Perşembe Mayıs 16, 2024

Süleyman Demirel bugün topraga verildi!

Demirel’in ölümünden bu yazıyı yazdığım şu anki durumuma kadar bir türlü rahat uyuyamadım, aklım kırk yıl önce yaşadıklarımıza git gel yapıyor. Yaşadığımız insanlık dışı işkenceler rüyama giriyor. Bizlere zulmü reva gören egemenlerin, sermayenin en kaşarlanmış ve derin devletin başı Demirel’den Medya övgüyle söz ediyor.

Devrimci basının dışında durum böyle işte! Bu beni fazlasıyla rahatsız etti. Daha düne kadar haksızlıklara karşı olduğunu söyleyenler Demirel’in yaptıklarını gizliyor veya görmezden gelerek, yaptıklarına çanak tutuyorlar. Batsın sizin demokratlığınız, ilericiliğiniz, aydınlığınız, hepiniz aynı ahırdan besleniyorsunuz, parlamentarizmin kölesi olmuşsunuz. Burada sizlerin aydınlığı, demokratlığı, ilericiliği bitmiştir. Çünkü parlamenter faşizmi bugün yaşayıp da dünü görmezden gelmek alçakça bir şeydir. Dün ile bugün arasında hiçbir fark yoktur. İkiyüzlülük bu olsa gerek.


Faşist diktatörlüğün yargıda, yasamada ve yürütmede derinden başı olan Süleyman Demirel buğun devletin resmi töreniyle toprağa verildi. Erdoğan tarafından,' yaşayan canlı tarih 'olarak Demirel’i açıkladı. Evet, faşizmi, onun katliamlarını, idamlarını, yargısız infazlarını, gözaltında ve işkencelerde kaybetmelere, yüzlerce, binlerce devrimcinin işkence çarklarında geçirilerek sakat kalmalarına Demirel gerçekten de, ' yaşayan tanıktı'.

Yalnızca canlı tanık değil uygulayan, uygulatandır o. Kontur gerillanın kurulmasında halka zulmün etmesinde elli küsur yıl Irkçı faşist yasaları bizzat Demirel’in kendisi uygulattı.
Bizlere yapılan işkencelerin resmi belgesi olmasına karşın ,'bunlar anarşisttir, tehlikeli TİKKO mensubudur 'diyerek i insanlık dışı işkenceyi meşrulaştırdı, resmîleştirdi. Uygulanmasına yasal zemin hazırlattı.

Devrimciler kin üzerine bina inşa etmezler amma, hesap da vermesini isterler. Bu devrimcileri gericilerden ayıran en büyük erdemdir. Hesap sormak insani bir şeydir. Halka zulüm edenler tabi ki bunun hesabını verecektir.1976’da yakalandığımızda MC hükümeti vardı, Demirel de iktidarın, devletin derin yöneticisiydi.

İşte bu yüzden eli kanlı faşist Kenan Evren’den daha çok halkın ve devrimcilerin kanına Süleyman Demirel’in eli bulaşmıştır. Her zaman lanetle anılacaktır diyorum. İşte bu yüzden bizlere yapılan işkencelerin resmi belgelerini yayınlıyorum. Yoldaşımız Atilla Özkan’ın ve binlerce devrimcinin katledilmesi emrini veren ve bugün toprağa gömülecek olan;

DEMİREL'E HAKKIMI HELAL ETMİYORUM! ÜZGÜNÜM HESAP VERMEDEN GİTTİ DİYORUM.

48099

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Sayfalar