Kılıçdaroğlu Alevileri mi temsil ediyor? —Ergin Doğru
CHP’nin Alevilerin temsilcisi olduğu iddiası, cumhuriyet tarihi boyunca sürdürülen aldatmacıdır. Alevilerin CHP ile ilişkisi sorgulanması ve tarihsel gerçeklerin sosyolojik olarak irdelenmesini gerektiriyor.
Gerici sistemlerin Sünni baskı politikalarına karşı sürekli olarak dışlanmış ve baskılanmışları temsil eden Alevilerin, cumhuriyete yaklaşımı baskılanmış toplum psikoloji ile olmuştur. Gerici baskılardan bunalan Alevilerin, kendilerine taktiksel olarak yaklaşan cumhuriyet yönetiminin riyakarlığını anlayabildiğini söylemek çok mümkün değildir.
Mustafa Kemal’in cumhuriyetin kuruluş sürecinde tüm etnik ve dinsel farklılıkları “ortak vatan” ve “işgale karşı çıkma” gerçeği altında toplaması, siyaseten beceri işidir. Burada ilginç olan ise Alevilerin bunu kendilerine dönük bir yaklaşım olarak algılamasıdır.
Tarihsel gelişmeler ışığında bakıldığında Alevilerin Kemalizm’e yedeklenmesi projesi ciddi bir toplumsal mühendislik örneğidir. Cumhuriyet dönemi boyunca yaşanan Alevi katliamları dahi, oluşan bu algıyı değiştirememiştir. Dönem dönem Aleviler Kemalizm’den kopmaya çalışsalar da “ölümü gösterip sıtmaya razı etme “ anlayışı ile her seferinde Kemalizm etrafında toparlanmışlardır.
Alevilerin Kemalizm’den kopmaya en yakın ve uygun koşullarda ise devreye Alevi felsefe ve görüşüne yakın isimler CHP başına getirilerek ya da katliamlarla Alevilerin kopuşu önlenmeye çalışılmıştır. Örneğin 70’li yıllarda devrimci mücadelenin önemli bir gücü olan Aleviler Kemalist CHP ’den kopacakken ortaya Ecevit çıkarılmıştır. Bununla hem Alevilerin kopuşu hem de devrimcilerin etkisi sınırlandırmaya çalışılmıştır. 90’ lı yıllarda Kürt özgürlük hareketinin çıkışı ile kopuşu gerçekleştirmeye çalışan Aleviler bu seferde Sivas ve Gazi katliamlarına maruz bırakılmıştır. 2000’li yıllarda Baykal gericiliğinin maskesi düşmesi ile Aleviler CHP den hızlı bir kopuş sürecinde girdiğinde ise bu sefer Kılıçdaroğlu CHP’ nin başına getirilmiş ve kopuş engellenmeye çalışılmıştır.
Kılıçdaroğlu Alevilerin kurtarıcımsıdır?
Alevilerin CHP’ den kopuş işaretlerinin güçlenmesiyle beraber CHP’nin başına gelen Kılıçdaroğlu yoğun bir propaganda ile cilalanmıştır.”Alevi bir başbakan, Tuncelili bir başbakan, ocakzade vb” sıfat ve belirlemeler ile Kılıçdaroğlu ile CHP’nin değişeceği ve Türkiye’yi bir Alevinin yöneteceği propagandası yapılmıştır.
2009 ve 2011 seçimlerinde bu propaganda ile Alevilerin bir kez daha CHP içerisinde tutulduğu görülmektedir. Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğinin vurgusu çok sık yapılarak, Aleviler CHP’ de tutulsa da rakamlar ve Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımları tersini göstermektedir.
Antalya CHP il yönetim kurulu üyesi olan Binali EFE’nin internet sitelerinde çıkan bir yazısında dile getirdiği rakamlar Kılıçdaroğlu dönemindeki Alevi temsiliyetinin yapılan propagandanın aksine artmadığını, bilakis azaldığını göstermektedir. Efe’nin yazısındaki rakamsal tespitlere bakarsak
“Erdal İnönü’nün Genel Başkanlığı döneminde 1987 yılında önseçim ile genel seçime giden SHP’de, 99 milletvekilinin içinde 33 milletvekili Alevi’dir.
Erdal İnönü’nün Başbakanlığında 1991 genel seçiminde SHP’den seçilen 88 milletvekilinin 27’si Alevi’dir.
Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığında 1995 seçimlerinde seçilen 49 milletvekilinin 22’si Alevidir.
PM nin 60 kişinin en az yarısı Alevi’dir.14 kişilik MYK’nın en az yarısı Alevi’dir.
Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığında 2002’de yapılan genel seçimde CHP’den seçilen 177 milletvekilinin 22’si Alevi’dir.
Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığında 2007 de yapılan genel seçimde 112 milletvekilinin 21 tanesi Alevi’dir. (DSP’li Milletvekilleri ayrıldıktan sonra) CHP’de kalan 98 vekilin içinde seçilen 14 kişilik MYK içinde 6 Alevi görev aldı.
Dikkatle incelendiğinde 1987 ve 1991 seçimlerinde Milletvekillerinin üçte biri,1995 seçiminde nerdeyse Milletvekillerinin yarısı alevidir.
Şimdi “Alevi Genel Başkan’ın “dönemine bakalım.
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığında 22 Mayıs 2010 kurultayında oluşan 80 kişilik PM içinde sadece 11 Alevi vardır.
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığında 12 Haziran 2011 yılında yapılan genel seçimde seçilen 135 milletvekilin yalnız 21 i Alevi’dir.
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığında 17 Temmuz 2012 Kurultay sonrası parti meclisindeki 60 kişilik listesinde 5 Alevi var olmasına karşın Durdu Özpolat ve İlhan Cihaner listeyi delerek girme başarısı göstermiş ve Alevi sayısı 7 ye yükselmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığında MYK da bulunan 19 kişinin sadece 2 si Alevi’dir. “
Görüldüğü gibi Kılıçdaroğlu parti yönetimlerinde ve milletvekili sıralamalarında Alevilere değil, Sünnilere daha fazla seçilme imkânı vermektedir.
2014 yerel seçimlerine gidilirken ise Kılıçdaroğlu CHP’ sinin gerçek yüzünü açığa çıkaran gelişmeler sürüyor. Kılıçdaroğlu ile gidilen seçimde Ankara adayı M.Yavaş, Hatay adayı L.Savaş gibi MHP’ l ileri,Sarıgül gibi cemaatçileri ve bir çok ilde AKP den ve diğer sağcı partilerden transfer ettiği isimler , CHP’ nin ve Kılıçdaroğlu’nun Alevilere yaklaşımındaki samimiyetin göstergesidir.
Bu bilgiler ışığında açığa çıkan gerçek şu ki Kılıçdaroğlu Alevi refleksi ile hareket eden bir “lider” değil. Kılıçdaroğlu, Alevilerin temsilini artırmak için değil, tamamen Alevileri CHP ’ye yedeklemek için görevlendirilmiştir. Kılıçdaroğlu’nun “zaten ben genel başkan olarak Alevileri temsil ediyorum, göze batmayalım” yaklaşımı ise farklı bir şekilde Alevileri aldatma politikasını sürdürmedir.
Aleviler, artık CHP gerçeğini doğru anlamalı ve oynanan oyuna karşı bir duruş göstermelidir. Oynan oyun açığa çıkarılmalı ne CHP’nin ne de Kılıçdaroğlu’nun Alevileri temsil etme gibi bir dertlerinin olmadığı artık anlaşılmalıdır. Eğer ilada bir temsilcilikten bahsedilecekse de Kılıçdaroğlu’nun devleti temsil ettiği gerçeği bilinmelidir…
Aleviler demokratik mücadele içerisinde ödediği bedellere ve mücadelesine denk bir temsilliyeti sağlama ve bunun üzerinden Alevilerin anayasal haklarını elde etme ve özgürleşme mücadelesinde aktör olmalıdır. CHP gerçeği ile yüzleşmeyen Alevilerin CHP ’ye yedeklenen bir figüran olmaktan kurtulamayacağı unutulmamalıdır.
Son Haberler
Sayfalar
Doğa ve Çevre Sorununa Proletaryanın Yaklaşımı
İnsan doğanın ayrılmaz bir parçası olduğu için doğadaki her olumsuz gelişme insanı da doğrudan etkiler. Bu anlamıyla çevre sorunu, bir insanlık sorunudur. İnsana değer vermeyen bir sistemin doğaya değer vermesi de beklenemez.
Fransa'da Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya Anması Gerçekleştirildi!
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 41. Yılında “Mutlaktır Ülkemizde Devrim, Bir İşaret Fişeğidir Kaypakkaya” şiarıyla gerçekleştirilen gece etkinliklerinin sonuncusu, Fransa’nın Metz şehrinde gerçekleştirildi. Yaklaşık 30 yıldır devrimci etkinliklerin nadiren yapıldığı bölgede, böylesi bir etkinliğin yapılıyor olması kitleler açısından oldukça önemliydi. 500’ün üzerinde kitlenin katıldığı etkinlik, saat 14’te, 13 Mayıs’ta gerçekleşen Soma maden işçileri katliamı için hazırlanan sinevizyon gösterimiyle başladı.
Volkan Yaraşır: İbrahim Kaypakkaya, ihtilalin yolu, ihtilalin ruhu ve ihtilalin manifestosudur.
İbrahim Kaypakkaya’nın idelojik- teorik mimarisi tarihsel olarak; Anadolu ve Mezopotamya halklarının isyan ve komünalite geleneğine, yerel olarak; 1960 sonrası, Türkiye’deki zengin sınıf mücadelesine, Uluslararası boyutta; 1968 küresel isyan hareketine, kültür devrimine ve ulusal kurtuluş savaşlarına dayanmaktadır.
Devrimci hareket açısından 1970′lerin başı bir momentumu ifade eder. 1971 devrimcileri, uçurumun kenarında yürümenin cüret ve cesaretini simgeler. Aynı zamanda ’71 pratiği, sistem dışı ve açık bir devlet karşıtı olmanın pratiğidir.
Soma ölüm ocağı ; ՍՈՄԱ`Ն ՄԱՀՎԱՆ ՕՋԱԽ Է ,
Soma maden ocağı katliamı,Türkiye'nin aynı zamanada dünyanın en büyük maden ocağı faciası olarak şimdiden tarihe geçti.Soma İşçi Katliamı olarak da anılacak,hafızalardan kolay kolay silinmeyecek bu vahşet,işçi ölümlerinin en büyük olma özelliği ile de işçi sınıfı mücadele tarihinde yerini koruyacaktır.
TKP ML-TİKKO’dan açıklama
TKP ML –TİKKO, Şubat 2011’de kış üstlenme kamplarının çökmesi sonucu yaşamını yitiren 5 gerillanın naaşlarının Dersim’in Hozat ilçesi Pazar Köyü Kurudere Mezrasına bağlı Fıtılo bölgesinde defnedildiğini bildirdi.
TKP ML - TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı, 2011 yılında yaşamını yitiren 5 gerillaya ilişkin açıklamada bulundu.
Açıklamada, 2 Şubat 2011 tarihinde kış üstlenme kampının çökmesi sonucu yaşamını yitiren Sefagül Keskin, Nuşen Aslan,Gülizar Özkan, Fatma Acar ve Derya Aras adlı gerillaların naaşlarının Fıtılo Bölgesinde defnedildiği duyuruldu.
Basel ve Londra'da kitlesel ve çoşkulu Kaypakkaya anması!
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 41. Yılında İsviçre’nin Basel şehrinde kitlesel ve çoşkulu bir geceyle anıldı.
„Mutlaktır Ülkemizde Devrim, Bir İşaret Fişegidir Kaypakkaya!“ sloğanıyla Avrupanın 5 ülkesinde organize edilen anma etkinliğinin biride, 18 Mayıs 2014 tarihinde 1000 yakın bir kitle ile İsviçre’de gerçekleştirildi.
Wupertal'da kitlesel Kaypakkaya anması
17 MAYIS 2014 TARİHİNDE ALMANYA’NIN WUPERTAL ŞEHRİNDE KİTLESEL BİR KATILIMLA GEÇEKLEŞTİRİLEN GECEDE KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA ANILDI.
Leyla Erbil:"Seni anlatabilmek seni"...
“Gerçek değer,gelmesi boşluk dolduran değil,gitmesi boşluk yaratandır.”[1]
“Yaralı doğar bütün insanlar, anlaşılmak, sevilmek, sevecenlik dilenir ömrünce...”
“Ben sadece sesli düşünüyorum, yani yazarak…”
“Ben yazarların neyi nasıl kotardıklarını çok düşünürüm, cümleyi neden kurduklarını, neye özendiklerini, neyi yinelediklerini ve ‘kendi’ kıldıklarını,” diyen O; ‘Tuhaf Bir Kadın’ın yazarıydı; 82 yaşında hayata veda etti.
Edebiyatın saygın yazarlarındandı; öncü romancılığıyla edebiyat dünyasını derinden etkileyen Leylâ Erbil’i 29 Temmuz 2013’de yitirdik.
Yazarlar da Dedikodu Yapar
Neyse falın çıksın halin.
Duymak istediklerinizi söyleyip alkış almasını da bilirdim.
Demek gelmeseler de sormasalar da bu şehirliler sizin şehirliler.
O köprünün altında çok sular aktı.
Ben anlatayım da siz dinleyin kitleselleşemediği halde kitleselleşme teorisiyle hareket eden şehirlilerin savruldukları halleri.
Kuş bakışı teori.
Her zaman uçan şehirli olmak isterdim.
Gökyüzünde uçmak.
Dünyanın geotliği nedeniyle yazarların bi türlü düz kağıda aktaramadığı köyleri, kasabaları, şehirleri, ülkeleri... görmek isterdim.
TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı
Elimize e-mail yoluyla ulaşan imzalı açıklamaya göre;
TİKKO gerillaları 14 Mart tarihinde Dersim-Çemişgezek İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne roketatarlı saldırı düzenlenmiştir. Haber değeri taşıdığı için paylaştığımız açıklamada “Gerilla güçlerimiz tarafından düzenlenen bu saldırı, Gezi ile başlayan isyan sırasında başından vurularak hastaneye kaldırılan ve dokuz ay boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra 11 Mart tarihinde ölümsüzleşen Berkin Elvan'ın katledilmesine misilleme olarak gerçekleştirilmiştir” deniliyor.