Cuma Mayıs 3, 2024

TKP/ML TİKKO savaşçısı Mehmet;“Rojava’daki deneyim Türkiye’deki devrimi etkileyecek!”

 Rojava’da gerçekleştirilen röportajların yayımlandığı Almanca’ya çevrilerek yayınlandığı “Rojava Report” isimli dergide yer alan röportajlardan birinde konuşan TKP/ML TİKKO savaşçısı Mehmet “Bizler ülkemizde kırlardan şehirlere halk savaşını savunuyoruz. Rojava’da ise şehir savaş pratiği edindik. Bu savaş bizlere savaş taktikleri konusunda yeni fikirler sundu.  Bu pratikleri ülke devrimine kanalize ettiğimiz zaman ciddi başarılar elde edilebileceğimizi düşünüyoruz” dedi.

 

- Biraz kendinden bahseder misin? Nereden geldin ve hangi oluşumda yer alıyorsun? Seni buraya ne getirdi?

- Adım Mehmet ve emekçi bir ailenin çocuğuyum. Buraya gelmeden önce üniversite öğrencisiydim. TKP/ML’nin çağrısından sonra İstanbul’dan Kobanê’ye geldim.

Türk devleti Kürt ulusu üzerinde aşırı bir baskı uygulamakta, bu özellikle Rojava’da hissediliyor. Çok açık ki Türk devleti IŞİD’i destekledi. Desteklemesinin sadece bir nedeni var o da Kürt ulusunun özgürlük hamlesini bastırmak. Biz komünistler Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz. Bu nedenle Rojava’da Kürt halkının hakları için burada da mücadele yürütüyoruz.

- Hangi siyasi ve askeri deneyimleri yaşadın burada?

- Buraya gelmeden önce sadece sokak eylemliliklerine katılmıştım. Askeri eylem olarak tanımlanabilecek havai fişek, molotof, sapan kullanma dışında bir deneyimim olmadı. Buradaki yani Rojava’daki mücadele, bana silah kullanma fırsatı verdi. Tabii ki buradaki deneyim Türkiye’deki devrimi etkileyecek. Bizim esaslı hedefimiz Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’dır.

- Peki şimdiki strateji nasıl olacak, Rojava’daki savaştan sonra?

- Rojava’daki hedef özerkliği kurmak. Suriye’de halen savaş söz konusundur. Bizler buradaki özerkliği destekliyoruz. Fakat ben eşitliğin olacağını sanmıyorum. Sonuç itibariyle halk bir referandumla kendisi karar verecek. Belki Kürtler Suriye’de birlikte yaşamak istemiyorlar. Bu sadece demokratik bir oylama sonrası ortaya çıkar. Bizler her zaman sınıf farklılıklarını kaldırmak için mücadele yürüteceğiz.

- Sen genel anlamda ve Rojava’ya ilişkin ne tür deneyimler kazandın?

- Ben Kürtleri, Rojava’yı , PYD’yi ve IŞİD çetelerini yakından tanıdım. Ben IŞİD’in katliamlarını ve Suriye devletinin Kürt ulusu üzerindeki baskısını yaşadım. IŞİD’in saldırıları öncesi Kürt halkı ambargo altında tam 4 sene yaşadı. Özgür Suriye Ordusu’nu ve El Kaide saldırılarını unutmamamız gerekiyor. Buradaki insanlar her zaman saldırı altında. Ortadoğu’daki baş mimarı emperyalistlerdir. Saldırılar emperyalistler tarafından sürdürülmekte.

- Türkiye’deki askeri ve siyasi durum nasıl değerlendiriliyor?

- TKP/ML, 45 yıldır askeri deneyimlere sahip. Biz burada IŞİD’e karşı şehirde savaştık. IŞİD burada birçok şehri fethetmişti, ilk yenilgileri Kobanê oldu. Bu savaştan sonra bizler gerçeği ve IŞİD yenilgisini gördük. Bu çok güçlü bir deneyim. Bizler ülkemizde kırlardan şehirlere halk savaşını savunuyoruz. Rojava’da ise şehir savaş pratiği edindik. Bu savaş bizlere savaş taktikleri konusunda yeni fikirler sundu.  Bu pratikleri ülke devrimine kanalize ettiğimiz zaman ciddi başarılar elde edilebileceğimizi düşünüyoruz.

- Enternasyonal devrimcilere neler iletmek istiyorsun?

- Siyasi olarak Rojava’daki savaş ''emperyalistlerin kötü çocuğunun'' çarpışmasıydı. Bu dünyadaki IŞİD barbarlığına karşı bir reaksiyondu. Bu savaş her bir ülke sınırından geçti ve her ülkeye yansıdı. Kendisini Marksist olarak tanımlayan herkesin bir şeyler hissetmesi gerekir. Emperyalizme karşı direnci yaşadığımız şehirlerde göstermek gerekiyor. Bu emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı en iyi cevap olacaktır.

39738

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Çanakkale Savaşında İnsanlık Dramı (Yüzbaşı Sarkis Torosyan)

 

Savaş Şiddet Üzerine Ekonomi-Politik ve Antropolojik Notlar

 

“Yoksulların zenginlere karşı verdiği savaşa terörizm,

zenginlerin yoksullara uyguladığı terörizme de savaş denir.”[2]

 

İtiraf etmek gerekir ki, savaş hakkında konuşmak, kolay bir iş değil.

Bunun nedeni, insanın savaş konusunda, “alternatif” de olsa bir ders bağlamında konuşabilmesini sağlayacak nesnellik ve uzaklık duygusunu deneyimleyebilmenin zorluğu.

KIMSENIN KUŞKUSU OLMASIN; ONLARI MUTLAKA YENECEĞIZ![1]

 

 

“Belki de asıl ustalık budur;

her zaman acemi olmayı bilmek.”[2]

 

Yedi düvel dört iklimden hoş geldiniz…

Dersim’den, Diyarbekir’den, Antakya’dan, Çorum’dan, Sivas’dan, Samsun’dan, Ardahan’dan, İzmir’den, Adana’dan, Antep’den yani “Nuh’a beşikler veren” kadim Anadolu’nun dört bir yanından buraya gelen yoksullar, işçiler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, kadınlar, gençler, çocuklar yani ötekileştirilen mağdurlar, madunlar, ezilenler, sefa getirdiniz…

Sayfalar