TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Şan Olsun Partimizin 50. Savaş Yılına!

Partimiz TKP-ML’nin önder yoldaşımız İbrahim Kaypakkaya tarafından kurulmasının üzerinden yarım asır geçti. 24 Nisan 1972’de kurulan TKP-ML ve Halk Ordumuz TİKKO’nun 50. kuruluş yıldönümünü tüm coşku ve heyecanımızla kutluyor, halk savaşını büyütme irade ve kararlılığımızı bu vesileyle yineliyoruz. Partimizin ancak savaş içerisinde gelişebileceğini söyleyen önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Türkiye Kürdistanı’nda başlattığı gerilla savaşını bugün onun takipçileri olarak yine aynı ısrar ve kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz.
Partimiz TKP-ML başından itibaren devrimin ancak silahlı mücadeleyle gerçekleşeceğini ve bu mücadelenin ülkemiz özgülünde Halk Savaşı stratejisi olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Geçen yarım asır boyunca hem kırlarda hem de şehirlerde geliştirdiği gerilla savaşında sayısız eylem ve direnişle düşmanı darbelemiş, yüzlerce yoldaşımız devrimin zaferi için ölümsüzleşmiş, gazi olmuş, on binlerce yoldaşımız faşizmin zindanlarında tutsak düşmüştür.
Partimizin 50. yılında mücadeleyi sürdüren kadroları, militanları ve tüm savaşçı yapısıyla, tüm inişli çıkışlı yenilgili dönemlerine rağmen bir saniye dahi silahlı mücadeleden gerilla savaşından kopmadığını, bir adım dahi geri atmadığını göstermiştir. Bu açıdan Kaypakkaya yoldaşın partimizi kurarken attığı tohum bu topraklarda tutmuş, büyümeyi beklemektir.
Partimizin 50. savaş yılında halk ordusu olarak “Devrimin zaferi için Halk Savaşı’nda derinleş, gerillada uzmanlaş” şiarıyla gerçekleştirdiğimiz konferansımız, halk savaşını büyütme sözümüzün ve pratiğimizin somutlaşması açısından tarihsel olarak önemli bir yerde durmaktadır.
Partimizin kuruluş yıldönümü olan 24 Nisan, aynı zamanda başta Ermeniler olmak üzere Asuri, Süryani ve Keldani halklarının soykırıma uğratıldığı tarihtir. İttihat ve Terakki ile başlayan soykırımın devamı bugün Türkiye, Türkiye Kürdistanı, Rojava ve son olarak Medya Savunma Alanları’na yönelik faşist AKP-MHP ittifakıyla en üst düzeye ulaşmıştır. Faşist TC devleti Zap, Metina ve Avaşin bölgelerine KDP’nin işbirliğiyle başlattığı saldırılarda gerillanın destansı direnişi ile karşılaştı. Aynı zamanda yine TC, özellikle Rojava’ya yönelik saldırılarını artırmakta; Kürt, Arap, Ermeni, Asuri, Süryani ve Keldani milliyetlerinden Rojava halkını ve devrimin kadrolarına yönelik imha saldırılarına hız kesmeden devam etmektedir. Gerillanın özgürlüğün garantisi olduğunu tam da bu nedenle gerillaya özgürlük savaşçılarına ve ezilen emekçi halklara yönelik saldırıları boşuna değildir.
Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda ekonomik krizle birlikte daha da yoksullaşan halkımızın isyanı ve öfkesi daha da artmış, kadın ve LGBTİ+lara dönük saldırılar katmerlenmiş, hapishanelerde politik tutsaklara yönelik baskı, işkence ve katliamlar ayyuka çıkmıştır.
Partimiz 50. yılına faşizmin yoğun saldırıları ve bu saldırılar karşısında halkımızın büyüyen isyanı ve gerillanın destansı direnişi içerisinde girmektedir.
Bizler TKP-ML önderliğindeki halk ordusu gerillaları olarak faşist TC devletinin saldırıları karşısında dağda ve şehirde direnişlerde aktif olarak yer alarak partimizin 50. yılına yakışır bir sürece gireceğimizin sözünü yineliyoruz. Önder yoldaşımızın önümüze koyduğu partimizin ancak savaş içerisinde gelişeceği perspektifi ışığında hareket ediyor, halk savaşını geliştirmenin, yarım asırlık gerilla mücadelemizi daha da ileriye taşımanın kararlılığıyla halkımızın, ölümsüzleşenlerimizin ve tüm yoldaşlarımızın 50. kavga yılını kutluyor ve selamlıyoruz.
Şan olsun partimizin 50. kavga yılına!
Şan olsun davamızın yaratıcısı önder Kaypakkaya yoldaşa, şehitlerimize!
Yaşasın partimiz TKP-ML, Halk Ordumuz TİKKO, Gençlik Örgütümüz TMLGB!
Yaşasın Kadın Örgütümüz KKB!
Yaşasın Halk Savaşı!
TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı 22 Nisan 2022
Son Haberler
Sayfalar

Hamas[1] -siyonist İsrail devleti denkleminde gazze'deki soykırım:
Açıklanan rakamlar muhtelif olsa da 7.Ekim.2023 ile 30.Mayıs.2024 tarihleri arasında, ezici çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere, toplamda 36 bin Filistinli hunharca katledilmiş durumda. Yaralı sayısının 80 bini aştığı ve keza binlerce kişinin akıbetlerinin bilinmediği söylenmekte.

Yirmi saplı ilmik (Nubar Ozanyan)
Zulmün sınırının ve çapının olmadığı, çığlığın ve yüksek sesle ağlamanın yasak olduğu topraklarda yaşıyoruz. Ermeniler, Kürtler, Aleviler geçmişte yaşadıklarının yaslarını tutmaya vakit bulamadan daha kapsamlı acıların içine itiliyorlar. Diktatörler bir yandan halkların bembeyaz barış sayfalarına zulümlerini kara kalemle yazarken diğer yandan yaptıkları kötülüklerin ve işledikleri cinayetlerin unutulması ve bir daha hatırlanmaması için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Halkların hafıza ve belleklerini silerek sahte bir tarih yazımıyla kirletiyorlar.

Emperyalizm Üzerine Notlar-3
Emperyalizm, Bağımlılık ve Eşitsiz Gelişme
Soru 3:
Türkiye Mali olarak ABD ve AB Emperyalistlerine Bağlıdır
Cevap:
Türkiye'nin mali olarak, mali olarak daha güçlü emperyalist ülkelere ihitiyaç duyduğu hatta bağımlı olduğu bir gerçektir. Ancak bu bağımlılık, bir yarı-sömürge ya da bağımlı ülke bağımlılığı gibi olmayıp, finansal olarak daha büyük olmamasıyla ilgilidir.

Bir Kez Daha: Tehlikenin Farkında mıyız?

Ermenistan’da Tavuş Hareketi Üzerine
Ermenistan Apostolik Kilisesi Tavuş İdari Başpiskopos’u Bagrad Galstanian önderliğinde başlatılan sivil itaatsizlik gösterileri, halkın yoğun katılımı ile devam ediyor. Ermenistan’a ait dört köyün, Azerbaycan’a iade edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın derhal istifa etmesi isteniyor. 4 Mayıs’ta başlayan gösteriler, yol güzergahı üstünde bulunan Lori, Sevan, Geğarhunik… şehirlerinden halkın yoğun katılımı ile Yerevan’da sonlandırıldı. 26 Mayıs’ta Cumhuriyet Meydan’ında düzenlenen miting ile yüz binlere ulaştı.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - 2
Sol-sosyalizm adına adeta akıllara durgunluk veren yaklaşım örnekleri bu saptama ve belirlemeler. Yani sanki de CHP işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcilerinden ve T.C Devleti’nin koruyucu-kollayıcı ana güçlerinden olan bir sosyal demokrat parti değil de sol, sosyalist veya halkçı bir partiymiş gibi tenkit ve değerlendirme konusu yapılıyor. Hal böyle olunca da burada kusur, varlık nedeni gereğince davranan bir sosyal demokrat partinin değil; sosyal demokrat partiye, sahip olmadığı/olamayacağı payeleri yükleyen yaklaşımların olur doğallığıyla.

İdeolojik Netlik ve Örgütlülük
Günümüzde özgür bir geleceğe doğru yapılacak her hamle, sınıf bilinçli bir duruşu ve buna uygun bir örgütlülüğü zorunlu kılar. Tüm bunlar da yoğun bir emeği ve fedakarlığı gerektirir. Sınıf bilincinden yoksun, kendiliğinden hareketlerle köklü değişimlerin-tarihsel kopuşların yaratıcısı olunamaz. Proleter ideolojiyle donanmış partilerin tarihsel misyonu tam da burada ortaya çıkıyor. Yine partisiz-örgütsüz bir duruşla özgür bir geleceğe dair hesaplar yapılmaz.

AKP-MHP FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜNÜN K. KÜRDİSTAN’DA FİİLİ OLARAK UYGULADIĞI, SÖMÜRGE SİYASETİDİR.
Sömürge siyasetinin en belirgin özelliği, yerel halkın iradesinin gasp edilerek, yok sayılmasıdır. Bunun yerine, sömürgeci merkezi yönetimin doğrudan kendi memurlarını oraya yönetici olarak atamasıdır. Bunun adı bir dönem OHAL Valisi, sıkıyönetim komutanı, bölge müsteşarı oluyorken; bugün de Kayyum belediye başkanı, muhtar vs. vs. oluyor.
Günümüz koşullarında sömürge veya ezilen bağımlı uluslara, azınlıklara, baskı altındaki inançlara ve ezilen cinse karşısömürge siyasetinin aldığı biçim; aleni bir şekilde, koyu faşizmden başka bir şey değildir.

Piroğlu Ecevit (Nubar Ozanyan)
Özgürlük uğruna bedeni ölüme yatırarak bir mevsim aç kalmak… Onurlu ve özgür bir yaşam için kendisine ait olan her şeyi feda etmek. Budur, özgürlük mahkumlarının hikayesi! Dünya ve ülkemizin zindan direniş tarihi buna fazlasıyla tanıktır. Amed zindanından Metris zindanına uzanan direniş tarihi fazlasıyla buna tanıktır. Kolay mı saatlere günlere aldırmadan her gün herkesin gözü önünde santim santim erimek; yaşamın nimetlerine dokunmadan açlığa yatmak… 120 günden daha fazla süren bir direnişi sürdürmek; düşünmek ve hayal etmek bile insanı ürkütüyor.

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...
"Sol Kal Sol Yaşa"
Sol tatile gitmişken...
Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır saldırılara maruz kalıyorken...
seçimlerle siyaset yapmak istiyen devrimcilerde proletaryaların her geçen gün ağırlaşarak hissettiği solcusuzluğa karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...
fırsatta buyken... fırsatta buyken...
yazın gitsin kız... yazın gitsin...
abrüst... falan filan...
sanat da diyin gitsin.

Zap’a bomba Colemerg’e kayyum (Nubar Ozanyan)
Türk patronlarının ve generallerinin Kürt ve emek düşmanlığı kapsamlı ve planlıdır. Sınırlı bir zaman ve belli bir dönemle sınırlı değildir. Süreğendir. Demokrasiyi gerçekte değil sözde bilir. Uygulamada değil yasalarında yazılı haliyle tanır. Ki bunu bile kaale almaz. Tarihten günümüze dek en iyi yaptığı şey işgal ve Türk olmayan halkların canını almaktır. Emek ve topraklara konmaktır. En iyi bildiği ise “Yakma-Yıkma-Çökme”dir. İkiyüzlü ve sahtekâr olduğu kadar kinci ve intikamcıdır.