Cumartesi Nisan 19, 2025

Metal ve Elektro Endüstri İş Kollarında Toplu Sözleşme Dönemi! (İsmail S.)

Metal ve Elektro Endüstri iş kollarında toplu sözleşmeler dönemindeyiz. Bu iş kollarındaki toplu sözleşmelerin iki modeli var. Bunlardan birincisi; işverenleri temsilen Südwestmetall ve isçileri temsilen Metal ve Elektro iş kolunda IGM sendikası arasında yapılmakta. İkincisi ise; Ev Toplu Sözleşmesi (Almancası Haustarifvertrag).  Örnek olarak VW, Stahl gibi büyük işletmelerde sendika ile işveren arasında yapılan toplu sözleşme, sadece o iş yerini bağlamaktadır. Almanya’da ilk toplu sözleşme 1873 yılında Matbaa iş dalında yapılmıştır.

Almanya’da toplu sözleşme çeşitleri:

  1. Ücret ve maaş toplu sözleşmesi:Parayla ilgili. Adından da anlaşılacağı gibi, toplu ücret ve maaş sözleşmesinde ücretlerin, maaşların ve eğitim ödeneklerinin seviyesi belirtilmiştir.
  2. Çerçeve toplu sözleşme:Her şey ücret ve maaş grupları etrafında döner. Çerçeve toplu sözleşmede, farklı gruplar için iş tanımları ve yeterlilik gereksinimleri bulacaksınız.
  3. Genel toplu sözleşme:Odak noktası çalışma koşullarıdır. Toplu ücret sözleşmesi, örneğin haftalık çalışma saatlerinizi, tatil hakkınızı, yıllık ödeneği (Noel ikramiyesi) veya ihbar sürelerini düzenler.
  4. Sanayi veya bölge toplu sözleşmesi:Ekonominin tüm bir dalı için geçerli olan toplu bir sözleşmedir. Bir işveren birliği ile müzakere edilir ve genellikle belirli bir bölge için mekânsal olarak sınırlandırılmış toplu pazarlık alanına (alan) uygulanır.
  5. Şirket veya ev toplu sözleşmesi:Sendika ile bireysel bir şirket arasında yapılan toplu sözleşmedir.
  6. Tanıma toplu sözleşmesi:Bu toplu iş sözleşmesinin içeriğinin kabul edildiği bir şirket toplu sözleşmesinden başka biri değildir.

Yazı konusu olan Metal ve Elektro iş kolundaki toplu sözleşme 3.cü madde yazılan genel toplu sözleşmedir.

IG Metal sendikasının 2021 toplu sözleşmesinde talepleri nelerdir?

Kısmi tazminat ile azaltılmış çalışma saatleri modelleri yoluyla istihdamı güvence altına almak için feshedilen toplu pazarlık düzenlemelerinin iyileştirilmesi.
Gelecekteki şirket toplu sözleşmeleri için toplu çerçeve. Orada, yerlerin ve işlerin güvence altına alınmasına yönelik düzenlemeler ayrı ayrı şirketlerde belirlenecektir.
Gelirleri güçlendirmek için yüzde 4’lük bir hacim – yani maaşlar ve eğitim ödenekleri – 12 aylık bir dönem için.  Bu cilt, çalışma saatlerinin azalması durumunda kısmi tazminat gibi istihdamı korumaya yönelik önlemler için de mevcuttur.

İşçi sendikası ile yapılan toplu sözleşme o iş yerindeki çalışan sendika üyelerini kapsamaktadır, ancak işveren sendika üyesi olmayan işçilerede kazanılmış haklardan vererek örgütlülüğün önünde engel oluşturma gayreti içerisine girer çoğu zaman.

Sendikanın talepleri içerisinde talep edilen iki madde meselenin esas yanını oluşturmaktadır.

  1. Maaşlara gelecek yüzdelik zam (bu sözleşme için 4%)
  2. İşyerini tutma güvencesi (Almanca Standortsicherung)
  3. 2021 Toplu sözleşme görüşmelerinde sendikanın 4% lük zam talebi, basından yenilgiyi kabullenmişlerin ifadesidir. Bence, 4% işçileri Manipüle etme durumudur.
    İsçilere şu mesaj veriliyor; bu pandemi ve ikonomik kriz günlerinde 4%’lük zam talebi, isçiler arasındaki sendikaya güvensizliği önlemenin aracı olarak kullanılma durumu var ortada.

Bu talebe karşın işveren tarafı sıfır zam ile karşılık vermekte. Göstermelik uyarı grevleri 02.03.2021 tarihi ile başlamıştır. Ancak toplu sözleşmeler dışında grev hakki bulunmayan işçi sınıfı, üretimden gelen gücünü işverene hissettiremeyecek kadar edilgen durumdadır. Milyonlar sarı sendikanın (IGM) manipülasyonu altındadır

Kriz dönemlerini bahane eden büyük araba Kartelleri, karlarını bu sürede arttırmışlardır. Örnek olarak; Mercedes Firması 2020 yılında 4,3Milyar kar öngörürken, ayni yılda 6,6 Milyar karla kapattı. (Kaynak: Automobilwoche)

  1. işyerini tutma güvencesi; 2000’li yıllardan sonra işçi ve işveren temsilcilerinin dilinden düşürmediği kutsal sözcük (iş garantisi), peki nedir bu? Sendikanın 6%’ lik zam talebine işverenler enflasyon oranına göre değildi, alt düzeyden verdikleri zam oranına işçileri ikna için işveren ve sendikanın kullandığı biricik yöntemdir. Diğer bir deyişle; “ben size 5 yıl daha iş garantisi veriyorum, verdiğim zamma razı olun” demekten başka bir şey değildir. İş yerini tutma güvencesi olarak yapılan anlaşma tam olarak manipülasyondur. İş  yeri iyi gitmez ise bu anlaşma her zaman işveren tarafından bozulur, iyi giderse anlaşmaya zaten ihtiyaç yoktur.

IG Metal Sendikasının siyasi ayağını oluşturan Sol Parti (die Linke)  ile ayni talepleri savunmaktadır. Baden Würtenberg Mart 2021 Eyalet parlamentosu seçimlerinde die Linke`nin halka vaatlerinden birisi; Çıkışlara karşı, haftada 4 günlük iş günü talebi, IGM sendikasının da toplu sözleşmelerde talepleri arasındadır. Burada dikkat edilmesi gereken tam ücret karşılığı değil, işverenin istediği kısa çalışma tarzı, zaten, işveren istediği zaman kısa çalışmayı talep ediyor, yasal olarak da hakkı. Halkın ödediği vergileri ve ödenekleri kendi çıkarına kullanmakta da sınır tanımıyor!

Kapsamlı ve eksiksiz bir yasal grev hakkına ihtiyacımız var. Almanya’daki işçilerin yalnızca toplu pazarlık konularında grev yapmalarına izin verilmesi kabul edilemez. Bu hak, genel grevler dahil siyasi ve bağımsız grevler için de gereklidir!

02.03.2021

15035

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

KENTİ (YOKSULLARINDAN) “TEMİZLEMEK”…[1]

“Ahlâk ve para aynı çuvala girmez.”[2]

Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım, bugün İstanbul’un en “in” mekânlarından sayılan Erenköy-Göztepe arasında geçti. O yıllarda İstanbul’un tartışmasız bir numarası Teşvikiye- Nişantaşı-Osmanbey karşısında biraz “ikinci sınıf” sayılan, ancak “sayfiye” olarak muteber, bizim gibi yaz-kış kalanların hafiften “taşralı” muamelesi gördüğü, ama geceleri Bağdat caddesinde “anahtar teslim”ine yarıştırılan lüks, spor arabalara bakıldığında, geleceğinin “parlak” olduğunu sezdiren, üç katlı apartmanlar diyarı…

KÜRDİSTAN ULUSAL KONGRESİ VE BDP’NİN TÜRKİYELİLEŞME SİYASETİ

Herşeyin içinin boşaltılarak hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Post-modern bir cehalet her yanımızda. Düşüncelerimizin, yaşamlarımızın, ilişkilerimizin, eğitimlerimizin hatta gıdalarımızın içi boşaltılmış ve global ekonomik sistemin ihtiyacına göre yeniden düzenlenmiş durumda. Wachowski Kardeşlerin unutulmaz filmi Matrix’te anlatılan insanı metalaştıran sanal düzenin bir benzeri hepimize dayatılmış.

ANNEME İnci Taneme

“Bu akşam, annem kamerada seninle konuşmak istiyor” diye mesaj geldi erkek kardeşim Nuri’den. Bir arkadaşa misafirliğe gidecektik. Erteledik. Bilgisayarın başındaki yerimizi aldık.  Ben, Nuran ve Ezgi… Ekranın gerisinde annem ve kardeşlerim… Selamlaşıyoruz. Annemin gözlerindeki mutluluk tarif edilir gibi değil. Yüzünde bir çocuk sevinci.  

“Nasılsın anne, nasılsın babaanne?”

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm

               Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda  b

İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür

 

Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür. 

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?

 

1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.

 2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.

 3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.

 4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.

 5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.

 6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.

BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...

 

Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.

Sayfalar