Cumartesi Nisan 27, 2024

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı: “Nubar yoldaş’ın mücadelesi sınırsız ve ölümsüzdür”

“Devrimin mütevazı sessiz generali”

“Sizler ki o kadar gözyaşı ve acı görmüşsünüz

Nasıl da başardınız yüzyıllar boyunca

Kalmayı bu kadar tatlı bu kadar güzel

Dünyaya bu kadar güzel bakmayı”

Silva Kaputikyan                              

“TKP/ML üyesi ve TİKKO Rojava Komutanı Orhan Bakırcıyan( Nubar Ozanyan) yoldaş, 14 Ağustos tarihinde hayatı boyunca savaştığı gibi savaşarak şehit düştü.

Ermeni milliyetine mensup olan Orhan yoldaşımız, daha küçük yaşlarda bir Ermeni yetimhanesinde mücadele tohumlarını atmış, ardından Filistin, Ermenistan Karabağ, Dersim, Paris, Irak Kürdistanı ve son olarak Rojava’ya gelerek devrimin yolunu soluksuz koşmuştur.

Orhan Yoldaş, Rojava’da kendisini sadece askeri görevlerle sınırlandırmamış, Kürt, Arap, Ermeni, Asuri ve çeşitli milliyetlerden ezilen tüm kesimleri örgütleme, devrimi anlatma ve yaşatma görevini de üstlenmiştir.” denilen açıklamada Nubar Ozanyan’ın gittiği her yerde çocuklarlardan yaşlılara ötekileştirilen her kesimden insanın gönlünü kazanmayı bildiği belirtildi:

 O, Kaypakkaya yoldaşın yolundan yürümenin büyük sorumluluğu içerisinde, pratiğin sınırsızlığına kendini kaptırmış, devrimin ihtiyaçlarına ilk önce O cevap vermiştir. Orhan yoldaş hiçbir zaman bir statünün rütbenin peşinden koşmadı.

O devrimin mütevazı sessiz bir generali olarak tüm bürokrat yönetici komutanlık anlayışlarını paramparça etti.

Hiçbir grup, mevki çıkar gözetmeksizin bildiği öğrendiği her şeyi yoldaşlarıyla, siperdaşlarıyla paylaşarak devrim fikrini her şeyin ve herkesin üstünde tuttu. Gittiği her yerde çocuklardan yaşlılara, ötekileştirilen ezilen her kesimden insanın gönlünü kazanmayı bildi.

O hiçbir sınırı, ölçüyü tanımadı, kendisine giydirilmek istenen gömlekleri yırtıp attı. Bu haliyle Orhan yoldaş, komünist kişiliğin sembolü haline geldi.”

“Ömrünü devrime adayan örnek bir komutan”

Nubar Ozanyan’ın bulunduğu her alanda düşmana nasıl darbe vurulacağına kafa yorduğuna dikat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Hiçbir şeye sahip olmadığı gibi saat de takmadı koluna, ancak tüm saatlerini, günlerini, ömrünü devrime adayarak hepimize örnek bir komutan, komünist oldu.

Orhan yoldaş, mücadele tarihi boyunca düşmana nasıl daha iyi darbe vurabileceğini düşündü, bunun için çalıştı. Partimizde askeri açıdan büyük sıçramalar yaratacak projelere imzasını attı.

Bulunduğu her alanda yaptığı her şeyi devrim için yaptığı bilinciyle, küçük büyük hiçbir görev ayrımı yapmadan hem devrimin sayısız nöbetini tuttu, hem de Rojava’da savaş cephelerinde DAİŞ’e karşı görkemli direnişlerde en ön saflarda yerini aldı.

O, hep sözün bittiği yerde durarak, aynı anda hem devrimin hamalı hem de generali nasıl olur onu gösterdi.

Orhan yoldaşın uğruna şehit düştüğü devrim idealini mutlaka yerine getireceğiz. Artık daha güçlü ve daha gururluyuz. Çünkü O’nun gibi bir komutanla yaşıyor ve O’nunla birlikte yürüyoruz.

Şan olsun partimiz TKP/ML, ordumuz TİKKO, gençlik örgütümüz TMLGB’ye!

Şan olsun yüreği devrim aşkıyla tutuşan Komutan Orhan yoldaşa!

Կեցցե  յեղափոխութիւնը տեմօկռատիկ

Կեցցե շողովօռդական   պայգառ” 

39504

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Çanakkale Savaşında İnsanlık Dramı (Yüzbaşı Sarkis Torosyan)

 

Savaş Şiddet Üzerine Ekonomi-Politik ve Antropolojik Notlar

 

“Yoksulların zenginlere karşı verdiği savaşa terörizm,

zenginlerin yoksullara uyguladığı terörizme de savaş denir.”[2]

 

İtiraf etmek gerekir ki, savaş hakkında konuşmak, kolay bir iş değil.

Bunun nedeni, insanın savaş konusunda, “alternatif” de olsa bir ders bağlamında konuşabilmesini sağlayacak nesnellik ve uzaklık duygusunu deneyimleyebilmenin zorluğu.

KIMSENIN KUŞKUSU OLMASIN; ONLARI MUTLAKA YENECEĞIZ![1]

 

 

“Belki de asıl ustalık budur;

her zaman acemi olmayı bilmek.”[2]

 

Yedi düvel dört iklimden hoş geldiniz…

Dersim’den, Diyarbekir’den, Antakya’dan, Çorum’dan, Sivas’dan, Samsun’dan, Ardahan’dan, İzmir’den, Adana’dan, Antep’den yani “Nuh’a beşikler veren” kadim Anadolu’nun dört bir yanından buraya gelen yoksullar, işçiler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, kadınlar, gençler, çocuklar yani ötekileştirilen mağdurlar, madunlar, ezilenler, sefa getirdiniz…

Sayfalar