Salı Mayıs 28, 2024

Secim sonuclarinin kaba bir analizi ve ana basliklar

Secim sonuclarının kaba bir analizi ve ana baslıklar;


1- Sol liberallerin ve reformist solun, ikinci cumhuriyet solculugu olan HDP projesi iflas etmistir. Kurtlerin buyuk cogunlugu bu entegrasyoncu aldatmacaya oy vermemistir.

Benim sadece sosyalistler desteklenir diye bir anlayisim yok.

Ismail Besikci sosyalizme karsi olan bir aydindir. 

Sirri gibi burjuva 'ulusal-kulturel ozerklik' programini kurt dostlugu diye bizlere yutturmaya calisan sozde bir 'sosyalist' yerine; cikarin acik acik ben sosyalist degilim diyen, ama ota yandan Kurt Ulusunun KKTHakkini ,Agri Dagi gibi dimdik savunan bir aydini, tereddutsuz onu destekliyeyim.

Bize gercek kurt dostlarini onerin, turk sovenizminin ince isbirlikcilerini degil!
Kurt Ulusunun KKTHakkini kayitsiz, sartsiz savunmayan herkes sosyal-sovenizm zehirinden tatmistir!
2- 'Sosyalizme Bariscil Gecis' adli revizyonist cizgi iflas etmistir.

Ozel mulkiyet duzenini yikmaya karsi olan, burjuvazi ile, onun siyasal iktidari altinda kardesce yasamaya, ve sosyalistligi sadece kapitalist sistemde kimi demokratik emekci haklarini savunmaya indirgeyen, sosyalizm ve devrimciligi toplu is sozlesmesi yapan sari bir sendikacilik cizgisine dusuren burjuva sosyalistlerin, duzen ici cizgisiyle bir belediye sosyalizminin bile kurulamayacagi aciga cikmistir.

3-Secimlerle dunyayi degistirmek hayalleri iflas etmistir.

Eger sayisal cogunlugun hakli olduguna inanirsaniz; Hitlerin de hakli olduguna; Bruno'yu yakan Engizisyonun da hakli olduguna inanmak zorunda kalirsiniz...!

Kafanizdan silin bu sayisal cogunluk ve iktidar hakki denklemini...

Bu denklem kapitalist toplumda hicbir zaman salt cogunluk olmayan biz iscilere, iktidar olmak hakkina sahip olmadigimiz fikrini, bize inandirmak icin uydurulmus, burjuva bir sahtekarliktir.

Sayisal cogunluk hakli olsaydi, dunya hala okuzun boynuzlarinin uzerinde geziyor olurdu!

4-Turkiyenin sosyal-sinifsal-siyasal rejimini dar bir oligarsik iktidar olarak analiz eden felsefe iflas etmistir. Komprador buyuk burjuva Siyasal iktidarin, bizim ulkemiz gercekliginde genis bir karsi-devrimci orta siniflarla ittifak rejimi oldugu aciklik kazanmistir.

5-Dar bir oligarsi ve karsisinda 75 milyonluk bir halk analizleri iflas etmistir. Halkin iki ana kampa ayrildigini red eden, bir devrimin bu sosyolojik gercek uzerinde sekillenecek , halkin iki kampinin bir ic savasi olacagi MLM tezi kanitlanmistir.

6-Devrimci Yolun dunyayi degistirecek tek cizgi oldugu kanitlanmistir.

7-Bundan sonra, Iktidarin onunde tek yol vardir; ideolojik olarak 'baris sureci' adli yeni revizyonist politika ile, AKP iktidari, ideolojik olarak AKP-BDP ittifakina dayali olarak iktidarini korumaya calisacak, politik olarak da acik diktatoryel politikaya kayacaktir.

8-Bu secimlerin devrimciler icin cikartilmasi gereken en buyuk sonucu; CHP-MHP cephesi ve karsisinda, AKP-BDP blogu ile sekillenecek olan bu siyasal denklemde; halkin ucuncu cephesini, devrimci-demokratik cephenin acilmasinin hayati onemde oldugu ve bunu goremeyen bir solun, halkin ozlemlerinin uzaginda kalacak, ve bu politikasizlik gercegimiz ile, bu gerici siaysal denkleme objektif olarak hizmet ettigimiz gercegi olacaktir.

9-Bu secimin tek galibi Devrimdir!

Sevinme Recep 'ben kazandim'' diye...Sen kazandin ama sistem,sistem ici fikirler kaybetti...

Gelistirmek istedigin, devrimci solun karsisina koymak istedigin Sistem solu felsefesi kaybetti!...Secimlerle dunyayi degistirmek hayalleri kaybetti!

Halkimiz artik sunu daha acik olarak gordu; dunyayi degistirecek tek yol bir devrim, devrimci-radikal fikirler ve bir devrimci savas cizgidir!

Recep kazandi, devrimci savasa inanc cogaldi!

10-Size demistik; 
secimlerden sonra yine Mahir-Deniz-Ibo-Agit cizgisine geri doneceksiniz!

Reformizm siz yeni kusaklara yeni gibi gorunebilir; oysa 68 hareketi, ulkedeki 50 yillik reformist-revizyonist, pasifist sola karsi bir isyan olarak dogmustu...Reformist, liberal solun tarihi, bu ulkede ML nin tarihinden cok daha eskidir!
Ayni seyi defalarca deneyip, farkli bir sonuc alacagini sanmak ancak aptallarin dusunce tarzidir...

11-Daha 1000 sene de gecse hep ayni sonucu alacaksiniz burjuva secimlerle, ve hatta daha da kotusu olacaktir; liberal kapitalizm acik fasist kapitalizme donusecek tum heryerde; 
ustelik de bu almanyada hitler, bizde recep gibi secimlerle olacaktir.

Demokrasi aptallar icindir; o dunyanin-sistemin degismesi icin degil, tersine, degismemesi icin vardir!

Demokrasi, burjuva oligarsik sistemin gucunu kullanarak, 1001 hile ile, halkin aptala cevrildigi sisteme verilen addir.

Devrim ve Devrimci bir Iktidara bu yuzden ihtiyacimiz var; sinifli toplumda yasiyoruz...Tabi bunun sizin icin bir anlami varsa; yoksa da olmali; bugun olan hersey onun bir urunudur cunku!

12-TV muhabiri soruyordu Sirri abeye 'siz gercekten de secimi kazanacaginiza inaniyor musunuz?'...''elbette '' diyordu sirri , 'secimlerden sonra beni cagirin buraya,alamazsam bu sozlerimi hatirlatin''....!

Bir osman pamukoglu vardi kendiliginden menkul, o da oyle derdi; silindi gitti!

BDP oylari kurdistanda yukselirken, kurtlerin en yogun yasadigi il olan istanbulda dustu..ustalik de solun en yogun oldugu, kurt oylarin yaninda sol oylarinda eklendigi bir ilde HDP nin % 4.6 da kalmasi sizler icin ogretici olmalidir.

Kurtler, tepeden, imralidan, omuzlarina apolet takilarak BDP yi turkiyelilestirme projesi icin gorevlendirilen solun reformist sowmenlerini desteklemedi.

Bu iyidir, kurtler, BDP BDP olarak kalmalidir; ..BDP nin turkiyeliletirilmesi adli entegrasyon siyasetini kurtlerin red etmesi, bu projeye destek vermemesi iyidir...

Bu eski solcu sowmenlerin sola ne hayri oldu ki, kurtlere onlardan bir hayir gelsin....

Kurt kurtulus hareketi turkleserek degil, kurtleserek yola devam etmelidir...Reformist solun kurt emekcilerin sirtlarina binerek duzene entegre etme cabalari suya dusmustur!...

Sirri ve HDP kaybetti, devrim ve kurtlerin radikal yolu kazandi!...Kimileri bunu anliyamaz; secimlerde/duzen ici yollarda kaybedilen yerde, duzen disilik gelisir; ilerde goreceksiniz bunun somut sonuclarini.

Sirri abeciler, gelecek secimlerde insallah! 

13-Herkes isine geleni, kendi sinifsal konumuna uygun olani destekler. Siyaset dediginiz sinif cikarlarinin sistemli bir savunusudur zaten. Bu acidan farkli siniflarin, farkli siyasal denklemleri desteklemesi dogaldir.

MHP=CHP; karsisinda AKP-BDP/HDP, egemen gucler bu secimlerde denklemi boyle koydular.

Orta sinif reformistlerin , kucuk burvalarin bu denklemde kendi sinifsal ozlemlerini bulmalari nasil dogalsa, biz iscilerinde bu denklemde sinifimiz ve halk adina bir 'hayir' bulmadigimizi ifade etmemiz o olcude dogaldir.

Hayir, biz isciler, devrimciler bu denklemde sadece bir kuyruk olarak yer almayacagiz....Bizim kendi denklemimiz var; Demokratik Halk Devrimi; Demokratik halk Iktidari....Ucuncu Cephenin Bayragini Heryerde Acin!

Yasasin Devrimci Isci Hareketi ve Dostlari! 

 

BASKA BIR DUNYA MUMKUN!......http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2014/03/secim-sonuclarinin-kaba-bir-analizi-ve.html

95926

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Büyük kalıcı tarihsel projeleri birlikte inşa edelim...

12 Mart,12 Eylül ve daha sonraki süreçlerden günümüze dek Türk Devletinin zulmüne maruz kalmış, ülkesini, terk etmek zorunda bırakılmış, Ailesinden, eşinden, dostundan, kardeşinden, yoldaşından ve uğruna mücadele yürüttüğü halkından nedeni ne olursa olsun kopmak zorunda kalmış; kimileri işkence görmüş, kimileri uzun yıllar zindanlarda kalmış 120 civarındaki Sürgün 15 Aralık 2012 tarihinde Köln’de bir araya gelerek Avrupa’da Sürgünde yasayan İnsanların sorunlarına sahip çıkmak, bulundukları ülkelerden imkanları ve olanakları ölçüsünde Sürgünlüğe yol açan Türk Devletinin bugünde devam eden ba

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

“Yarı-Feodal” Brezilya...?

 11.01.2013 tarihinde Özgür Gelecek gazetesinin internet portalında; “Süreç devrimcilerin lehine dönecektir!” adlı bir yazı okudum. Sanırım Brezilya Komünist Partisi (Maoist)’e ait. Yazının altında böyle bir imza yoktu. İsim konusunda yanılmış olabilirim. Burası çok önemli değil. Benim açımdan önemli olan, yazının Brezilya ile ilgili değerlendirmesiydi. Esas olarak da, böyle bir değerlendirme yazısının kendine “Maoist” diyen bir örgüt tarafından yapılmasıdır. Eğer, kendisini “Maoist” olarak adlandırmasaydı, böyle bir yazı yazma ihtiyacı da duymazdım.

 

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

Sayfalar