Çarşamba Mayıs 1, 2024

TKP/ML Enternasyonal Büro: “Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderi Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür!”

Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderleri Ulaş Bayraktaroğlu'nun IŞİD'e karşı yapılan Rakka hamlesinde 10 Mayıs 2017 tarihinde şehit düştüğünü öğrenmiş bulunuyoruz. Partimiz TKP/ML, bu büyük devrimciyi kaybetmenin üzüntüsü içindedir. Partimiz, yoldaşları ve ailesine başsağlı dilemektedir.

Ulaş Bayraktaroğlu, ömrü devrimci mücadele içinde geçen, mütevazi kişiliği ve kararlılığla, büyük küçük demeden aldığı sorumluluklarla partisi saflarında önder bir kadro olarak genç devrimciler için hep örnek oldu. Gezi direnişinin ülkeyi sarıp sarmaladığı, ayaklanmayla faşist diktatörlüğün yaşadığı korkuyla acımasızca saldırdığı günlerde, üstlendiği devrimci sorumlulukla görevlerini başarıyla yerine getiren Ulaş Bayraktaroğlu, ülkedeyken, kazandığı tecrübeleriyle Ortadoğu'ya geçerek burada da aktif görevler üstlendi. Onun tek sloganı ''kazanma ve başarı'' üzerine olmuştur. Korkusuz bir devrimci olarak, partisi, Devrimci Komünarlar Partisi'nin de içinde yer aldığı Birleşik Özgürlük Güçleri'nin komutanlığı teklif edildiğinde bu görevi tereddütsüz bir şekilde kabul ederek sorumluk üstlendi. Başarılı bir devrimci komutan olarak IŞİD'e karşı verilen mücadelede IŞİD'in korkulu rüyası oldu. Sayısız eylemde IŞİD çetelerine büyük kayıplar verdiren Ulaş Bayrakoğlu, en son katıldığı Rakka hamlesinde şehit düştü.

Ortadoğu coğrafyası çelişkilerin en yoğun yaşandığı yerlerden biri durumundadır. Bu bölgenin yer altı ve yer üstü zenginlikleri her zaman emperyalistlerin iştahını kabartmıştır. Son 100 yıldır defalarca paylaşıma maruz kalan Ortadoğu ülkelerinde yaşayan halklar hep ezilip katliama uğradılar. Araplar, Kürler, Ezidiler, Türkmenler en fazla ezilen halklar oldu. 2003 yılında Irak'ın işgaliyle yerle bir olan bu ülkede emperyalistler hakimiyetlerini kurduktan sonra, en zayıf halkadan başlayarak hakimiyet alanlarını genişletmek için yeni planlar yaptılar. Yakın bir dönem önce birçok ülkede meydana gelen 'Arap Baharı' olarak isimlendirilen ve süreç içinde emperyalistlerin denetimine giren ayaklanmaların bir devamı olarak Suriye iç savaşının çıkmasıyla, sonrasında değişen dengelerle emperyalist güçlerin müdahil olarak işgal ettikleri Suriye'de, Kürtlerin çelişkileri iyi değerlendirerek Rojova'da gerçekleşen devrim, doğallığında dikkatleri de üzerine çekti.

Türk devleti, Kürt düşmanlığının bir devamı olarak Rojova'yı hedefine koyarak burada kazılan statüyü ezmek ve kendi denetimindeki gerici güçleri buraya yerleştirerek Kürt Özgürlük Mücadelesinin önünü kesmek istediyse de başarılı olamadı. Nisan ayı içinde Türk savaş uçaklarıyla bombalanan Rojova'da Kürt Özgürlük Güçleri ve devrimci dostları Türk devletinin olası bir kara harekatında karşı koyacaklarını ilan ettiler.

Bilinmelidir ki, anti-emperyalist mücadele ve gerçek bir enternasyonalist dayanışma her zaman devrimcilerin omuzlarında yükselmiştir. Ortadoğu'ya üşüşen emperyalistlerin pazar paylaşımında ayaklar altında ezilmek istenen halklarla dayanışmak için bu coğrafyada bulunan devrimci partiler ve partimiz TKP/ML savaşçıları bedeller ödeyerek enternasyonalist görevlerini yerine getirmeye devam ediyorlar. Suphi Nejat Ağırnaslı, Halil Aksakal, Sevda Çağdaş, Muhammet Arslan, Alper Çakas, Mahir arpaçay, Sibel Bulut ve ismini sayamadığımız onlarca şehidin kanlarıyla sulanan Ortadoğu coğrafyası tam ve gerçek bir özgürlüğe kavuşana dek devrimciler bu coğrafyada savaşmaya devam edip, enternasyonal görevlerini yerine getirmeye devam edeceklerdir.

ULAŞ BAYRAKTAROĞLU ÖLÜMSÜZDÜR!

YAŞASIN ULUSLARIN KENDİ KADERLERİNİ TAYİN HAKKI!

YAŞASIN ERNERNASYONAL DAYANIŞMA VE SAVAŞIMIZ!

TKP/ML Enternasyonal Büro

40817

TKP/ML Enternasyonal Büro: “Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderi Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür!”

Sermaye, Siyaseti Çıkarlarıyla Örtüştürür[1]

“AKP-Gülen Savaşı” içinde yolsuzlukların çok az bir kısmının dışa vurumundan sonra, siyaset, bu kirli güçler arasındaki savaşıma odaklandı. Bunun böyle olması doğal. Bu olay, özellikle Haziran (GEZİ) Ayaklanması’ndan sonra hızlanan ve beklenen bir durmdu. Daha önce yazdığım “üç vakte kadar” başlıklı bir yazıda, hükümet açısından “iki vaktin” bittiğini, “üçüncü vaktin” ise içinde olunduğunu yazmıştım. Bu herkes tarafından da bilinen bir gerçekti. Haziran Ayaklanması var olan süreci hızlandırmış ve daha kaçınılmaz bir hale getirmiştir.

Katliamlar Diyarı Şırnak

Röportajda Vali Mustafa Malay 15 Ağustos 1992 tarihli olayda asker ve PKK'lilerin öldürüldüğünü söylüyor. Belleği kendisini yanıltıyor herhalde. Olayda asker ya da PKK'li kimse ölmemişti.

Ben o tarihte Şırnak milletvekiliydim.

15 Ağustos gecesi Şırnak'ı harabeye çeviren silahlı saldırıyı gelen telefonlarla haber aldım. Hükümetin oralarda hiçbir yetkisinin olmadığını biliyordum. Ancak bir ümit yine de İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'i aradım ve duruma müdahale etmesi istedim.

İsmet Sezgin PKK'in saldırdığını ve çatışmaların devam ettiğini söyledi.

Fettullah Gülen hareketi hakkında

“Yeminine bakıp insana inanma,insana bakıp yeminine inan.”[2]

 

Ahmet Şık, “Dokunan yanar” diye uyarmıştı Fettullah Gülen (FG) hakkında herkesi; karanlık(lar)ın büyük yangınlar ile aydınlanacağı vurgusuyla başlamalıyım diyeceklerime…

Türk(iye) İslâmının dünden bugüne hülasası olarak yorumlanması mümkün olan FG, yeni bir tarihsel blok ve hegemonya hareketi girişimidir.

Türk(iye) İslâmı’nda kadın olmak

“her put, yıkılmak için dikilir.”[2]

Yerel Seçimler ve Siyaset

Proletarya, hiç bir olaya ve hiç bir siyasal gelişmeye tarafsız kalamaz. Onun “tarafsız”lığı bile taraf olmaktır. Örneğin her hangi bir olayı boykot etmek tarafsız bir siyaset gibi gözükmesine karşılık aktif bir taraf olmaktır. Ya da iki burjuva (örneğin Ergenekon davaları vb.) kliği arasındaki mücadele de birinden birini desteklemeyip “tarafsız” olmak, iki burjuva kliğine karşı aynı tavırı almak anlamındadır.
 
Bütün burjuva partileri hızlı bir şekilde yerel seçimlere hazırlanıyor.

KDP,PKK...Tez,antitez ...sentez?

Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde KDP bir tezdir.Emperyalizm ve sömürgecilikle mücadelede yarı-modern bir başlangıç.Kurulduğu dönemdeki emperyalizmin ve işbirlikçisi yerel sömürgeciliğin ittifaklı çullanmışlığından kaynaklı parçacı bir tez.Toplumsal gelişmenin düzeyine bağlı olarak aşiretler/aileler ittifakı temelinde politika örgütleyen bir tez.Parçacılığı o kadar belirgindir ki, Doğu Kürdistan’da Süleyman Muini ve Kuzey Kürdistan’da Saitler komplolarındaki rollerini gözardı edebilmemizi,  ne Barzani ailesine ne de yüzyıllık direnişlerine duyduğumuz saygı sağlaya

“Postmodern zamanlar"da din (ve islam)

“de omnibus dubitandum est.”[2]

 

“Din: Teorisi/ Pratiği, Dünü, Bugünü” Sempozyumu’nun Ankara ayağındaki “Dini- Eleştirel Olarak Anlayabilmek” oturumunda öncelikle bir saptamamı sizinle paylaşmama izin verin.

Sempozyumun pratik örgütlenmesi sürecinde, kendini sosyalist/ komünist olarak niteleyen kimi çevrelerin, “dinin tartışılması”na bir hayli soğuk ve mesafeli yaklaştıklarına şahit oldum.

“Cujus regio , ejus religio !” [*] [1]

“Kralların kutsal olduğu, antropolojik ve tarihsel bir malumun ilamıdır; ne ki onlar öyle doğmazlar; ancak hükmettikleri eliyle kutsallaştırılırlar.”[2]

“Din” ile “iktidar” ilişkilerini, konu başlığındaki “iktidar” kavramının farklı yorumları çerçevesinde farklı biçimlerde ele almak mümkün, kuşkusuz: günlük yaşamın kılcal damarlarına nüfuz etmiş gündelik iktidar ilişkilerinin din tarafından tahkim ediliş tarzı; bizatihî dinsel iktidar (ve hiyerarşi) biçimleri ya da siyasal iktidar ile din ilişkileri.

Biz Seni Bekledik Zeki Yoldaş. Dört Gözle, Büyük Umut ve Heyecanla Bekledik/Hasan Aksu

 

Yetmişli yılların başı ve ortalarında Zeki yoldaşı sıkıyönetim mahkemelerinde dik duruşlarıyla, faşizmi yargılayışlarıyla tanıdık. Partili ideolojik, siyasal, savunusunu faşizmi yargılarken izledik. Faşizmi kendi kalelerinde yargılarlarken ülkemizde Partizan hareketinin tanınmasında, kavranmasında önemli etkileri oldu. Zeki yoldaş ve diğer yoldaşları şahsen tanımazdık belki ama onların çabaları, örnek tavırları bizleri Kaypakkaya çizgisinde buluşturmuştu.

 

İşaretlesiniz de Fişleseniz de Biz Aleviyiz!

İktidarın asimilasyon politikaları her yeni günde, bir  önceki günü aratır şekilde ve değişik yöntemlerle, değişik rollere soyundurulmuş Hızır Paşalar ve piyonlarla devam ediyor..

Ben İstanbul Surlarinin Dibinde Şehit Düsecegim

           Türkiye Devrimci Hareketi 1980'li yıllarda tartıştığı konuların başında Kürt Sorunu ile SSCB'nin  halen sosyalist mi ?, emperyalist mi ? diye üzerinde şiddetli tartışmaların  yürütüldüğü bir süreçten  geçerek bugünlere geldi.

Sayfalar