Pazar Mayıs 5, 2024

Rojova’dan kadın Partizan, “Orhan yoldaş, yüreğinde ülkesini, ufkunda dünyayı yaşattı”

“Her dilden bir adları vardı onların

Ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar...”

O’nu sadece şehit düştükten sonra anlatmadık. O yaşarken de her zaman her yerde kendisinden söz ettiren hayranlıkla anlatılan bir komutandı. O’nu sadece biz anlatmadık. O’nu Rojava halkının her kesiminden insanlar, Türkiye Devrimci Hareketi’nden diğer yoldaşlar, YPG YPJ savaşçıları anlattı, hayran kaldı.

O’nu tanımayanlara öyle bir anlatmak lazım ki. Anlatılmaz yaşanırın en gerçek haliydi Orhan yoldaş. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen Enternasyonalist yoldaşlar üzerinde bıraktığı etkiyle, verdiği emekle Türkiye devrimci hareketini dünyadan anarşistlere ve sosyalistlere en güzel şekilde gösterdi. Hep devrimi ve yoldaşlığı anlattı.

Devrimin çıkarlarını herşeyin üstünde tuttu. Bunun içindir ki herkes çok sevdi ve inandı ona.

“Yarın devrim olacakmış gibi yaşadı”

O’nu anlatan bir yoldaş şöyle söylemişti. “Yarın devrim olacakmış gibi yaşıyor.” Bence Orhan yoldaşı anlatan en güzel söz bu. Bir düşünün yarın devrim olsa, ne yapardınız? Verdiğiniz cevapların hepsini her gün hep aynı coşkuyla yapıyordu Orhan yoldaş.

Evet Orhan Yoldaş mütevaziydi, ama daha da fazlası iddialıydı. Bütün yaptıkları, öğrettikleri, gösterdikleri mücadelesi bir iddia içindi. Kendisine güvenmeyenler kendilerini anlatır. Orhan Yoldaş, bunun için kendisini anlatmazdı, buna hiç de ihtiyaç duymazdı. Eminim bugün yaşasaydı, arkasından yazılanları, ünvanları kabul etmezdi. Çünkü yaşarken de kabul etmedi.

O, bir efsaneydi evet. Yaşarken de böyle söyledik, şimdi de söylüyoruz.

“Yanlışların da öğreticiliğini O’ndan öğrendik”

Orhan Yoldaş bize sadece doğruları göstermiyordu, yanlışların da öğreticiliğini tüm hayatı boyunca sınamış biri olarak çok iyi kavramıştı. Yoldaşla askeri eğitimler yaparken, bazen O’na yoldaş şöyle yapsak nasıl olur vb. sorular yönelttiğimizde bizi hiç geri çevirmez, hemen yapardık.

O olmayacağını sonuç alamayacağımızı bilse bile mutlaka her önerimizi fikrimizi pratiğe döküp kendimiz görelim isterdi. Birlikteyken yapalım, bir gün yalnız olur ve denerseniz belki kötü sonuçlar doğurabilir derdi. Yanlışlar ve hataların da güzel bir öğretmen olduğunu ondan öğrendik.

Rojava’da yaz çok kavurucudur. Herkes kendisine bir serinlik bulmaya çalışırken, Orhan yoldaş, günün serin saatlerinde politik çalışma yapar. En sıcak saatlerinde ise spor, eğitim ve emek yoğunluklu işler yapardı.

Onu ilk görenler birşey olacak diye korkar, ama tanıdıkça iradesi karşısında hayran kalırlardı. Herkesle ortaklaşabilecek kadar genişlikle bir yüreği, politik ve pratik bir derinliği vardı.

Cepheye ve hamlelere gidişlerimiz için örgütlediğimiz toplantılarda, Orhan Yoldaş ilk önce kendisini önerirdi. O’nda yapamam edemem sözcükleri yoktu. Sadece yapmanın koşulları yaratacak zamana ve hazırlığa ihtiyacı vardı, o kadar.

DAİŞ’in Enternasyonal tabura yönelik saldırısında orada olan yoldaşların hepsi bir tek Orhan yoldaşı anlatırlar. Düşmana yönelik etkili darbelerini, mevzi mevzi dolaşarak yoldaşların durumunu sormasını, moral motivasyon vermesini, coşkusunu, fedakarlığını.

O saldırıda çetenin attığı roketlerle noktanın içinde yangın çıkmış, tüm yoldaşlar çatıda konumlanmıştı. Yunanlı bir yoldaşın bulunduğu mevzi çıkan yangının etkisiyle dumanlar içinde kalmış, nefes alınacak bir koşul da kalmadığı için mevzisini değiştirmek zorunda kalmıştı.

Önemli bir mevzi olduğu için Orhan Yoldaş her şeye rağmen o mevzide gidip, ordan çatışmaya devam etmişti. Sonradan konuştuğumuz Yunanlı yoldaş, Orhan yoldaşın bu pratiğinden çok etkilendiğini ve utandığını söylemişti. Bundan sonraki çatışmalarda O’nun olmazlar karşısındaki iradesini örnek alacağını söyledi.

“Gerçek komutan, komutan yetiştirendir”

Orhan yoldaş, eylem ve eğitim malzemelerimizi çok büyük oranda düşmandan karşılardı. Düşmanın kullandığı patlamayan el bombaları, havan, tank mermisi, roket ve mayın gibi askeri malzemeleri toplar, açıp yeniden kullanılacak duruma getirirdi.

Bunu yapmak çoğunlukla tehlikelidir, ancak Orhan yoldaşın derin askeri bilgisi ve yetenekleri tüm bunları boşa düşürürdü. Bazen hiç görmediği bir silah modelini, bir mayın devresini eline aldığında onu kavraması çok kısa sürerdi.

Orhan Yoldaşın yetiştirdiği birçok yoldaş hızlı bir şekilde uzmanlaşıyor ve komutanlaşıyordu. “Gerçek komutan, komutan yetiştirendir” sözünü dokunduğu her bir yoldaşta pratikleştiriyordu.

Düşmanla arasına çizdiği net çizgi dışında, kimseyle arasına fark koymuyordu. Ne bir yaş, ne konum, ne deneyim hiyerarşisi, hiçbir şey. Yaşını fiziksel görüntüsü dışında hiçbir şekilde göstermiyordu. Engin tarihi, politik, askeri bilgisini ise yaşamından, duruşundan öğrettiklerinden çıkarıyorduk. Belki bunu anlamak ya da buna inanmak çok zor O’nu tanımayanlar için ama bir an olsun durmadı, düşünmedi, arkasına bakmadı.

Her anını devrime partisine yoldaşlarına halka hizmetle geçirdi. Mehmet yoldaş (Ulaş Bayraktaroğlu) O’nu insanüstü bir varlık olarak değerlendirirdi. O’na bir lakap da takmıştı hatta: “Orhanus”. Sürekli birbirlerini ziyaret eder, öğrendikleri herşeyi birbirlerine aktarırlardı. Mehmet Yoldaş bazen ziyarete geldiğinde, elinde bir havanla, mayınla “Bak Orhan Yoldaş sana ne hediye getirdim” derdi. Onların ilişkileri biz savaşçıların yoldaşlık ilişkilerinin gelişmesinde de çok büyük rol oynadı.

Orhan Yoldaş, yaşayan parti tarihimiz, ruhumuzdur. Partimizin yaşına yakın bir nücadele tarihine sahip olan Orhan Yoldaş, her atılımımızın öncüsü konumundadır.

Partiyi, bir insana bir yanlış anlayışa, bir hizibe, bir darbeye bırakmamış, bunlar yüzünden tek bir an geri atmamıştır. O, Önder Kaypakkaya yoldaşın, şehitlerin partisine tutunarak dimdik ayakta durmayı başardı.

Yaşatılmaya çalışılan, partimize ve devrime olan güvensizliği yerle bir etti. Bir savaş partisi olarak bir TKP/ML’li bir TİKKO Komutanı nasıl olur onu gösterdi.

Partimiz TKP/ML, önderiyle, şehitleriyle, bir kahramanlar partisidir. Orhan Yoldaşla birlikte inancımızı umudumuzu yeniden tazeleyelim yoldaşlar, TKP/ML 45 yıldır dimdik ayakta.

Rojava’dan bir kadın Partizan” 

39820

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Tarihsel bir şahsiyet TKP/ML'nin Kurucusu kurucu Önderi İBRAHİM KAYPAKKAYA-Halil Ahmet

Kimilerince genç Komünist diye bilindi. Yaşı 24’dü, ortaya koymuş olduğu eser ise bir dâhinin ortaya çıkarmış olduğu esere benzerdi. Amacımız, Komünist öndere dahi sıfatı yükleyip, olmayacak, başarılmayacak şeyleri başarmış olmasını göstermek değil. Bizler Komünist öndere dahi misyonu biçmiyoruz. Zira dahi demek, burjuvazinin bir takım insanları yüceltmesi, her yüzyılda bir gelen insanlar kategorisi çıkartmak, mucit icat vb şeyleri bulanları toplumlar tarihi sınıf savaşımında iyi şeyler gerçekleştirmiş olanlara da içteki ve dıştaki burjuvazi tarafından payeler biçilmesidir sadece.

Kiminle Çuvala Girdiğini Bilmek- Fikret Başkaya

 HDP’li milletvekillerini Meclis dışına atma operasyonunun terörle mücadeleyle uzaktan-yakından bir ilgisi yok. Tam tersine savaşı şiddetlendirmek ve faşist tırmanışı kurumsallaştırmak için öyle bir yola giriliyor. Asıl amaç tek adam diktatörlüğünü tesis etmek!

Rakka Operasyonu Emperyalizmle Kurulan Köprüdür!- Marco Karakaya

Suriye’de 2011’den bu yana yaşanan toplumsal gelişme ve karmaşa hali derinleşerek devam ediyor. Artık Ortadoğu sisteminin nasıl şekilleneceğine dair bir mücadele ve savaş süreci yaşanıyor diyebiliriz. Uzun süre muhalif denen ve geniş bir emperyalist blokun ve bölge gerici devletlerinin desteğiyle ayakta duran kesim gerek askeri gerekse de siyasi anlamda Esat rejimi karşısında ciddi bir başarı üretemedi. Rusya ve İran’ın Esat rejimine sunduğu destek Suriye’de ki “savaşın” tam bir “vekalet savaşı” niteliğine bürünmesine neden oldu.

Rakka’ya Sefer Tutarlı Devrimci Çizgiye Yönelik Seferdir!

Ortadoğu’da emperyalist güçler kendi sermaye egemenliklerini kurmak için her alanda savaşıyor. Ortadoğu halkları emperyalist kan emici  haydutların kırımından,vahşetinden, zulmünden inim inim inliyor. Yüzbinlerce mazlum kadın, çocuk genç-yaşlı katledidi.milyonlarcası yerinden, yurtlarından zorla koparıldılar. İşkence, zulüm gördüler. Binlerce kadın aşağılık haydutlarca seks kölesi olarak pazarlandı.

“Zübük devrimci” dedikoducular üzerine

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bir devrimci durüst olmalı, yalan söylememeli. Düşündüklerini,eleştirilerini,yargılarını açık ve net söylemelidir. Kişilerin arkasında konuşmamalı, eleştirisi veya söyleyeceği birşeyler varsa  muhatabı olan kişilerin yüzüne söylemelidir. Geyik muhabbetlerini yaparken gizli , imalı ,deyim yerindeyse; “sinsice, hin’ce ” iğneleyici laflarla kişiler eleştirilmektedir. Ömrüm boyunca ne bir devrimciye şiddet uyguladım nede uygulayanlara müsade ettim. Her zaman ve her koşulda  karşılarında oldum, teşir ettim.

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan,18 Mayıs’ı anmak direnişi tüm Kürdistan’a ve Türkiye’ye yaymaktır’

TİKKO savaşçısı Sefagül Aslan: “Benim Kaypakkaya yoldaşın yolundan gidişimin nedeni Kürdistan topraklarının derininde, halkın yüreğinde oluşundadır”

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan, “18 Mayıs ölümün, yaşamın, direnişin, kararlılığın, cüretin, ısrarın, ölümlerden yeniden doğuşun simgesi olmuştur” dedi.
Aslan, İbrahim Kaypakkaya’yı, Haki Karer’i, Dörtler (Necmi Ferhat, Eşref ve Mahmut) gibi devrimci öncülerin ölümsüzleşmelerinin yıldönümünde andığını ifade etti.

Dünyayı kurbağa gözüyle değil, Kaypakkaya gözüyle görmeliyiz

Madem başaramadık? Neden olmamız gereken yerde değiliz? Yaşadığımız deneyimler diyor ki,  hiçbir şey bizimle başlamadı, bizimle de bitmedi. Böyle düşünmek hem bencillik hem de metafizik bir bakış acısıdır. İnsanoğlu tabiatı gereği bencil-egoisttir. Edinilen erkin özelliği doğru kavranmazsa; Erk’i insanları egemenliğine alma yolu benimsenir ki, bu da birçok yanlışa, sekterliğe yol açar.
  

TKP/ML - TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI

18 Mayıs karanlığı parçalama günüdür

18 mayıs, karanlıkları parçalama özgürlük ateşini her tarafa yayma günüdür. Özgürlük idealini ve kurtuluş düşünü can bedeli bir mücadeleyle sonsuza dek yaşatma günüdür. Karanlığın en koyu anında özgürlüğe ve kurtuluşa sahip çıkmanın adı, direnişi büyütmenin günüdür.

 
18 Mayıs şehitleri özgürlük düşüyle yürümenin gerçek yoludur. Onların aydınlık yolunda kararlılıkla savaşılırsa sömürü merkezleri parçalanır ve zulmün kaleleri yıkılır. Onların ideallerine sahip çıkıldıkça emperyalizm-feodalizm ve her türden gericilik alt edilir.

TKP/ML-MK: “Şehitlerimizi, iradelerinden öğrenerek anacağız”

“Ülkemiz devrim mücadelesinin devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf Aslan'ı, Amed zindanında direniş meşalesi olan Dörtleri, komünist önder İbrahim Kaypakkaya'yı katledilişinin 43. yılında andığımız Mayıs günlerinde ölümsüzlüğe uğurladık yoldaşlarımızı. Bir kez daha Mayıs ayı muştuladı zaferi, bir kez daha haykırdı direnişi, baş eğmezliği, teslim olmamayı…

Türk-Kürt ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız!

YDG “Kaypakkaya yoldaş: Ölümsüzlüğünün 43. yıldönümünde halkımızın bağrında umut, zalimlerin zihninde korku olmaya devam ediyor!

 “İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır” ifadelerine yer verdi. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Fiili saldırılar artarak devam ediyor”

"Kaypakkaya, devrimin kutup yıldızı, direnişimizin meşalesidir!"

"Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın faşist cellâtlar tarafından Amed Zindanı’nda katledilmesinin üzerinden 43 yıl geçti. Faşist diktatörlük, önder yoldaşı fiziken imha ederek ondan duyduğu büyük korkuyu ilan etmiş ve böylece onun düşüncelerini yok edebileceğini düşünmüştür.

Sayfalar