Devrimcilik Sınırlara Dokunabilme Sanatıdır
Ak ... ak ...
Bazı proletaryalar geçmişe çok takılıyor.
O öyle yaptı diyor. Şu da böyle yaptı diyor.
Olan oldu gayri.
Temel çelişkiler derinleşerek duruyorken .....
Sık eleyip sık dokumayacan.
Mazallah daha düne kadar başka ülkelerin devrimlerini lojistik olarak desteklemekle o ülkelerde aktif olarak bulunmak farklı şeylerdir diyenlerin bu gün o ülkelerde bulunmayı devrimci bir vazife olarak görmelerine bu ne nane bu ne maydonuz diyerek güldüğünüzü duyarsalar gayri
Hemi .... hemi ... siz nedeceksiniz haklıyken dahil nasıl davranacağınızın sınırlarının belirlendiği bu dünyada kimin haklı kimin haksız olduğunu ?
Gerçekten kimin haklı kimin haksız olduğunu bilince haklıyken dahil sizi haksız çıkarabilecek haklıyken dahil nasıl davranmanız gerektiğini belirleyen sınırları sorgulayabilecek misiniz ?
Öyleyse:
Dergiyi herkese ulaştıralım diyen bir şaklabanın saflarda ortaya çıkan bürokrasizm, hizip mizip sizin, biz siyaseti, dergiyi kendimize yakın olanlara ulaştırıyoruz diyen örgütlenme anlayışınızın sonucu değilde guguk kuşunun yumurtasını saflarınıza bırakmasının sonucu muydu sorusundaki laubaliğinden de vazgeçin.
Kır yüzerine yazıları anılarının izlerini taşımakta öteye geçmeyen biri diğerlerine, diğeride diğerine şöyle seslenmiyor muydu ?
Ama ama .... yazılı olmayan kurallarımız, uygulamalarımız, tarihimizde hiç olmadı mı ?
Diğeride: Size dedik gayri kongreyi siz toplayın diye. Ağzımızda da kongreyi toplamak için salt çoğunluğa başvurduk, vuracağız kelimesi hiç çıktı mı ? Onunla bununla çalışmam diyenlerde sizdiniz. Halbuki bu güne kadarda tüm yazılarımızda da üstleri korumada can siper olmadık mı ?
Diye seslenmiyorlar mıydı birbirlerine ?
Görelim bakalım kimin haklı kimin haksız olduğunu bilince haklıyken dahil sizi haksız çıkarabilecek haklıyken dahil nasıl davranmanız gerektiğini belirleyen sınırları da sorgulayabilecek misiniz ?
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Sayfalar
EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN
ULUSAL SORUN
Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.
Faşizm
Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir. Dimitrov
Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor
Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.
Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir
Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.
Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir
Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.
Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor
Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.
BALIK VE MELISA
Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde...
ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ
“Acıya yenilmek istemiyorsan,
onunla yüzleşmen gerek.”
(Lanza del Vasto.)
Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…