Cuma Nisan 18, 2025

Metal ve Elektro Endüstri İş Kollarında Toplu Sözleşme Dönemi! (İsmail S.)

Metal ve Elektro Endüstri iş kollarında toplu sözleşmeler dönemindeyiz. Bu iş kollarındaki toplu sözleşmelerin iki modeli var. Bunlardan birincisi; işverenleri temsilen Südwestmetall ve isçileri temsilen Metal ve Elektro iş kolunda IGM sendikası arasında yapılmakta. İkincisi ise; Ev Toplu Sözleşmesi (Almancası Haustarifvertrag).  Örnek olarak VW, Stahl gibi büyük işletmelerde sendika ile işveren arasında yapılan toplu sözleşme, sadece o iş yerini bağlamaktadır. Almanya’da ilk toplu sözleşme 1873 yılında Matbaa iş dalında yapılmıştır.

Almanya’da toplu sözleşme çeşitleri:

  1. Ücret ve maaş toplu sözleşmesi:Parayla ilgili. Adından da anlaşılacağı gibi, toplu ücret ve maaş sözleşmesinde ücretlerin, maaşların ve eğitim ödeneklerinin seviyesi belirtilmiştir.
  2. Çerçeve toplu sözleşme:Her şey ücret ve maaş grupları etrafında döner. Çerçeve toplu sözleşmede, farklı gruplar için iş tanımları ve yeterlilik gereksinimleri bulacaksınız.
  3. Genel toplu sözleşme:Odak noktası çalışma koşullarıdır. Toplu ücret sözleşmesi, örneğin haftalık çalışma saatlerinizi, tatil hakkınızı, yıllık ödeneği (Noel ikramiyesi) veya ihbar sürelerini düzenler.
  4. Sanayi veya bölge toplu sözleşmesi:Ekonominin tüm bir dalı için geçerli olan toplu bir sözleşmedir. Bir işveren birliği ile müzakere edilir ve genellikle belirli bir bölge için mekânsal olarak sınırlandırılmış toplu pazarlık alanına (alan) uygulanır.
  5. Şirket veya ev toplu sözleşmesi:Sendika ile bireysel bir şirket arasında yapılan toplu sözleşmedir.
  6. Tanıma toplu sözleşmesi:Bu toplu iş sözleşmesinin içeriğinin kabul edildiği bir şirket toplu sözleşmesinden başka biri değildir.

Yazı konusu olan Metal ve Elektro iş kolundaki toplu sözleşme 3.cü madde yazılan genel toplu sözleşmedir.

IG Metal sendikasının 2021 toplu sözleşmesinde talepleri nelerdir?

Kısmi tazminat ile azaltılmış çalışma saatleri modelleri yoluyla istihdamı güvence altına almak için feshedilen toplu pazarlık düzenlemelerinin iyileştirilmesi.
Gelecekteki şirket toplu sözleşmeleri için toplu çerçeve. Orada, yerlerin ve işlerin güvence altına alınmasına yönelik düzenlemeler ayrı ayrı şirketlerde belirlenecektir.
Gelirleri güçlendirmek için yüzde 4’lük bir hacim – yani maaşlar ve eğitim ödenekleri – 12 aylık bir dönem için.  Bu cilt, çalışma saatlerinin azalması durumunda kısmi tazminat gibi istihdamı korumaya yönelik önlemler için de mevcuttur.

İşçi sendikası ile yapılan toplu sözleşme o iş yerindeki çalışan sendika üyelerini kapsamaktadır, ancak işveren sendika üyesi olmayan işçilerede kazanılmış haklardan vererek örgütlülüğün önünde engel oluşturma gayreti içerisine girer çoğu zaman.

Sendikanın talepleri içerisinde talep edilen iki madde meselenin esas yanını oluşturmaktadır.

  1. Maaşlara gelecek yüzdelik zam (bu sözleşme için 4%)
  2. İşyerini tutma güvencesi (Almanca Standortsicherung)
  3. 2021 Toplu sözleşme görüşmelerinde sendikanın 4% lük zam talebi, basından yenilgiyi kabullenmişlerin ifadesidir. Bence, 4% işçileri Manipüle etme durumudur.
    İsçilere şu mesaj veriliyor; bu pandemi ve ikonomik kriz günlerinde 4%’lük zam talebi, isçiler arasındaki sendikaya güvensizliği önlemenin aracı olarak kullanılma durumu var ortada.

Bu talebe karşın işveren tarafı sıfır zam ile karşılık vermekte. Göstermelik uyarı grevleri 02.03.2021 tarihi ile başlamıştır. Ancak toplu sözleşmeler dışında grev hakki bulunmayan işçi sınıfı, üretimden gelen gücünü işverene hissettiremeyecek kadar edilgen durumdadır. Milyonlar sarı sendikanın (IGM) manipülasyonu altındadır

Kriz dönemlerini bahane eden büyük araba Kartelleri, karlarını bu sürede arttırmışlardır. Örnek olarak; Mercedes Firması 2020 yılında 4,3Milyar kar öngörürken, ayni yılda 6,6 Milyar karla kapattı. (Kaynak: Automobilwoche)

  1. işyerini tutma güvencesi; 2000’li yıllardan sonra işçi ve işveren temsilcilerinin dilinden düşürmediği kutsal sözcük (iş garantisi), peki nedir bu? Sendikanın 6%’ lik zam talebine işverenler enflasyon oranına göre değildi, alt düzeyden verdikleri zam oranına işçileri ikna için işveren ve sendikanın kullandığı biricik yöntemdir. Diğer bir deyişle; “ben size 5 yıl daha iş garantisi veriyorum, verdiğim zamma razı olun” demekten başka bir şey değildir. İş yerini tutma güvencesi olarak yapılan anlaşma tam olarak manipülasyondur. İş  yeri iyi gitmez ise bu anlaşma her zaman işveren tarafından bozulur, iyi giderse anlaşmaya zaten ihtiyaç yoktur.

IG Metal Sendikasının siyasi ayağını oluşturan Sol Parti (die Linke)  ile ayni talepleri savunmaktadır. Baden Würtenberg Mart 2021 Eyalet parlamentosu seçimlerinde die Linke`nin halka vaatlerinden birisi; Çıkışlara karşı, haftada 4 günlük iş günü talebi, IGM sendikasının da toplu sözleşmelerde talepleri arasındadır. Burada dikkat edilmesi gereken tam ücret karşılığı değil, işverenin istediği kısa çalışma tarzı, zaten, işveren istediği zaman kısa çalışmayı talep ediyor, yasal olarak da hakkı. Halkın ödediği vergileri ve ödenekleri kendi çıkarına kullanmakta da sınır tanımıyor!

Kapsamlı ve eksiksiz bir yasal grev hakkına ihtiyacımız var. Almanya’daki işçilerin yalnızca toplu pazarlık konularında grev yapmalarına izin verilmesi kabul edilemez. Bu hak, genel grevler dahil siyasi ve bağımsız grevler için de gereklidir!

02.03.2021

15020

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Somut Duruma Dair Bazı Gerçekler

Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada devrimci ve komünist hareket emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı mücadelede geniş emekçi yığınların desteğine sahip değildir. Yine kendiliğinden gelişen kitle hareketlerini örgütlemede ve uluslararası dayanışmayı geliştirip büyütmede de yetersizdir.

Diktatör 'Reis' çıkış arıyor ..

Malum olduğu üzere T.C.

NATO, SAVAŞ KIŞKIRTICISI BİR ODAKTIR; DERHAL DAĞITILMALIDIR!

Başını ABD’nin çektiği, emperyalist bir saldırganlık paktı olarak kurulan ve icraatlarıyla bunun gereğince davranan NATO’nun 75. Kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen zirvede, ABD Başkanı Biden, NATO’nun: “Saldırganlığa ve saldırganlık korkusuna karşı bir kalkan yaratma umuduyla kurulduğunu” söylüyorsa da ama tarihsel gerçekler bunun külliyen kaba bir yalandan ve de arsızca bir manipüle edişten ibaret olduğunu kolayca gözler önüne serer.

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)

Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Seçimler ve siyasi parti konusunda proletaryalarla sohbet

İstanbul'u kazanan türkiye'yi kazanır.

Nedir bu tayyip'in sözleriyle vücut bulan yaklaşım.

Bir hayel mi yoksa bir gerçeklik mi?

Veyahut da burjuvaların içerisinde bir insanın söyledikleri hala dört nala giden atlarıyla şehirlerin surlarını yıkabileceğini düşünen bizim insanların söylediklerinden daha gerçekçi sözler mi?

Gerçekten noelibarel politikaların en yoğun olarak hissedildiği şehirleri kazanmak türkiye'yi kazanmak mı demek?

Peki bunu böyle kabul etmek kolay mı?

DEVRİMCİ SİYASAL MÜCADELEYİ ANIN SOMUT GÜNCEL TOPLUMSAL SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMEK.

Temel hedefleri, mevcut kurulu düzeni devrimci bir kitlesel kalkışmayla tasfiye edip, yerine sosyalist bir sistem kurmak olan devrimci sol-sosyalist ve komünist güç ve yapıların, devrimi gerçekleştirebilmeleri esasen, devrim öncesi süreci, devrimi örgütleyebilme hedefiyle ele almalarına ve bundaki performans ve başarılarına bağlıdır.

ADİL OLAMASINI BECEREMEYECEKSEK; BU SİSTEMİ YIKMAYA NE GEREK VAR Kİ?

Bugün, Devletin “üst aklı” denilen birimlerince organize edilip, şeriat özlemcisi dinci yobaz karanlık güçlerce gerçekleştirilen Sivas-Madımak vahşetinin 31. Yıl dönümü. Tam iki gün sonra da yine devletin aynı karanlık derin güçlerinin bir şekilde yönlendirdiği besbelli olan bir başka vahşetin, Erzincan-Başbağlar katliamının 31. Yıl dönümü.

BUGÜN ARTIK ÇOK DAHA AÇIK BİR HÂL ALAN ŞERİAT TEHDİDİNE KARŞI LAİKLİĞİ SAVUNMAK, SÜRECİN ÖNE ÇIKAN ACİL VE ÖNEMLİ GÖREVLERİNDENDİR.

Kendisini “Anayasal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan bir devlet düşünün ki Anayasasında hâlâ; “Türkiye Cumhuriyeti, (…), demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” İlkesi yürürlükteyken; bu ülkede şeriat propagandası yapmak serbest olsun ve ama dayanağını mevcut Anayasa ve yasalardan alan, şeriata karşı çıkmak ve de laikliği savunmak suç olsun! 

Oy Zemano (Nubar Ozanyan)

Her yönüyle çürümüş sistemin katilleri, Kürdistan topraklarını yakmaya devam ediyor. Amed ve Merdin’de hem insanları hem de buğday ve mısırları yaktı. Evlat kokan Kürdistan toprakları şimdi duman kokuyor. Ateş ve dumanla yazılı TC’nin yüz yıllık tarihi “yakma ve yıkma”nın tarihidir. Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Dün Ermeni kadın ve çocukları kiliselerde, Alevileri inanç ve ibadet mekanlarında, Kürtleri mağaralarda, köylerde yakanlar bugün yine Kürdü kadim topraklarında yakıyor.

CHP’NİN “Türkiye yüzyılı maarif modeli ”Ve kürtlerin iradesinin gaspı karşısında laisizm ve hukuk sınavı.

İslamo-faşist Erdoğan diktatörlüğünün, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yapmaya çalıştığının, tam olarak,eğitim ve öğretim sistemininSunni İslamcı dini esasları üzerine oturtulması olduğu, daha önceki iki yazıda ve keza Kürtlerin iradesine karşı bir sömürge siyaseti olan kayyum uygulaması da bir başka yazıda özetlenmişti.

Kadro Olmak Aynı Zamanda Kendimize Karşı da Kadro Olmak Demektir

Bir kadronun ihtiyaç duyduğu nitelikler bugün sürekli ideolojik saldırı altındadır. Burjuvazi sadece protestoları, teoriyi, örgütleri değil aynı zamanda doğrudan tek tek kadroları da hedef almakta ve onları ideolojik etki yoluyla etkisizleştirmeye ya da kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır.

Sayfalar