Perşembe Mayıs 2, 2024

Zindanlardan Kobanê’ye; Coşkuyla Çarpan Bir Yürek

Zindanlarda şehit yoldaşlarımızın dostlarımızın haberi bir başka yankılanır. Erkanın gidişi de yüreğimizi yaktı, kavurdu. Şüphesiz sınıf kinimiz daha bir bileylendi. Onlara layık bir devrimci, bir Partizan olmak, onurla devrettikleri bayrağı aynı bilinç ve sorumlulukla devralmak…İşte budur isteğimiz…

Erkan’ın Kobanê direnişine katılması beni hiç şaşırtmadı. Çünkü Erkan mücadeleci kararlı ve inançlı bir devrimciydi. Kendisiyle yaptığımız sohbetlerde anlatmıştı;”bir gün tahliye olursam aransam da gidecek bir yer yoksa bile Avrupa’ya gitmem. Bu coğrafyada devrim mücadelesini sürdüreceğim” Bu sözlerindeki gerçekliği görmek ve hissetmek mümkündü. Şehit düşmeden 2-3 ay önce bana mektup yazmıştı.

Mücadeleden hiç kopmadığı yazdığı mektuplardan anlaşılıyordu. Gezi ayaklanmasından işçi direnişlerinden Rojava’daki gelişmelerden bahsederdi. Ve çok iyi bir dönemde tahliye olduğunu yazıyordu.

Onun en büyük sevinciydi. Yaşanan gelişmeler Erkan’ın tüm dünyası mücadeleydi. Sürekli okuyan araştıran biriydi. Okuduklarını paylaşır, tartışırdı her okuduğu kitabı mutlaka tavsiye ederdi. Araştırmalarını yazıya döküp dergiye gönderirdi.

 Bulunduğumuz hücreden alınıp isteğimiz dışında zoraki olarak farklı hücrelere konulmanın yoğun yaşandığı bir dönemde beni Erkanların yanına götürmüşlerdi. Erkanla orada tanıştık.

Daha önce koridorda ya da sohbet alanlarının penceresinden birbirimize el sallamalar dışında hiç karşılaşmamıştık. Erkanlarla yaklaşık iki yıl birlikte kaldık. Erkan ve yoldaşı “uzun tutukluluk” nedeniyle tahliye oldular.

 Erkan 2000 yılında başlayan büyük ölüm orucu direnişçilerindendi. Neredeyse bir yıla yakın ölüm orucu direnişini kesintisiz sürdürmüş. Örgütün kararıyla ölüm orucunu bitirmişti.

Erkan ölüm orucunun yarattığı fiziksel ve psikolojik tahribatını büyük bir azim ve başarıyla atlatmıştı. İnsan onu gördüğünde o kadar uzun süre ölüm orucunda kaldığına inanmazdı. Yaz kış demeden düzenli spor yapardı. Planlı programlı yaşayan biriydi. Oraya gittiğimde zaman komünist önderlerin klasiklerini yeniden okuma kararı almışlardı. Bana da önermişti. “İstersen beraber okuyabiliriz” demişti.

Bende memnuniyetle karşılamıştı. Birimiz sesli okur daha sonra üzerine sohbet eder güncel durumla karşılaştırır fikir yürütürdük. Bazen çeşitli gazetelerde Lenin ile ilgili çarpıtmalar çıkardı revize edilen kavramlar ve görüşlere rastlayınca gülerdi. Yeni fikirleri Marksizme dair çıkan kitapları ilgiyle okur onlardan notlar alırdı. Erkan politik olarak kendini yetiştirmişti. Zeki bir devrimciydi. Algı ve sezgileri kuvvetliydi.

 Erkan çok paylaşımcı ama aynı zamanda tutumlu bir o kadarda titizdi. Günlük yaşamını pek boş geçirmezdi. Güler yüzlü espirili ve dost canlısıydı. Nazım Hikmetin şiirlerini çok sever bildiği onlarca şiirimi keyifle okurdu. Bertolt Breht Neruda ve Shekes Peare’i okurdu.

Radyoda bazen şehit gerilla Delilanın Şevtari (Di Şevek Tarda) şarkısı çıkardı, radyonun yanına koşar dikkatle dinlerdi. Sözlerini çevirmemizi istemişti. Birde Delilanın şehit düştüğünü öğrendiğinde çok üzülerek “büyük bir kayıp” demişti. Delilanın”DıŞevek Torida” sözlerini şimdi düşündüğümde sanki Delila Erkana ağıt yakmış gibi hissediyorum.

 Erkan “uzun tutukluluktan” tahliye olacakları günlerde idare onun” 10 günlük hücre cezasını” uygulamaya koymuştu.

Erkanı zorla hücreye götürmüşlerdi. Hücredeyken tahliye olacağını düşündük fakat yargıtaydaki dosyası bir türlü gelmemişti. Hücreden döndükten sonra tahliye oldu. Tahliye sırasında onu “Avusturya İşçi marşını” okuyarak uğurladık. Gerçektende “hayat denilen kavgaya çelik adımlarla” girmişti.

Hapishaneden tahliye olan birçok tutsak içeridekilere pek yazmazlar. Ancak Erkan öyle yapmadı. Tahliye olduğu ilk zamanlardan itibaren nerdeyse şehit düştüğü zamana dek hep yazardı. Dergi kitap gönderiyor ailelerimizi arayıp hal hatırlarını soruyor bazende telefonlara dahi geliyordu.

Yazdığı son mektupta yine dışarıdaki gelişmelere değinmiş hapishanede baskıların devam edip etmediğini sormuştu. Gittiği Kitap Fuarından beğendiği kitapları alır, gönderirdi. Birlikte kaldığımızda Kürt sosyalist şair Ciğerxwinin şiir kitaplarının bazı yayınevlerince özellikle sosyalizm Lenin, Stalin Bolşevikler ve SSSCB ile ilgili bölümlerinin sansürlendiği üzerine sohbet etmiş orijinal baskı bulmaktan bahsetmiştik.

Erkan aklında tutmuş olacak ki adıma koliyle ceğerxwinin orijinal baskılarını bulup yollamıştı, o gün inanılmaz bir sevinç ve mutluluk yaşamıştım. Burada kalan birçok devrimci tutsağa mektup yazar dergi gönderirdi.Yaşadığı dönemde herkes ondan söz ederken övgüyle bahsederdi.

Erkanın aramızdan ayrılması gerçekten büyük bir kayıp. Erkan daima yaşayacak Kobanê’nin kahramanca direnişinin şehidi olan Erkan Altun(Komünist Nefer) ile yaşamımın iki yılını aynı hücrede paylaştığım iççin onurluyum. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinden Bir Tutsak Partizan


53549

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Sayfalar