Çarşamba Mayıs 8, 2024

Aliboğazı direnişinin ortaya çıkardığı görevler

Aliboğazı direnişi halk ordusunun savaş tarihinde ayırt edici önemli bir yer tutmaktadır. ALİBOĞAZ direnişi Seyfi Batar yoldaşların düşmanla uzun süreli çatışmaya girerek kahramanca çatışmalarıyla yarattıkları Amed-Piran (Dicle) direnişine eklenen yeni bir direniş ve savaş halkası denilebilir. Aradan uzun yıllar geçmesine karşın halen günümüze kadar Piran’ın (Dicle) yoksul emekçi Kürt köylüleri-çobanları halk ordusunun direnişini unutmayarak çarpıştıkları yere “KOMA TİKKO” adını verip onların direnişinden bahsediyorsa ortaya konan direnişin büyüklüğünü anlamak gerekir. Halk ordusunun neferlerinin ölümsüzlüğünü görmek gerekir.  

Düşmanın bütün fiziki-teknik-sayısal üstünlüğüne karşın yürek ve akıllarıyla baş eğmez direnişleriyle düşmana vurdukları darbenin gücüyle halk ordusunun neferleri ölümsüzleşiyorsa orada büyük bir kahramanlığın yaratıldığını eşsiz bir fedakarlığın ortaya konduğunu görmek gerekir. Direnişin öncekilerden daha uzun süreye yayılarak daha zorlu geçtiğini düşünürsek Aliboğazı direnişi Amed-Piran direnişine eklenen güçlü yeni bir halka olduğu rahatlıkla görülür. Aliboğazı faşist Türk ordusunun geçilmez boğazıdır. Boğazına takılı kalan direnç halkalarıdır. İrade kararlılığıdır.

Aliboğazı direnişinin savaş sanatı ve komuta pratiği savaşçıların feda ruhu açısından değerlendirilecek birçok başlığı vardır. Olası düşman operasyonuna karşı hazırlığı ve çalışmaları önceden yapılmış, geçmiş deney ve tecrübeleri doğru bir tarzda sentezlenmiş, doğru planlama-konumlanma-mevzilenme-etkili ve örgütlü darbeleme pratiklerinde başarıların olduğu rahatlıkla görülür. Arazinin en sarp noktalarında düşmanı en etkili bir şekilde karşılayacak darbeleyecek tarzda konumlanmak başarının ilk adımıdır. Savaşçıların moral ve motivasyonu, irade ve kararlılığı, emir ve komuta içinde örgütlü ve koordineli hareketi direnişin başarısını artıran niteliktedir. Gerillaların devrime-halka-partiye olan koşulsuz ve sonsuz bağlılıkları, kararlılık ve sağlam iradeleri direnişin tayin edici özneleri olmalarını yaratmıştır.

Savaş sadece birbirine tezat farklı iki ideoloji-farklı iki dünya görüşünün çatışması ve karşı karşıya gelmesi değildir. Aynı zamanda iki farklı irade ve kararlılığın çatışması ve savaşımıdır. Aynı zamanda birine zıt ve farklı iki amacın karşı karşıya gelmesidir.

Boşalan mevzileri doldurmak…

Düşmanın saldırı sonucu kahraman şehitlerimizin boşalan mevzilerini doldurmak başta gelen görevlerden biri olmalıdır. Her alandaki her genç kadın-erkek yoldaş Aliboğazı direnişini ve kahramanlığını bir savaş çağrısı ve bir direniş bildirisi aynı zamanda bir katılım “emri” olarak algılamalı ve ideolojik-psikolojik hazırlığını-çalışmalarını bu görevin yerine getirilmesi için yapmalıdır. Boşalan her gerilla mevzisi en ileri sayıda katılımla doldurulmalıdır. Bire beş, bire on katılımla mevzileri doldurmak esas alınmalıdır. Katılımlar hem düşmanın topyekun saldırı ve yok etme seferberliğine yanıt amacını taşımış olacaktır hem sınıf düşmanlarına karşı direniş ve savaş mevzilerini büyütüp çoğaltmak hem de şehitler yaşayan gerilla güçlerine güçlü bir moral motivasyon sağlayacaktır.

Unutmamak gerekir ki silahlı mücadele geliştirilip büyütülmeden farklı alanlara açılmadan düşmana etkili ve geriletici darbeler vurulamaz. Çalışmanın- mücadelenin-örgütlenmenin iki farklı yönü birbirini geliştiren, güçlendiren ve tamamlayan şekilde ele alınmalıdır. Ancak esas ve tayin edici yan silahlı mücadelenin geliştirilip güçlendirilmesi olmalıdır. Hiçbir gerekçe ve öncelik silahlı mücadeleyi geliştirme ve güçlendirme görevinin önüne geçemez. Kölelik dolu yaşamdan memnun olmayan, hoşnutsuzluk duyan acı ve çile çeken her emekçi aynı zamanda objektif olarak bir militan adayıdır.

(Bir Partizan) 

46164

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

TKP/ML-GYDK;NEWROZ ATEŞİNİ SANDIKLARA TAŞIYARAK AKP'Yİ HAYIR OYLARIMIZLA YAKALIM!

NEWROZ PİROZ BE

Newroz başkaldırı ve özgürlük bayramıdır. Demirci Kawa'nın Asur Hükümdarı zalim Dehag'a karşı başlattığı isyan 2600 yıldır ezilen mazlum halklara yol göstermeye devam ediyor. Bir Kürt olan Demirci Kawa'nın 21 Mart günü tüm insanlığa armağan ettiği bu direniş geleneği, tarihin serüveni içinde sadece Kürtlerin sahiplendiği bir direniş olmaktan çıkarak, tüm Ortadoğu halklarının sahiplendiği bir güne dönüşmüştür.

“Kaypakkaya’yı pratiğiyle çizilmiş yolu izleyerek sarsılmaz bir kararlılıkla anıyoruz”

Katledilişinin 44. yıldönümünde, önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya’yı onun teorisinin bakış açısında durarak ve pratiğiyle çizilmiş yolu izleyerek sarsılmaz bir kararlılıkla anıyoruz!

18 Mayıs 1973!

BOYKOT tavrı üzerine: Taktik hata, stratejik körlük!

15 yıllık iktidarı ile ülkemizdeki faşizmin özgün bir vearsiyonunun temsiliyetine erişen AKP tarihinin en kaotik seçimlerinden birisine hazırlanıyor. Yaklaşan referandum, AKP’nin son yıllarda aldığı darbeler ile açığa çıkan krizinin giderilmesi ya da kalıcılaşması açısından ciddi bir dönemeç anlamına gelmektedir.

Demirdağ’dan öğrenelim: Savaşı savaşarak öğren, öğret, geliştir!

Hem ülkemiz devrimci hareketinin tarihi hem de uluslararası deneyimler halk gençliğinin devrimin motor gücü olduğu gerçeğini birçok kez göstermiştir. Ülkemizde de sınıf mücadelesinin tarihi dönemeçlerine kısa bir bakış, gençliğin üstlendiği rolün tayin edici olduğunun görülmesine yetecektir. Öyle sanıyoruz ki, 68 gençlik hareketinin çıkışına kadar gitmeye gerek yok bu gerçeği görmek için. Kobanê’yi zafere taşıyan direnişin öncülerine bakmak yeterli olacaktır. Coğrafyamızda halk gençliği, Kobanê’den yükselen isyan çığlığına akın akın sınırları aşarak yanıt olmuştur.

Ötekileştirilenlerin Rojavaya Gidenlerle Dedikodusu

"Bu demektir ki, köylünün ...... yok olmadığı ...... yerini tarım gündelikçilerine bırakmadığı yerlerde, şunlar olabilir: ...... Fransa'da olduğu gibi her işçi  /köylü/  devrimini engeller ve yıkar  ......  /proletarya/ onun  /köylünün/ durumunu doğrudan iyileştirecek ve bunun sonucunda, onu devrim saflarına kazanacak önlemler almalıdır."  Marks

De ... babo ... türkiye devrimci hareketi hiç bu kadar birbirine benzeşmemişti.

TKP/ML Kadın Komitesi

 

Kadın Komitesi: “Kadınların öfkesi, isyanı ve örgütlü iradesi karşısında hiçbir diktatör duramayacak!”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dair bir açıklama yayınlayan TKP/ML Kadın Komitesi “Özgürlüğümüzü, geleceğimizi emekçi kadın ellerimizle yaratalım! Buna gücümüz, buna bilincimiz, buna inancımız var! Unutmayalım, öfkemizin, isyanımızın ve örgütlü irademizin karşısında hiçbir diktatör, hiçbir iktidar sahibi duramaz!” dedi.

İki çizgi mücadelesi ve sol içi şiddet üzerine

Sınıf mücadelesi kavramsal olarak sadece karşıt sınıfları hedef alan ve tek başına burjuvaziye ve onun sömürü çarkının ortaklarına yönelen bir pratik alanı değil çok kapsamlı şekilde burjuvazinin uzantısı olan sosyal, siyasal ve kültürel tüm dönüşüm süreçlerini de kapsayan bir olgudur. Bu kapsamdan ötürüdür ki, devrim iddiasına sahip olmak, özü itibari ile devrimciliği bir kimlik olarak sahiplenmeyi ve bu kimliğe uygun şekillenmeyi gerekli kılar.

Kadınların Aleksandra Kollontay'a borcu;Kadının kurtuluşu

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 107. yılı, bugünün gerçekleşmesinde birinci dereceden payı olan ve 9 Mart 1952 yılında ise aramızdan ayrılan Aleksandra Kollontay’ın ise 65. ölüm yıldönümü vesilesiyle...

Altın Eller ile Kanlı Eller

Anadolu'da yaşayan,ama bugün varlıklarınan söz edilemeyen kadim halklardan Ermeni'ler,Süryani'ler,Yahudi'ler,Rum'lar,Ezidi'ler üretken,yaratıcı,sanatkar topluluklardı.Yüz yıl önceden inşa edilen saraylar,kiliseler,yalılar,köşkler,binalar tüm tarihi dokunun gerçek sahipleri olurken,bu zenginliklere tepeden inme bir şekilde el konmuş,bunları inşa eden Altın elleri adım adım tarih sahnesinden silmiştir.Var olanın üstüne aradan yüz yıl geçmiş olmasına rağmen hiç bir zenginlik-değer inşa edememiş ancak kan akıtmakta maharetli olduğunu göstermiştir.Önce Ermeni'leri,Süryani'leri,Yahudi'leri,Rum'la

İdeolojinin kadrosu olmak

Devrim gerçekleştiren komünist parti tarihleri incelenip araştırıldığında küçük burjuva ideolojisinin yönetim düzeyinde ve kolektifte etkili olmaya çalıştığı, egemen olduğu dönemlerin yaşandığı görülür. Proletarya partisinde silahlı savaşın bir savaş çizgisi olarak egemen olmadığı, burjuva-feodal sistemden ve onun ideolojisinden TAM KOPUŞ sağlanamadığı süreçlerde tasfiyeciliğin kısa süreli de olsa etkili olduğu ve olmaya çalıştığı dönemler yaşanmıştır. Bundan sonra da yaşanma olasılığının mümkün olduğu bilinmelidir.

Yetersiz ve eksikliği itiraf etmekten korkmak!

"Şimdi esas mesele öncünün kendi üzerinde çalışma, kendisini yeniden biçimlendirmede yetersiz hazırlığını, yetersiz becerisini açıkça itiraf etme, görevinden çekinmemesinde yatmaktadır." (Lenin)

Sayfalar