Pazartesi Mart 31, 2025

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Şan Olsun Partimizin 50. Savaş Yılına!

Partimiz TKP-ML’nin önder yoldaşımız İbrahim Kaypakkaya tarafından kurulmasının üzerinden yarım asır geçti. 24 Nisan 1972’de kurulan TKP-ML ve Halk Ordumuz TİKKO’nun 50. kuruluş yıldönümünü tüm coşku ve heyecanımızla kutluyor, halk savaşını büyütme irade ve kararlılığımızı bu vesileyle yineliyoruz. Partimizin ancak savaş içerisinde gelişebileceğini söyleyen önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Türkiye Kürdistanı’nda başlattığı gerilla savaşını bugün onun takipçileri olarak yine aynı ısrar ve kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz.

Partimiz TKP-ML başından itibaren devrimin ancak silahlı mücadeleyle gerçekleşeceğini ve bu mücadelenin ülkemiz özgülünde Halk Savaşı stratejisi olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Geçen yarım asır boyunca hem kırlarda hem de şehirlerde geliştirdiği gerilla savaşında sayısız eylem ve direnişle düşmanı darbelemiş, yüzlerce yoldaşımız devrimin zaferi için ölümsüzleşmiş, gazi olmuş, on binlerce yoldaşımız faşizmin zindanlarında tutsak düşmüştür.

Partimizin 50. yılında mücadeleyi sürdüren kadroları, militanları ve tüm savaşçı yapısıyla, tüm inişli çıkışlı yenilgili dönemlerine rağmen bir saniye dahi silahlı mücadeleden gerilla savaşından kopmadığını, bir adım dahi geri atmadığını göstermiştir. Bu açıdan Kaypakkaya yoldaşın partimizi kurarken attığı tohum bu topraklarda tutmuş, büyümeyi beklemektir.

Partimizin 50. savaş yılında halk ordusu olarak “Devrimin zaferi için Halk Savaşı’nda derinleş, gerillada uzmanlaş” şiarıyla gerçekleştirdiğimiz konferansımız, halk savaşını büyütme sözümüzün ve pratiğimizin somutlaşması açısından tarihsel olarak önemli bir yerde durmaktadır.

Partimizin kuruluş yıldönümü olan 24 Nisan, aynı zamanda başta Ermeniler olmak üzere Asuri, Süryani ve Keldani halklarının soykırıma uğratıldığı tarihtir. İttihat ve Terakki ile başlayan soykırımın devamı bugün Türkiye, Türkiye Kürdistanı, Rojava ve son olarak Medya Savunma Alanları’na yönelik faşist AKP-MHP ittifakıyla en üst düzeye ulaşmıştır. Faşist TC devleti Zap, Metina ve Avaşin bölgelerine KDP’nin işbirliğiyle başlattığı saldırılarda gerillanın destansı direnişi ile karşılaştı. Aynı zamanda yine TC, özellikle Rojava’ya yönelik saldırılarını artırmakta; Kürt, Arap, Ermeni, Asuri, Süryani ve Keldani milliyetlerinden Rojava halkını ve devrimin kadrolarına yönelik imha saldırılarına hız kesmeden devam etmektedir. Gerillanın özgürlüğün garantisi olduğunu tam da bu nedenle gerillaya özgürlük savaşçılarına ve ezilen emekçi halklara yönelik saldırıları boşuna değildir.

Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda ekonomik krizle birlikte daha da yoksullaşan halkımızın isyanı ve öfkesi daha da artmış, kadın ve LGBTİ+lara dönük saldırılar katmerlenmiş, hapishanelerde politik tutsaklara yönelik baskı, işkence ve katliamlar ayyuka çıkmıştır.

Partimiz 50. yılına faşizmin yoğun saldırıları ve bu saldırılar karşısında halkımızın büyüyen isyanı ve gerillanın destansı direnişi içerisinde girmektedir.

Bizler TKP-ML önderliğindeki halk ordusu gerillaları olarak faşist TC devletinin saldırıları karşısında dağda ve şehirde direnişlerde aktif olarak yer alarak partimizin 50. yılına yakışır bir sürece gireceğimizin sözünü yineliyoruz. Önder yoldaşımızın önümüze koyduğu partimizin ancak savaş içerisinde gelişeceği perspektifi ışığında hareket ediyor, halk savaşını geliştirmenin, yarım asırlık gerilla mücadelemizi daha da ileriye taşımanın kararlılığıyla halkımızın, ölümsüzleşenlerimizin ve tüm yoldaşlarımızın 50. kavga yılını kutluyor ve selamlıyoruz.

Şan olsun partimizin 50. kavga yılına!

Şan olsun davamızın yaratıcısı önder Kaypakkaya yoldaşa, şehitlerimize!

Yaşasın partimiz TKP-ML, Halk Ordumuz TİKKO, Gençlik Örgütümüz TMLGB!

Yaşasın Kadın Örgütümüz KKB!

Yaşasın Halk Savaşı!

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı   22 Nisan 2022

7424

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Güzel insanların ardından kurulan her cümle yetersizdir…(İsmail Cem Özkan)

Şimdi anıları olanlar hemen anılarını paylaşmayacak, zamanı gelince yazarlar ya da anı kitabı yapılacaksa oraya bir kaç kelime bırakacaklardır ama popüler olanı yapacaklar yani varsa birlikte çektikleri/ çekildikleri fotoğraflarını paylaşacaklar...

Turan Eser benim geçmişi (artık geçmiş oldu, zamanda üzerine eklenince) uzun bir sancılı dönemin dostluğuna dayanıyor...

Emperyalizm Üzerine Notlar-6

 

13-15 Eylül 2024   ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1.  Gün

Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.

Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

Erdoğan ve cumhur ittifakı’nın hazırlıkları iç savaş odaklıdır!

İçinden geçilmekte olan sürecin bu ayırt edici özelliği, rejimin ne kadar da kırılgan bir durumda olduğunun, çıplak bir ifadesi olarak da okunabilir elbet.

Serdareme, Caneme, Hevaleme…

Her devrimci değerlidir. Ancak bazıları istisnadır. Yaşam ve duruşlarıyla, söz ve eylemleriyle derin izler, unutulmaz anılar geride bırakır. Geçtikleri her yerde devrimin, özgürlüğün dinmeyen esintilerini bırakır. Devrimcilerin değerlerini belirleyen her daim hatırlanan pratik ve eylemleri ve yazdığı unutulmaz eserleridir. Serdar Can yoldaş her ikisini de doğru yapmaya çalıştı. Hem devrimin kalemini hem de devrimin silahını iyi kullandı. Hem de en geç yaşlarında.

Erdoğan yeni anayasa istemi ne tür bir ihtiyacin ürünü ?

Siyasal İslamcı din bezirganı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, özelliklede son yerel seçimlerde uğradığı ağır hezimetin ardından, adeta gün aşırı bir sıklıkla, toplumun artık yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dilendirmekte. Bu demek oluyor ki Erdoğan’a göre, 22 yıllık iktidarları döneminde yeni bir anayasa, toplumsal bir ihtiyaç haline gelmemiş. Gelse, ille ki o zaman da bunu gündeme taşır ve çözmek isterdi, değil mi? Peki şu son dört-beş aylık zaman diliminde ne oldu da birdenbire acil bir ihtiyaç haline geldi?

Asıl Olan, Örgütlü Yığınların Mücadelesidir

Çağımız, emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Yaşanan tüm değişimlere, ideolojik anlamdaki çürüme ve yozlaşmaya rağmen işçi sınıfının ezen ve ezilenler mücadelesindeki tarihsel misyonu hala gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Yaşanmakta olan, ikili hukuk denkleminde,bir ara rejim midir?

Resmi adıyla, “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”ne, günlük kullanım diliyle “tek adam diktatörlüğü”ne geçişle birlikte ve özellikle de ırkçı faşist-kontra bir odak partisi olan MHP katılımıyla oluşturulan “Cumhur İttifakı” iktidarı altında; sistemin, Anayasasında kendisini tanımlaya geldiği ve iyi kötü ve de taklidi de olsa, bir şekilde uygulanmaya çalışılan “laik” ve Anayasal “hukuk Devleti” prensipleri, adım adım terk edilmeye başlandı.

Komutan Orhan Cihat Bingöl (Nubar Ozanyan)

Duyduğumuzda inanmakta ve kabul etmekte zorlandığımız şehit haberleri yüreğimizi fena halde acıtsa da ideallerine ve anılarına bağlı kalma, mücadele bayraklarını daha yükseklere taşıma sözü vermeye devam edeceğiz.

Kürt ve özgürlük düşmanları sevinmesin! Hesapsızca toprağa düşen her gerilla Kürdistan topraklarında yeniden doğacaktır. Ve onlar her daim ölümsüzlük içinde çoğalarak büyüyecek birer dağ olup düşmanın üstüne yürüyerek anılacaklar. Ne yaşamları ne toprağa düşüşleri ucuz ve kolay olmayacaktır.

Vitrin olma kız... vitrin olma...

Sen, senle halk arasında artırılan düşmanlığı çözmenin araçlarının neler olduğunu bilmiyorsan...

Şimdi ne kadar güzel olurdu değil mi kız...

ne kadar güzel olurdu...

mecliste, belediye başkanlıklarında bir...

Öyleyse.... öyleye...

Hayeller.... söylemler...

Kitleler...

yüzlerini dahil seçemeceğimiz kalabalıklar...

Gerçekler ise....

Zil zurna, kah kaha atarken sümükleri dahil ağızlarına giren masaları tek tek dolaşarak, mekan yeni insanlar..

Hemi... hemi...

hayat bu... gerçeklik bu ise...

Şeriat ve kadın

Tüm  kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale  geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve  keza “9.

Türkiye ve kuzey Kürdistanlı solculara yönelik bayrak eleştirisi

Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar.

Sayfalar