köprüdür!- Marco Karakaya

Suriye’de 2011’den bu yana yaşanan toplumsal gelişme ve karmaşa hali derinleşerek devam ediyor. Artık Ortadoğu sisteminin nasıl şekilleneceğine dair bir mücadele ve savaş süreci yaşanıyor diyebiliriz. Uzun süre muhalif denen ve geniş bir emperyalist blokun ve bölge gerici devletlerinin desteğiyle ayakta duran kesim gerek askeri gerekse de siyasi anlamda Esat rejimi karşısında ciddi bir başarı üretemedi. Rusya ve İran’ın Esat rejimine sunduğu destek Suriye’de ki “savaşın” tam bir “vekalet savaşı” niteliğine bürünmesine neden oldu.

Rakka’ya Sefer Tutarlı Devrimci Çizgiye Yönelik Seferdir!

Ortadoğu’da emperyalist güçler kendi sermaye egemenliklerini kurmak için her alanda savaşıyor. Ortadoğu halkları emperyalist kan emici  haydutların kırımından,vahşetinden, zulmünden inim inim inliyor. Yüzbinlerce mazlum kadın, çocuk genç-yaşlı katledidi.milyonlarcası yerinden, yurtlarından zorla koparıldılar. İşkence, zulüm gördüler. Binlerce kadın aşağılık haydutlarca seks kölesi olarak pazarlandı.

“Zübük devrimci” dedikoducular üzerine

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bir devrimci durüst olmalı, yalan söylememeli. Düşündüklerini,eleştirilerini,yargılarını açık ve net söylemelidir. Kişilerin arkasında konuşmamalı, eleştirisi veya söyleyeceği birşeyler varsa  muhatabı olan kişilerin yüzüne söylemelidir. Geyik muhabbetlerini yaparken gizli , imalı ,deyim yerindeyse; “sinsice, hin’ce ” iğneleyici laflarla kişiler eleştirilmektedir. Ömrüm boyunca ne bir devrimciye şiddet uyguladım nede uygulayanlara müsade ettim. Her zaman ve her koşulda  karşılarında oldum, teşir ettim.

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan,18 Mayıs’ı anmak direnişi tüm Kürdistan’a ve Türkiye’ye yaymaktır’

TİKKO savaşçısı Sefagül Aslan: “Benim Kaypakkaya yoldaşın yolundan gidişimin nedeni Kürdistan topraklarının derininde, halkın yüreğinde oluşundadır”

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan, “18 Mayıs ölümün, yaşamın, direnişin, kararlılığın, cüretin, ısrarın, ölümlerden yeniden doğuşun simgesi olmuştur” dedi.
Aslan, İbrahim Kaypakkaya’yı, Haki Karer’i, Dörtler (Necmi Ferhat, Eşref ve Mahmut) gibi devrimci öncülerin ölümsüzleşmelerinin yıldönümünde andığını ifade etti.

Dünyayı kurbağa gözüyle değil, Kaypakkaya gözüyle görmeliyiz

Madem başaramadık? Neden olmamız gereken yerde değiliz? Yaşadığımız deneyimler diyor ki,  hiçbir şey bizimle başlamadı, bizimle de bitmedi. Böyle düşünmek hem bencillik hem de metafizik bir bakış acısıdır. İnsanoğlu tabiatı gereği bencil-egoisttir. Edinilen erkin özelliği doğru kavranmazsa; Erk’i insanları egemenliğine alma yolu benimsenir ki, bu da birçok yanlışa, sekterliğe yol açar.
  

TKP/ML - TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI

18 Mayıs karanlığı parçalama günüdür

18 mayıs, karanlıkları parçalama özgürlük ateşini her tarafa yayma günüdür. Özgürlük idealini ve kurtuluş düşünü can bedeli bir mücadeleyle sonsuza dek yaşatma günüdür. Karanlığın en koyu anında özgürlüğe ve kurtuluşa sahip çıkmanın adı, direnişi büyütmenin günüdür.

 
18 Mayıs şehitleri özgürlük düşüyle yürümenin gerçek yoludur. Onların aydınlık yolunda kararlılıkla savaşılırsa sömürü merkezleri parçalanır ve zulmün kaleleri yıkılır. Onların ideallerine sahip çıkıldıkça emperyalizm-feodalizm ve her türden gericilik alt edilir.

TKP/ML-MK: “Şehitlerimizi, iradelerinden öğrenerek anacağız”

“Ülkemiz devrim mücadelesinin devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf Aslan'ı, Amed zindanında direniş meşalesi olan Dörtleri, komünist önder İbrahim Kaypakkaya'yı katledilişinin 43. yılında andığımız Mayıs günlerinde ölümsüzlüğe uğurladık yoldaşlarımızı. Bir kez daha Mayıs ayı muştuladı zaferi, bir kez daha haykırdı direnişi, baş eğmezliği, teslim olmamayı…

Türk-Kürt ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız!

YDG “Kaypakkaya yoldaş: Ölümsüzlüğünün 43. yıldönümünde halkımızın bağrında umut, zalimlerin zihninde korku olmaya devam ediyor!

 “İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır” ifadelerine yer verdi. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Fiili saldırılar artarak devam ediyor”

"Kaypakkaya, devrimin kutup yıldızı, direnişimizin meşalesidir!"

"Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın faşist cellâtlar tarafından Amed Zindanı’nda katledilmesinin üzerinden 43 yıl geçti. Faşist diktatörlük, önder yoldaşı fiziken imha ederek ondan duyduğu büyük korkuyu ilan etmiş ve böylece onun düşüncelerini yok edebileceğini düşünmüştür.

Sayfalar