Cuma Mayıs 17, 2024

'Radikal Demokrasi' Post-Modernizme yaslanmis Neo-Liberalizmdir


'Radikal Demokrasi' Post-Modernizme yaslanmis Neo-Liberalizmdir

Toplumun, uretimin ve siyasal yasamin kurallarini Isci-Koylu yiginlarinin degil; tam tersine uretim araclarinin ozel mulkiyetini elinde bulunduran sermayenin ve onun siyasal iktidarinin koydugu Kapitalizm catisi altinda 'bireysel ozgurluk' ya ahmaklar icin bir aspirin ya da burjuvazinin dostu ahlaksiz bir sahtekarliktan baska bir sey degildir.

HDP'nin programi sinifsal, ulusal vd kategorik ozgurlukleri bireysel bir sozde 'ozgurluk' seviyesinde ele alan ,pespaye bir buyuk burjuva dostlugun; Kapitalizm catisi altinda 'ozgurluk' arayan bir cehaletin ya da isbirlikciligin programidir...

'Radikal Demokrasi' ;Post-modern bireyin Kapitalizm catisi altinda diz cokmus, cilki cikmis halinin efsanelestirilmesi ya da ozgurlugun ne oldugundan habersiz kolelelerin efendilerinin kolelelik rejimini kabe ilan etmeleri halidir.

Hani herkesin cok sevdigi bir laf vardi; 'cellatina asik olma' hali...Isteyen istedigi yerde bunu kullanirdi...HDP nin 'radikal demokrasi'si tam da bu degilse, peki o zaman nedir 'cellatina asik olma hali'..??

Ozgurlugun-sinifsal ve bireysel ve ulusal ve dinsel ve cinsel bas dusmani ve tum koleligin kaynagi, hergun yeniden ve yeniden kolelik doguran burjuva-feodal ozel mulkiyet dunyasini yikmadan; batakligi kurutmadan, sadece batakligin urettigi tek tek tum sorunlari birey-devlet iliskisinde arayan bir cehalet manifestosudur 'Radikal Demokrasi''....Ya da o degilse en pespayesinden bir Neo-Liberal kuresel sermaye duzeninin gonullu koleligi...!

Degerlerin degersiz kilindigi; tum degerler icinde sadece bireyin sozde deger kilindigi Post-Modernizme Marksist maske gecirilerek sozde yeni sentez diye cilanan Post-Marksizmin ve Post-Marksistlerin en buyuk handikapi ; kapitalist sistem karsisinda tamamen bir bireye indirgenerek yalnizlasan, sinifsal gucunden yoksun birakilan Modern Don Kisotlarin ve bizzat kapitalist sistemin urunu ve sonucu olan cagdas bireyin nasil ozgurlesecegi sorununda, ordusuz ve iktidarsiz savas politikasini esas almasidir....

Itiraz et, hatta isyan et; AMA! asla siyasal sistemi ve burjuva  iktidari yikma...Amacsiz,sonucsuz,yikmayan bir savas; burjuvazinin dostu bir savas cizgisi!

Batakligi unutun, onun sonuclari olan son molekulune kadar parcalanmis, bireysel bir hucreye indirilmis yeni insanin esaretini sistemin kendisine degil; onun sonuclarina yoneltin der Post-marksizm...Tam da Apo'nun dedigi gibi; 'solun gorevi kuresel sermayeye karsi cikmak degildir; onun yeni gorevi sadece sistemin urettigi asiriliklara, haksizliklara karsi mucadeledir' der Post-Modernizm.

Burjuva mulkiyet dunyasinin yarattigi sorunlari, burjuva mulkiyet dunyasi icinde cozme cizgisidir onlarin 'Radikal Demokrasisi'...Kapitalizmin kotluluk urettigini kabul eder, ama asla kapitalist mulkiyet dunyasinin kotuluk urettigini kabul etmezler...En ileri noktada, paylasimin adaletinden soz ederler; ama sadece paylasim sorununda olsa dahi o, adaletin hem nasil mumkun, hem de neden mumkun olamiyacagi sorununda Kapitalizmi ameliyat masasina yatirma sorunundan imtina ederler...

Tek tek birey olarak isyan edin, itiraz edin; ama uretim-mulkiyet-paylasim-iktidar sorununda ,her zaman size soyleneni yapin diyen klasik Liberalizmin Post cila cekilmis halidir "Radikal Demokrasi"....itiraz et, mucadele et, birey olarak var ol; ama asla isyan etme, burjuva siyasal iktidari yikma eylemine girisme...O zaman 'Devrimci olursun, terorist olursun, en buyuk hata Devrimci-Sosyalist olursun' cizgisidir bu cagdas Liberalizm...Ona Neo-Liberalizm karakteri veren Post-modern ideoloji degil; tersine, Post-Modern ideolojik kilif, Neo-Liberal ekonominin bir urunu ve sonucudur...Post-Modernizm Neo-Liberalizmdir.

'HDP yi dogmadan olduruyorsunuz' diyenlere;

HDP bir Isci-Koylu Devrimi icin, biz Isci-Koyluler icin olu dogmustur diyoruz sadece...!

HDY'ye elestirimiz onun Sosyalist ya da Devrimci olup olmadigi elestirisi degildir. Yasal bir Partide, heleki Trockistlerden, liberallere, envay cesit Revizyonist, Reformist kucuk burjuva sistem soluna kadar, adeta bir hizipler konfederasyonu olan bir yapidan Devrim-Sosyalizm beklemenin ne acemice bir dunya gorusu oldugunu biliyoruz. HDP yi elestirilerimiz onun tutarli Radikal bir Sosyal-Demokrat Program bile olmadigi elestirisidir. HDP nin 'Radikal Demokrasi'si Neo-Liberal sisteme dolanmis, Kuresel Sermayeye karsi bir mucadele degil, tersine kuresel sermaye duzenine dayanmis bir 'Radikal'izmdir....Itirazimiz bunadir. O birakin sisteme karsi radikal durusu, tersine sisteme karsi Radikal durusun onune engel olarak dusunulmus bir devlet projesidir. Sistem solununda Imrali uzerinden Apo'nun kontrolu altina alinmasi projesidir.

Bu ulkede Demorat olmanin 4 kriteri vardir; 1-Anti-Emperyalizm, 2-Anti-Feodalizm, 3-Anti-isbirlikci Kapitalizm, 4- Anti-sovenizm(Ulusal-dinsel-cinsel, ezilen tum kategoriler)...HDP salt Anti-sovenizm ilkesinde bile, Uluslarin Kendi Kaderini Tayin Hakki ilkesinin uzaginda, ezilen ulusun sisteme entegrasyonunu esas alan durusuyla, salt bu sorunda bile o cok ovundugu 'Kurt dostlugu'nun, aslinda UKKTHakkini Neo-liberal sisteme uyumlu,  liberal 'ulusal kulturel ozerklik' seviyesine dusurulmus; Uluslarin KKTHakkinin ulusun elinden alinip, Apo nun iradesine teslim edilmis halinden baska sey degildir...Kurtlerin tum haklarindan soz edenlerin, asla Kendi Kaderini Tayin Hakkindan soz etmemelri ogreticidir...HDP'nin solculugu bu sorunda bile Neo-Sol bir cizgidir...Neo-Liberal sistemin Neo-solu!

HDP yasiyacaktir;, cunku HDP bir baska sinifa ;Neo-Liberal sisteme hizmet icin dogmustur...Bu sisteme hizmet askiyla yasayan kucuk burjuva siniflar, burjuva-kucuk burjuva aydinlar, ara kategoriler, liberal ve Reformist dunya gorusunde olan yiginla akim ve onlarin sosyal-sinifsal tabani vardir...

Kucuk Burjuvazi sadece Devrim ya da Karsi-devrim olarak ayrismaz...Ara bir cok tonuda vardir bu temel kamplasmada saf tutan...Ancak sinif mucadelesinin gelisimi ile tum toplum Devrim ve Karsi-Devrim olarak kamplasacak ve tum ara ton ve saf tutmalarda ilerde netlesecektir.

Kucuk burjuvazi icin hayat gridir.

Bizim soz ettigimiz ise Grinin bagimsiz-kendi basina bir renk degil; siyah ve beyazdan olusan ve her bir grinin esasta beyaz ya da siyahtan birinin hakimiyetinden olusan bir ara renk oldugudur...Tum renkler ve tabiki Gride siyah ve beyazdan olusur...Ve siyah ya da beyazdan birinin hakimiyetine dayanir...Hayati olusturan celiskinin yatay birligi; celiskinin bir yaninin hakimiyetinin olusturdugu celiskinin dikey catismasina yol acar...Bu ise karsitlarin birligi ve karsitlarin savasi ve hakimiyet teorisidir.

HDP grinin sisinde icindeki hakimiyetin esas karakterini gizlemek istiyor. Itirazimiz bunadir!...

HDP neoliberal sistemle dogusmek ve Isci ve Koyluleri bir Devrim mucadelesi icine sokmak icin degil; tersine isci-koyluleri neo-liberal sisteme uyuma davet eden bir programa sahiptir. Itirazimiz budur.

Isci-Koyluler tek sinif degildir bu toplumda. HDP yasiyacaktir ama Isci-Koylu kurtulusu icin yasamayacaktir. O burjuva sistemle dost olmaya calisan, burjuva sistemin kimi tali yanlarina,aksayan yanlarina saldiran, ama asla kendisine yonelmek/ bir toplumsal devrime yonelmek fikrine karsi duran kucuk burjuva ara akimlarin partisi olarak yasar...

Korkmayin o olmeyecek, ama sinif savasinin kimi duraklarina gore bicim ve durus alarak ya devrime ya da karsi-devrime yaslanacaktir...

Cunku hayat gri olsada; Bir Ikidir ve Bir Bolunup Iki Olacaktir!

 

http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2013/11/radikal-demokrasi-post-modernizme.html

99027

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

“Yarı-Feodal” Brezilya...?

 11.01.2013 tarihinde Özgür Gelecek gazetesinin internet portalında; “Süreç devrimcilerin lehine dönecektir!” adlı bir yazı okudum. Sanırım Brezilya Komünist Partisi (Maoist)’e ait. Yazının altında böyle bir imza yoktu. İsim konusunda yanılmış olabilirim. Burası çok önemli değil. Benim açımdan önemli olan, yazının Brezilya ile ilgili değerlendirmesiydi. Esas olarak da, böyle bir değerlendirme yazısının kendine “Maoist” diyen bir örgüt tarafından yapılmasıdır. Eğer, kendisini “Maoist” olarak adlandırmasaydı, böyle bir yazı yazma ihtiyacı da duymazdım.

 

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

Sayfalar