Devrimciler Açısından Seçimler Bitmiş midir

Bir tek insanın burnu kanamadan, bir tek insanında canı yanmadan..
Devletin açıklamasına göre anlam veremedikleri bir şekilde ülkenin dört bir tarafında elektrik kesintileri gerçekleşti.
Miliyarlarca dolar zarar.
İster emperyalizmdeki işe yaramaz işletmelerin / sömürgelerinde / tasfiye oluşuna kriz diyin isterse de başka bir şey.
Çağımız katma değeri yüksek üretim ilişkilerine sahip olma ve katma değeri yüksek üretim ilişkilerine tüketebilecek insan / ülke / tipi yaratabilme çağı.
Ve ....
Sorunumuzda / feodal / yaptıklarımız değil, yaptıklarımızın / neo liberal politikalara karşı / yapacaklarımıza engel olması.
Halde böyle olunca...
Oy.... oy.....
HDP' ye destek veren sınıf partileride.... nasıl seçim çalışmaları yaparmışta.... yaparmış...
Görende kıskanırda... kıskanırmış.
Sınıf partileri de... bilirlermişki a politik toplum seçimlerin çalışanları değil parçalarından biri olduğunu bilemediklerinden.....
Asla da.....
Kürtler gibi a politik toplumu da içine alan /parlementizm,... gibi / araçlara sahip olmadıklarından sahip olduklarının içerisinde de vur diyince öldürmemeleri gerektiğini İstanbul zihniyetliler bilmezlermiş.
İstanbul / kartal .... / seçim bölgesindeki arkadaşların açıklamalarına göre de konuklardan biri HDP' le ilgili seçim görüşmelerini sorunca HDP' le herhangi bir seçim pazarlığı yapmadıklarını, yapmayacaklarını.... kendileri açılarından başarının kriteri Kürtlerle kurdukları, kuracakları diyalog ve örgütlülük olduğunu, olacağını söylemişler.
Ne diyebilirimki...
Yoldaşlarda baya faydacı değillermiş....
Diyip...
Ne zamandan beri de bir köylünün kendi yaşadığı sosyo ekonomik yapıya bakarak esasın belirlenebileceği söylemine karşı duruşumuz karşı duruş olmaktan çıktı da baş çelişki belirlemesinde de dünyanın yaşadığı sosyo ekonomik yapıyı esas almayalım..... diyerek ...
Konuyu da yoldaşlara yardımcı olabilmek için değiştirirsem
Yoldaşlara da baya yardımcı olmuş olurum değil mi ?
Konuyu değiştirerek yoldaşların gönüllerini de hoş ettikten sonra...
HDP' yi / kendilerininde yüzde on barajında kendilerini / aştıracak olanın ne olduğunu, olacağını
soracak olursamda ...
Kİmine göre Kürtlerle kurulacak diyalog ve örgütlülük.... kimine göre de devrimci birlikteliklerin sağlanması,,,, / sandığa yansıması.....
Aslında bu zihniyeti gezide de görmüştük.
Gezide iktidar devrimciyle halkı birbirinde ayırabilmek için çaba sarf ederken devrimcide her sokakta yükselen eylemlere dağılarak demokratik kitle kurumlarını, yayınını .... çekim merkezi haline getireceklerine devrimci birlikteliklere / devrimci birlikteliklerin ortaya çıkardığı, çıkaracağı eylemliklerin peşine düşmüş, binlerce sokak bir tek devrimci görmeden geziyi bitirmiş, devrimciye geriye kalanda eylem birlikteliği sağladıkları, sağlayamadıkları.. bazı kimselerin nasıl da eylemi manipüle ettiklerinin hatırılarını anlatmak kalmış,,, yaptıklarıyla da iktidarın ekmeğine yağ sürmüşlerdi.
Şimdi bu zihniyeti seçimlerde de görüyoruz.
Arkadaşlar birazcık insanlarla uğraşmaktan vaz geçip seçimlerde HDP' ye yüzde on barajını aştıracak olanın ne olduğunu, olacağını sorsalar belki de kendilerininde yüzde on barajında kendilerini aştıracak olanın ilk önce Kürtler gibi a politik toplumu da içine alan /parlementizm,... gibi / araçlara sahip olmadıklarını, şimdilik koşulların zorlamasıyla da sahip olduklarının içerisinde de vur diyince öldürmemeleri gerektiğini ardından da merdiven altında bir kaç insanla ürettikleri progandayı her şehrin insanlarına ulaştırma tarzını ortaya çıkarmaları olduğunu, olacağını görürlerdi.
Görürürler mi ?
Binlerce insan HDP' ye oy veriyorsa, verecekselerde emekçiler açısından seçimler bitmemiş olmasından.
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Sayfalar

Kanla beslenen Almanya (Nubar OZANYAN )
Hafıza katillerine inat, modern tarihin en büyük suçlarından biri olan Ermeni Soykırımı’nın başlıca esin kaynağı, fikri ve onayı dönemin emperyalist Alman devletinindir. Soykırım bilimcilerinin araştırma ve çalışmaları sonucu elde edilen belgeler ortaya koymuştur ki, Ermeni Soykırımı, dönemin Alman devletinin İttihat Terakki Cemiyeti’yle kurduğu stratejik ittifak sonucu gerçekleştirilmiştir. Türk ulus devlet inşası, Alman devletinin akıl, destek ve onayıyla olmuştur. Alman ve Türk komprador burjuvalarının sermayesi, Ermeni-Rum-Süryani halklarının kanıyla yıkanmıştır.

Devrimimizin niteliği ve stratejisi üzerine (4.Bölüm)
“Devrim strajisi" üzerine:
MKP III. Kongresi’nin üzerinde; “Her şeyden önce MKP’nin Sosyalist Halk Savaşı Stratejisi halk savaşını sulandırmaktadır” ve “aşırı sol sekter bir tutumdur.”1 diyeninden tutalım da, “Yarım fokoculuktan tam fokoculuğa bir geçiş teorisi”2 türünden fırtınaların en çok kopartıldığı bir diğer önemli görüş ve yaklaşımı da, kuşkusuz ki; “Devrimimizin Stratejisi, sosyalist halk savaşıdır.” Başlığı altında ortaya konanıdır.3

"Kadın Cinsi Kaybetmiş Bir Cinstir." !!!
Biz sol/sosyalist ve de feminist çevrelerden insanların adeta kanını donduran „başlık olan“ bu 'veciz söz', maalesef sayın M. Oruçoğlu'na ait.
Dikkat edilirse sayın Oruçoğlu'nun bu çıkarsaması, adı sanıyla tekil bir kadına değil, hatta beli bir grup kadına da değil; basbayağısında bir bütünlük olarak "KADIN CİNSİ" ne dairdir.
Böyle bir genelleme bulunabilmesi için insanın ya akli melekelerinin kendisine oyun oynaması veya kaskatı bir erkek şovenist olması gerekir.

Rojava ve Karabağ / Nubar OZANYAN
İşgal altında olan Rojava ve Karabağ, Kürt ve Ermeni halklarının kalbine saplanan iki kanlı bıçak gibi duruyor. Parçalı ve yaralı… Her iki kadim toprak parçası, zalim ve soykırımcı Türk devleti tarafından işgal altındadır.
İttihatçı Kemalist Türk devleti, önüne kattığı ölüm sürüleriyle işgal ve katliam gerçekleştirerek yeni haritalar çizmeye çalıştı. Ancak haritalar kimi zaman işgalci devletlerin hatırlamak istemediği hikayeleri de anlatır. O hikayelerin en canlı yerinde boyun eğmeyen halkların bitmeyen özgürlük özlemi yazılıdır.

Özel Mülkiyetin Dayanılmaz Çekiciliğinde Kadına Yaklaşımın Küçük Burjuva Hafifliği
Kapitalist (ve pre kapitalist) toplumlarda, özel mülkiyetli ekonomik toplumsal yapının; ideolojik, politik ve genel anlamda kültürel belirleyiciliği tartışma götürmez. Düşünceler, davranışlar, etiksel anlayışlar bu minval üzerinde şekillenir ve gelişir.

20. Yılında 19 Aralık Hapishane Katliamını Unutmadık, Unutturmayacağız!
2000 yılında F Tipi hücre sistemine karşı başlayan açlık grevlerinin ölüm orucuna dönüştürülmesiyle büyüyen direniş, hapishane duvarlarını aşarak dışarıda da direnişe dönüştü.
Hapishanelerde ve dışarıda büyüyen direnişin bastırılması ve ardından hücre sistemine geçilmesi hedefiyle faşist diktatörlük, 19 Aralık 2000 tarihinde 20 hapishaneye birden saldırdı.
Binlerce özel tim ve polis eşliğinde; kimyasal gaz, ağır silahlar ve bombalarla düzenlenen bu kanlı operasyonda, 28 devrimci tutsak katledilirken, yüzlerce tutsak da geriye dönüşü olmayacak şekilde sakat kaldı.

Devrimimizin niteliği ve stratejisi üzerine (3.Bölüm)
2.2. “ESKİ VE İYİCE YERLEŞMİŞ BİR BURJUVA DEMOKRATİK SİYASİ SİSTEME SAHİP OLMASI” SORUNU.
H. yeşil 1. Maddede Türkiye’nin Kominter Programında öngörülen ‘eski ve iyice yerleşmiş bir burjuva demokratik siyasi sisteme sahip’ olması koşulunu aradığına göre, demek ki bu koşula uygun olmayan ülkelerde sosyalist değil, demokratik devrimin gündemde olacağını öngörüyor.

Unutmayın! (İsmail Cem Özkan)
Maraş katliamının bir yıldönümüne daha yaklaşıyoruz... Unutmadık acıyı yaşatanları ve yaşayanları...
Maraş bir dönüm hatta kırılma noktasıdır.
Katliamda elde edilmek istenen sonuç ortada değil mi? 12 Eylül.
Katliamı yapanlar 12 Eylül’ü yapanlardır, organize edenlerdir, arkasında ki lojistik ve ideolojik güçtür...
Peki, ne yaptılar Maraş’ta?
Cevabı açık, katliam!
Peki, sonucu ne oldu?

SAHİ FEMİNİZM, BİR “BURJUVA KADIN HAKLARI AKIMI“ MIDIR? (*)
Sizleri bilmem ama, benim kafama yatmıyor bizim cenahın ve sol-sosyalist ekseriyetin yapageldiği feminizm tanım ve nitelemeleri. Bunlarda itirazımı koşullayan baskın yönler sözkonusu çünkü.
Feminizmin, “burjuva kadın hareketi“, “burjuva akım“ yada “orta sınıf burjuva kadın hakları projesi“ gibi nitelemelerle anılması, doğrusunu isterseniz beni ikna etmiyor.

Hayaller tutsak alınamaz! (Nubar Ozanyan)
Ülkenin çeşitli zindanlarında işkence ve hak gasplarına karşı direnişler yeniden başladı. Modern tarihin en büyük suçu olan işkence, zindanlarda devam ediyor. 12 Eylül AFC dönemini aratmayan, sistemli ve sürekli hale gelen baskılar karşısında dilleri, inançları farklı olsa da halklar, yaşadıkları topraklarda özgürlük düşüncelerini var etmeye ve hayallerini sınır ve yasak tanımadan dolaştırmaya devam edecektir. Hiçbir duvar, hiçbir zorba güç özgürlük düşüncelerine kilit, hayallerine zincir vuramaz.

Devrimimizin niteliği ve stratejisi üzerine (2)
1-) “DEVRİMİN AŞAMASI SORUNUNDA TKP/ML’NİNTAKINDIĞI TAVIR” SORUNU:
MKP III. Kongresi’nin devrimin niteliğine (ya da aşamasına) ilişkin bu söylediklerine Partizan Özel Sayı (PÖS)‘da esaslı bir itiraz söz konusu olduğundan, sorunu biraz da bu itirazlar üzerinden ele almanın tartışmalara katkı sunacağını düşünüyoruz. Ve tabii ki söylenenler karşısında tavır belirlemekte gerekiyor.