Perşembe Mayıs 2, 2024

Şengal'e saldırı

Cumhurun başı RTE 7 haziran seçimlerinde sandıkta almış olduğu yenilgiyi nasıl ki kendi lehine çevirmek için Kürtlere yönelik bir saldırı politikasıyla yasama geçirmek istedi ve bu politikada kendince başarılı olduğunu gördüyse şimdi de 9 nisanda Anayasa referandumunda -yaptığı tüm yolsuzluklara,hırsızlıklara rağmen-aldığı yenilgiyi tersine çevirmek,meşruluğu tartışmalı referandumun dikkatini savaşa çekerek,kendisine manevra alan sağlamak için bu kez de dışarıdaki Kürtlere yönelik saldırı politikasını yaşama geçirdi.

Bu kez KDP işbirliğiyle Kürdistan a ve Şengal e bir saldırı düzenledi.Hem de 102 yıl önce Ermeni Soykırımını gerçekleştirdiği bir günde bu saldırı hayata geçirilmiş oldu.T:C. nin 26 savaş uçağıyla gerçekleştirdiği bu saldırıda YPG ve Peşmerge güçlerinin kayıplarının yaşandığı bu saldırıda sivil alanlar da bombalanmıştır.Radyo istasyonları yerle bir edilmiştir.20 YPG savaşçısı ve 6 peşmerge hayatını kaybetmiş,çok sayıda yaralı da vardır.

T.C. devletinin kuruluşunda bu yana tek dil,tek bayrak,tek devlet p0litikası doğrultusunda Kürt ülüşuna ve azınlık milliyetlere yönelik düşmanlık politikasını bilmeyen yoktur.Özellikle de T.C. ni n 80 li yıllardan sonra Kürtlere yönelik imha ve inkar politikası tavan yapmış durumdadır.

Suriye de Esad yönetimine yönelik başkaldırıdan sonra başlayan vekalet savaşları sırasında Suriye nin kuzeyinde T.C.sınırında yaşayan Kürtlerin Esad rejimine başkalldirarak özerklik ilan etmelerin i RTE ve sürekasihiçbir zaman kabullenemedi.Kürtlerin Batı Kürdistan da elde ettikleri bu statü Türkiyedeki Kürtleri de etkilemesinden korkan T.C.buraya yönelik hepdüşmanca davrandı.Buraya yönelik İŞİD in saldırılarına hep destek sundu.İŞİD in Kobaniye saldırılarında RTE Kobanı için 'Kobanı düştü düşecek' demesini Kürtler hiç unutmadı.Kobanı nın İŞİD e karşı destansı direnişi ve bu savaştan büyük bir zaferle çıkması ardından kantonların oluşturulması T.C. yönetimi tarafından hep hasmane bir şekilde takip edildi.

Özellikle de Kürtlerin SDG-Suriye Demokratik Güçleri- ni oluşturup Menbiç ibir hafta içerisinde İŞİD in elinden alıp özgürleştirmesi ve burada yaşayan Kürtlerden,Araplardan,Türkmenlerden bir halk sistemi oluşturması T.C. nin hiç te hoşuna gitmedi.Ve arkasından da Koalisyon güçleriyle İŞİD in başkenti olan Rakka ya yürümesi ve birkaç hafta içerisinde kuşatmaya alması ve şehrin mahallelerine girmeye başlaması ve SDG olarak özgürleştirdikleri her köyde,kasabada halk meclislerini oluşturmaları T.C. nin kabulleneceği birşey değildir.

Bu alanda bulunan emperyalist güçlerin de kabulleneceği şeyler değil... Her ne kadar İŞİD e karşı savaşta kara gücü olarak büyük bir güç olarak emperyalistlerle birlikte Koalisyon güçleri içerisinde yer alsalar da kabul etmeleri zor olan bir gerçekliktir.T.C. nin Kürdistan a ve Şengal e hava saldırısı her ne kadar 'PKK örgütüne yönelik' denilse de burada amaçlananın Rakka da sıkışan İŞİD e nefes aldırmadan başka birşey olmadığını dünya alem biliyor.
Batı Kürdistan daki güçlerin SDG ile birlikte İŞİD in merkezi Rakka ya yönelik bir operasyonda yer aldıkları bir süreçte T.C. nin Batı Kürdistan a ve Şengal e saldırısı bu güçleri arkadan hançerlemekten başka birşey değildir.Koalisyon un kara güçlerinin omurgasını oluşturan Kurtlere YPG ye yönelik T.C. nin saldırısına karşı çıkması bundandır.

ABD askeri subaylarının Türk savaş uçakları tarafından hedef alınan YPG mevzilerini ziyaret ederek denetimde bulunması NATO ortağı olarak görülen Ankara nın uluslararası prestijini fena halde sarsmıştır.Bu politika da T.C.den daha fazla taviz koparmadan başka birşey değildir.
Diğer taraftan Ortadoğudaki zenginliklerin paylaşımda pay sahibi Rusya da RTE nin Suriye politikasına hiçbir şekilde güvenmeyen Putin İŞİD ve öteki islami örgütlerle mücadelede YPG ile kurduğu ittifakın etkisizleştirilmesine olanak tanımaz.

ABD ve Rusya nın müttefiki konumundaki olan YPG denetiminde olan bölgelerin istikrarsızlaştırılmasına karşı çok daha etkili askeri önlemlerin alınacağına önümüzdeki dönem tanık olacağız.Özellikle Anayasa referandumundan -RTE nin başkanlık hayallerinden-sonra savaş stratejisini süreklileştirmek isteyen Ankara nın esas hamlesi Kandil e yönelik bir kara operasyonu yapmak istediği görülüyor.Buna yönelik kapsamlı hazırlıklarn yapıldığı,sınır bölgesine tankların yığıldığı görülüyor.Bu operasyon için peşmergeden ,KDP den destek istendiği bilinmeyen birşey değil.Güney Kürdistandaki KDP nin dışındaki oluşumların -YNK,Goran Hareketi - buna karşı oldukları da bilinmeyen birşey değil.

RTE nin Suriye -EL BAB -bataklığından sonra bir de Irak -KANDİL -bataklığına askerleri sokması Hem Türkler hem de Kürtler açısından felaketle sonuçlanacak bir durumdan başka birşey değildir.Bu Kandil operasyonu çok sayıda yoksul halkın çocuklarının yaşamlarına malolacağı bilinmelidir.Çok açık değil mi? Buna karşı şimdiden savaş karşıtı sesler yükseltilmelidir, yürüyüşler,mitingler yapılmalı.

Başkanlık hayalleriyle yatıp kalkan RTE yakında ABD yi,başkan Donald Trump u ziyaret edecek.Görüşülecek konuların başında Suriye ve Kürtlerin olacağı çok açık.

Açık olmayan ABD ye ne pazarlanacak....

43741

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Sayfalar