Cuma Eylül 20, 2024

Bu ‘masumane’ suç hepimizin

kaypakkaya-partizan
Geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın, çocuk yaştaki evliliklerin ‘masumane’ olduğuna dair açıklaması hem kadın derneklerinden hem de siyaset çevresinden sert eleştiri aldı

 

Her gün ayrı bir haberle gündeme gelen ‘çocuk gelinler’ sorunu, geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın açıklamasıyla, başka bir boyutta yeniden tartışmaya açıldı. Güncelliğini yitirmeyen bir sorun olarak karşımızda duran çocuk yaştaki evliliklerin en son örneği ise, 11,5 yaşında zorla evlendirilen, 12,5 yaşında anne olan ve 14 yaşında öldürülen Kader Erten... Geçen hafta kamuoyu hem çocuk gelin Kader Erten’in ölümünü, hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın ‘çocuk gelinler’ konusunda açıklamasını konuştu.  Bakan Ayşenur İslam’ın, çocuk yaştaki evliliklerin ‘masumane’ olduğuna dair açıklama yapması birçok çevrede tepkiye yol açtı. İslam’ın, çocuk gelinlerle ilgili ‘’Kimse kötülük olsun diye çocuğunu evlendirmez, çoğu masumane. Bilinci artırmalıyız’’ açıklamaları, kadın dernekleri ve siyaset çevresinden sert eleştiri aldı.
 
‘BU KONUDA HERKES SUÇLU’
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, çocuk gelinler sorununun sadece kadınların değil, tüm toplumun sorunu olduğunu belirtirken, “Önce teşhisi doğru koymak gerekir. Çocuk yaşta gelin edilen kız çocukları dışında bu mevzuda herkes suçludur. Aileler de suçludur, toplum da suçludur, devlet de suçludur” dedi. 18 yaşını doldurmamış çocukların birçok eylemi gerçekleştiremediğini, fakat evlilik söz konusu olunca bu kalıpların yok sayıldığını belirten Nazlıaka, “Bu ülkede biz 18 yaş altındaki çocuklara pek çok hakkı tanımıyoruz. 18 yaşına gelmeyen bir çocuk, ehliyet alamaz, banka hesabı açamaz, oy kullanamaz, vergi veremez. Yani 18 yaş altındaki herkes ailenin sorumluluğu altındadır yoksa devletin sorumluluğundadır, sosyal devletin koruması altındadır. Ama söz konusu evlilik olunca biz o küçücük bedenleri gelin etmek için hiç beklemiyoruz, ebeveyn izniyle evlendiriyoruz. 18 yaşın altındaki kişi ebeveyn izniyle oy kullanamıyorken, ehliyet alamıyorken, banka hesabı açamıyorken nasıl oluyor da gelin oluyor” dedi.

AÇIKLAMA ZİHNİYETİN YANSIMASI
Nazlıaka, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın çocuk gelinlerle ilgili, “Kimse kötülük olsun diye çocuğunu evlendirmez, çoğu masumane. Bilinci artırmalıyız” açıklamalarına ise şöyle yanıt verdi: “Bakan Ayşenur İslam’ın açıklamaları maalesef bir zihniyetin kelimelere dökülmesidir. Evden bir boğaz eksildi diye bakılan kız çocuklarına, başlık parası adı altında satılan kız çocuklarına, berdelle bedel ödetilen kız çocuklarına da ihanettir. Talihsizlik bile değil ihanettir, bu açıklama. Bakan İslam, göreve geldiğinde önceki bakanın çıtayı çok yükseğe koyduğunu söylemişti. Her gün üç kadının öldürüldüğü, her üç kadından birinin şiddet gördüğü, kız çocuklarının yüzde 28’inin evlendirildiği, tacizcilerin ve tecavüzcülerin neredeyse ödüllendirildiği Türkiye’de çıtanın kadını hiçleştirmede çok yüksek olduğu kesin!”

BAKANLIK ADIM ATMIYOR
Uçan Süpürge Kadın Derneği, çocuk yaştaki evliliklerin anayasal bağlamda da suç niteliğinde olduğunu belirtirken, aynı zamanda toplumun riayet ettiği bir suç olarak da tanımlıyor. Uçan Süpürge, “1990 yılından beri taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşın altındaki bireyler çocuktur. Uluslararası sözleşmeler Anayasamız gereği iç hukukun da üzerindedir. Dolayısıyla 18 yaşını doldurmadan evlendirilmek, evlenme izni için yasal zemin oluşturmak ve buna göz yummak Anayasal suçtur. Çocuk yaşta evlendirmeler yasal ve kabul edilebilir değildir. Çocuk yaşta evliliklerden söz ederken ‘pedofili’ terimini kullanmaktan kaçınmamızın nedeni, pedofili tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çocukların evlendirilmesi ise toplumsal bir sorundur, tek başına medikal yaklaşımla çözülemez. Bu soruna ‘çocuk gelin’ değil ‘pedofili’ diyelim” önerisi de bu gerekçeyle sıkıntılıdır” diyor. Uçan Süpürge, “TBMM’de yasayla kurulan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kurulur kurulmaz bir alt komisyon oluşturup erken evliliklerin incelediği rapor bütün bakanlıklara, kadın milletvekillerine, kadın örgütlerine ve üniversitelerin ilgili birimlerine gönderildi. Aradan yıllar geçti, halen o rapordaki çözüm önerilerini hayata geçirecek bir adım atılmadı” açıklamasında bulundu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde iki yıl önce kurulan ‘Erken Evlilikleri Önleme Birimi’nin ne zaman çalışmaya başlayacağını soran Uçan Süpürge, çocuk gelinlerin gerçek sayısının bilinmediğini, fakat polisin verilerine göre Türkiye’deki çocuk gelin dağılımının aşağıdaki gibi olduğunu belirtiyor. Buna göre;
 
»Her üç evlilikten biri çocuk evliliği.
»Evlendirilen kız çocukların üçte birden fazlası kuma.
»Her yıl üç yüz bin evlilik yapılıyor, bunun yüz bini çocuk evliliği.
»Evlilik yaşı kız çocuklarda 12’ye kadar düşüyor.
»Çocuk evliliklerinde Türkiye dünyada ilk onun içinde.

***

Erken evlilik evcilik değildir!

BDP Diyarbakır Kocaköy Belediye Eşbaşkan adayı Berivan Elif Kılıç, siyasetin yeni yüzlerinden olmasının yanı sıra, bir çocuk gelin... 15 yaşında yaptığı evliliğin ağırlığını çocuk bedeni çok ağır hissetmiş. Berivan, çocuk gelinlerin arasında belki de en şanslı olanlardan... Hem çocukluğuna mal olan evliliğin yükünden kurtulmuş, hem de kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilmiş genç bir kadın.


Berivan Elif Kılıç, 15 yaşında evcilik gibi başlayan, fakat sonrasında bir kabusa dönen hikayesini şöyle anlatıyor:
“Ben çocuk yaştaki evliliklere karşıyım. Ben bu hatayı yaptım ve bedelini çok ağır ödedim. Bu nedenle hiç kimsenin bunları yaşamasını istemiyorum. Aile zoruyla evlendirilmedim. Fakat ailem zorla okuldan aldı. Ben okuldan alınınca evlenmek istedim. Ailem baskı uygulamadı, ama keşke o zaman, ‘İstesen de bu yaşta evlilik olmaz’ diyebilecek bilinçte olsalardı. Ben 15 yaşında evlendim ve resmi nikah için 18 yaşımı beklemek zorunda kaldım. O dönemde hastalandığımda, hastaneye bile gidemiyordum. Evlendiğim insanın psikolojik sorunları vardı ve sürekli şiddete, işkenceye mağruz kalıyordum. Ailemi göremiyor, evden çıkamıyor, teelvizyon seyredemiyor, kitap okuyamıyordum. Sırf elalem ne der diye 14 sene onunla yaşadım. Sesimi çıkaramadım. Boşanamadım. 14 sene sonra boşanabildim.’’ Çocuk yaştaki evliliklerin hiçbir masum yanı olmadığını ve kadın sömürüsüne dayanan bir düzen olduğunu belirten Kılıç, “Çocuk gelin fikrini biz değiştireceğiz. Biz anneler. Kendi kızlarımızı kendimizi eğiterek başa çıkacağız. ‘Kader’ diyorlar. ‘Kader’ sadece daha kolay sömürmek inandırmak için uydurulmuş bir yalan. Bizler de buna inanarak töre ya da gelenek, görenek adı altında kızlarımızı kurban veriyoruz. Bakanın söylediğinin tersine hiç ‘masumane’ değil yaşadıklarımız” dedi.


Siyasete atılmasının en büyük nedeni olarak yaşadıklarını gösteren Kılıç şöyle devam etti: ‘Siyasete atılmak istememin en önemli nedeni de budur. Doğu da kadın olmak daha ağır bir yüktür. Hem çocuk gelinler için hem de her alanda sömürülen, baskı gören kadınlar için elimden geleni yapacağım. Çünkü ben de onlar ne yaşıyorsa, aynısı yaşadım. Onları bilinçlendirmek için çalışma istiyorum. Onlar kaderimiz deyip razı oldular, ama bilinçlenerek çocuklarına ‘bu senin kaderin’ demeyecekler. Kızlarımız bilinçlensin, reşit olsun, 18 yaşına gelsin ve kendi isteğiyle evlensin istiyoruz. Devlet bu meseleyle ilgili kendince yasaklar kurallar koyuyor, fakat bunlar caydırıcı nitelikte değil.’’

Rabia YILMAZ  twitter.com/rabiaylmaz

2087